Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4393 E. 2020/747 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4393 Esas
KARAR NO : 2020/747 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2017
NUMARASI : 2014/110 E. – 2017/24 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka bünyesinde … A.Ş. İle dava dışı Müflis …. San. Ltd.Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden adı geçene kredi kullandırıldığını, müteveffa …unda söz konusu kredi sözleşmelerine müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını kefalet limitinde borçtan sorumlu olduğunu, … vefat etmesi sebebiyle İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/480 Esas 2012/652 Karar sayılı veraset ilamına istinaden davalı mirasçılar aleyhihe yasal takip başlatıldığını, kredi hesaplarının Beşiktaş ….Noterliğinin 26/09/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması nedeniyle İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yasal takibe geçildiğini davalıların borca ve ferilerine itiraz etmesi sebebiyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalıların takip tarihi itibariyle 5.339,00-TL nakdi 35.366,41-TL gayrinakdi borcu bulunduğunu, davalıların mektup aslının iadesi için geçen süreye kadar bankanın komisyon almasının gerektiği davalıların teminat mektuplarını depo etme ve komisyon bedellerini ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, alacağın likit olduğunu ve bu neden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davanın İİK 67.’de belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını yetkisiz icra dairesinde takibe başlandığını, alacağın kefalet ilişkisinin daha önce sona ermesi sebebiyle fona devir tarihinden önce zaman aşımına uğradığını, müvekkillerinin temerrütlerinin bulunmadığını takibe dayalı taleplerin mükerrer şekilde takibe konu edildiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.01.2017 tarihli 2014/110 E. – 2017/24 K.sayılı kararıyla; “davanın kısmen kabulü ile, nakit alacak yönünden mükerrer tahsile yer vermemek kaydıyla davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının; 1.236,00 TL asıl alacak, 3.275,98 TL işlemiş faiz ve 163,80 TL BSMV olmak üzere toplam 4.675,78 TL nakti alacak için iptaline, fazlaya ilişkin nakdi alacak talebinin reddine, Gayrinakti alacak yönünden davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının ( gayrinakdi alacak için ) iptaline, 2.200,00 TL tutarında 1 adet Meri teminat mektup bedelinin depo edileceği tarihte gümrük mevzuatına göre işlemiş faiz ve gecikme cezaları ile birlikte ( kefalet limitinin bakiyesi olan 10.324,00 TL ile sınırlı olmak üzere ) faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesini teminen tahsilde tekerrüre yer vermemek kaydıyla takibin devamına, Nakdi alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20 si oranında 935,15 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, -bilirkişi rapor ve ek raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, dava konusu mer’i teminat mektuplarının Gümrük Müdürlüğüne hitaben düzenlediğini, düzenlediği tarihten itibaren faiz işletildiğini, müvekkili bankanın risk altında bulunduğu meblağın mer’i olduğu müddetçe arttığını, dolayısıyla mektup bedelinin değil ilgili mektup bedelinin depo edileceği tarihte faiz ve diğer fer’ileri ile birlikte ulaştığı bedelin depo edilmesi gerektiğini, 2.200 TL bedelli Gümrük Teminat Mektuplarının güncel değerlerinin 33.166,4 TL gecikme zammı ile 35.366,41 TL olduğunu, genel kredi sözleşmesi hükümleri kapsamında limitle sınırlı olmaksızın kefilin doğacak gecikme zamlarının tamamından sorumlu olacağını, bu nedenle gayrinakti alacak yönünden mahkemenin kararının hatalı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bilirkişi hesabında nakdi alacak yönünden de 664,12 TL fark çıktığını, bunun tahsil edilemeyen gecikme faizi ve BMV tutarının bilirkişi tarafından ihtarname bakiyesine dahil edilmemesinden kaynaklandığını, -kefilin Genel Kredi Sözleşmesini serbest iradesiyle imzaladığını, sözleşmenin kefalet başlıklı 21.maddesi gereğince sorumlu olduğunu beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; teminat mektubunun … şirketinin borçlarının teminatı olarak verildiğini, şirket hakkında iflas kararı verildiğini, davacının alacağını yazdırmadığını, iflas eden şirket nedeniyle mer’i teminat mektubunun bir riski ve konusunun kalmadığını, -Kredi Sözleşmelerinin imza tarihinden itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiğini TBK 598.madde kapsamında kefillerin sorumluluklarının kendiliğinden ortadan kalktığını, -Anayasa Mahkemesinin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla; FON lehine getirilen 20 yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenlemenin iptal edildiğini, bu konudaki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, -yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verildiğini, sadece banka tarafından sunulan belgeler üzerinde incelemeler yapıldığını, -henüz nakte dönüşmemiş ve halen mer’i bulunan teminat mektuplarının alacak olarak kabul edilmediğini, sadece risklerinin olduğunun kabul edildiğini,
-hukukçu bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, -sözleşmede akdi faiz oranı bulunmadığı halde yüksek faiz oranı üzerinden ve TBK 120/2 maddesinde öngörülen sınırlamayı dikkate almadan verilen kararın yerinde olmadığını, müvekkili lehine tazminat verilmemesinin ve aleyhine kurulan tazminat hükmünün de usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul ….icra müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Birleşik Fon Bankası Aş tarafından davalı borçlular ile dava dışı borçlular … aleyhine 1.236,00 YTL asıl alacak, 3.849,62 YTL işlemiş faiz, 254,28 TL BMV, 35.366,41 YTL deposu talep edilen teminat mektubu alacağı olmak üzere toplam 40.706,31 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa %44 temerrüt faizi %5 faizin gider vergisi ve fer’ileri ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsile ve 2.200 TL teminat mektubunun takip tarihindeki faizi karşılığı 35.366,41 TL bankada açılacak faizsiz bir hesaba depo edilmesi, takibin devamı sırasında mektubun tanzimi halinde tanzim tarihine kadar işleyecek faiz ve fer’ileri ile tahsilinin talep edildiği görülmüştür. İcra dosyasında 10.05.1994 tarihli 2.200.000.000 lira bedelli, 11.04.1994 tarihli 15.000.000.000 lira bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri ile bedel yazılmamış 10.05.1994 tarihli sözleşme örneklerinin bulunduğu, davalıların murisi … kredi sözleşmelerinin müşterek ve müteselsil kefili olduğu görülmüştür. Beşiktaş …Noterliği’nce keşide edilen 26/09/2011 tarihli ihtarname örneğinden; davacı bankanın kefiller … kredi borçlusu … Ltd şirketinin Kahramanmaraş ….İcra ve İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası, müteselsil kefil …AŞ’nin Kahramanmaraş 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/38 E.-2002/169 K.sayılı dosyası ve müteselsil kefil … Ticaret AŞ’nin Kahramanmaraş ….İcra ve İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile iflas ettiğini, kefil sıfatıyla sorumlu oldukları kredi hesaplarının, 26.09.2011 tarihinde kat edildiğinin bildirdiği ancak ihbarnamede tebliğ şerhinin bulunmadığı, ihtar tarihinde … vefat etmiş olduğu görülmüştür. Kahramanmaraş ….Noterliği’nin 29.09.1998 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile … AŞ Maraş şubesinin … Ltd şirketi ve … teminat mektubu bedeli 2.200.000.000 liranın 24 saat içinde banka veznelerine depozito hesabına teminat olarak yatırılmasının talep edildiği, 12.10.1998 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İcra dosyasında bulunan 10.05.1994 tarihli 2.200.000.000 lira bedelli teminat mektubu ile … Ltd şirketinin Kahramanmaraş Gümrük Müdürlüğü’nde gerçekleşecek gümrük işlemlerindeki riskler karşılığında teminat olarak verildiği görülmüştür. İcra dosyasında bulunan Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.06.2009 tarihli 2009/966 E. – 2009/934 K. sayılı veraset ilamından; davalıları murisi …’nun 31.07.2004 tarihinde vefat ettiği davalıların mirasçı olduğu görülmüştür. Fırat Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü, Kahramanmaraş Gümrük Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu teminat mektuplarının mer’i olup olmadıklarının tespiti için yazılan müzekkereye verilen 05/08/2014 tarihli cevabi yazı ekinden 2.220,00 TL bedelli teminat mektuplarının mer’i olduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince alınan 04.11.2014 tarihli raporda; teminat mektupları deposuna ilişkin Kahramanmaraş ….Noterliği’nin 29.09.1998 tarihli … nolu ihtarnamesi ile mektup bedelinin depo edilmesinin ihtar edildiğini, ancak mektup konuları alacağının ihtara konu edilmediğini, 12.10.1998 tarihinde müteveffaya tebliğ edildiğini, 13 yıl sonrada davacı bankanın Genel Kredi Sözleşmesi kefillerine tüm kredi hesaplarını 26.09.2011 tarihinde kat ettiğini, muris o tarihte vefat ettiğinden ve mirasçılarına ihtarname keşide edilmediğinden temerrüdün icra tarihiyle başlayacağını, Kredi Sözleşmesinin Temerrüt Faizi başlıklı 44/2.maddesinde; “bankacı ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş kısa, orta veya uzun vadeli en yüksek genel kredi faiz oranına 40 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmüne göre banka faiz genelgesinde akdi faiz oranının %22; 40 puan ilavesi ile %62 faize tekabül ettiğini, bu oranın altında %44 faiz talep edildiğini, takip talebi itibariyle 1.236,00 TL asıl alacak 3.275,98 TL işlemiş akdi %22 faiz, 163,80 TL BSMV olmak üzere 4.675,78 TL toplam nakit alacak hesaplandığını, gayrinakti depo talebi yönünden mer’i mektup tutarının 2.200 TL olarak belirlendiğini, 17.200 TL kefalet tutarından nakit alacak tutarı ve mektup tutarı düşüldüğünde temerrüt de takip ile başlayacağından gecikme zammından kefaletten kalan limit tutarına göre 10.324,22 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulacağını beyan etmiştir. Bilirkişinin 20.05.2015 tarihli ek raporunda da; aynı görüşü tekrarladığı görülmüştür. Davaya konu Genel Kredi sözleşmelerinin kefalet başlıklı 21.maddesinde; kefil veya kefiller …bankanın müşteri lehine verdiği teminat mektubu veya diğer nakdi kredilere aşağıda imza bölümünde belirtilen miktara kadar müteselsil kefil olarak tekeffül ederler. Kefalet miktarına ana paranın faizi, ana para ve akdi faizler için hesaplanacak temmerrüt faizi, komisyon, her türlü masraflar ve vekalet ücreti ilave edilecek kefilin sorumluluğu bütün bu hususları kapsayacaktır” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmelerin 52.maddesinde; “iş bu sözleşmelerden doğan ihtilaflarda ve her türlü ilişkilerde bankanın muhasebesi defterleri, kayıtları ve belgeleri, mikrofiş, bilgisayar kaydı dahil kesin delil oluşturacaktır. Bunlara karşı müşteri her türlü itiraz hakkından peşinen feragat eder ve banka kayıtlarının kesin delil edeceğini kabul ve taahhüt eder.” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E :İtirazın iptali talepli davanın dayanağı, ilamsız takipte davacı alacaklının Genel Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan nakdi ve gayrı nakdi alacağının ferileriyle tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı vekilinin ve davalı vekilinin süresinde istinaf başvurularında bulunduğu görülmüştür.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; takibe konu alacak yönünden 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu,Anayasa Mahkemesinin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla; FON lehine getirilen 20 yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenlemenin iptal edildiğini, TBK 598. Madde gereğince de 10 yıllık süre dolduğunu ileri sürmüştür. 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’na 26.12.2003 tarihli 25328 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5020 sayılı yasanın 27.Maddesi ile eklenen Ek madde 3 (5020 Sayılı 12/12/2003 tarihli Kanun’un 27. Maddesi) ile , fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olarak belirlenmiştir. 4389 sayılı Bankalar Kanununu yürürlükten kaldıran, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 141.maddesinde de bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu, geçici 16.maddesi ile bu kanun ile fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümler makable şamildir hükmü getirilmiş, geçici madde 16. da yer alan zamanaşımı sözcüğü Anayasa Mahkemesinin 12.09.2014 tarih ve 29117 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 04.06.2014 tarih 2014/85 E. Ve 2014/103 K. Sayılı kararı ile iptal edilmiş, ‘…zamanaaşımı…’ sözcüğünün iptali nedeni ile uygulama olanağı kalmayan ‘ve’ sözcüğünün de iptaline karar verilmiştir. Davaya konu alacağın 10/04/1994 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 11/04/1994 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşme tarihlerinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan 12/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4389 Sayılı Bankalar Kanunu Ek 3 madde ile 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 141. Madde ve geçici 16. Madde gereğince zamanaşımı süresi 20 yıla çıkarılmış, 20 yıllık süre dolmadan ve Anayasa Mahkemesinin 12.09.2014 tarihinde yayınlanan iptal kararı yürürlüğe girmeden davalı borçlular hakkında 05/02/2013 tarihinde takip başlatıldığından davacı alacağının zaman aşımına uğramadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusunda ileri sürdüğü, TBK 598/3-4 maddesi gereğince, takip tarihinden önce 10 yıllık süre dolmuşsa da; Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5/2 maddesi gereğince 6098 Sayılı TBK ile kefalet sözleşmeleri için ilk defa hak düşürücü süre/özel zamanaşımı süresi öngörülmekle, Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren 1 yıllık ek süreden yararlanacağından, icra takibinin de 05/02/2013 tarihinde bir yıllık süre içerisinde başlatıldığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin ileri sürdüğü 10 yıllık sürenin de dolmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin istinaf başvurusunda bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ve sadece banka kayıtları üzerinde inceleme yapıldığını ileri sürdüğü anlaşılmışsa da; Genel Kredi Sözleşmelerinin 52. Maddesinde delil anlaşması bulunduğu ve banka kayıtlarının kesin delil olduğunun kabul edildiği, bilirkişi raporunun da hükme dayanak yapmaya elverişli ve denetime elverişli olduğu dikkate alınarak itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Sözleşmede akdi faiz oranının bulunmadığına yönelik itirazın yerinde olmadığı, sözleşmenin 44/2 maddesinde temerrüt faizi düzenlemesine yer verilirken “Banka’ca Ödünç Para Verme Mevzuatına göre tespit edilmiş, en yüksek Genel Kredi Sözleşmesi faiz oranı” denilmekle, akdi faizin bilirkişi tarafından banka faiz genelgesine göre %22 olarak hesaplandığı görülmekle faize yönelik istinaf başvurusu da yerinde görülmeyerek, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunda nakdi alacak hesabında 664,12 TL farka yönelik itiraz ettiği anlaşılıyorsa da; hesap kat ihtarının davalıların murisine tebliğ tarihinde muris vefat ettiğinden, geçerli bir kat ihtarı bulunmadığından temerrüt faizi uygulanamayacağı, farkın akdi faiz uygulanmasından kaynaklandığı anlaşılmakla istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin Gümrük Teminat mektubunun güncel değerinin depo edilmesine karar verilmesi talebi ile limitle bağlı olmaksızın kefilin gecikme zamlarından sorumlu tutulmasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Genel Kredi Sözleşmelerinin 21. Maddesinde düzenlenen ” ..kefalet miktarına ana paranın faizi, ana para ve akdi faizler için hesaplanacak temmerrüt faizi, komisyon, her türlü masraflar ve vekalet ücreti ilave edilecek kefilin sorumluluğu bütün bu hususları kapsayacaktır” hükmü nedeniyle, kefilin teminat mektubunun komisyon oranlarının eklenmesiyle bulunan güncellenmiş değerinden sorumlu olacağı ancak kefilin kendi temerrüdünden sorumlu olması karşısında, kefalet miktarından kalan bakiye 10.324,00 TL kefalet miktarı ile sınırlı olmak üzere davacı bankanın faiz getirmeyen hesabında nakden depo edilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun da reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalılar vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden alınması gereken 54,40 TL maktu harç ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi nedeniyle, alınması gereken 1.174,93 TL harçtan, davalı tarafça yatırılan 294,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 880,93 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından 3,35 TL, davalılar avansından ise 28,00 TL (posta-teb-müz) masrafı kullanıldığı anlaşılmakla, takdiren 10,65 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.