Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4476 E. 2020/725 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4476 Esas
KARAR NO : 2020/725
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI : 2016/566 2017/432
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi ile üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, bu çerçevede davalıya pos cihazı verildiğini, davalının mail order ile müşterilerinin kartından bilgileri haricinde çekim yapıp ürün teslim etmediğini, bu kişilerin durumla ilgili itirazları olduklarını, buna rağmen davalının ilgili tutarları müşterilerine iade etmediğini, ayrıca satış belgesi de ibraz etmediğini, söz konusu bedellerin müvekkili tarafından müşterilerine iade edildiğini ve davalının ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, mail order nedeniyle müşterilere yapılan ödemelerin tamamının müvekkilince bankaya ödendiğini, bu nedenle davacının bir alacağı bulunmadığını, davacının kötüniyetli olarak bu takibi başlattığını bildirerek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında üye işleri sözleşmesi bulunduğu, bilirkişi raporunda ihtilafa konu silip chageback ve itiraz dilekçelerinin eşleştirilemediği, davacının alacağının tespiti için eksikliklerin giderilmediği, ek raporda ise davacının bir kısım belgeler ibraz etmiş ise de, kendi içinde eşleştirilmemiş olması nedeniyle somut bir alacak tespiti yapılamadığı yönünde görüş bildirildiği, buna göre davacının davasını usulüne uygun olarak kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; uzman olmayan bilirkişiden rapor alındığını ve itirazların dikkate alınmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 8.337,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 8.840,15 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak kredi sözleşmesi ve ihtarnamenin gösterildiği, davalı vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 28/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın 8.337,00 TL’nin açılımına ilişkin kredi fark numaraları, işlem tarihleri ve harcama bedelleri, kart hamillerinin itiraz dilekçesi, mail order talimatları, satış belgeleri ve chageback belgelerini ibraz etmesi gerektiği, mevcut delillere göre alacağını ispatlayamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının eksik belgeleri ibraz etmeksizin mevcut belgelere göre alacağın tespitini istediği, bildirilmesine rağmen davacı bankanın istenen belgeleri göndermediği, davacı bankanın kargo marifetiyle bir kısım belgeler gönderdiği, ancak bunun da kendi içinde eşleştirilemediği, dosya içeriğinde bulunan 8 adet silip belgesinin toplamının ise 4.800,00 TL olup tek tek chageback belgeleriyle eşleştirilemediği için somut alacak tespitinin yapılamadığı, bu nedenlerle dosyadaki mevcut delil durumuna göre kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalının mail order ile müşterilerinin kartından bilgileri haricinde çekim yapıp ürün teslim etmediğini, müşterilerin talebi üzerine banka tarafından müşterilere ödeme yapıldığını, bu ödemelerin tahsili için davaya konu icra takibini başlattığını iddia etmiş, davalı taraf ise banka tarafından yapılan ödemelerin müvekkilince bankaya ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.Dava konusu alacağın varlığının tespiti için mahkemece dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi davacı bankanın bir kısım belgeleri ibraz etmesi gerektiğini, mevcut belgelerle alacağın kanıtlanamadığı yolunda görüş bildirmiş, daha sonra bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda ise davacı tarafın bir kısım belgeler sunmuş ise de, bu belgelerin tek tek chargeback belgeleriyle eşleştirilemediği, somut olarak alacağın tespitinin yapılamadığı yolunda görüş ve kanaat bildirilmiş, mahkeme ise rapor ve ek raporu esas alarak davanın reddine karar vermiştir. Gerçekten de dosya içeriğinden ve alınan bilirkişi raporlarından davacının davasını kanıtlayamadığının anlaşıldığı, kaldı ki davacı vekili istinaf dilekçesinde sadece uzman olmayan bilirkişinin rapor düzenlediği ve itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüş olup raporu düzenleyen bilirkişi bankacı olup sunulan belgeler doğrultusunda da ek rapor alındığı gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/03/2020