Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4428 E. 2018/2375 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4428 Esas
KARAR NO : 2018/2375
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2016
NUMARASI : 2016/147 2016/1121
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, 3 adet fatura bedelinin tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından müvekkiline gönderilen ödeme emrinin Bursa 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/88-59 E.K sayılı ilamıyla iptal edildiğini, bu nedenle yeniden ödeme emri çıkarılması gerektiğini, iptal edilen ödeme emrine dayalı olarak itirazın iptali davası açılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali davası öncesinde icra takisindeki ödeme emrinin Bursa 6.İcra Hukuk Mahkemesi kararıyla iptal edildiği, dava tarihi itibariyle dava şartı bulunmadığı, ödeme emri iptal edildiğinden davacının, dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davalının borcu ödememek için herşeyi suistimal ettiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine itirazın iptali davası açtıklarını, bu sırada davalı icra memurunun tebligata meşruhat vermediğinden bahisle ödeme emrinin iptali davası açtığını ve ödeme emrinin dosya üzerinden yapılan inceleme ile iptal edildiğini, davalı borçluya yeniden ödeme emri çıkarttıklarını, davalının aynı şekilde borca itiraz ettiğini, mahkemenin ödeme emri iptal edildiği için davayı reddettiğini, yine müvekkili aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmedildiğini, ödeme emrinin iptal edilmesinde davacının kusuru bulunmadığını, davalının, davranışlarının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, ödeme emrinin tebliğ edilmemesi halinde bile yapılan itirazda itirazın iptalinin istenebileceğini, davalının kötüniyetli davranışının ödüllendirilmemesi gerektiğini, yine davaya alacak davası olarak bakılabileceğini, bu konuda Yargıtay kararları bulunduğunu, yeniden ödeme emri çıkarılması ve itiraz edilmiş olması hususlarının değerlendirilmediğini, usul ekonomisinin gözetilmesi gerektiğini bildirmiştir.
11/11/2016 günlü duruşmada; davacı vekilinin ödeme emrinin iptali için usuli bir eksiklik olduğunu, usul ekonomisi açısından davaya devam edilmesini istediği, ayrıca yeniden ödeme emri gönderildiğini, buna ilişkin belgeleri sunabileceği yolunda beyanda bulunulduğu, davalı vekilinin ise bu beyanları kabul etmedikleri yolunda karşı beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davaya dayanak olan Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalı aleyhine 05/01/2016 tarihinde 3 adet faturaya dayalı olarak toplam 2.615,94 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borca itiraz ettiği görülmüştür.
İcra dosyası fotokopilerinin içinde Bursa 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/88-59 E.K sayılı ilam fotokopisinin de bulunduğu, söz konusu ilam ile 01/02/2016 tarihinde davalıya çıkarılan ödeme emrinin iptaline karar verildiği, yine ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbata fotokopisinin incelenmesinde; bu zarfta sadece ödeme emri olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Yine fotokopi evrakları içinde yapılan incelemede; davalıya yeniden ödeme emri çıkarıldığı ve bu ödeme emrinin ise 10/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Eldeki itirazın iptali davasının 04/02/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir. Somut olayda icra müdürlüğünce çıkarılan ödeme emri icra hukuk mahkemesince iptal edilmiştir. Bu nedenle ortada geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Nitekim davacı vekilince daha sonra yeniden ödeme emri çıkarıldığı beyan edilmiştir. Davacı taraf davasını alacak davası olarak da ıslah etmemiştir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/11/2018