Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4462 E. 2020/571 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4462 Esas
KARAR NO: 2020/571 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2016/25 E. – 2017/122 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacılar vekili dava dilekçesinde ; Sözleri …’ e, bestesi müvekkiline ait “…” isimli eserin ilk defa 1975 senesinde … tarafından ‘…” albümünde icra edildiği eserin sonraki senelerde …, …, …, …, …, …, Davalı …’ın ‘’…” isimli eserin müziğinin intro ve nakarat melodisini alarak ‘…” albümünde, “…” isimli eserin aranağme ve nakaratında müvekkilinden izinsiz ve müvekkilinin ismini belirtmeden kullanıldığını, davalının bu yolla yapmış olduğu eserin albümün yanı sıra “www…com isimli web sitesinde çok sayıda yayınlandığını, ayrıca eserin davalının eşi …’ a da kullandırıldığını, diğer davalı … Ltd. Şti nin de eserin içinde bulunduğu'” …” albümünün yapımcılığını yaptığını, davalı …’ın müvekkiline ait eserin intro ve nakarat melodisini alarak “…” isimli eserinde kullanmış olduğunun MESAM Teknik Bilim Kurulunun 2 ayrı kararı ile sabit olduğunu, gönderilen ihtarnameye karşı davalı …’ın cevabında kullanımın kabul edilmediğini belirterek, eserin davalılar tarafından değiştirilmiş şekilde çoğaltılmasının, TV, Youtube, diğer internet siteleri ve radyo ite yayınlanmasının durdurulması, yapılmış olanlarda tecavüzün kaldırılması, masrafı davalılara ait olmak üzere eserin yayınlanmış olduğu TV, Youtube ve radyoda değişikliğin ilan yoluyla düzeltilmesi, piyasaya sunulan eserlerin toplatılması, bu konuda tedbir kararı verilmesi, piyasaya sürülmüş albümlerin televizyon kanallarında radyolarda yapılan yayınlar sebebiyle elde edebileceği rayiç bedelin 3 katının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin müvekkiline ödenmesi, 30.000 TL manevi tazminatın ödenmesi, davalılar tarafından elde edilen karın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilinin söz yazarı ve bestecisi olduğu “…” isimli müzik eserinin yer aldığı “…” isimli müzik albümünün 2009 yıllarının başlarında çıktığını, davanın 7 yıl sonra açıldığını, MESAM Teknik Bilim Kurulu kararının taraflarına tebliğ edilmediğini, MESAM tarafından yazılan yazının müzikal hiçbir analizi içermeyen, teknik bir değerlendirmeyi ve incelemeyi barındırmayan bir yazı olduğunu, MSG tarafından verilen raporda eserlerin Ritim yapılarının farklı olması ve seyir farklılıklarının oluşturduğu melodik değişikliklerden ötürü farklı eserler olduğuna karar verildiğini, davacının iddia ve taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu nedenlerle davacıya karşı manevi tazminat ve bununla sınırlı olmamak üzere diğer her türlü hak ve alacaklarını ve yasal yollara başvuru haklarını saklı tuttuklarını beyan ettikleri hususlarını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … Ltd Şti davaya cevap vermemiştir. Davacı vekili alınan bilirkişi raporu sonrasında davasını ıslah ederek talep miktarını 9.000 TL ‘ye çıkarmış ve ayrıca talep ettiği tazminatlar için faiz talebinde bulunmuştur. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2016/25 Esas- 2017/122 Karar sayılı kararıyla; “1-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, Davalının albümündeki “…” isimli parçasındaki ara nağme ve nakarat kısmının davacının “…” isimli eserinin izinsiz kullanımı nedeniyle FSEK 68.maddesi uyarınca belirlenen rayiç bedel olan 3.000 TL’nin takdiren iki katı olan 6.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalıların aynı haksız fiilden dolayı meydana getirdikleri manevi hak ihlalinden dolayı talep olunan manevi tazminatın takdiren 10.000 TL olarak dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, 3-Taraflar arasındaki farazi sözleşme kurulduğundan davacının ref talebinin reddi ile, bundan sonraki tecavüzün men’ine” karar verilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvurusunda; bilirkişilerin müvekkilinin müzik albümünün 2009 yılı başlarında piyasaya çıkmasına rağmen, 2014 yılında …’nin seslendirdiği eserle karşılaştırma yaptıklarını, delil ibrazı başlıklı 28/07/2016 tarihli dilekçeleri 2 nolu delildeki … tarafından icra edilen “…” isimli eserin linkinin ” http://www…com…” üzerinde inceleme yapılmadığını, eser piyasaya çıktıktan 5 yıl sonraki icra ile karşılaştırılmasının yerinde olmadığını, …’nin yorumunun eseri farklılaştıracak nitelikte olduğunu, ek raporda …”e ait icranın notalarının çıkarıldığını beyan etmişlerse de bu kez … ile …’nin icrasını karşılaştırdıklarını, -davaya konu her iki eserin melodik yapılarının ve seyirlerinin birbirinden farklı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte eserin bir bütün olduğunu, benzediği iddia edilen melodilerin eserin tanınmasındaki ağırlığı, baskınlığı raporda ve ilk derece mahkemesi kararında değerlendirilmediğini, -kök rapor ekindeki EK-1 de davacıya ait eserde yer aldığı belirtilen; 19,20,27 ve 28. mezurlarda belirtilen notaların, müvekkiline ait eserdeki 14,15,16 ve 17.mezurlarda belirtilen notalarla hiç ilgisi bulunmadığını, itirazları konusunda bilirkişilerce değerlendirme yapılmadığını, es geçildiğini, mahkeme tarafından da itirazlarının değerlendirilmediğini, eserlerin diğer yerlerinde de melodilerde farklılıklar bulunduğunu, -davacı tarafın eserinde yer alan intro bölümünün müvekkilinin eserinde bulunmadığını, -müvekkili …’ın dava konusu eserle ilgili müzikal analizleri içeren 23/03/2017 tarihli beyan ve itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, kendisine ait ve davacı tarafa ait eserlerin doğru yazılmış notalarını bu dilekçe ekinde sunduğunu, değerlendirilmeden karar verildiğini, -mahkeme tarafından tahkikat tamamlanmadan karar verildiğini, eksik hatalı, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporları üzerinden karar verildiğini, bilirkişi raporundaki bedele ilişkin değerlendirmenin afaki ve hatalı olduğunu, raporda “günümüz koşulları için bu şekildedir” denilmişse de, eserin ilk alenileştiği tarih olan 10/03/2009 tarihine göre değerlendirilmesi gerektiğini, eserin benzediği iddia edilen yerlerin müvekkilinin eserindeki yoğunluğu ve ne kadarlık kısmını teşkil ettiğinin saptanmadığını, afaki değerlendirme yapıldığını, -2 kat rayiç bedelin fahiş olduğunu, 3 kat tazminat talep edilebilmesi için devam eden tecavüzün şart olduğunu, eserin 2009 yılında piyasaya arz edildiğini halen satılmadığını, -zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, -dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmadığını, ıslah ile faiz talep edilemeyeceğini, iki kat rayiç bedele avans faizi işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, -Bilirkişi heyetinin itirazlarını gidermediğini, Manevi tazminatın da amacına aykırı ve fahiş olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden rapor alınarak davanın reddine, mümkün olmazsa kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; dosyaya sunulan iki bilirkişi raporunda da; müvekkilinin eserinin intro melodisinin davalı tarafından izin alınmadan kullanıldığının açıkça tespit edildiğini, bilirkişi raporlarında davalı tarafın itirazlarının cevaplandığını, davalının eseri ile müvekkilinin eserinin her iki yorumunun notaları karşılaştırıldığında başlangıç ve nakarat bölümlerinin aynı olduğunun görüldüğünü, bilirkişilerin raporunda her iki eserin melodilerinin kuvvetli benzerliğinin gösterildiğini, bilirkişi raporlarında inceleme ve değerlendirmenin intihal iddiasının olduğu müzikal kısımlar üzerinde yapıldığını, zamanaşımı itirazının yersiz olduğunu, internet siteleri aracılığıyla esere halen ulaşılabildiğini, radyo ve televizyonda zaman zaman yayınlandığını, ıslah dilekçesiyle faiz isteminde bulunmanın mümkün olduğunu beyanla mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince oluşturulan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 28/09/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacıya ait “…” isimli eserin bestesi incelendiğinde davaya konu bestenin şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede davaya konu bestenin FSEK 3 anlamında musiki eseri olduğunu,Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve meslek birlikleri kayıtlarında davaya konu “…” isimli bestenin eser sahibi davacı olarak bildirilmekle davacının FSEK 11’deki karine çerçevesinde davaya konu bestenin eser sahibinin davacı olduğunu, davalılardan …’ın albümündeki yer alan ’…” isimli parçanın teknik bilirkişi heyetince karşılaştırılmalı olarak dinlenilerek incelendiğini, “…” isimli eserin farklı sanatçılar tarafından seslendirildiğini ve …’nin yorumu üzerinden yapılan incelemede; Her iki esere dair teknik değerlendirmelerin yeterince yapılıp yapılmadığı ve müzikal unsurların, ritm yapılarının etraflıca analiz edilip edilmediği hususunda her hangi bir kuşkuya yer bırakılmaması amacıyla eserlerin notasının çıkarılarak rapora eklendiğini, davalı albümündeki “…” isimli parçanın notalarının albümde söylenmiş olduğu doğal yeri olan ‘la’ karar üzerinden yazıldığı, sanatçı …’nin yorumladığı “…” isimi eserin ise ‘do’ perdesi üzerinden yorumlandığını, hicaz makamındaki eserlerin “la’ üzerinden notasının yazıldığı bilimsel prensibi ile bu eserin de ‘la’ karar üzerinden notaya alındığını, davacı eserinin 4/4 lük usûle, davalı …’ın albümündeki yer alan “…” isimli eserin ise 6/8 lik usûle sahip olduğu, Türk Halk ve Sanat Müziği alanında bu tarz 6/8 lik usûllerin güftenin başlayıp bittiği cümle eksen kabul edilerek 12/8 lik olarak da notaya alınabildiğini, her iki eserin hicaz makamında olduğunu, davalı …’ ın albümündeki yer alan “…” isimli parçanın intro ve nakarat melodisinin davacı tarafa ait olan “…” isimli eserin nakarat kısmı ile fark edilir derecede benzediği ve doğrudan o eseri çağrıştırdığını, “…” isimli parçaya ait notaların üzerinde davacının eseri ile kuvvetli benzerlik gösteren müzikal cümlelerin bilirkişilerce renkli kalemle tarandığını belirtmişlerdir Bilirkişi heyetinin raporunda; bu tarz eserlerin besteci ve şarkı sözü yazarı için sektördeki eser rayiç bedelinin ayrı ayrı ortalama 3000 lira olmak üzere toplamda 6000 lira olduğunu, belli başlı üretim masrafları tarafından bakıldığında ise bir eserin yaklaşık maliyeti ortalama 2000 lira olduğunu, Esasen teorik olarak buradaki harcama ve masrafların daha da fazla olması gerekiyorken sözü geçen eserlerin üretildiği dönemde single denen tek çalışmalardan ziyade sayısı 10′ u geçen eserlerden müteşekkil albümler yapıldığı için her bir eser başına düşen üretim maliyetinin doğal olarak düştüğünü, Bu çerçevede davacının izinsiz işleme nedeniyle davalıdan talep edebileceği telif bedelinin 3.000-TL olabileceğini belirtmişlerdir. Bilirkişi heyetinin 29/12/2016 tarihli ek raporunda; davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanları dikkate alınarak, …’nin yorumunun incelendiğini ancak dava dosyasında isimlerine yer verilen tüm sanatçıların ayrı ayrı dinlenerek … ve …’ye ait yorumların enstrüman ve solistlere ait sonucu etkilemeyecek bazı icra farklılıkları görülmekle beraber bire bir aynı düzenleme seyrini takip ettiklerini tespit ettiklerini …’ye ait olan kayıtların daha güncel, daha anlaşılır, detayları daha belirli bir icra olduğundan dolayı bu kaydın kök raporda tercih edildiğini, …’e ait icranın notalarının da ek rapora eklenerek …’nin kaydı ile olan benzer kısımlarının da altlarını çizerek uyuşmazlık konusunun güfte üzerinde olmayıp beste üzerinde olduğundan, müzik yönetmeni- aranjör vasıflı müzik adamlarının çoğunlukla bu tarz eserleri 6/8 olarak notaya almayı tercih ettikleri için kök raporda eserin bu usûlde yazılarak dosyaya eklendiğini belirtmişlerdir.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; bestesi müvekkiline ait “…” isimli eserin ilk defa 1975 yılında … tarafından “…” isimli albümde icra edildiğini, davalı sanatçı …’ın “…” albümünde “…” isimli eserin ara nağme ve nakaratında müvekkilinden izinsiz olarak kullanıldığını beyanla mali ve manevi haklarının ihlal edildiğinden bahisle FSEK 68. Madde gereğince rayiç bedelin üç katı tazminat ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, 17/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini ıslah ettiği ve dava tarihinden itibaren maddi ve manevi tazminata avans faizi uygulanmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı … vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin eserin 2009 yılında piyasaya çıktığını zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; davalı vekilinin delil ibrazı başlıklı 28/07/2016 tarihli dilekçesinin 1 nolu bendinde yer alan youtube linkinde davalı tarafın eserinin halen yayınlandığının anlaşıldığı, ayrıca davacı tarafın FSEK 68. Maddesi gereğince tazminat talebinde bulunduğu, yargılama neticesinde FSEK 68. Madde gereğince tazminata hükmedilmesi halinde taraflar arasında, varsayımsal sözleşme ilişkisi kurulacağından, TBK 146. Madde de düzenlenen, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava ve ıslah tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılmıştır. Davaya konu eserin yayınlandığı davalıya ait albümün 2009 yılında piyasaya çıktığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Bilirkişiler tarafından kök raporda; davalının eseri ile 2014 yılında piyasaya çıkan … tarafından seslendirilen eserin notalarının karşılaştırılmasının yerinde olmadığı gibi ek raporda da, 1975 yılında eseri ilk defa yorumlayan sanatçı …’ün seslendirdiği eser ile …’nin seslendirdiği eserin notalarının karşılaştırılması da yerinde olmamıştır. Davalı vekilinin bilirkişi kök ve ek raporuna itirazlarının karşılanmadan, davalı tarafından sunulan müzikal analizleri içeren 23/03/2017 tarihli beyan ve itirazlarının bilirkişi heyetince ve mahkemece değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi, bedel tespiti yapılırken ihlal tarihi olan 2009 yılı rayiç bedelleri değil rapor tarihindeki rayiç bedellerinin dikkate alınması da doğru olmamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesi tarafından yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacıya ait eseri ilk olarak seslendiren sanatçı …’e ait kayıtlar ile davalının seslendirdiği eser karşılaştırılarak, davalıya ait “…” isimli eserin ara nağme ve nakaratında davacı bestesinin kullanılıp kullanılmadığının, davalı tarafça ileri sürülen itirazlar da dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi, kullanıldığının tespiti halinde 2009 yılı itibarıyla rayiç bedel tespiti yapılarak, intihal oranının ve eserin bütününe etkisinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı vekilinin sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarihli 2016/25 Esas- 2017/122 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, mahkeme kararı eksik inceleme ile kaldırıldığından davalı vekilinin sair istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 25,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 110,70 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.