Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4488 E. 2018/2575 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4488 Esas
KARAR NO : 2018/2575
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU(KAPATILAN) 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI : 2015/146 E. – 2017/93 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “müvekkilinin …isimli sinema eserinin 04.07.1996 tarihli devir gereği tüm kullanım haklarını elinde bulundurduğunu, bu filmin davalı tarafça dava dilekçesi ekinde yer alan çizelgede yazılı gün ve saatlerde davalıya ait … kanalında izinsiz yayınlandığını, bu yayınlar nedeniyle müvekkilinin FSEK’ten doğan haklarının ihlal edildiğini” iddia ile FSEK 68.maddesi gereği 3 kat hesabı ile şimdilik 500 TL telif tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, muhtemel tecavüzün men’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “müvekkilinin … isimli TV kanalının ticari ve iktisadi varlıklarını TMSF’den ihale yoluyla ve ihale bedelinin yatırıldığı tarih olan 29.07.2011’de devraldığını, bu tarihten öncesinden sorumlu olduğunu, dolayısıyla müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini” savunarak husumet yokluğundan dolayı davanın usulden reddini istemiş ve ayrıca zamanaşımı itirazı ile esasa dair savunmada bulunmuştur.
Mahkemece yayın tarihleri konusunda RTÜK’ten bilgi sorulduğu ve RTÜK tarafından verilen 02.10.2015 tarihli cevabi yazıda yanı tarihinden itibaren 1 yıl geçen yayınlara ulaşılamadığını, 6112 sayılı yasanın 25.maddesi gereğince, yayın kuruluşlarının saklama yükümlülüklerinin de 1 yıl olduğunun” bildirildiği görülmektedir.
Mahkeme 18.04.2017 tarihinde, “davalının … logolu TV’yi TMSF’den 29.07.2011’de ihale ile aldığı, dava konusu filmlerin bu tarihten önce, 2009 yılında yayınlandığının iddia edildiğini, TMSF ile davalı arasındaki sözleşmenin 5.maddesi gereği bu tarihten önceki borçların, ihaleyi kazanan davalıya ait olmadığı, talep edilen telif ücretinin TMSF Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik’in 25.maddesinde sayılan borçlardan da olmadığı” devirden önceki borçlar nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davalının taraf sıfatı bulunmadığı ve bu hususun re’sen dikkate alınması gerektiği” gerekçesiyle HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafında, ” sözleşmenin 5.kısmın ilk paragrafında, kurulun ihaleyi onay tarihinde … TV iktisadi ve ticari bütünlüğünün mülkiyetinin tüm fayda ve zararlarla birlikte ihaleyi kazanana geçtiği” hükmünün yer aldığı, aynı sözleşmenin 6.4 maddesi hükmüne göre de ihaleyi kazanan …TV Ticaret ve İktisadi Bütünlüğü arşivinde bulunan eserlere ilişkin hakların kullanılmasında FSEK ve ilgili mevzuat hükümlerine riayet edileceğinin yazılı olduğunu, mahkemenin, TMSF’den gelen sözleşmenin 5.maddesindeki “ihaleyi onay tarihine kadar devre konu sözleşmelerden doğmuş ve doğacak tüm alacak ve yükümlülükler borçlulara, bu tarihten sonra doğacak tüm alacak ve yükümlülükler ise ihaleyi kazanana ait olacağına dair hükmü karara dayanak yaptığını, ancak ortada sözleşmesel bir alacağın değil, bir haksız fiilin mevcut olduğunun ve TMSF devrinde de haksız fiiller için bir istisna getirilmediğini, davalı tarafın konuyla ilgili sözleşmeyi dosyaya sunmadığını, davalının ticari defter ve kayıtlarına da dayandıkları halde, filmin yayınına ilişkin kayıtların, davalı şirket kayıtlarından celp edilmemesinin de başka bir eksiklik olduğunu, davalının taraf ehliyetinin bulunduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğunu, müvekkilinin … maddi varlıklarını, her türlü ayıptan ari olarak devraldığını, bu hususun sözleşmenin 6.1. maddesinde açıkça yazılı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu filmlerin hangi saatte yayınladığının da davacı tarafça ispat edilemediğini” savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, dava konusu filmlerin izinsiz olarak gösterildiği iddia olunan … adlı TV kanalının hukuken davalıya devir tarihinin 29.07.2011 olduğu, filmlerin gösterimlerinin bu tarihten önce olduğu, bu tarihten sonra gösterim yapıldığına dair dosyada bir delile rastlanmadığı, hukuka aykırı olduğu iddia edilen eylem, tv’de izinsiz film gösterimi olmakla, özünde bir haksız fiil olduğu, bu nedenle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik’in “Geçmiş dönem borçları” başlıklı 25.maddesinin de somut olayda uygulama yeri bulunmadığı anlaşılmakla, Yargıtay 12.HD’nin 28.05.2007 tarih ve 2007/8291 E., 2007/11054 K.sayılı içtihadı da dikkate alınarak, aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/11/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.