Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4457 E. 2019/2725 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4457 Esas
KARAR NO : 2019/2725
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2016/135 E. – 2017/425 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden Dairemiz Başkanlığının 21/11/2019 tarihli kararı ile davacının öne alım talebinin kabulüne karar verilmekle dosya ele alınarak incelenmiştir.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …, …San ve Tic. A.Ş sahibi olduğunu, otomotiv alım satım işiyle uğraştığını, davalı o tarihte evli olduğu eşi … için, müvekkilinden 02/04/2004 tarihinde, 2004 model … model, 90.756.160.000 TL karşılığı … marka binek otomobil satın aldığını, aracın plakası ” …” olduğunu, … isminin kısaltılması olduğunu, davalı vergi borçları nedeniyle kredi kullanamadığı gerekçesiyle aracın bedelini müvekkil …’in ödemesini, daha sonra bu parayı …’e taksitle ödeyeceğini belirterek vadeli çeklerin keşide edildiğini, davalı ve eşi …” ….” plakalı … aracı 1,5 yıl kullandığını, daha sonra anılan araçla kaza yaptığını, mercedes marka aracın 2. Ele dönüşmesi ve kaza neticesinde değer kaybını ödemek kaydıyla 13.07.2005 tarihinde 137.871 TL’ye davacının diğer şirketi … aracılığıyla … plakalı … marka yeni bir araç satın almak istediğini, davalı daha önce müvekkilden borç aldığını, vadesinde ödediğinden müvekkilinin güvenini kazandığını, müvekkil alacağın teminatı olarak çek aldığını, davalıdan başlangıçta şüphe etmediğini, davalı, müvekkillinden aldığı borcu vadesinde ödemeyince işleri bozulduğundan kredi kullanamadığından ancak demir çelik işiyle uğraştığı için fabrikasının satacağını ve tüm borcunu toplu olarak ödeyeceğini söylediğini, vergi borçlarından zor durumda olduğunu ve hapiste diyerek müvekkillinden ayrıca büyük miktarda nakit borç para aldığını, davacı borç verdiği paraları geri alamadığını, geri almak istediğini, davalı, eşi… kasner hastası olduğunu, söz konusu araçla gezerek rahatladığını, psikolojisinin çok bozulduğunu, eğer eşine bir şey olursa kahrından öleceğini, ve vebalinin davacının boynuna kalacağını söyleyerek davacıyı yine kandırdığını, davacı, bir kısmını … kredi kullanarak davalıya borç verdiğini, paraları geri alamayınca Kartal’daki evini satmak zorunda kaldığını, büyük zarara uğradığını, davacı sonunda … marka aracı 03/08/2005 tarihinde 56.132,77 TL’ye elden çıkardığını, mercedes marka araç 1/3’ünden fazla değer kaybettiğini, davalı ayrıca … marka aracı da sıfır olarak 13/7/2005 tarihinde 137.871 TL davacının diğer şirketi … aracığıyla satın aldığını, satış bedelini ödeyemeyince söz konusu araç 29/12/2006 tarihinde 2. El olarak 90.825 TL’ye sattığını, bu halde … aracın en az 1/3 değer kaybından davalı sorumlu olduğunu, itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalı/borçlunun haksız itirazi nedeniyle dava değerinin en az %20’si oranında tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş ticari işletme ile ilgili olduğundan iddiaların dayanağının da çekler oluşturduğunu, bu sebeple davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülme zaruriyeti bulunduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, eski BK’da zamanaşımının bir yıl olduğunu, TBK’ya göre ise iki yıllık zamanaşımının 2006 yılında dolduğunu, zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, müvekkilinin, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesinde yer alan vakıaların hiçbir şekilde yaşanmadığını, davacının hayatın olağan akışına aykırı beyanlarda bulunduğunu, nereden ne şekilde temin edildiği beli olmayan çekleri kötüniyetli olarak takibe konu ettiğini, müvekkilinin davacı ile anılan anlamda bir ticari ilişkisi içeresinde bulunmadığını, araç değer kaybına ilişkin iddiaların mesnetsiz olduğunu, davacının hem çek hem elden verilen borç para hem de belgesiz değer kaybı taleplerini aynı takip içinde birleştirmesinin hukuken mümkün olmadığını, belgesiz olarak elden borç verildiğine ilişkin iddiaların kabul etmediklerini, tehdit iddiasını kabul etmediğini, Anadolu 2.SCM 2013/206 Esas sayılı dosyada davacının tehdit ve hakaret iddiası ile yargılanmakta olduğunu, tanık dinletme talebini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece, takibin çekin ibraz süresinin bitiminden itibaren 1 yıl 6 aylık süre içerisinde yapılmadığı, davalının zamanaşımı def’i yeri olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hukuki nitelendirmeyi hatalı yaptığını, taraflar arasında ödünç sözleşmesi olduğunu, borcun 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, çekler kambiyo senedi vasfını yitirmiş ise de; içtihatlar gereği yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, faturalara, servis kayıtları ve tanık beyanları ile bu hususun ortaya koyulduğunu, yerel mahkemenin delilleri toplamadan karar verdiğini, tanıkların dinlenmediğini, ceza mahkemesindeki ifadeleri dikkate almadığını, çeklerdeki imzaların inkar edilmediğini, borcun ödendiğini ispat yükünün davalıda olduğunu, delillerin toplanarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davacı vekilinin istinaf isteminin reddini talep etmiş ve cevap dilekçesini tekrarlamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Takip ve dava konusu hamiline yazılı çeklerde davalı keşideci, davacı ise ilk ciranta ve hamildir. Çekteki açıklanan bu sıfatlara göre davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunduğu ve davacının da bu yönde bir iddiasının bulunduğu anlaşılmıştır. Zamanaşımına uğramış çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki varsa; alacaklı, yazılı delil başlangıcı olarak çeke dayanılabilir ve alacağın varlığını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Bu gibi hallerde dava zamanaşımı da aradaki temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı kurallarına göre değerlendirilecektir. Davacının iddiası; araç alım satımına ve para borcu iddiasına dayalıdır. Bu durumda iddiaya konu temel ilişki için öngörülen zamanaşımı süresi TBK’nın 146.maddesi (818 sayılı BK 125.maddesi) gereğince 10 yıldır. Takibe konu çekler; 30.08.2004, 30.09.2004 tarihli olup takip 14.03.2012’de ilamsız takibe dayalı olarak başlatılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının tüm delilleri toplanarak tanık listesinde yer alan tanıkların dinlenilmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 gün ve 2016/135 Esas, 2017/425 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 79,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 165,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/12/2019