Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4395 E. 2020/754 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4395 Esas
KARAR NO : 2020/754 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2017
NUMARASI : 2016/288 E. – 2017/365 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılardan … arasında rezervasyon sözleşmesi imzalandığını, sözleme gereğince bu davalıya avans çekleri verildiğini, bu çeklerin başkasına devir edilmemesi ve süresinden önce ödenmemesi yönünden anlaşma bulunduğunu, buna rağmen … dava konusu çeki tahsil için diğer davalı bankaya verdiğini, … Bankasının davacı ile … arasındaki bu anlaşmayı bildiğini, çek tevdii bodrosunda çekin tahsil amaçlı alındığının belirli olduğunu belirterek dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının doğru olduğunu, davayı kabul ettiklerini, söz konusu çekin temlik amaçlı değil, tahsil amaçlı verildiğin söylemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; çekte mücerretlik ilkesinin geçerli olduğunu, çekin temlik cirosu ile devir alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2017 tarihli 2016/288 E. – 2017/365 K.sayılı kararıyla; “davalılardan … tarafından dava kabul edildiğinden bu davalı yönünden davanın kabulüne, davalı … yönünden; dava konusu çekin davacı tarafından keşide edildikten sonra temlik cirosuyla bu davalıya verildiği, yargılama aşamasında davalı … tarafından davacıdan alacaklı olmadıkları olgusu kabul edilmiş ise de davacı ile davalı … arasındaki temel ilişki nedeniyle borç bulunmaması sadece temel ilişkide yer alan tarafa karşı ileri sürülebilecek şahsi defi olup çeki temlik cirosu ile alan davalı …’ye karşı ileri sürülemeyeceği, davalı …’nin çeki temlik aldığı aşamada kötü niyetli yahut ağır kusurlu olduğunun da ispat edilemediği” gerekçesiyle; davalı … hakkında açılan davanın reddine,-Davalı …. Tic.AŞ hakkında açılan davanın davalı tarafça kabul edilmesi nedeniyle dava konusu … BANKASI YEDİTEPE TİCARİ ŞUBESİNE AİT, KEŞİDE YERİ İSTANBUL, KEŞİDE TARİHİ 22/04/2016, 275.000,00TL BEDELLİ, …..TİC.AŞ.(… HOTELS) EMRİNE DÜZENLENMİŞ çek yönünden davacının davalı …. Tic.AŞ ye borçlu olmadığının tespitine, ” karar verilmiştir.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Bankaların teminat için aldıkları çekleri Nazım Hesaplar adı verilen kayıtlara işlediklerini, Nazım Hesapların da Detay Mizan üzerinde yapılacak incelemede açıkça ortaya çıkacağını, mahkemeden davalı bankanın Nazım Hesaplar ve Detay Mizan kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmelerine rağmen reddedildiğini, davalı … alınan çek tevdi bordrosunda açıkça “yukarıda gösterilen ve Bankamızı tahsil/temlik cirosu ile verilen çek” ibaresinin mevcut olduğunu, tahsil amacıyla yapılan cironun vekalet hükmünde olduğunu, davalı bankanın çeki sözleşme hükümlerine göre tahsil etmekle yükümlü olduğunu, hizmeti yerine getirirken … talimatıyla bağlı olduğunu, davalı … sözleşme hükümlerini yerine getiremeyeceğini açıkça belirtmiş ve tahsil için verdiği çekin iadesi talebinde bulunmuşsa da, davalı bankanın talimatı yerine getirmediğini, -mahkemenin sadece çekin arkasına bakarak karar verdiğini, çek tevdi bordrosunun yazılı delil olduğunu mahkemece incelenmediğini, kararda herhangi bir açıklama yapılmadığını, Bankanın, çeki ancak davalı … yüklendiği edimlerin tam olarak yerine getirilmesi halinde tahsil etmek üzere aldığını, kaldı ki davalı ile yapılan 08/10/2015 tarihli “Yaz Sezonu Sözleşmesinin de” çekin teslimi sırasında davalı bankaya sunulduğunu, davalı bankanın, davalı şirketin edimlerini yerine getirilmemesi halinde tahsil edilmeyerek müvekkiline iade edileceğini bildiğini, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmekle yükümlü olduğunu, kötüniyetli olduğunu,-mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile, çek bedellerinin davalı bankadan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile lehtar arasındaki defilerin ciranta ve senet hamillerine karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, asıl borç ilişkisindeki sakatlığın kambiyo senedini etkilemeyeceğini, somut olayda davacı ile Öger şirketi arasındaki ihtilafta müvekkilinin taraf olmadığını,-6102 Sayılı TTK 688. Madde de tahsil cirosunun açıkça düzenlendiğini “Ciro “bedeli tahsil içindir”, “vekaleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir.Poliçeden sorumlu olanlar, bu halde, ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı da dermayan edebilirler” hükmünün düzenlendiğini, çekin tahsil cirosu ile devredildiğinin çek üzerinden anlaşılması gerektiğini, çek üzerinde tahsil için verildiği yönünde hiçbir ibare bulunmadığını, bankanın çeki temlik cirosu ile devir aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dosyaya ibraz edilen 22/10/2015 tarihli Makbuz/Müşteri başlıklı belgede; davaya konu 275.000,00 TL bedelli çek “Yukarıda gösterilen ve Bankamızı tahsil/temlik cirosu ile verilen çekler….’den alınmıştır” yazılı olduğu görülmüştür.Çek fotokopisinin dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Çeke dayalı menfi tespit ve istirdat talepli davada, ilk derece mahkemesince davalı ….A.Ş. Vekilinin davayı kabulü nedeniyle bu davalı yönünden davanın kabulüne, davalı … yönünden davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin davanın red edilen kısmı yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu keşidecisi davacı olan 22/04/2015 tarihli 275.000,00 TL bedelli … Bankası Yeditepe Şubesine ait çekin davalı bankaya tahsil cirosu ile mi yoksa temlik cirosu ile mi cirolandığının tespitinden kaynaklanmıştır. Davalı banka çekin bankaya temlik cirosu ile verildiğini ve davalı … Şirketine ileri sürülebilecek defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini ileri sürmüş, davacı vekili ise çekin tahsil cirosu ile davalı bankaya verildiğini, davalı bankanın Nazım Hesapların da Detay Mizan üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ve çek tevdi belgesi üzerinde yapılacak incelemede çekin tahsil cirosu ile verildiğinin ve çekler teslim edilirken davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin de bankaya verildiğinin, açıkça ortaya çıkacağını ileri sürmüştür.6102 Sayılı TTK 688. Madde de ; “Ciro “bedeli tahsil içindir”, “vekaleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir.Poliçeden sorumlu olanlar, bu halde, ancak cirantaya karşı ileri sürebilecekleri defileri hamile karşı da dermayan edebilirler” hükmü düzenlenmiştir.Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda çekin arka yüzünde tahsil amaçlı olarak verildiğine dair yukarıda belirtilen yasa maddesindeki ifadelere yer verilmemiştir. Kural olarak Ciro imzası yerinde ‘bedeli tahsil içindir’, ‘vekaleten’ v.b. ibareler içermeyen ciroların (T.T.K. madde 689) temlik cirosu olarak yapıldığının kabulü gerekmektedir. Davalı bankanın, çekin temlik cirosu ile davalı bankaya tevdi edildiğini ileri sürmüşse de, davalı şirket ile davalı banka arasında çek verilmesini gerektiren somut bir borç doğurucu işlem bulunup bulunmadığı beyan edilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin talebi doğrultusunda , davalı bankanın kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak çek arkasındaki cironun gizli tahsil cirosu olup olmadığının tespiti ile davalı bankanın çekin bedelsizliğini bilmesi gerekip gerekmediği incelendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece çek arkasındaki ciro incelenerek davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2017 tarihli 2016/288 E. – 2017/365 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 40,00 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 125,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/03/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.