Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4447 E. 2018/2509 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4447 Esas
KARAR NO : 2018/2509
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2014/1860 2017/556
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, çekin müvekkillerinin murisi tarafından bir gayrimenkul satışı ile ilgili olarak düzenlendiğinin iddia edildiğini, böyle bir alacakdan haberdar olmadıkları gibi gerekse söz konusu çekteki gerekse gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki imzaların müvekkillerinin murisine ait olup olmadıklarını bilemediklerini, davalı tarafın bu takibin açılmasından iki gün önce de İstanbul Anadolu 20.Asliye hukuk Mahkemesi’nde 65.000,00 TL değerinde bir alacak davası açtığını, böylece müvekkillerinden toplam 108.413,31 TL talep edildiğini, çekin teminat çeki olduğundan bahsedildiğini belirterek müvekkillerinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bahse konu belgelerdeki yazı ve imzaların davacıların mirasçısına ait olduğunu, asliye hukukta açtıkları davanın sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat talebine ilişkin olduğu, işbu davaya konu çekin müvekkilinin davacıların murisine ait borçların ödenmesi nedeniyle düzenlendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı tarafından davalılar aleyhine asliye hukuk mahkemesinde açılan alacak davasının kabulüne karar verildiği, asliye hukuk mahkemesinde açılan davanın konusu ile işbu davaya konu çekin aynı alacağa ilişkin olduğu, verilen kararın infaz edilmiş olması nedeniyle işbu davaya konu takibin işlemden kaldırıldığı, davanın konusuz kaldığı, asliye hukuk mahkemesinde açılan davanın takipten bir gün sonra açılmış oludğu, davanın açıldığı tarih itibariyle sebepten yoksun olduğu kabul edilen çeke dayalı olarak takibin başlatılmış olduğu, çekin teminat amacıyla alındığı hususunun davalının cevap dilekçesiyle anlaşıldığı, asliye hukuk mahkemesince verilen kararın işbu dosyadaki davalı aleyhine olabilme ihtimaline binane takibin devamının teminat amacıyla sürdürülmesinde davalının haksız olduğundan bahsedilemeyeceği, kaldı ki mahkemece verilen kararın infazı neticesinde takibin işlemsiz bırakıldığı, bu durumun davalının haksız ve kötüniyetli olmadığını gösterdiği, davanın açıldığı tarih itibariyle davalının haksız olmadığı ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği gerekçeleriyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şartları bulunmadığından kötüniyet ve icra inkar tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.
Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; davalının tahsilde tekerrür olmayacağına dair kayıt koymadan takip başlattığını, aynı alacağa ilişkin olarak 27/05/2014 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açtığını, ardından 29/05/2014 tarihinde işbu davaya konu icra takibini başlattığını, takipte tahsilde tekerrür olmayacağı kaydının konulmadığını, bu nedenle müvekkilinin dava açmaktan başka çaresi kalmadığını, yerel mahkemenin icra takibinin 26/05/2014 tarihinde başlatılmış olduğunu belirtmiş ise de, kendilerine gönderilen ödeme emrindeki havale tarihinin 29/05/2014 olduğunu, buna göre davalı önce dava açıp sonra takip başlattığını, böylelikle mükerrer talepte bulunduğunu, dava açılması üzerine durumu kabul ettiğini, mükerrer tahsilatın asıl hedef olmadığını cevap dilekçeğsinde belirtmiş olmasının kendileri açısından öngörülemez bir durum olduğunu, başvuru olmasaydı ya da dava açma süersi geçirilmiş olsaydı müvekkili açısından hak kaybı yaşanabileceğini, davalının hem takip hem de açtığı dava ile toplam 108.413,31 TL talep ettiğini, dava açmakta haklı olduklarını bildirmiştir.
Davaya konu İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin …esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 29/05/2014 tarihinde davalı tarafından davacılar aleyhine çeke dayalı olarak toplam 43.413,31 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinde ve takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydının bulunduğu görülmüştür.
Takip dayanağı çekin incelenmesinde; davacıların murisi olduğu belirtilen … tarafından 15/05/2014 tarihinde 40.000,00 TL bedelli olarak davalının lehtarı olarak düzenlendiği, çekin 21/05/2014 tarihinde ibraz edildiği ve karşılıksız çıktığı, ibraz eden davalının 660,00 TL çek yaprak bedelini aldığı görülmüştür.
İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/269 esas sayılı dosyasının bir kısmının fotokopisinin incelenmesinde davacısının …, davalılarının ise … ve … olduğu, dayanak olarak gayrimenkul satım sözleşmesinin gösterildiği ve davacının 65.000,00 TL alacağının tahsilini istediği, davanın 27/05/2014 tarihinde harçlarının ve gider avansının yatırıldığı, yargılama sonunda davacının satış bedeli olarak verdiği 55.000,00 TL’nin 10.000,00 TL’sini tahsil ettiği, buna göre denkleştirici adalet ilkesi gereğince ödediği tutarın ulaştığı değerin 93.705,50 TL olduğunun belirlendiği, bu tutarın davalılardan miras hisseleri oranda tahsiline 11/10/2016 tarihinde karar verildiği, davalı vekilinin duruşmada karşı taraf ile ibraname düzenledikleri, asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde alacağı tahsil ettikleri ve icra dosyası alacağının konusunun kalmadığı, bu nedenle icra dosyasını takip etmedikleri yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 28/02/2017 tarihli duruşmada; çekin asliye hukuk mahkemesindeki alacağa teminat amacıyla verildiğini, çek bedelinin ödenmesi halinde asliye hukuk mahkemesine beyanda bulunacaklarını belirttiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili sorumluluğun hangi tarafa ait olduğuna ilişkindir. Davaya konu icra takibi 29/05/2014 tarihinde başlatılmıştır. İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın ise 27/05/2014 tarihinde açıldığı görülmüştür. Bir başka ifadeyle alacak davası icra takibinden önce açılmış olup davaya konu icra takibinde her ne kadar tahsilde tekerrür olmamak kaydı bulunmakta ise de, bunun hangi dosya ile veya hangi alacakla ilgili olduğu belirtilmemiştir. Öte yandan davalı vekili 28/02/2017 tarihli duruşmada çekin asliye hukuk mahkemesindeki alacağa teminat amacıyla verildiğini belirtmiştir. Yine dosyaya sunulan 08/04/2014 tarihli Sayın …’ın dikkatine başlıklı mektup içeriğinde davacıların murisi … tarafından dava konusu … numaralı …bank Cevizli Şubesi’ne ait çekin teminat olarak verildiği, mektubun arka kısmında davalının adının yazılı olduğu görülmüştür. Bir başka deyişle takip ve dava konusu çekin teminat çeki olduğu davalının kabulündedir. Buna göre asliye hukuk mahkemesinde davalının dava açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gözetildiğinde, davacıların işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Dolayısıyla dava açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğinden, davacıların yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/05/2017 gün, 2014/1860 Esas, 2017/556 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dava konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Şartlar oluşmadığından kötü niyet ve icra inkar tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
5-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin yatırılan 741,40 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 705,50 TL harcın davacılara iadesine,
6-İlk derece yargılamasında davacılar tarafından yapılan yapılan yargılama gideri olan 3,80 TL vekalet ücreti, 25,20 TL başvurma harcı ve 162,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 191,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacılar lehine AAÜT uyarınca hesaplanan 5.125,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine,
10-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 120,70 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/11/2018