Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4439 E. 2020/1266 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4439 Esas
KARAR NO : 2020/1266 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI : 2014/80 E. – 2017/101 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazminat İstemli.)
KARAR TARİHİ: 10/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait “…” isimli hikayenin davalılar ile paylaşıldığını ve davalıların ilgili hikayeyi TV Projesi olarak uygun bulmadıklarını söylemelerine rağmen müvekkilinin hikayesinden intihal yapmak suretiyle “…” isimli TV dizisini gösterime sokarak müvekkilinin fikri haklarını ihlal ettiklerini, “…” adlı öyküyü de Hatay ….Noterliği’nin 28.09.2005 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdiklettiğini, iş bu tasdikten kısa bir süre sonra ilgili hikayeyi … TV’de görev yapan davalı …’a gönderdiğini, …’ın önce konuyla ilgilendiğini, ancak … TV’de aynı konuda başka bir proje yaptığını belirterek projeye sıcak bakmadığını söylediğini, anılan projenin Aralık 2005 tarihinde proje Işık … dergisinde, Eylül 2011 tarihinde ise müvekkiline ait … isimli öykü kitabında kısa edebiyat hikayesi tarzında yayınlandığını, “… dizisinin 08.09.2013 tarihinde yayına girdiğini ve ciddi bir başarıya ulaştığını, dizinin senaryosu incelendiğinde senaryonun yıllar evvel müvekkili tarafından …. sunulan hikayeden oluştuğunu, bunun üzerine Beyoğlu ….Noterliği vasıtasıyla 14.01.2014 tarihli ihtarname keşide edilerek tecavüzün durdurulmasının talep edildiğini, ihtara davalı … Ltd. Şti tarafından muhatap olmadıkları yönünde bir cevap verildiğini, diğer muhataplar tarafından ise cevap verilmediğini, müvekkilinin “…” isimli hikayesi ile davaya konu “….” adlı eserin öykülerinin, karakterlerinin, zaman ve olay akışlarının, olay örgüsü ve hatta karakter isimlerinin büyük benzerlik içerisinde olduğunu, bu durumun intihal niteliğinde olduğunu, davalılara ait söz konusu eserin izinsiz işleme mahiyetinde olduğunu ve bu durumun müvekkilinin 5846 sayılı Kanundan doğan adın belirtilmesi ve umuma iletim manevi hakları ile işleme, çoğaltma, yayma ve sair tüm mali ve manevi haklarına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeplerle davalıların tecavüzünün men’ine, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla FSEK’in 68. maddesi uyarınca 1.000,00 TL’nin üç katı kadar 3.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, kararın masrafı davalılardan alınmak şartıyla üç büyük gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH; Davacı vekili, 06/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 90.000,00 TL olarak ıslah etmiş.
CEVAP DİLEKÇELERİ; Davalı … vekili cevap dilekçesinde; ülkemizde ve özellikle Güneydoğu Anadolu’da yaşanan töre ve küçük çocuk gelin, berdel gibi kavramların, ailelerinin izni olmadan severek kaçan gençler, kaçan kız hakkında aile eşrafınca ölüm cezası verilmesi, buna karşılık kız kaçıran erkeğin ailesinden ya birinin canının alınması ya da gelin olarak kız alınması, kan davası ve benzeri olayların herkesçe duyulan, okunan ve bilinen gerçekler ve anonim olaylar olduğunu, dolayısıyla “…” isimli hikayede geçen olayların herkesçe bilinen anonim olaylar olması sebebiyle davacının hususiyetinden kaynaklanmadığını, müvekkili …’ın 2005 yılından bu yana … TV kanalında yayınlanan ve büyük başarılara ulaşmış en çok izlenen dizilerden olan … dizilerinin hem hikayelerini yazdığını, hem de senaryo doktorluğunu yaptığını, zaman zaman hikaye yazarı arayışı içerisine girdiğini ve yüzlerce insanla görüştüğünü, davacıyla da bu arayış içerisinde görüşülmüş olabileceğini, ancak müvekkilinin böyle bir görüşmeyi hatırlamadığını, müvekkilinin davacıya ait olduğu iddia edilen … isimli hikayeden esinlenecek veya intihal yolu ile “…” TV dizisinin senaryosunu oluşturacak olsaydı dahi, bunun için 2005 yılından 2014 yılına kadar beklemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağını, “…” isimli dizinin hikayesinin daha önce oluşturulduğunu ve müvekkilinin “…” isimli dizisine gelen Urfalı bir kızın hikayesi olduğunu, hikayenin müvekkilinin asistanları … ve … tarafından bizzat gerçek küçük bir gelinle konuşarak derlendiğini, davacının … hikayesi ile … isimli dizi arasında berdel şekli, koşulları, küçük kızın geçmiş hikayesi, küçük kızın başarılı bir öğrenci olup eğitim hayatının da yarıda kalması gibi başlıca hususlar dikkate alındığında, benzerlik bulunmadığını ve davacının haklarına tecavüz oluşmadığını, talep edilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, ayrıca örnek olarak gösterilen Sıla dizi ile ilgili davanın iş bu dava ile ilgisi bulunmadığını ve davaya örnek teşkil etmeyeceğini belirterek, açılan davanın reddini talep etmiştir.Davalı vekilinin 22.03.2017 tarihli vekillikten çekilme dilekçesi ile davalı …’ın vekilliğinden istifa ettiğini bildirmiştir. Davalı …vekili 30/09/2015 tarihli yazılı beyanlarında ve 11.05.2017 tarihli sözlü yargılama duruşmasında; müvekkilinin senaryo seçiminde görev almadığını, … TV ile dava dışı …Ticaret A.Ş. arasında 17/06/2013 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca müvekkiline gelen senaryoyu sözleşme gereği filme çekerek kanala teslim ettiğini, müvekkilinin yalnızca yürütücü yapımcı olduğunu, mali hakların … TV’ye ait olduğunu, müvekkilinin hak sahibi olmadığını, husumet itirazları bulunduğunu, …Ticaret A.Ş.’nin davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek, müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 11.05.2017 tarihli 2014/80 E. – 2017/101 K.sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, FSEK 68. maddesi uyarınca 60.000,00 TL telif bedelinin 3.000,00 TL’si için dava tarihinden, 57.000,00 TL’si için 09.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 30.000,00 TL’lik talebinin reddine, FSEK 68. maddesi uyarınca hüküm kurulduğundan tecavüzün önlenmesi talebinin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 10.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine, hüküm özetinin ilan edilmesi talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davaya konu “…” dizi filminin yapımcısı olmadığını, yapımcının diğer davalı … iç yapımlar şirketi ile dava dışı …AŞ olduğunu Kültür Bakanlığından celp edilecek eser işletme belgesinden de görüleceğini, müvekkilinin dizinin yürütücü yapımcılığını yaptığını, film üzerinde karar ve insiyatif hakkı bulunmadığını, dizinin 1-40 bölümünde yürütücü yapımcı olduğunu, yapım sözleşmesinin 4.2 maddesinde; dizinin senaryo ve formata ilişkin fikri haklar konusundaki ödemelerin …tarafından yapılacağını, yapımcı müvekkilinin yükümlülüğünün bulunmadığını, 4.3 maddesinde; senaryo yazımı ve ödemelerinin … ait olduğunun düzenlendiğini, müvekkilinin sadece kendisine gönderilen senaryo metni doğrultusunda yapım ve prodüksiyonunu gerçekleştirerek kaset halinde teslim eden yürütücü yapımcı (bir başka tabirle taşeron) olduğunu, dizi yapımcısı olmadığını, senaryo haklarına sahip olmadığını, -dizi filmin tüm mali haklarının … TV de yayınlanmak üzere … AŞ ye münhasıran devredildiğini, -mahkemenin kararının dayandığı 18.06.2015 tarihli rapor ve 25.04.2016 tarihli ek raporda; senaryoya ilişkin alıntı, intihal, izinsiz işleme, mali haklara tecavüzün müvekkili tarafından yapılmadığını, dizinin senaristinin … olduğunun beyan edildiğini, bu kişinin müvekkili tarafından çalıştırılmadığını, -müvekkilinin 02.06.2014 tarihinde 40.bölümden sonra, dizi filmin yürütücü yapımcılığını bıraktığını, -mahkemenin, 02.12.2016 tarihli ara kararıyla; … AŞ hakkında tefrik kararı verdiğini, tefrik edilen dava sonuçlandırılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin … AŞ ve … den alacağını tahsil edemediğini, müvekkilinin FETÖ Terör Örgütünün açık ve net kurbanı olduğunu, batma derecesine getirilerek mağdur edildiğini, bütün bunların üzerine hiçbir ilgisi olmadığı halde 60.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak, müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının haklarına tecavüz gerçekleşmediğini, bireylerin küçük yaşta evlendirilmesinin, geçmişten günümüze devam eden sosyal bir yara olduğunu, yaşandığı koşullar, kişilerin üstlendiği roller sergiledikleri davranış kalıplarının benzerlik gösterdiğini, evliliğin kurulması devamı ve yaşanan sorunlar, geleneklerin örtüsü altına gizlenmiş, kalıplaşmış, özgünlükten uzak ritüeller olduğunu, bu evliliği doğuran koşulların, evlilik kurulurken ve kurulduktan sonra çıkan sorunların yaşanan dramların, kişi isimleri, nüanslar gözardı edildiğinde her bir vakanın bir diğerinin diğerinin kopyası niteliğinde olduğunu; bu nedenle davacının hikayesiyle benzerlikten söz edilemeyeceğini, müvekkilinin 2 yılı aşkın bir süre birden fazla kişiden oluşan ekip ile saha çalışması yaptığını, bu tür vakalara tanıklığı olan kişiler ile görüştüğünü ve senaryoyu oluşturduğunu, Anadolu ve Güneydoğu da yaygın olarak yaşanan konu ve ana unsurların bilinen klişelerden olduğunu, davacıya ait eserden alıntı yapıldığının söylenemeyeceğini, davacının hikayesi ile ilgisinin bulunmadığını, mahkemenin tanık beyanlarını dikkate almadığını, hükmedilen telif bedeli ve manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; davalılardan …. AŞ bakımından davanın mahkemenin 2016/188 E.sayılı davada; dava şartı yokluğundan 678 sayılı KHK’nın 5.maddesi uyarınca usulden reddedildiğini, kararın kesin olarak verildiğini, bekletici mesele yapılmasını gerektirecek bir durumun olmadığını, -davalının yasal süreden sonra beyan dilekçesi sunarak, münkir duruma düştüğünü, sözleşmenin 8 ve 10.maddeleri ile sözleşme bütün olarak incelendiğinde, davalı …Ltd. Şti’nin başta FSEK olmak üzere her türlü hak ihlalinden mutlak olarak sorumlu olduğunu, davalının dizinin prodüksiyonunu yapan yapımcı olduğunu, dava dışı … herhangi bir koşulda tazminat ödemesi halinde bu meblağı … Ltd şirketinden tahsil edeceğinin açıkça sözleşmede düzenlendiğini, husumet iddiasının yerinde olmadığını,-müvekkilinin Beyoğlu ….Noterliğinden keşide ettiği 14.01.2014 tarihli ihtarnameye karşı cevabi ihtarnamesinde; yapımcının kendisi olduğunu beyan ettiğini, -davalının … TV ve grup şirketlerinden tahsil edemediğini ve FETÖ mağduru olduğuna dair iddiasının bu dava ile bağlantısının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Mahkemede dinlenen davalı tanığı …, … TV’de yaklaşık iki yıldır çalıştığını, Mardin’li olduğunu, akil insanlar topluluğunun hazırlamış olduğu raporda Türkiye de küçük yaşta evliliklerin olduğunu, bunun önlenmesi gerektiği yönünde kamuoyuna yansıyan bir açıklama olunca televizyonunun bu sosyal yaraya parmak basmak amacıyla yaklaşık iki yıl önce … dizisinin hazırlıklarına başladığını, kendisi, … ve …’ın ARGE bölümünde görev aldıklarını, bunun için Gaziantep ve Diyarbakır gezileri yaptıklarını, internet çıktıları ve belediye projeleri ile ilgilendiklerini, … yapımı küçük gelin dizileri gibi dizileri incelediklerini, ARGE çalışmaları tamamlanınca filmin senaryosunun yazıldığını ve bölümlere göre senaryo oluşturulduğunu, yaklaşık sekiz kişi olarak senaryo heyetinde bulunduklarını, kendisinin güneydoğulu olması nedeniyle yöre kültürü ve töreyi bildiğini, annesinin de 14-15 yaşında evlendirilmiş olduğunu, hatta kan davalarında kadınların öldürüldüğünü, senaryo hazırlanırken ve ARGE çalışması yapılırken davacının … TV’ye sunduğunu ileri sürdüğü snopsis isimli yazılı metinden yararlanmadıklarını, …’ın … dizisinin senaryo ekibinin başındaki kişi olduğunu beyan etmiştir. Mahkemede dinlenen davalı tanığı …, 5 yıldır … TV’de senarist olarak çalıştığını, Radyo Televizyonculuk okulundan mezun olduğunu, … isimli dizilerin senaryolarında çalıştığını, yaklaşık iki yıl önce doğudaki küçük gelin evlendirmelerinin vurgulandığı bir dizi film çekilmesi ile ilgili ekip oluşturulduğunu, bu ekibin içerisinde kendisinin de görev aldığını, yaklaşık iki aylık süre filmin karakterlerinin oluşturulması için toplantılar yaptıklarını, senaryo ekibinde kendisinin dışında …., …, …, … gibi isimlerin bulunduğunu, …’ın senaryo heyetinin başındaki kişi olduğunu, her bölüm için senaryo oluşturup senaryoyu yazdıklarını, bu dizinin başlamasından önce bütün senaryonun yazılmış bitirilmiş olmadığını, her bölüm için senaryonun heyet tarafından yazıldığını, filmin başlamasından önce çeşitli araştırmalar yaptıklarını, Hindistan’daki bir dizi filmin baştan sona incelendiğini, ordaki konuların kendilerininki ile örtüşmediğinin görüldüğünü, kendilerine ait bir dizi çekme kararı alındığını, buna ilişkin hikaye oluşturulduğunu, davacının Samanyolu TV’ye teslim ettiğini ileri sürdüğü snopsisi görmediğini, senaryo oluşturmaları sırasında bu snopsisden yararlanılmadığını beyan etmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 18/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının noter onaylı 2 sayfalık eseri ve … adlı kitabındaki … hikayesi dikkate alınıp, dizi senaryoları ile karşılaştırmalı bir değerlendirme yapıldığında, kesin bir şekilde, bilinçli ve kasıtlı olarak ağır bir intihalden veya tecavüzden bahsedilemeyeceği, bu durumun tesadüfi olarak açıklanabileceği gibi, “esinlenme” diye de nitelendirilebileceği, davacının 59 sayfalık eserine bakılarak, dizi senaryosu ile karşılaştırmalı bir değerlendirme yapıldığında ise, davalı tarafından yazılan dizi senaryosunun ve yayınlanmakta olan dizinin özellikle de ilk bölümlerinde, hikaye akışı, konu bütünlüğü, hikaye bütünlüğü, olay örgüsü, çatışma, içerik ve karakterler olarak “esinlenme” nin ötesine geçildiği ve bu durumun davacının FSEK’ten kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespit edildiğini, daha spesifik ve sayıca daha fazla benzerliklerin bu geniş hikayede yer alması durumunun “esinlenme” ya da “tesadüf” kavramlarından uzaklaştırdığını, davacıya ait hikaye ile davalılara ait dizi senaryosu karşılaştırıldığında; benzerliklerin sırasıyla; dizideki kızın öğretmen olmak istediği, hikayedeki kızın da öğretmen ya da hemşire olmak istediği, hem dizideki hem hikayedeki küçük gelinlerin 13 yaşında oldukları, dizideki Melek isimli karakterin idealist öğretmen olarak köye geldiği, hikayede de idealist öğretmen olarak Zeynep isimli karakterin köye geldiği, hikayedeki Zeynep öğretmenin geçmişten gelen gizemli bir yorgunluğu bulunduğu, dizideki Melek öğretmenin de geçmişinde çocuğunu kaybetmiş, ailesiyle sorunlu biri olarak gösterildiği, dizide “abisi kız kaçırdığı için” berdel olan küçük gelinin yer aldığı, hikayede ise “amcası kız kaçırdığı için” berdel olan küçük gelin bulunduğu, hem dizide hem hikayede kız kaçıran oğlu ve küçük gelin olan kızı için direnen, kendini parçalayan anne modelinin yer aldığı, hem dizide hem hikayede, küçük gelin olan ana karakterle, ona yardım eden diğer yan karakterlerin kendilerine intihar süsü vererek İstanbul’a kaçmaları ve ellerindeki parayı/altınları kaptırmalarının ortak nokta olarak dikkat çektiği, dizide kızın berdel edileceğinin, öğretmeninden, (yani gerçek annesinden) saklanmaya çalışıldığı, ancak saklanamadığı, hikayede ise berdelin gerçekleştiği, köylünün topluca öğretmenden onun gelin olduğunu bir süre sakladıkları, dizide küçük gelinin aşiretin sakat olan erkeğine, sorunlu bir birey olan Ali’ye berdel olarak verildiği, hikayede Cuma denen köylünün hor gördüğü, yine sorunlu olan bir gence berdel verildiği, üstelik her ikisinde de berdelin bu sorunlu genç üzerinden yapılma sebebinin aynı olduğu, o sorunlu gence iyilik yapılarak, kolay kolay evlenemeyeceği düşünülen genci evlendirerek onun normalleşmesinin, mutluluğunun, geleceğinin sağlanmak istendiği, dizide Gülsüm, hikayede ise Gülistan olan anne karakterlerinin isimlerinin benzerliği olarak sayılabileceğini, bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilen işlenmeler ile diğer bir eserden esinlenilerek, ilham alınarak oluşturulan eserleri birbirinden ayırmak gerektiğini, esinlenme için eser sahibinin izninin gerekmediğini, serbest kullanma hakkının mevcut olduğunu, zira sanat eserlerinin birbirinden etkilenmeden üretilmesinin düşünülemeyeceğini, bir eserin, diğerine düşünce yapısının yansıyıp, içeriğinin geçmediği durumlarda serbest kullanmanın söz konusu olduğunu, dava konusu dizi filmin, davacıya ait eserlerle içerik olarak kısmen ayniyet ve sıkı benzerlik olan bölümlerinin ve unsurlarının bulunduğunun anlaşıldığını, bu kapsamda davacının iddiasının, … hikayesiyle değil, 59 sayfalık eseri göz önüne alındığında, isabetli olduğu sonucuna varıldığını, böyle bir “proje tasarım” olarak da nitelendirilebilecek geniş hikayenin FSEK’nun 68. maddesindeki rayiç değerinin 20.000,00 TL ila 30.000,00 TL arasında ortalama bir bedel olduğunu, manevi tazminatın takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
İlk derece mahkemesince alınan 27/04/2016 havale tarihli ek raporda; ilk rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin müvekkilinin … isimli hikayesini davalı … ile paylaştığını, ayrıca 2005 Yılında Işık Binyılı dergisinde, Eylül 2011 yılında … isimli öykü kitabında yayınlanan eserinin davalı tarafça “…” isimli dizi filmin senaryosunda kullanıldığını beyanla, mali ve manevi haklarının ihlal edildiğinden bahisle 30.000 TL manevi tazminat ile, FSEK 68. Madde gereğince ıslah talebiyle artırdığı 90.000TL üç kat tazminat talebinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalılar vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunda; davanın muhatabının kendisi olmadığını, müvekkilinin yürütücü yapımcı olduğunu, dava dışı …Şirketi ile, davası tefrik edilen … TV’nin sorumlu olduğunu ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, davalı tarafça ibraz edilen “Yapım Sözleşmesi” başlıklı 08 Eylül 2014 tarih ve … yevmiye numaralı noterlikçe tasdiklenen sözleşmede, davalı şirketin Yapımcı olarak yükümlülükler üstlendiği, sözleşmenin 8. Ve 10. maddelerinde “… isimli eserin mali ve manevi haklarından kaynaklanan sorumluluğun davalı yapımcı şirkete ait olduğunun düzenlendiği, davalılardan … TV hakkında açılan davanın, davalı şirketin KHK kapsamında kapatılan kurumlardan olduğundan bu davadan tefrik edilerek 670 Sayılı KHK 5. Maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, tefrik edilen davanın neticesinin bu davanın sonucuna etki etmeyeceği, müteselsil sorumluluk hükümlerinin geçerli olduğu kanaatiyle husumete yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı şirketin alacağını televizyon kanalı ve … tahsil edememesinin de bu davanın sonucuna etkisi bulunmadığından davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı …’ın mernis adresine gerekçeli kararın 28.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği, … vekili Av. …’ün vekaletnamesini 20.06.2017 tarihinde dosyaya ibraz ettiği, vekaletnamenin fotokopisi ile tercüme fotokopisinin ibraz edildiği, yabancı noterliğin mührünün okunaksız olduğu, asıl ve tercümede apostil şerhi ve noter tasdiki bulunmadığı, vekaletnamenin Arnavutluk Cumhuriyeti Tirana Noterlik Odası Noter … tarafından 06.06.2017 tarihinde özel vekaletname şeklinde düzenlendiği görülmüş, davalı vekiline muhtıra tebliği üzerine vekaletnamenin aslı ve tercümesinin tasdikli sureti ibraz edilmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvurusu sırasında 5.464,80 TL nispi karar ve ilam harcının 1/4 ü oranında 1.366,20 TL istinaf harcı yatırması gerekirken, 31,40 TL maktu harç yatırdığı anlaşılmakla, davalı vekiline HMK 344. Maddesi gereğince noksan yatırılan 1.334,80 TL harcın tamamlanması için muhtıra çıkarılarak 1 Hafta kesin süre verilmiş, kesin süre içerisinde istinaf harcı tamamlanmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … vekilinin HMK 344. madde gereğince muhtıra tebliğ edilmesine rağmen, 1 haftalık kesin süre içerisinde, nispi harç yatırılmadığından, İSTİNAF BAŞVURUSUNDAN VAZGEÇMİŞ SAYILMASINA, 3-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalı …’dan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Alınması gereken 5.464,80 TL harçtan, peşin alınan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.098,60 TL eksik harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,6-İstinaf yargılama giderleri olarak davalılar tarafından yapılan masrafların üzerlerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.