Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4466 E. 2020/573 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4466 Esas
KARAR NO: 2020/573 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2017
NUMARASI: 2015/56 E. – 2017/34 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının senaryo çalışmalarını müvekkiline gösterdiğini, müvekkilinin bu çalışmaların kitap yapılabileceğini davalıya söylediğini ve davalının kitap olarak önerilen projesini yazmaya başladığını ve müvekkilini arayarak yardım istediğini, davalının elde edeceği net telif gelirinin % 25’ni müvekkiline vermeyi, eğer kitaplar film ya da dizi olursa oradaki gelirin % 50 ni vermek şeklinde çalışmayı kabul ettiğini, davalının yazılı anlaşma metnini getirmediğini, ancak iki kitabın bitiminden sonra mail aracılığıyla bu anlaşma metnini gönderdiğini, gönderilen anlaşmada % 50 lilik anlaşma sözünün yer almadığını bu nedenle reddedildiğini, davalının 3 kitabı için müvekkilinin editörlüğünden büyük ölçüde yararlandığını, davalının üç kitabından ödemesi gereken ancak ödemediği 5.422,00 TL borcunun bulunduğunu iddia ile, müvekkilinin editörlüğünü yaptığı … ve … isimli iki adet kitabın taraflar arasında ki anlaşma uyarınca 5.400,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile tazminini ve müvekkilinin editörlük ücretinin davalı telif bedelinin % 25’i olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 03/01/2016 tarihli dilekçesi ile, başta 5.400,00 TL olan talebini, 238.200,00 TL arttırarak, 243.600,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetinden davacının yararlandığını, müvekkilinin davalıya defalarca teklif götürdüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının teklifte bulunduğunu, … isimli kitapta çok sayıda davacının hata yapması nedeniyle yayınevine müvekkili hakkında çok sayıda şikayet maili gönderildiğini, yayıncı şirketin müvekkilinden editör değişikliği yapmasını istediğini, bu nedenle … isimli kitapta davacının editör olarak isminin yer almayacağını, bu durumun davacının bu durumdan rahatsız olduğunu, taraflar arasında editörlük hizmetine ilişkin herhangi bir yasal anlaşma bulunmadığını, davacının delil olarak göstermiş olduğu maillerin müvekkilinin iyi niyeti sonucunda gönderildiğini, hukuken bağlayıcılığı bulunmadığını, davalının müvekkilinin telif hakkının % 25 lik kısmının editörlük hizmeti için ödenmesi gerektiği yönünde ki iddiasının hukuka uygun olmadığı için kabul edilemez olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini, müvekkilinin yazarlığını yaptığı … ve … isimli kitaplar için editörlük hizmet bedelinin piyasa koşullarına göre bir kereye mahsus ödeme olarak hakkaniyete ve hukuka uygun olarak tespit edilmesini ve müvekkilinin davacı-k.davalıya bugüne kadar yapmış olduğu ödemelerin bu bedelden mahsup edilmesini talep ve karşı dava etmiştir. İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2015/56 Esas- 2017/34 Karar sayılı kararıyla; “Asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalının eser sahibi olduğu … ve … isimli kitapların davacının editörlük ücretinin takdiren 25.000,00’er TL’den toplam 50.000,00 TL olduğunun tespiti ile, davalı yanca davacıya ödenen 6.400,00 TL ücretin düşümüne ve 43.600,00 TL bakiye alacağın 5.400,00 TL.’sine dava tarihinden itibaren, 38.200,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, -Karşı dava yönünden, davalı/karşı davacının editörlük ücretinin asıl davada hakkaniyete uygun şekilde tespit edilmesi sebebi ile, konusu kalmayan karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin bilirkişi raporunda yer almayan bir ifadeyi kararının üçüncü sayfası 5.fıkrasında kullandığını, bununu büyük bir maddi hata olduğunu, bilirkişi raporundaki üç yerde ” Telif ücretinin %25 editörlük ücreti olarak kararlaştırılması şeklindeki bir düzenlemeye her ne kadar sektör ve piyasa koşullarında pek rastlanmasa da sözleşme özgürlüğü çerçevesinde bu oranın kararlaştırılması mümkün görülebilir” beyanı ve “… ve … kitaplarının yayıncısı olan …nin Sayın Mahkemeye bildirdiği telif ödemelerinin (667.800.00 TL +333.368.00 TL’nin yüzde yirmi beşi ve kitabın ilk baskısını yapmış olan … tarafından yazara ne kadarlık bir ödeme yapıldığının tespiti ile belirlenecek tatar da göz önüne alınarak bir hesaplama yapılabileceği” şeklinde görüş bildirilmesinden sonra davayı ıslah ettiklerini, -mahkemenin gerekçeli kararının 5. Sayfası son paragrafındaki taraflar arasında sözleşme düzenlenmediğine dair ifadenin de, dosyaya sunulan davalı tarafın 29/11/2014 tarihli e-mail ve bilirkişi raporu karşısında gerçeklere uygun olmadığını, -mahkemenin tazminat hesabının gerekçesi ve dayanağının bulunmadığını, mahkemenin taraflar arasında sözleşme olması durumunda rayiç bedel araştırması yapmasının yada sözleşmeye müdahale etme yetkisinin bulunmadığını, -yargılamanın sözlü yargılama yapılmadan bitirildiğini, -mahkeme reddetse dahi taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca tarafların iki yıla yakın çalıştığını, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini,, davalının müvekkilinin edimini yerine getirdikten sonra caymaya çalıştığını, davalının hukuki temeli olmayan bu tavrının korunamayacağını, davalı tarafın 2014 tarihinde müvekkiline elde ettiği gelirin yüzde 25’ini kendisine telif olarak ödeyeceğine ilişkin bir mail gönderdiğini ve bu maili de delil olarak gönderdiğini açıkça bildirdiğini,müvekkilinin iki buçuk yıl çalışarak kendi edimlerini başarıyla yerine getirdiğini, kitabın piyasa koşullarında çok rastlanmadık bir biçimde çok başarılı olduğunu, davalının çok yüksek telif geliri elde ettiğini, eğer ortada bir başarı söz konusu ise bunda müvekkilin de payı olduğunu, kitapların ön sözünde müvekkili ile ilgili bu hususa yer verildiğini, -bilirkişilerin raporlarında taraflar arasındaki şifahi sözleşmenin %25 olduğunu ve bu konuda hem tanık beyanları hem dosyadaki maillerin bu konuyu desteklediğini bu konunun kesin olduğunu sektörel olarak %25 anlaşmasının rayiçlerin çok üstünde olduğunu ancak sözleşme hürriyeti çerçevesinde sözleşmenin geçerli olduğunu belirttiklerini, davacı taraf olarak hiçbir zaman sözleşmenin piyasa Rayicine uygun olduğunu iddia etmediklerini, %25 anlaşmanın rayiçlerin üstünde olduğunu ancak yapılan işin asla bir klasik editörlük işi olmadığını, -davalının gabin savunmasının yerinde olmadığını zaten bu savunmadan sonradan vazgeçtiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın ıslah edilen kısmıyla kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin davacı tarafın istinaf dilekçesine cevabı ile asıl ve karşı dava yönünden istinaf dilekçesinde; davacının dava konusu kitapların tüm baskıları üzerinde editörlük ücreti hakkı olduğunun kabul edilmesinin, kendisine eser sahibiymiş gibi bir hak tesis edilmesi ile aynı anlama geldiğini, bilirkişi raporu ile editörlük hizmetinin eser sahipliği bahşetmediğinin saptandığını, taraflar arasında şifahen bir sözleşme yapılmış olduğu kabul edilecek ise bu dönemin 2014 yılı ile sınırlı olduğunun kabulünün de hukuken zorunlu olduğunu, dosyada davacının tüm baskılar için ücret alacağı olduğu iddiasını destekleyecek tek bir somut delil dahi bulunmadığını, kaldı ki davacının yaptığı eksik ve hatalı çalışma sebebi ile dava konusu kitap için başka bir editörden hizmet alınmak zorunda kalındığının ispatlandığını, – Bilirkişi raporunda telif ücretinin %25’i olarak belirlenmiş bir editörlük ücretinin sektördeki rayiç fiyatların üstünde olduğu, ayrıca sektörde genelde editörlere bir kerelik ödeme yapıldığı, her baskı sonrası editöre yeni bir ödeme yapılması yönünde bir uygulamanın olmadığının açık bir şekilde belirtildiğini, – Tarafların net olarak editörlük ücreti olarak kitapların tüm baskılarının telif ücretinin %25’nin ödeneceği yönünde bir anlaşmaya vardıkları sonucunun mail yazışmalarından çıkartılmasının hukuken mümkün olmadığını, -taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunda her ne kadar piyasa koşullarına göre yüksek bir ücret olsa da, yerel mahkeme kararının 50.000 TL. ücret belirlenmesi ile ilgili kısmının onanmasını talep ettiklerini, – mahkemenin asıl davanın kabul edilen kısmına ilişkin kararının, karşı davanın da kabulü anlamına geldiğini, mahkemenin davanın konusuz kaldığına karar vererek haksız olduklarından bahisle 2.860 TL davacı-karşı davalı yararına vekalet ücretine hükmetmesinin yerinde olmadığını, davaya devam ederek müvekkilinin haklılığının tespiti gerektiğini, -mahkemenin asıl dava yönünden davacı vekalet ücretini fazla, müvekkilinin vekalet ücretini de 8.580 TL olarak eksik hesapladığını, -müvekkili ve eşinin toplam 9.074,85 TL ödediği sabit olmasına rağmen 6.400 TL ödemenin mahsup edilmesinin de yerinde olmadığını, beyanla, asıl davada kararın editörlük hizmet bedeli olarak 50.000 TL’ya hükmedilen kısmının onanmasına, 9.074,85 TL’nın mahsubuna, asıl ve karşı davada vekalet ücretine ilişkin kısmın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince editörlük ücretinin ne miktarda olacağı hususunda İstanbul’da bulunan bilinen yayın evlerine tezkere yazılmış, ortalama 3-5.000,00 TL olacağı yolunda cevap verilmiş, ayrıca …nden verilen cevaptan da dava konusu … isimli kitabın 212.000 adet baskısının yapıldığı, 209.000 adet satışının yapıldığı, davalıya 667.800,00 TL telif ücreti ödendiği, … adlı kitabın da 150.000 adet baskı yapıldığı, 140.000 adet satış yapıldığı ve davalıya 333.368,00 TL telif ücreti ödendiği, yolunda bilgi verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince davacı ve davalı tanıklarının yeminli ifadelerinin alındığı, davacı tanığı … ifadesinde, davacıyı çok eskiden bu yana tanıdığını, eğitimine ve bilgisine güvendiğini, kimsenin yardımına ihtiyaç duymadığını, normalden çok daha yoğun çalışarak davalının kitaplarının tashih işlemini yaptığını, ancak aralarında sözleşme düzenlenmediğini, kendisinin uyarıda bulunduğunu, e-posta yazışmaları ile ücretin belirlendiğini, … ise, kitapların tashihi için tarafların şifahen anlaştıklarını, davacının davalının telif bedelinin %25’ini almak istediğini söylediğini ve anlaşmaya vardıklarını, daha sonra davalının masrafların çok olduğunu söyleyerek 50.000,00 TL vermek istediğini, … ise, davacının kitaplarının tashihi için çok yoğun çaba sarfettiğini, sözleşme yapmasını kendisinin de söylediğini ve davalının kendisine payının %25’ini vereceğini bildirdiğini beyan ettikleri görülmüştür. Davalı tanıklarından …, aralarında herhangi bir sözleşme yapmadan davacının davalıya ait söz konusu kitapların editörlüğünü yaptığını, davalının iyi niyetle davacının tedavisini yaptırdığını, çok faydasının olduğunu, ilk kitabın baskısı bittikten sonra çalışmayı bıraktığını, … ise, …nin sahibi olduğunu, basılı kitaplar dolayısıyla 1.000 kadar editörlük çalışması içerisinde bulunduklarını, genelde editörlük ücretinin en fazla 5.000 TL, maksimum miktarın 15.000 TL’yi geçmeyeceğini, … ise, …nde editör olarak çalıştığını, yayın koordinatörlüğü yaptığını, kitapta mantık hataları olduğunu belirlediklerini ve redaktörün düzelttiğini, editörlük ücretinin kitabın 30.0000 kelimeden az olması halinde 3.000 TL, fazla olması halinde ise 5.000 TL olarak belirlendiğini, gölge yazar pozisyonunundakinin de 8.000 TL bedel hak ettiğini beyan ettikleri görülmüştür. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 08/11/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda ; telif ücretinin %25’i oranında editörlük ücreti kararlaştırılmasının sektör ve piyasa koşullarında rastlanmadığı ve rayiç fiyatların üzerinde olduğunun, sektörde editöre bir kerelik ödeme yapıldığı, her yeni baskı sonrası editöre yeni bir ödeme yapılması şeklinde bir uygulama olmadığının, ancak tarafların arasındaki anlaşmaya göre farklı sonuca ulaşılabileceğini, 29/11/2014 tarihli e-mail ekinde gönderilen 2014 yılı telif bedellerine göre hesaplama yapılarak 20.665 TL ücret hesaplandığı, kitapların tüm baskıları için editörlük ücreti ödenmesi gerektiği kanaatine varılması halinde ise … tarafından bildirilen (667.800,00 TL+333.368,00TL’nın yüzde yirmibeşi) ve kitabın ilk baskısın yapan … tarafından yazara ne kadarlık bir ödeme yapıldığının tespitiyle belirlenebilecek tutar da göz önüne alınarak bir hesaplama yapılabileceğinin beyan edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Editörlük hizmet bedelinin tespiti ve tahsiline ilişkin asıl davada uyuşmazlık; davalının yazarı olduğu “…” ve “…” isimli iki adet eserin editörlük hizmet bedelinin, telif bedelinin %25’i oranında ödenip ödenmeyeceği, telif bedeli üzerinden ödemenin kitapların tüm baskılarını kapsayıp kapsamadığı ve davalı tarafça ödenen telif bedelinin tespitinden kaynaklanmıştır. Taraflar arasında davaya konu kitapların editörlük hizmet bedeli yönünden yazılı sözleşme yapılmadığı ancak davacının davaya konu iki kitap üzerinde editör olarak isminin yazılı olduğu, hizmetin verildiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davalı tarafça da itiraz edilmeyen 29/11/2014 tarihli e-mail’de davalının davacıya “Satış fiyatının %10’u benim ve bu %10’un %25’i senin.Bu maili yasal olarak da kullanabilesin diye yazıyorum” ifadesini kullandığı, yapılacak ödemelere ilişkin tarih ve miktar bilgilerine yer verdiği, mail ekinde 2014 yılı telif tablosunun gönderildiği, sektör bilirkişilerinin bulunduğu bilirkişi heyet raporunda telif ücretinin %25’i oranında editörlük ücreti kararlaştırılmasının sektör ve piyasa koşullarında rastlanmadığı ve rayiç fiyatların üzerinde olduğunun, sektörde editöre bir kerelik ödeme yapıldığının, her yeni baskı sonrası editöre yeni bir ödeme yapılması şeklinde bir uygulama olmadığının açıklandığı, bilirkişi raporunda 29/11/2014 tarihli e-mail ekinde gönderilen 2014 yılı telif bedellerine göre hesaplama yapılarak 20.665 TL ücret hesaplandığı, kitapların tüm baskıları için editörlük ücreti ödenmesi gerektiği kanaatine varılması halinde ise … tarafından bildirilen (667.800,00 TL+333.368,00TL’nın yüzde yirmibeşi) ve kitabın ilk baskısını yapan … tarafından yazara ne kadarlık bir ödeme yapıldığının tespitiyle belirlenebilecek tutar da göz önüne alınarak bir hesaplama yapılabileceğinin beyan edildiği, davacı vekilinin … tarafından bildirilen miktarlar üzerinden 250.000 TL olarak dava değerini ıslah ettiği ancak mahkemece destek yayınevine yazılan müzekkere de dava tarihi itibarıyla sınırlama yapılmadığı, bildirilen telif ödemesinin 06/03/2016 yazı tarihine kadarki dönemi kapsadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; telif ücretinin %25’i oranında editör ücretinin, sektör uygulamasından farklı ve rayiç bedellerin üzerinde olduğunu kabul ettiği ancak davacının yaptığı işin klasik editörlük işi olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Tarafların sözleşme serbestisi ilkesine göre telif bedeli üzerinden ücret belirleyebilecekleri Dairemizce de değerlendirilmiştir. Taraflar arasında e-mail yazışmasından, telif ücretinin %25’i oranında editörlük hizmet bedelinin ödeneceği anlaşılıyorsa da, e-mail ekinde 2014 yılı telif tablosu gönderilmekle, 2014 yılı telif bedelleri üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, davacının devam eden baskılar yönünden de editörlük hizmet bedeli ödeneceğine yönelik iddiasını ispatlayamadığı, dilekçelerinde davacının kitapların ön sözündeki beyanları delil göstererek klasik editörlük hizmetinin çok üzerinde bir iş yaptığını ileri sürdüğü, ön sözdeki davalı ifadelerinin, devam eden baskıların telif ücreti üzerinden de editörlük ücreti ödeneceğini ispatlamayacağı, yayın evlerinden celp edilen emsal ücretler, davalı tanıklarının sektörel rayiçlere yönelik beyanları, bilirkişi raporu, 29/11/2014 tarihli e-mail yazışması ve tüm dosya kapsamından 2014 yılı telif bedelinin %25’i üzerinden hesaplama yapılmasının sözleşmeye uygun olduğu, davacı tarafın devam eden baskıların telif bedeli üzerinden de editörlük ücreti ödeneceğini ispatlaması gerektiği ancak dosya kapsamında bu yönde delil bulunmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Asıl davada ibraz edilen ödeme belgelerinde telif ödeme açıklaması bulunan ödeme belgelerinin toplam 7.472,25 TL olduğu, diğer ödeme belgelerinde açıklama bulunmadığı, telif ödemesi olarak yapıldığı ispatlanamayan harcamaların mahsup edilemeyeceği ancak mahkemece 6.400 TL ödemenin mahsup edilmesinin hatalı olduğu kanaatiyle, asıl davaya yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 50.000 TL editörlük ücret alacağından, 7.472,25 TL’nın mahsup edilerek, 42.527,75 TL’nın 5.400 TL’sının 10/03/2015 dava tarihinden, 37.127,75 TL’sının 03/01/2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça editörlük hizmet bedelinin tespiti ve tahsili davası üzerine, davalı tarafça da “…” ve “…” isimli kitapların editörlük hizmet bedelinin piyasa koşulları dikkate alınarak belirlenmesi talebiyle karşı dava açmışsa da, asıl dava konusu editörlük hizmet bedeli yönünden karşı dava açılmasında davalı-karşı davacının hukuki yararı bulunmadığından ve bu husus 6100 Sayılı HMK 114 ve 115. maddeler gereğince dava şartı olduğundan mahkemece resen dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, asıl davada verilen karar nedeniyle davanın konusuz kaldığına karar verilmesi yerinde görülmemiş, bu husus HMK 355. madde gereğince resen dikkate alınarak, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine, mahkeme kararının resen gözetilen sebeplerle 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4, HMK 355. maddesi gereğince kaldırılmasına, karşı davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, Dairemizce mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmakla vekalet ücreti dairemizce hesaplandığından vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusu hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davalı-karşı davacı vekilinin asıl davada istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-Davalı-karşı davacı vekilinin karşı davada istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE, 4-İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2015/56 Esas – 2017/34 Karar sayılı kararının asıl davada HMK 353/1-b-2 maddesi, karşı davada HMK 353/1-a-4 maddesi ve HMK 355. madde gereğince resen gözetilen sebeplerle KALDIRILMASINA,
5-ASIL DAVA YÖNÜNDEN : -Asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalının eser sahibi olduğu … ve … isimli kitapların davacının editörlük ücretinin takdiren 25.000,00’er TL’den toplam 50.000,00 TL olduğunun tespiti ile, davalı yanca davacıya ödenen 7.472,25 TL ücretin düşümüne ve 42.527,75 TL’nın bakiye alacağın 5.400 TL’sının 10/03/2015 dava tarihinden, 37.127,75 TL’sının 03/01/2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine , fazla talebin reddine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 3.500,00 TL ıslah ve 92,60 TL peşin harcın toplamı 3.592,60 TL harçtan, 2.905,07 TL ilam harcının mahsubu ile, 687,53TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan, 6.328,61 TL vekalet ücretinin, davalı-k.davacıdan alınarak, davacı-k.davalıya verilmesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. maddesi gereğince, reddedilen tazminat yönünden hesaplanan 22.973,06 TL vekalet ücretinin, davacı-k.davalıdan alınarak, davalı-k.davacıya verilmesine, -Davacı-k.davalı tarafından yapılan 124,40 TL dava ilk masrafı, 152,65 TL tebligat-tezkere ve 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.077,05 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 353,33TL.’sinin, davalı-k.davacıdan alınarak, davacı-k.davalıya verilmesine,
6-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN : -Karşı davada davalı-karşı davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,70 TL bakiye karar harcının davalı-k.davacıdan tahsiline, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 4.910,00 TL maktu vekalet ücretinin, davalı-k.davacıdan alınarak, davacı-k.davalıya verilmesine, -Davalı-k.davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davacı yandan alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL maktu istinaf harcının mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davacı-karşı davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik istinaf talebi yerinde görülmediğinden alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL maktu istinaf harcının mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davalı-karşı davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik istinaf talebi yerinde görülmekle, peşin alınan istinaf harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davalı-karşı davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 11,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 96,70 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 05/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.