Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4475 E. 2020/565 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4475 Esas
KARAR NO : 2020/565 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI : 2015/144 E. – 2017/110 K.
DAVA: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ: 10/07/2015
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN
2015/95 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması
DAVA TARİHİ: 13/05/2015
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı taraf vekili dava dilekçesinde; … markalı ürünlerin pazarlanması, satışı ve distribütörlüğü konusunda münhasır lisan hakkı sahibinin müvekkili olduğunu, …Şirketinin müvekkilinin izni olmadan ve herhangi bir yetkili satıcılık belgesi ya da lisans hakkı olmadan … ve müvekkili tarafından Türkiye de satışa sunulmamış olan Amerika piyasasına ait olan ve bu bölgede satışa sunulan ürünleri Türkiye de sattıklarını tespit ettiklerini bunun üzerine Bakırköy 1 FSHHM nin 2015/95 Esasına kayıtlı dava açtıklarını, bu davaya verilen cevapta ürünlerin …Ticaret A.Ş den alındığının beyan edildiğini, davalının Türkiye piyasasına sunulmayan, Türkiye de marka hakkı tüketilmeyen malları izinsiz olarak tüketicilere arz ettiğini, müvekkilinin yıllar süren emek, çaba ve mesaisi ile oluşturduğu marka imajından haksız olarak faydalandığını, marka ve lisans hakkı sahibinin rızası ile malları getirmediği için bu mallara ilişkin yedek parça, tamir, tadilat ve satış sonrası hizmetleri de sağlamayarak, distribütör ve lisans sahibinin maddi manevi yükümlülüklerini taşımayarak haksız rekabete neden olduğunu, davalının müvekkilinin markadan doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin ve haksız rekabetin tespitini, tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasını, tecavüzün giderilmesini, …. markalı dava konusu ürünlerin davalı tarafından satışının engellenmesini, Türkiye sınırları içinde ticaret mevkiine konulan tecavüz oluşturan ürünlere gümrükler de dahil olmak üzere bulundukları her yerde el konulmasını, el konulan ürünlerin imhasını, davalının devam eden tecavüz eylemlerinin önlenmesini, dava neticesinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında baskı yapan yüksek gazetelerden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin orjinal ürünlerin satışı yaptığını, hakkı zedeleyici herhangi bir işlem gerçekleştirmediğini, müvekkilinin iltibas oluşturacak bir fiilde bulunmadığını, marka hakkı sahibinin piyasaya sunduğu orjinal ürünlerin satışını yaptığını, müvekkilinin marka hakkını ihlal edecek ya da haksız rekabete yol açacak herhangi bir eylemi olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 25.04.2007 tarihinde Türkiye’de kurulan bir şirket olduğunu, davalı şirketin marka ve lisans hakkı sahiplerinin rızası olmadan herhangi bir yetkili satıcılık belgesi ya da lisans hakkına dayanmadan … ve müvekkil şirket tarafından Türkiye’de satışa sunulmamış olan Amerika Piyasasına /Amerika Koleksiyonununa ait (iki model hariç ) olup sadece bu bölgede satışan sunulan ürünleri, Türkiye’de ” … ” adlı mağazalarında sattıklarının tespit edildiği, müvekkilinin saklı tutulan her türlü tazminat talebi dikkate alınarak ileride açılabilecek bu neviden davalara esas teşkil etmesi anlamında 556 sayılı KHK.nın 65 maddesi uyarınca … markalı dava konusu ürünlerin , marka hakkı sahibinin izin ve rızası olmadan Türkiye’de piyasaya sunulması neticesinde inhisarı lisans alan marka hakkı sahibinin uğramış olduğu zararın belirlenmesi anlamında, davalının , markanın kullanılması ile ilgili belgelerin müvekkile verilmesinin istenmesini TTK.’nın 55 maddesi uyarınca davalı şirketin eylemleri ile oluşan haksız rekabetin hükmen tespitine, davalı eylemleri ile oluşan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasına, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 556 sayılı KHK.nın ve TTK.nın ilgili maddeleri uyarınca ,davanın neticesinin giderinin davalıdan tahsili ile Türkiye Cumhuriyeti çapında baskı sayısı yüksek gazetelerden birinde ilan yolu ile kamuya duyurulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf birleşen davada cevap dilekçesinde ;müvekkili tarafından markadan doğan herhangi bir hakka tecavüz teşkil eden fiilde bulunulmadığını, müvekkili tarafından satışa sunulan ürünlerin orjinal ürünler olup fatura ile birlikte satın alındığını, 556 sayılı KHK.nın 12 madde gereği dürüstçe satımda bulunduğunu, marka ihlali olmadığından davanın reddini, talep etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2015/144 Esas- 2017/110 Karar sayılı kararıyla; ” davalı tarafların piyasaya sunulan ürünleri sahte ürünler olduğu kanun dışı yollardan Türkiye ithal edildiği davacı tarafından ispat edilmemiş olup, ürünlerin amerikan piyasasında ürünler olup, söz konusu ürünlerin … markasıyla orjinal olarak satışa sunulması sadece amerikan piyasası içinde yer alan ürünlerin Türkiye de satılması ürünlerin orjinal olmak kaydıyla markaya yönelik tecavüz ve lisans sözleşmesinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturması mümkün olmayıp, .. markalı ürünler Türk piyasasında satıldığı, ürünlerin farklı türden olması tükenme ilkesini engellemeyeceği ” gerekçesiyle tüm talepler yönünden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … tarafından Avrupa, Asya ve Amerika bölgeleri için farklı ürünler üretildiğini ve bu ürünler hangi bölge için üretilmişse sadece o bölgede satışa sunulduğunu, bu nedenle … markalı ürünlerin bazı serilerinin Avrupa ve Türkiye piyasasına hiç sunulmadığını,-556 Sayılı KHK 13. Maddesinde “Türkiye’de piyasaya sunulmasından sonra denilmek suretiyle ülkesel tükenme hakkının benimsendiğini, tükenmenin markanın kendisinde değil markayı taşıyan somut mallar için söz konusu olacağını, -“…. NV”nin dosyaya sunduğu 10/04/2015 tarihli yazısında da görüleceği üzere, davalı tarafından satışı yapılan bu malların yetkili marka yada lisans sahibi tarafından Avrupa ve Türkiye piyasasına sunulmadığını ve bu konuda rızalarının bulunmadığını, marka hakkının tüketilmediğini, -davalı tarafın, yargılamanın başından beri bu ürünlerin Türkiye’ye ithalinin marka sahibi şirketin izni ve onayıyla yapıldığını gösterir tek bir delilin sunulmadığını, bu ürünlerin gümrük yasa ve yönetmeliğine göre ithalatının gerçekleştirildiğini de ispat edemediklerini, mahkemenin ticaret kanallarının açıklanmasıyla ilgili ara kararını yerine getirmediklerini, müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davalı …. Tic. A.Ş. Vekilinin istinafa cevabında; … markasının Türkiye’de bir kez satışa sunulmasından sonra marka hakkının tamamen tükendiğini, davaya konu ürünlerin dava dışı … Ltd. Şti.’ne iade edildiğini, -davacı vekilinin 556 Sayılı KHK’yı kötüniyetli olarak dar yorumladığını, marka hakkının tüketilmesi ilkesinin içini boşaltmaya çalıştığını, Yargıtay kararları ile, markalı malların yurt içinde piyasaya sunumunun bir kez yapılması halinde, yurt dışında piyasaya sunumu yapılan markalı mallar üzerindeki hakkın da tükeneceğinin kabul edildiğini, (Yargıtay 11.HD’nin 200/1954 Esas-2000/5242 Karar sayılı kararı, ve 12/03/1999 tarihli 1998/1997 Esas-1999/2098 Karar sayılı kararı) Yargıtay tükenme ilkesini model bazında değil marka bazında yorumladığını,-marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşmadığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafa ait marka kayıtlarından; markanın 2008/65839 sayıyla 18.sınıfta 13.11.2008 tarihinden itibaren 197229 sayıyla …. şekil markasının 7 ve 9.sınıfta 28.04.1998 tarihinden itibaren 2008/42501 sayıyla … markanın 16,18,25.sınıfta 2008 tarihinden itibaren 2001/06640 … markasının 18,25.sınıfta 12.04.2001 tarihinden itibaren, 95790 … markasının 9 ve 18.sınıfta 09.02.1997 tarihinden itibaren, 96268 … şekil markasının 9 ve 18.sınıflarda 09.02.1997 tarihinden itibaren tescilli olduğu halen geçerliliklerini korudukları anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 17/05/2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunda; davalılardan … firmasının …. liftwo-2sip 200 adet çanta alındığı ve …. firmasına 49 adedinin satıldığı yine … aspira sport sip ürününden 120 adet alındığı … firmasına 25 adetinin satıldığı, … gravtec spinner 40 adet alındığı ve … firmasına 20 adedinin satıldığı yine … cruisair ürününden 50 adet alındığı ve Orallar firmasına 25 adedinin satıldığı yine … piksel cube sp ürününden 40 adet alındığı Orallar firmasına 18 adedinin satıldığı, … inova ürününden 20 adet alındığı ve orallar firmasına 9 adedinin satıldığı, … gravtec 3 ürününden 40 adet alındığı orallar firmasına 12 adedinin satıldığı, … 2-pc carbonite sp ürününden 60 adet alındığı orallar firmasına 2 adedinin satıldığı, … luggage expandaple ürününden 95 adet alındığı orallar firmasına 13 adet satıldığı, toplamda davalı … 812 adet … marka ürünü dava dışı … Ticaret Ltd. Şirketinden fatura karşılığı satın alındığı 222 adetinin birleşen dosya davalısı … A.Ş ye satıldığı, söz konusu ürünlerin Amerikan bölgesi için üretilen ürünler olduğu, davalı tarafın davaya konu ürünlerin amerikan pazarında fatura karşılığı temin edilerek satılmasının marka sahibi ile onun izniyle münhasır lisans hak sahibi tarafından Türkiye de piyasaya sunulmamış mallar söz konusu olduğundan marka hakkının tükenmediği beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince kök rapora itirazlar üzerine alınan 30/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; bilirkişi heyeti davalı … şirketinin ürünleri satın aldığını beyan ettiği Kavaklı şirketinin adresinde inceleme yapıldığı, ve … Şirketinin ürünleri dava dışı …Ltd. Şti. Ve …..Ltd. Şti. ‘den satın aldıklarını beyan ettiği, kayıtlardan toplam fatura karşılığı 774 adet ve numune ürünlerden 38 adet ürün olmak üzere toplam 812 adet ürün alındığı ve … Ticaret AŞ ye satıldığı, 10/04/2015 tarihli … NV’nin yazısından söz konusu ürünlerin Avrupa pazarında tüketicilere dağıtılmadığı yapılan gümrük kayıtları incelemesinde durumun tespit edildiği, davalı kavaklı dış ticaretin davaya konu ürünleri ithal etmediği, beyan edilmiştir. 556 sayılı KHK’ nın 13.maddesinde düzenlenen tükenme hakkında; markanın bir ürün üzerine izinsiz olarak konulmasını markanın ihlal oluşturabilecek şekilde kullanılmasını yasaklamaya yetkili olsa bile kendisi tarafından veya onun izniyle bir mal üzerinde marka konularak piyasaya sürüldükten sonra belli bir coğrafi bölgede o malın başkaları tarafından alınıp satılması tedavülünün önlenmesi, başka bir ifadeyle herhangi bir malı bir kez sattıktan sonra piyasaya sürdükten sonra belli bir coğrafi bölgede artık o malın müteakip satışlarına el değiştirilmesine, 2.3. el satışlarına engel olunamaz.
G E R E K Ç E : Davacı şirketin Türkiye’de lisans alan ve distribütörü olduğu, Türkiye’de ve Avrupa piyasasında satılmayan …. marka ürünlerin davalı ve birleşen davanın davalısı tarafından satılarak, müvekkilinin markadan kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini ve haksız rekabette bulunulduğunu beyanla markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti , durdurulması, sonuçlarının giderilmesi, hükmün ilanını talep ettiği, ilk derece mahkemesince marka hakkının tükendiğinden bahisle davanın ve birleşen davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl dava ve birleşen davada davalı tarafın elinde bulunan … markalı ürünlerin, marka hakkı tüketilerek ve hukuka uygun şekilde davalıların elinde bulunup bulunmadığının tespitinden kaynaklanmıştır. Davalılar ürünlerin orjinal olduğunu, dava dışı … şirketinden faturalı olarak satın alındığını, marka hakkının tükendiğini savunmuştur. Davacı taraf ise davalılar elinde bulunan ürünlerin Türkiye piyasasına sunulmadığını, Amerika piyasası için üretildiğini, marka hakkının tükenmediğini ileri sürmüştür. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde ibraz edilen, davacının distribütörü olduğu … NV tarafından düzenlenen, 10 Nisan 2015 tarihli yazı tercümesinden; …, … , …, …, … Genişleyebilen 2’li … Set , … 3’lü set, … 2’li set, …2 (3’lü set), … modellerinin Türkiye’de tedarik ve arz edilmediğini, ABD Koleksiyonu için üretildiğini, … ABD’nin dağıtım ağı içerisinde bulunduğunun beyan edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, davalı … marka davaya konu ürünlerin 812 adedini, dava dışı … Ticaret Ltd. Şirketinden fatura karşılığı satın aldığı, 222 adetinin birleşen dosya davalısı … A.Ş ye satıldığı, … Şirketinin ürünleri dava dışı …Ltd. Şti. Ve …Ltd. Şti. ‘den satın aldıklarını beyan ettiği, kayıtlardan toplam fatura karşılığı 774 adet ve numune ürünlerden 38 adet ürün olmak üzere toplam 812 adet ürün alındığı ve … Ticaret AŞ ye satıldığının tespit edildiği anlaşılmışsa da, … şirketinin ürünleri satın aldığı … ve …Şirketinin bu ürünleri marka sahibi olan ve Amerika’da satış yetkisi bulunan … ABD’den usulüne uygun ithalat zinciriyle ithal edip etmediklerinin tespit edilmediği, somut olayda ürünlerin Türkiye Piyasasına satışı bulunmayan ürünlerden olduğu ispatlanmakla, ispat yükünün davalılarda bulunduğu, mahkemenin 24/01/2017 tarihli ara kararıyla davalı … vekiline paralel ithalata ilişkin ithalat belgelerinin sunulması, ithal eden firmanın bildirilmesi halinde defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ek rapor alınmasına aksi halde mevcut raporla yetinilmesine karar verdiği ancak davalı vekilinin 31/01/2017 tarihli dilekçesinde “ürünlerin hangi firma tarafından ithal edildiğinin tespiti oldukça zordur. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, müvekkilin söz konusu ürünleri hangi firmadan hangi tarihte satın aldığı beyan edilmiş, ancak … Tic. A.Ş.’nin ürünleri hangi tarihte hangi firma tarafından Türkiye’ye ithal edildiğinin tespiti hayatın olağan akışına aykırıdır.” beyanı üzerine ara karardan rücu edildiği görülmüştür. Mülga 556 Sayılı KHK 13. Maddesi gereğince; marka hakkının tükenmesi için, ürünlerin orijinal olması, davalı tarafça marka sahibinin veya onun izni ile ABD’de tek satıcı yada lisans sahibinin izni ile ve yasal gümrük prosedürü izlenerek ithal edildiğinin ispatı gerektiği, davalıların ürünlerinin dava dışı Kavaklı şirketinden, … Şirketinin de, dava dışı ….Şirketinden bu ürünleri satın aldığı anlaşılmakla, mahkemenin bu şirketlerden ürünlerin ithalat işlemine ilişkin Gümrük Beyannameleri ile diğer belgeleri celp ederek, ürünler üzerinde ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırarak, ürünlerin orijinal olup olmadığını, malların değiştirilerek veya kötüleştirilerek satılıp satılmadığını ve paralel ithalat yoluyla usulüne uygun şekilde Türkiye’ye getirilip getirilmediğini tespit ederek hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile marka hakkının tükendiğinden bahisle davanın reddi kararı yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2015/144 Esas- 2017/110 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 49,00 (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 134,70 TL’nin asıl ve birleşen dava davalılarından müştereken alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.