Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4398 E. 2020/1096 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4398 Esas
KARAR NO: 2020/1096 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2017
NUMARASI: 2014/1387 E. – 2017/294 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacının 29.12.2014 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket ile aynı işi hurda alım satım ticareti yaptığını, davalı ile aynı yerde faaliyette bulunduğunu ve ortak ticaretlerinin olduğunu, keşidecisi … Elektrik şirketi olan 50.000TL bedelli ve 30.10.2013 tarih 50.000TL bedelli iki çekin müvekkilinden davalı şirkete geçtiğini, müvekkili ile davalı şirketin ortak iş yaptıklarını ve işleri davalı şirketin yürüttüğünü, müvekkili şirket defterlerine gerçek bir mal alım satımı olmaksızın sahte faturalar düzenleyerek defter kaydının yapıldığını, şirket kasasına çekler ve nakit tahsilatlar girmediği halde tahsilatlar girmiş gibi gösterildiğini, usulsüz çek çıkışlarının yapıldığı resmi ve özel evraklara sahte imza atıldığını, muhasebe kayıtlarında pek çok usulsüzlüğün yapıldığını, haksız yere ve kötü niyetle borca itiraz eden borçlunun itirazının iptaline alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalının 05.02.2015 tarihli cevap dilekçesinde; davacı ve davalının ortak ticari faaliyette bulunduklarını, mal alım ve satım ilişkisi kurduklarını, müvekkili şirketin davacı şirketten ciro yolu ile teslim almış olduğu çeklerin bedellerini çekleri bankaya ibraz etmeden çek ve keşidecisinden banka harici havale yolu ile tahsil edildiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, davaya konu icra takibi davacı tarafından kötü niyetli olarak başlatılmış olduğundan %20 den aşağı olmamak kaydı ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2017 tarihli 2014/1387 E. – 2017/294 K.sayılı kararıyla; “davacı tarafın icra takibine konu etmiş olduğu iki adet çeki tarafların geçmişe dayalı ticari ilişkilerini sonlandırmak suretiyle vardıkları mutabakata konu ettikleri, varılan anlaşma kapsamında her iki şirketin alacak-borç ilişkisini sıfırladıkları, bu işlemlerden sonra mutabakata konu edilen çeklerden dolayı davacı tarafın alacaklı olduğundan bahisle icra takibi yapmasının yasal dayanağı bulunmadığı (Yargıtay 19.HD 2015/7623 Esas, 2016/4388 Karar, 2015/13082 Esas, 2016/4314 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere), dava konusu yapılan çeklerin aynı zamanda ödeme aracı olduğu, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle; davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; taraflar arasında mutabakata varıldığı ibralaştığı konusunda herhangi bir belge düzenlenmediğini, borcun tasfiyesi amacıyla hareket edildiğini , ticari ilişki sonlandıktan sonra defter ve kayıtların davalı elinden zorla alındığını, davalı şirketin müvekkili aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 977.967,40 TL miktarlı icra takibi başlattığını, bunun dahi davalının iddialarının doğru olmadığını sahte evraklar düzenlediğini, kötüniyetli olduğunu kanıtladığını, davalı şirketin mükerrer tahsilat yaptığının kesin olarak kanıtlandığını, TTK 20. Madde de yer alan basiretli davranma yükümlülüğünden bahisle davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, yemin teklifi verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; yargılamadaki beyanlarını tekrarla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 29/12/2015 tarihli kök raporda bilirkişi; davacı tarafından davalıya ciro edilerek verilen çek bedellerinin, … Elektrik hesabından, davalı şirket yetkilisi … hesabına 23/09/2013 tarihinde 30/09/2013 tarihli … numaralı çek için 50.000 TL, 22/10/2013 tarihinde 30/10/2013 tarihli … numaralı çek için 20.000 TL, 01/11/2013 tarihinde 30.000 TL ödendiğini, ödemesinin çek keşidecisi tarafından yapılan çeklerin, yeniden ciro eden şirkete iade edilerek dekont düzenlendiğini ve düzenlenen dekontlarda, çek bedeli ödenmemiş gibi ciro eden davacı şirketin yeniden borçlandırıldığını ve ticari defterlere bu şekilde kayıt yapıldığını, davacı şirket ticari defterlerinde davalı tarafından düzenlenen çek iade dekontlarının davalının alacaklı olduğu şeklinde kayıt edildiğini, yapılan bu kayıtların Genel Muhasebe İlke ve Kuralları ile Tek Düzen muhasebe Sistemine uygun olmadığını, ödenen çek nedeniyle davacının yeniden borçlandırılmasının da hukuken mümkün bulunmadığını ,hesap bakiyesinin her iki şirket kayıtlarına göre 1 TL farkla mutabık 0 (sıfırlandığı) göz önüne alındığında davacının dava konusu çekleri davacıya mükerrer olarak ödediğini beyan etmiştir. Bilirkişinin 16/05/2016 tarihli ek raporunda; davacı vekilinin rapora itirazında çeklerin ödeme tarihinden itibaren faiz talep ediliyorsa da, çeklerin cari hesap içerisinde bir tutar olduğu ve cari hesabın bir unsuru olduğu, cari hesap içerisinde herhangi bir yerde çek bedeli olarak ödenmediği, davalı vekilinin itirazı yönünden ise; çek bedellerinin davalı şirketin hesabına değil şirket yetkilisinin şahsi hesabına ödendiğinden, davalı şirket kayıtlarında çek tutarı kadar borcun devamının sağlandığını, çek bedellerinin davalı tarafça şirket kayıtlarına intikal ettirilmiş olsaydı taraf hesap bakiyelerinin davalı aleyhine 100.000,00 TL daha az bakiye vereceğini, hesap bakiyesinin sıfırlanması aşamasında davacının 100.000,00 TL daha fazla ödeme yapmasına sebep olduğunu beyan etmiştir. Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde; davacı şirketin şikayeti üzerine davalı şirket yetkilisi … ve davacı şirketin eski ön muhasebe çalışanı olup daha sonra davalı şirkette çalışmaya başlayan … aleyhinde Resmi Belgede Sahtecilik suçundan ceza davası açılmıştır. Davalı vekilinin 01/06/2016 tarihli Ek Rapora itiraz dilekçesinde, davaya konu çekin iadesinin yapıldığı tarihte, davacı şirketin müvekkiline yaklaşık 1.400.000,00 TL borçlu olduğunu, cari hesaplar arasında denge sağlanması ve borcun sıfırlanması için davacı şirketçe 16/04/2014 tarihinde 1.518.000,00 TL ödeme yapıldığını bu ödemenin de çekler ile ilgisinin bulunmadığını, tapu devri sonrası devir bedelinin bir kısmının cari hesabı sıfırlamak maksadı ile yatırılmasından ibaret olduğunu, 19/01/2014 tarihli “Borç Tahsisi” başlıklı belgede 3.560.000,00 TL’nın davacı şirket yetkilisi … tarafından davalı şirket yetkilisi …’a ödeneceğinin kabul edildiğini, 15/04/2014 tarihli mutabakattan sonra 16/04/2014 tarihli ödemenin hesap kapatma ödemesi olduğunu mükerrer ödeme bulunmadığını beyan etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin 26/11/2014 tarihinde, davacı şirket tarafından, davalı borçlu aleyhine 100.000,00 TL asıl alacak (çek bedellerinin mükerrer tahsili sebebiyle) ve 12.824,66 TL işlemiş faiz alacağının asıl alacağa %11.75 oranında avans faiziyle tahsili talebiyle başlatıldığı , davalının süresinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada; davacı vekilinin 50.000 TL bedelli iki adet çek bedelinin davacı şirketten mükerrer olarak tahsil edildiğini iddia etmiştir. Taraflar her iki çek bedelinin, keşideci dava dışı … Elektrik Şirketi tarafından davalı şirket yetkilisi …’ın hesabına keşide tarihinden önce ödendiğini ve çeklerin asıllarının keşideci şirkete iade edildiğini kabul etmektedir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, ödenen çek bedellerinden sonra ticari kayıtlarının düzenli tutulması maksadıyla iade dekontu düzenlenerek tahsilat olmadan iade edildiğini, mükerrer tahsilat bulunmadığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamında alınan kök ve ek raporda, tarafların ticari defterler ve kayıtlarıyla davacı tarafça davalı şirkete ciro edilen 100.000 TL çek bedelinin , dava dışı keşideci şirket … Elektrik tarafından davalı şirket yetkilisinin şahsi hesabına ödendiği, davalı şirketin kayıtlarına ödemeyi intikal ettirmeyerek, dekont ile davacı şirkete iade gibi gösterilerek tekrar borçlandırıldığı ve cari hesap içerisinde ikinci kez ödenmesine neden olduğu, davalı tarafça yapılan muhasebe işleminin , genel muhasebe ilke ve kurallarına aykırı olduğunun ve her iki şirket kayıtlarına göre hesap bakiyesinin sıfırlandığının beyan edildiği, davalı vekilinin ek rapora itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki 15/04/2014 tarihli mutabakattan sonra 16/04/2014 tarihli ödemenin hesap kapatma ödemesi olduğunu mükerrer ödeme bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde; davacı şirketin şikayeti üzerine davalı şirket yetkilisi … ve davacı şirketin eski ön muhasebe çalışanı olan … aleyhinde Resmi Belgede Sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, ceza davasının sonucunun bu davayı etkileyeceği göz önüne alınarak, bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerekirken, ceza davasının sonucunun beklenmeksizin eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ceza davasının sonucu beklendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince,Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2017 tarihli 2014/1387 E. – 2017/294 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın ceza davasının sonucu beklendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 41,80 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 127,50 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 12/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.