Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4382 E. 2020/1306 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4382 Esas
KARAR NO : 2020/1306
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2017
NUMARASI : 2014/1354 2017/238
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili lehine dava dışı … tarafından keşide edilen 12500,00 TL bedelli çekin müvekkili şirket merkezinde meydana gelen 11/06/2014 tarihli hırsızlık neticesi çalındığını, konuyla ilgili şikayette bulunduklarını, ayrıca çek iptali için açtıkları davada ödemeden men yasağı kararı verildiğini, bu dava devam ederken davalının çeki ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini, çeki dosyaya ibraz etmek yerine müvekkili ve diğer cirantalar aleyhine takip başlattığını, bunun üzerine İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nde imzaya inkar davası açtıklarını belirterek müvekkilinin çekin haklı ve yetkili hamili sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine ve çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu, çekle ilgili olarak ihtiyati haciz kararı aldıklarını, kararın tatbiki sırasında dava dışı … tarafından toplam 13.089,00 TL paranın dosyaya depo edildiğini, müvekkili ile dava dışı … LTD.ŞTİ arasında faktoring sözleşmesi bulunduğunu ve çekin bu şirketten alındığını, çek bedelinin keşidecisi tarafından ödendiğini, buna göre davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının öncelikle çekin meşru hamili olduğunu kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu çekteki ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı, davacının bu konuda İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı imzaya itiraz şikayetinin kabul edildiği, buna göre çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığının mahkeme kararıyla tespit edildiği, davacının çekle ilgili zayi nedeniyle iptal davası açtığı, ödemeden men kararı verildiği, davacı tarafından C.Savcılığına başvuru yapıldığı, çekin bankaya ibrazı anında da ödeme yasağı bulunduğu şerhinin işlendiği, buna göre davalı … şirketinin ağır kusurlu olarak çeki iktisap ettiğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, dava konusu çekle ilgili yapılan ödemeyle ilgili olarak istirdadı ile davalı tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; dava konusu çeki …LTD.ŞTİ’nden 01/08/2014 tarihli alacak bildirim formuyla teslim aldıklarını, alacakla ilgili 03/07/2014 ve 08/07/2014 tarihli faturaların mevcut olduğunu, daha sonra çeki takibe koyduklarını, mahkemeden 06/11/2014 günlü ihtiyati haciz kararı aldıklarını, kararın 07/11/2014 tarihinde tatbik edildiğini, haciz sırasında keşidecinin toplam 13.089,00 TL ödeyerek dosyaya depo ettiğini, dolayısıyla davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, kaldı ki davanın çek istirdadı davası olup çek bedelinin ödenmesinin talep edilmediği, bu nedenle talep dışına çıkıldığını, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından reddi gerektiğini, davacının öncelikle çekin yetkili hamili olduğunu, sonra da rızası dışında elinden çıktığını ve yeni hamilinin kötüniyetli olduğunu ispatlaması gerektiğini, çekin ister emre, isterse hamiline yazılı olsun kötüniyetli ya da ağır kusurla iktisap edilmedikçe hamilin çeki vermeye mecbur olmadığını, müvekkilinin senette meşru ve iyiniyetli hamil olduğunu, 6361 Sayılı Kanunun 9/2 maddesinin müvekkili şirketin sorumluluğunu belirlediğini, müvekkilinin çeki düzgün ciro silsilesi içerisinde aldığını, teslim anında kötüniyet ya da ağır kusurunun bulunmadığını, kaldı ki bilirkişi raporunda müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunun belirtildiğini, mahkemenin rapora itibar ederek hüküm kurduğunu, dolayısıyla kararın doğru olmadığını, çekin davacı rızasıyla elden çıktığı ve ödeme yasağı bulunması alacaklının alacağını temin etmesine engel olmadığını, dosya içerisinde müvekkilinin kötüniyetli olduğuna dair bir emare bulunmadığını bildirmiştir. Dava konusu çekin 17/10/2014 tarihli, 12.500,00 TL bedelli, keşidecisinin dava dışı … lehtarının davacı, sonraki cirantanın …, sonraki cirantanın …LTD.ŞTİ olduğu, çekin 17/10/2014 tarihinde ibraz edildiği, ödeme yasağı kararı nedeniyle işlem yapılmadığının şerh edildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacı ve dava dışı kişiler aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında 12500,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 13.847,86 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, 04/12/2014 tarihinde borçlu keşideci vekilinin ihtiyati haciz alacağının dosyaya yatırıldığı, bakiye alacak için haricen 3.600,00 TL’nin avukatın banka hesabına yatırıldığı, müvekkilinin araçları üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, icra müdürlüğünün de talep gibi işlem yapılmasına karar verdiği görülmüştür. İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1358 esas – 2015/335 karar sayılı ilamının incelenmesinde; tarafların aynı olduğu, davacının imza itirazında bulunduğu, yargılama sırasında alınan tek kişilik grafolog raporunda çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği ve yargılama sonunda imza itirazının kabul edilerek davacı hakkındaki icra takibinin 28/05/2015 tarihinde durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dava konusu çekle ilgili olarak İstanbul 7.ATM’nin 2014/643 D.İş Esas – 656 karar sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı verildiği görülmüştür. Davalı ile dava dışı …. LTD.ŞTİ arasında 08/03/2013 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığı, aralarında dava konusu çekin de bulunduğu 53.333,00 TL ‘lik 6 adet çekin davalı … şirketine 01/08/2014 tarihinde alacak bildirim formuyla teslim edildiği, bu evraklar arasında …. LTD.ŞTİ tarafından dava dışı … şirketine düzenlenen 77.998,00 TL’lik 03/07/2014 tarihli fatura ile … LTD.ŞTİ’ne düzenlenen 08/07/2014 tarihli 10.018,86 TL bedelli faturaların da bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığı, davacı ile dava dışı …. arasında ticari ilişki bulunduğu, buna göre davacının defterlerinde dava konusu çekin 30/04/2014 tarihinde kaydının yapıldığı, davalı tarafın defter ibraz etmediği, dava konusu olayda davalının çeki alırken kendisine ciro eden ve bir önceki cirantanın arasındaki ilişkiyi tetkik ettiği ve diğer cirantaların ticaret sicilinden varlığını araştırdığı, bu haliyle çeki devralmakla özensiz olduğunun ve TTK’nun 792.maddesine aykırı davrandığının kabul edilemeyeceği, 6361 sayılı kanunun 9/3 maddesinin mevcut olduğu, çekin istirdadı talebinin yerinde olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunulduğu ve raporun yetersiz hazırlandığının belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, çekte yetkili hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespiti ve çekin istirdadı davasıdır. Davacı taraf, davaya konu çekin müvekkilinin işyerinde çalındığını, davalının çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dairemizce celbedilen ihtiyati haciz dosyasının incelenmesinde, davalı tarafça dava konusu çeke dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına istinaden keşidecinin adresine gidildiği ve çek bedelinin keşideci tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Dava konusu çekte keşideci dava dışı …, lehtar ciranta davacı, sonraki cirantalar ise … ve … Ltd.Şti’dir. Davalı … şirketi tarafından sunulan evrakların incelenmesinde, dava dışı ciranta… Ltd.Şti ile davalı … şirketi arasında faktoring işlemi yapıldığı, dava konusu çekin de … Ltd.Şti tarafından dava dışı ciranta … düzenlenen fatura ile birlikte davalı … şirketine temlik edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu çekte ciro silsilesinde kopukluk bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede davacının çeki dava dışı keşideciden ticari ilişki nedeniyle aldığı ve defterlerine kaydettiği yolunda bir tespit yapılmış ise de, davacıdan sonra çekte iki cirantanın daha bulunduğu, bundan sonra çekin faktoring şirketine geçtiği, çekte ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, davalı … şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunun söylenemeyeceği, çekin rıza dışı davacı elinden çıktığı hususunun usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmış olup mahkemece bu gerekçelerle davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup açıklanan bu yönler itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2017 gün, 2014/1354 Esas, 2017/238 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 213,50 TL harçtan mahsubu ile artan 159,10 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 7-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/07/2020