Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4441 E. 2020/730 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4441 Esas
KARAR NO : 2020/730 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2017
NUMARASI : 2015/633 E. – 2017/137 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin ,davalı şirket ve dava dışı … A.Ş arasında çok taraflı … Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye göre dava dışı …A.Ş nin çalışanlarının maaşlarının müvekkili banka hesaplarına yatırılacağını, sözleşme gereği de … A.Ş hesabına 20.000 TL ödeme yapıldığını, yine sözleşmeye göre sözleşmeye uyulmaması halinde 20.000 TL cezai şart öngörüldüğünü ancak davalının sözleşmeye uymadığını, dava dışı … A.Ş’nin iflas ettiğini bunun üzerine davalı şirkete hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnameye itiraz edildiğini ve ödeme yapılmadığını beyanla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle … A.Ş’ye ihbarının gerektiğini, anılan şirketin iflas etmiş olmasının davanın tarafı olmasına engel olmadığını, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, yapılan icra takibinde müvekkili şirketin herhangi bir şekilde borçlu sıfatının bulunmadığını, davacının davasını ispat etme zorunluluğunun bulunduğunu beyanla davanın reddini, talep etmiştir. Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.02.2017 tarihli 2015/633 E. – 2017/137 K.sayılı kararıyla; cezai şart bedelinden % 50 oranında takdiren tenkisat yapılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… E sayılı icra dosyasında davalının 10.000 TL asıl alacak, 2.304,03 TL işlemiş faiz, 124,82 TL masraf olmak üzere 12.428,85 TL lik kısmına itirazın iptaline, takibin 10.000 TL asıl alacak, 2.304,03 TL işlemiş faiz , 124,82 TL masraf üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %20,28 faiz uygulanmasına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; sözleşmenin taraflarının ticaret şirketi olduğunu, davalının herhangi bir tenkis talebinin bulunmadığını, TTK 22-24. Maddelerinde mahkemelerin tacirler arasında yapılan cezai şart sözleşmeleri ve hükümlerinden indirim yetkisinin olmadığının belirtildiğini, kararın tenkise ilişkin kısmına itiraz ettiklerini, ayrıca davada haklı bulunmalarına rağmen tenkis edilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de yerinde olmadığını, tenkis oranının da çok fahiş olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; hukuken ayrıca bir tenkis talebinde bulunulmasına gerek olmadığını, sözleşme serbestisinin Kanun’un çizdiği sınırlar içerisinde kullanılması gerektiğini, tacir sıfatına haiz borçlunun ekonomik yönden mahvına neden olacak derecedeki cezai şartın, TBK 182/3 maddesi gereğince makul düzeye indirilmesi gerektiğini, sözleşmenin diğer tarafı …. firmasının iflas ettiğini, … firmasına ürettiği ürünlerin pazarlaması faaliyetini gerçekleştiren müvekkilinin şirketinin kendi işçilerinin maaşını ödemesinin imkansız hale geldiğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Bakırköy … Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı banka tarafından davalı … ve dava dışı … aleyhine 20.000 TL Asıl Alacak (İstanbul … Noterliğinin … Yevmiye numaralı ihtarnamesi, finans maaş sözleşmesi ile kararlaştırılan bedelin iadesi- cezai şart ) 2.022,44 TL kat tarihine kadar işlemiş faiz, 2.444,87 TL işlemiş temerrüt faizi, 249,65 TL Takip öncesi masraflar ve 6 TL vergiler toplamı ,toplam 24.722,96 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.Dosya kapsamında alınan 10/08/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; sözleşmenin tarafları olan dava dışı… AŞ çalışanlarının maaşının davacı bankaya sadece Nisan ve Mayıs 2013 tarihlerinde yatırıldığı, bu tarihten sonra maaş ödemeleri için para yatırılmadığı, davacı bankanın 19/04/2013 tarihinde … A.Ş.’ye 20.000 TL promosyon ödemesi yaptığını, yapılan sözleşmeye göre tarafların ilk maaş ödemesinin gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıl süre ile yürürlükte kalması gerekirken tarafların sözleşme koşullarını yerine getirmediklerini, davacı bankanın sözleşmeyi feshettiğini, davacının 20.000 TL asıl alacak, 4.608,07 TL işlemiş faiz ve 249,65 TL masraf olmak üzere toplam 24.857,72 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği taleple bağlılık kuralının dikkate alınması gerektiğinin beyan edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince davacı vekiline, 07/11/2016 tarihli duruşmada takibe konu ödemenin mahiyeti konusunda açıklamada bulunmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin 26/12/2016 tarihli dilekçesinde; Sözleşmenin 18. Maddesinde öngörülen 20.000 TL bedelin ödenmesi ile ilgili bulunduğunun, 26/12/2016 tarihli duruşmada da “bizim talebimiz sözleşmenin 18. Maddesi gereğince ödenmesi gereken cezai şarttır” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.Sözleşmenin 18. Maddesinde ” Kurumların bu sözleşme ve bilcümle eklerinde yazılı taahhütlerinden herhangi birini gününde ve tam olarak yerine getirmemesi veya sözleşme süresi içerisinde sözleşmenin uygulanmasını fiilen durdurtması vazgeçmesi yada sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi halinde kurumlar bankanın fazlaya dair zararlarını talep hakkı saklı kalmak kaydıyla söz konusu durumun meydana geldiği günü takip eden 3 iş günü içerisinde 20.000 TL her biri bu bedelin tamamının ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren bankanın o tarihti kısa vadeli kredilere uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faiz ile birlikte herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın derhal bankaya ödemeyi taahhüt eder” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davada, davacı banka, davalı şirket ve dava dışı … A.Ş. arasında çok taraflı finansmaaş sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 12. Maddesi ile 2 yıl yürürlükte kalacağının kararlaştırıldığı ancak sözleşmenin imza tarihinden sonra sadece iki aylık ücret ödemelerinin davacı bankaya yatırıldığı, davacı bankanın 19/04/2013 tarihinde dava dışı …’ya 20.000 TL ödediği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Dava dayanağı Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasında 20.000 TL asıl alacağın (finansmaaş sözleşmesi ile kararlaştırılan bedelin iadesi-cezai şart) faizleriyle birlikte iadesinin istenildiği, davalı tarafça ödenmesi istenen bedelin cezai şart olduğu konusunda itirazının bulunmadığı görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf talebinde davalının tacir olduğunu ve cezai şart miktarında tenkis istenemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun saptanması durumunda 6098 Sayılı TBK 182/3 maddesi gereğince, cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği, Yargıtay uygulamalarında da bu hususun kabul edildiği (emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/11/2017 tarihli 2016/6257 Esas- 2017/6784 Karar sayılı kararı) göz önüne alınarak, davacı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sözleşmenin 18. Maddesinde sözleşme süresi içerisinde uygulanmasının fiilen durdurulması halinde , kurumların (davalı şirket ve dava dışı …) davacı bankanın fazlaya dair zararlarını talep hakkı saklı kalmak kaydıyla durumun meydana geldiği tarihi takip eden 3 iş günü içerisinde 20.000 TL’yi ödeyeceklerinin ve kurumların bedelin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düzenlendiği, yargılama sırasında davalı vekilinin rapora itirazında cezai şart miktarının fahiş olduğunu ve hakimin tenkis etmekle yükümlü olduğunun ileri sürüldüğü ancak bu şekilde bir indirime gidilebilmesi için borçlunun ekonomik durumu yönünden ayrıntılı bir inceleme yapılması ve kararlaştırılan cezai şartı ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağının belirlenmesi gerektiği, dosya kapsamında cezai şartın davalının ekonomik mahvına neden olup olmayacağı konusunda davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığı, mahkemenin eksik inceleme ile ve dayanağını açıklamadan cezai şart miktarından %50 oranında indirim yapmasının yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın tenkis koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden, bilirkişi raporu alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, mahkeme kararı eksiklik nedeniyle kaldırılmakla, vekalet ücretine yönelik istinaf talebi bu aşamada incelenmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.02.2017 tarihli 2015/633 E. – 2017/137 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın tenkis koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden, bilirkişi raporu alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama gideri olarak davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 63,80 TL TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 149,50 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.