Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4385 E. 2020/743 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4385 Esas
KARAR NO : 2020/743 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/09/2016
NUMARASI : 2016/57 E. – 2016/538 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ortak olduğu şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının yetkilisi olduğu şirket adına bono düzenleyerek davalıya verdiğini, bonolarda davacının adının geçmediğini, bu nedenle alacağın şirketten tahsil edilmesi gerektiğini, oysa davalının müvekkili hakkında haciz işlemleri başlattığını, tasarrufun iptali davası açtığını ileri sürerek İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2015/5561 esas sayılı takibinden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir. Davacının takip konusu senette kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, buna göre takip başlatıldığını, takip gereğince tahsilat yapılmadığını, davacının çok sayıdaki taşınmazını devretmek için işlemler yaptığını, bu konuda dava açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.09.2016 tarihli 2016/57 E. – 2016/538 K.sayılı kararıyla; “TTK’nun 776/1-g maddesi gereğince, bononun kambiyo vasfını taşıması için “senedi tanzim edenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 678. maddesi gereğince şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir.Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunlu olduğu (HGK’nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı)” gerekçesiyle , davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; bonolarda borçlu olarak müvekkilinin şirketinin yazılı olduğunu, müvekkilinin isminin hiçbir bonoda geçmediğini, müvekkilinin şirketinin Limited Şirket olduğunu, ortakların şahsi sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin bono üzerine atmış olduğu ikinci imza nedeniyle avalist olarak sorumluluğunun bulunmadığını, avalist olarak sorumlu olabilmesi için ad ve soyadının yazılı olması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sıyılı icra dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı …. Ltd. Şti. Aleyhinde, bonoya dayalı olarak 81.160,00 TL Asıl Alacak, 1.155,77 TL İşlemiş faiz, 243,48 TL %0,30 komisyon, 1.644,73 TL Protesto masrafı olmak üzere 84.203,98 TL’nın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı, takibe konu senetlerin incelenmesinde keşideci isim/ünvan, adres kısmında …. Ltd. Şti.’nin kaşesinin bulunduğu, kaşe üzerinde imza bulunmadığı, iki adet imza yazıları altında iki adet imza bulunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E : Menfi tespit talepli davada, uyuşmazlık konusu takibe konu edilen bonolarda bulunan davacı imzalarının her ikisinin de dava dışı borçlu ….. Ltd. Şti. temsilcisi sıfatıyla ve şirketi bağlayacak şekilde mi atıldığı, yoksa mahkeme kararının gerekçesinde açıklandığı üzere imzalardan birinin davacıyı aval veren sıfatıyla bağlayıp bağlamayacağının tespitinden kaynaklanmıştır. Takibe konu bonolarda şirket kaşesi üzerinde imza bulunmadığı, açığa iki adet imza atıldığı, imzaların davacıya ait olduğu ve davacının borçlu şirketin yetkilisi olduğu, dosyaya davalı vekilinin delil listesi ekinde ibraz edilen faturalardan; davacı şirket ile dava dışı borçlu şirket arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, … şirketinin davacı şirkete borçlu olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, takip konusu senette şirket kaşesi üzerine değil yan tarafa atılan iki imzanın, davacının aval veren sıfatıyla şahsen sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceği hususundadır. Aval, 6102 sayılı TTK’nın 700 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Yasanın 701/3. maddesi uyarınca muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Somut olayda keşideci tüzel kişi olup bonoda şirket kaşesi üzerine atılmış imza bulunmadığı, açığa atılmış iki imza bulunduğu, dava konusu bonoları imzalayan kişi aynı zamanda bonolarda keşideci olarak görülen şirketin yetkili temsilcisi olup, senetleri şirket kaşesi üzerine/yanına keşideci sıfatıyla tek imza atmak suretiyle düzenlemesi mümkün iken şirketin unvanının yanına iki imza atmak suretiyle imzalaması bonolardaki imzaların birini kendisi adına aval veren sıfatıyla imzaladığının, diğerinin ise yetkilisi olduğu şirketi keşideci sıfatıyla bağladığının kabulü gerektiği sonucunu doğurur. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.