Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4380 E. 2019/1253 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4380 Esas
KARAR NO : 2019/1253
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2017
NUMARASI : 2014/428 E. – 2017/155 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Asıl dava konusu)
KARAR TARİHİ: 30/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı ile 23.01.2003 ve 06.06.2003 tarihli süt alım satım ve teslimi sözleşmelerini imzaladığını ve edimlerini yerine getirdiğini buna rağmen davalının 200.000,00 TL’lik teminat senedini takibe koyup tahsil ettiğini, borç ödendiği halde ipotekleri de kaldırmadığını, alacağın tahsili için Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe vaki itiraz üzerine Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2004/517 Esas sayılı dosyada verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması sonucu 2008/356 E. sayılı dosyanın takipsizlik sonucu açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkilinin alacağının 2008/356 esas sayılı dosya ile belirlendiğinden fazlaya ait haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 30.400 TL alacağın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava dilekçesi ve eklerinin müvekkili şirket Ticaret Sicil Memurluğunda kayıtlı olan son adresinde tebliğinin yapılmadığını, iş bu davayı davacının Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/45 esasıyla açmış olduğu davaya sunmuş olduğu dilekçe nedeniyle haberdar olduklarını, öncelikli olarak zamanaşımı ve yetkisizlik itirazında bulunduklarını, iş bu davada mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Burdur Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, salt ticari defter üzerinden taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin belirlenmesinin mümkün olmadığını, davacının kötü niyetle hareketle taraflar arasındaki kaydi durumdan faydalanmak suretiyle kendi lehine pozisyon oluşturmaya alacak çıkarmaya çalıştığını, Tarım Bakanlığı tarafından muhtelif zamanlarda çiftçilere, üreticilere desteklemeler, teşvikler verdiğini, bu destek ve teşviklerinin et, süt, buğday, arpa, mısır vb. gibi ürünler için olabildiğini, 2002 ve 2003 yıllarında Tarım Bakanlığı’nın şartının üretici tarafından üretilen sütlerin üretim izni olan mandıra, fabrika vb. satışının yapılması durumu olduğunu, üreticiler tarafından tüccara vb. satılan sütlere destek verilmediğini, müvekkilinin ise üretim yapmayan sadece süt alımı-satımı yapan yani tüccar bir şirket olduğunu, sütü üreticiden alıp fabrikalara, mandıralara satmakta olduğunu, fakat üreticilerin bu kapsamda teşvikten faydalanamadığını, bu nedenle …. üreticilerden fiilen aldığı sütlerin faturalarını veya müstahsil makbuzlarını … değil de …. gibi firmalara keserek teşvikten faydalandıklarını, davacı … şirketinin ise kendisine kesilen faturalardan gerçekte aldığı süt miktarı kadarını alıkoyup fazla olan miktarın faturasını … kesmekte olduğunu, hal böyle olunca da bir fiili durum ile birde kaydi durumun ortaya çıktığını, kayıtlarda sanki süt alan firma süt satan firmadan alacaklı gibi göründüğünü, oysaki işin birde …. fatura veya müstahsil makbuzu düzenleyen kooperatifler, üreticiler tarafı olduğunu, davacının kayıtlarının incelenmesinde davacının üretici durumda olanlara borçlu olması gerektiğini, süt satıcısı/üreticisi olanlar süt bedellerini müvekkili … tahsil ettikleri için davacı Kartepe’den talepte bulunmadıklarını, bu husus davacı şirketin bilgisi dâhilinde olmasına rağmen bu durumu kullanmaya çalıştığını, … üreticiden ayda 600.000 Kg. sütleri topladığını bunun 200.000 kilogramını … firmasına, geri kalan 400.000 kilogramını da başka firmalara sattığını, sütlerin tahsilatlarını yaparak üreticilere ödemeleri müvekkilinin yaptığını, davacıyla ilgili olan olayda üreticilerden toplanan sütlerin 600.000 kilogramının tamamını … firmasına satılmış gibi fatura kesildiğini, daha sonra 400.000 Kg sütün … … fatura edildiğini, … ise üreticilere paralarını ödediğini, bu tür işlemlerin … ile başka firmalar arasında da yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi asla iade faturası kesilmesi durumunun söz konusu olmadığını, davacının bu yöndeki iddiaların yanlış ve aldatmaca olduğunu, arz ettikleri nedenlerle davacının müvekkiline 08.04.2003 tarihinde 329.555 TL borçlu iken kayıtlarında alacaklı gibi göründüğünü ve bu durumu kötü niyetle müvekkiline karşı kullanmaya çalıştığını, Müvekkilinin alacaklı davacının ise borçlu olduğunu, davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunu kanıtlayan imzasını içeren belge ve ikrarların aşağıdaki şekilde bir kere daha tekrarladıklarını, 08.04.2003 tarihli sözleşme ( bu sözleşmede davacının 08.04.2003 tarihi itibariyle davalı şirkete 329.555 TL borcunun olduğu taraflarca beyan ve kabul edildiğini), 06.06.2003 tarihli sözleşmede davacı şirketin davalıya eski borçlarının olduğunun beyan ve kabul edildiğini, davacı şirketin Kocaeli İcra Tetkik Merciinde 2003/529 esasıyla açmış olduğu davada 200.000,00 TL borcunun (aslında borç daha fazla olduğunu) kabul ve ikrar ettiklerini, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/19 Esas sayılı dava dosyasında borçlu olduklarını beyan ve kabul etliklerini, iddia olunduğu gibi davacı ile müvekkili davalı şirket arasında ki süt alışverişi 23.01.2003 tarihli sözleşme ve akabinde 06.06.2003 tarihli sözleşme ile başlamadığını, 23.01.2003 tarihli sözleşmeden anlaşılacağı gibi bu tarihten alış verişin başladığını, davacının müvekkiline bu tarihten önce borcunun olduğunu, davacının 08.04.2003 tarihli sözleşmeden anlaşılacağı gibi muaccel 329.555 TL borcunun bulunduğunu, sadece davacı kayıtları üzerinde yapılacak bir inceleme ile doğru sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını, davacı kayıtlarının da düzgün incelenmediğinin görüldüğünü, davacının müvekkiline çektiği 26.08.2004 tarihli faxta da bu kaydi durumu şantaj olarak kullanmaya çalıştığını, davacının borcun varlığını 26.08.2004 tarihi itibariyle kabul ettiğini, ayrıca kaydi durumda müvekkilinin faturalarının kapalı olduğu gerekçesiyle bunu kullanacağını beyan ettiğini, bunun davacının suiniyetli olduğunu tek başına kanıtlamaya yettiğini,beyanla haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddine karar verilmesini, talep etmiştir. Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/45 Esas Sayılı Dosyasında; davacılar vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında 23.01.2003 tarihli sözleşme akdedildiğini, akabinde müvekkili … A.Ş. ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında yapılan 06.06.2003 tarihli sözleşme ile ticari ilişkilerinin başladığını, sözleşme uyarınca müvekkillerinden 200.000,00 TL teminat istendiğini, bunun için davalıların talebi üzerine süt alımları için müvekkili tarafından vade tarihi olmayan 200.000,00 TL tutarlı bir adet boş teminat senedi verildiğini, senedin davalılar tarafından doldurulduğunu, müvekkillerinin söz konusu ticari iş nedeniyle davalıların borcunun olmadığının Kocaeli I. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/517 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile ve mahkeme karan ile sabit olduğunu, dava konusu edilen 200.000,00 TL tutarlı senedin davalı … San. Ticaret Ltd. Şti. tarafından muvazaalı bir şekilde … A.Ş.’ne ciro edildiğini, söz konusu senedin haksız ve kötü niyetli icra takibine konulduğunu, hacizler nedeniyle zorda kalan müvekkili şirketlerin ortakları …. kendilerine ait taşınmazı var olmayan bir borcun teminatı olarak davalı … San. Vc Tic. Ltd.Şti’nin ortağı ve genel müdürü olan … ipotek verdiklerini, söz konusu ipoteğinde Ankara …. İcra Müdürlüğü nün…E sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe konulduğunu, takibe konulan gayrimenkulun satılarak parasının icra dosyasına yatırıldığını, Ankara …. İcra Müdürlüğü dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip neticesinde tahsil edilen 139.274,99 TL ve Ankara ….. İcra Müdürlüğü dosyasında tahsil edilen 304.406,65 TL ile birlikte davalıların toplamda 443.692,00 TL tutarında tahsilat yaptıklarını, Ankara …, İcra Müdürlüğünden yaptıkları tahsilatın Ankara …. İcra Müdürlüğü dosyasına kasti olarak aktarılmadığını, takip konusu borcun bitmesine rağmen taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmadığını, icra dosyasında kötü niyetli olarak haciz yenileme işlemlerinin devam edildiğini. Müvekkillerinin dosya borcunu ödemelerine ve dosya borcunun kapanmış olmasına rağmen davalıların haciz işlemlerini yenilemeleri nedeniyle yıllarca mağdur edildiklerini beyanla, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya borcunun bitmesi nedeniyle iş bu icra dosyasına mahsus olarak tüm müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, teminatsız olarak hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin ne olduğunun anlaşılamadığını, müvekkili …. yönünden talebin ne olduğunun anlaşılamadığını, müvekkilinin kendisine ciro yoluyla gelen 200.000,00 TL’lik senedi vadesinde protesto edilerek Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, davacının takip başladığından bu güne kadar borcunun rızaen dosyaya ödemediğini, ancak yaptıkları hacizler nedeniyle bir takım tahsilatlar yaptıklarını halen davacıdan dosya kapsamında bakiye alacaklarının bulunduğunu, icra dosyasının derdest olduğunu, senet bedelini davacının süresinde ödemediğinden aleyhinde icra takibinin 13.06.2003 tarihinde başlatıldığını, davacının icra takibi başladıktan sonra borca ve senede itiraz etmediğini, hatta icra mahkemelerine sunmuş oldukları dilekçelerde borcu kabul ettiklerini ikrar ettiklerini, takip tarihinden bu güne kadar aradan 9 yıl geçtikten sonra davacıların senet bedelini ödediğini iddia ettiklerini, iddiaların gerçek dışı olduğunu, 23.01.2003 tarihinden önceki borçlar için bu senedin verildiğini, davacıların 04.04.2003 tarihli sözleşmeye göre davalı şirkete karşı doğmuş ve muaccel olan 329.555 TL borcunun olduğunu, ortada bu apaçık belgeler varken davacıların borç inkârında bulunmalarını anlamadıklarını, İpoteğin tapuda 04.04.2003 tarihinde tesis olunduğunu, icra takiplerinin ise 11.06.2003 tarihinde başlatıldığını, ipoteğin tesis olunduğu tarihte davacı şirketlerin toplamda diğer davalı şirkete 329.555 TL borçlu durumda olduğunu, davacıların imzasını içeren 04.04.2003 tarihli sözleşme ile bu duruma şahit olduğunu, öncelikle yetkisizlik, husumet, derdestlik, görev ve zaman aşımı itirazları yönüyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddine, davacıların kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, karar verilmesini talep etmişlerdir.Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli, 2014/428 E.- 2017/155 K.sayılı kararıyla; 18.11.2016 tarihli raporun hükme esas alınarak … aleyhine açılan asıl davanın kabulüne, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/45 E. Sayılı dosyasında dava konusu edilen Ankara …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasında takibe konu edilen 200.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine,İcra takibi nedeni ile icra dosyasına ödenen; 811,50 TL’nin 10.07.2003 tarihinden itibaren, 11.251,95 TL’nin 22.07.2003 tarihinden itibaren, 26.000,00 TL’nin 05.04.2004 tarihinden İtibaren, 10.430,00 TL’nin 16.12.2004 tarihinden itibaren, 208.000,00 TL’nin 10.01.2005 tarihinden itibaren, 102,64 TL’nin 30.05.2006 tarihinden itibaren, 102,64 TL’nin 03.07.2006 tarihinden itibaren, 102,64 TL’nin 01.08.2006 tarihinden itibaren, 102,64 TL’nin 31.08.2006 tarihinden itibaren, 102,64 TL’nin 02.10.2006 tarihinden itibaren, 32.000,00 TL’nin 26.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … San Tic A.Ş den tahsili ile davacılara verilmesine, davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile, İcra İflas Kanunun 72. Maddesi gereğince 200.000,00 TL üzerinden hesap edilecek %40 kötü niyet tazminatının davalı …. San Tic A.Ş den tahsili ile davacıya verilmesine, Ankara …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ipotek belgesinin Ankara …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki alacağa ilişkin olduğu iddia edilerek bu dosyadaki 139.284,99 TL ödeme tarihi olan 10/05/2007 tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte tahsilini talep etmiş ise de, bu konudaki talebinin İİK 72/7 maddesindeki 1 yıllık süre içinde dava açılmadığından talebin reddine, karar verilmiştir.Davalılar … A.Ş. ve … Ltd.Şti vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu; müvekkili şirketin satıcı, davacıların ise alıcı olduğunun mahkemenin de kabulünde olduğunu, -Davacı tarafça inkâr edilmemiş belgelerle borçlu olduğunu ikrar ettiğini, -Davacı defterlerinin kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığını, defterlerin gerçeği ifade etmediğini, -Bilirkişi raporunda davacı kayıtlarına göre 10.04.2003 tarihinde davacının 136.157.258,820 TL (ETL) alacaklı ise de; 08.04.2003 tarihli sözleşmeye göre müvekkilinin davacıdan 08.04.2003 tarihi itibariyle 329.555.000,00 TL (ETL) alacaklı olduğunu, davacı kayıtlarının gerçeği ifade etmediğini, -Bilirkişi raporunda davacı kayıtlarına göre 06.06.2003 tarihi itibariyle davacı 245.901.231,400 TL (ETL) alacaklı ise de; davacı ile aralarında yapılan 06.06.2003 tarihli sözleşmeye göre davacının “… A.Ş’nin eski borçları … bir ödeme oluruna bağlanacaktır” şeklindeki imzalı beyanıyla … A.Ş.’nin alacaklı olmadığı, borçlu olduğunu ikrar ettiğini, davacı kayıtlarının gerçeği ifade etmediğini, -Bilirkişi raporuna esas alınan davacı kayıtlarına göre 19.06.2003 tarihi itibariyle davacının 245.901.231,400 TL (ETL) alacaklı ise de; davacının Kocaeli İcra Tetkik Merciine, 2003/5269 E.sayılı dosyasına müracaatında taraflarına 200.000.000,00 TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, -Davacı şirket yetkilisi … 25.01.2016 tarihinde İstanbul 9.ATM’nin 2006/19 E.sayılı dosyasında (…ipotek akit tablosundan’da anlaşılacağı gibi bahse konu borç ilişkisi ileriye dönük açılmış bir kredi niteliğinde değildir. geçmişte doğmuş bir borcun teminatı niteliğindedir.) dilekçenin 3.sayfasında (Çünkü biz borcumuzun bulunmadığını iddia etmiyoruz) dediğini, davacı kayıtlarının gerçeği ifade etmediğini, -Davacı şirket kayıtlarının delil olarak kabul edilerek ispat aracı olarak kullanılmasının hukuken mümkün olmadığını, davaların reddi gerektiğini, -Davacının aynı gün düşük fiyatla satın aldığı miktardan daha yüksek miktarda süt satmasının, düşük fiyata süt satıp aynı gün yüksek fiyattan süt satın almasının mümkün olmadığını, davacının süt üreten bir firma değil bilakis süt satın alıp işleyen bir işletme olduğunu, davacı kayıtlarındaki faturanın gerçeğe uygun olmadığını, -08.04.2003 tarihinde davacının 329.550 TL borçlu olduğunun sabit olduğunu, bilirkişi raporuna göre bu tarihten sonra davacı kayıtlarına göre davacıya yapılan satışlar ve bu tarihten sonra davacının yapmış olduğu ödemelerin mahsubundan sonra davacının müvekkiline 304.432,37 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, ( esasen alacağın daha fazla olduğunu) -Karar tarihi itibariyle kötüniyet tazminatını oranının %20 olup emredici hüküm olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir. Kocaeli Asliye Tic. Mah. 2004/517 Esas (Bozma sonrası 2008/ 356 Esas ) sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … vekilinin müvekkilinin davalı … ile imzalamış olduğu 23.01.2003 ve 06.06.2003 tarihli süt alım satım ve teslim sözleşmelerine gereğince zamanında ödemelerini yaptığı halde, davalı şirketin sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmediği, iki şirket arasındaki cari ilişki sonucu davalı tarafın müvekkiline 217.754.680,000 TL (eski) borçlu olduğunu, alacağın tahsili amacıyla Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını,, davalının icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verdiği, verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine davacı davasını takip etmediğinden açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. Kocaeli As. Tic. Mahkemesinin 2006/481 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde: … tarafından …San Tic A.Ş aleyhine 90.000 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminat davası açılmış, … teminat olarak verilen 200.000 TL lik senedin … AŞ ne ciro edildiğini, senetten dolayı borçlu olmadıkları halde Ankara ….İcra Müdürlüğünde icra takibi yapılarak hacizler uygulandığı, takiplerin durdurulması , haksız icra işlemi nedeniyle maddi ve manevi zararlarının tahsili istenmiştir. Bu dosya yetkisizlik kararı verilerek Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.Ankara ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra takibinin 11.06.2003 tarihinde başlatıldığı, takipte kesinleşen miktarın 207.894,33 TL olduğu, 27.03.2014 kapak hesabı tarihinde; Alacak miktarının 668.201,59 TL toplam ödeme 304.406,65 TL Bakiye borç miktarının 363.794,94 TL olduğu görülmüştür. Ankara ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dosyasında; ipotekli taşınmazın satılarak 09.05.2007 tarihinde 139.284,99 TL tahsil edildiği görülmüştür. … San Ticaret AŞ adına …San Tic. Ltd Şti adına …. tarafından imzalanan 06/06/2003 tarihli süt alım satımı ve teslimi konulu sözleşmede, … AŞ eski borçları … ile ödeme oluruna bağlayacaktır. Haftada 2 tanker 815000-20.000 lt) süt teslim edilecektir. … süt sevkiyatını aksatmadan ifa edeceği … A.Ş nin de 1. Hafta verilen 2 tanker sütün çekinin diğer haftanın sonuna kadar çekle ödeneceğinin kabul edildiği görülmüştür. … San.Tic A.Ş ve … Tic Ltd Şirketi arasında imzalanan 07/06/2003 tarihli sözleşmede, süt alım satımı konusunda yapılan sözleşmede teslim ve ödeme konularında mutabakata varılmıştır…. ile … tarafından kendi grup şirketleri adına imzalanan 23.01.2003 tarihli sözleşmede, ” Bu sözleşme ile birlikte eski alacağa karşılık 200 Milyar TL teminat verilecek ve borç miktarı bu rakamı geçmeyecektir. Ortaklık kararı 28.02.2003 tarihinde kesinleşmiş olursa yeni şirket kurulup teminat çözülecektir. Şayet ortaklık olmazsa teminat devam edecektir. ” denildiği görülmüştür….. San Ticaret AŞ adına … ile …San Tic. Ltd Şti adına … tarafından imzalanan 08/04/2003 tarihli sözleşmede; “… A.Ş. …Ltd. Şti’ne 08 Nisan 2003 tarihi itibarıyla 329.555.000.000 TL ( üçyüz yirmidokuz milyar beşyüzellibeş milyon) olan borcunu 90 gün içinde 250.000.000.000 TL’ye düşürecektir, ilk 90 gün toplam borç 300.000.000.000 TL’yı 90 günden sonra toplam borç 250.000.000.000 TL’yi aşmayacaktır…” denildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince hükme dayanak yapılan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 18.11.2016 tarihli raporda; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2003 yılı öncesinde de var olduğu, zira 01/01/2003 tarihli açılış kaydına göre davalının davacı alıcı şirketten 12.921,322.113 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, yıl içerisinde hesaba davacı adına toplam 631.499,157.400 TL tutarındaki işlemlerin borç olarak işbu borca karşılıkta davacıdan alınan toplam 460.361.959.004 TL tutarındaki işlemlerinde davacı adına alacak olarak kaybedildiği, hesapta başka kaydın olmadığı, tüm bu işlemlerin sonucunda 31/12/2003 tarihi itibari ile davalının davacı alıcıdan 184.058.520,-.509 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, 2004 yılında dava dosyası içerisinde davalıya ait muavin döküm olmadığından davacı ile ilgili herhangi bir tespit yapılamadığını, 120.001 …San. Tic. A.Ş. muhasebe kodlu müşterilen hesabında 2003 yılında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2003 yılı öncesinde de var olduğu zira 01/01/2003 tarihli açılış kaydına göre davalının davacı alıcı şirketten 159.515.000.000-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, yıl içerisinde hesaba davacı adına hiç borç kaydı olmadığı, hesaba sadece 09.03.2003 tarihinde davacı adına toplam 26.349.000.000 TL tutarındaki krema ve araç satış faturalarının davacı adına alacak olarak kaydedildiği, hesapta başka kaydın olmadığı, tüm bu işlemlerin sonucunda 31/12/2003 tarihi itibari ile davalının davacı alıcıdan 133.166.000.000 TL alacaklı olduğunu, dosyada mevcut 2003 yılı muavin defter dökümlerine göre davalının davacı alıcıdan toplam 317.224.520.509 TL alacaklı olduğu, davacı muavin kayıtlarında davalıya borç olarak işlenen 5 adet süt iade faturasının davalıya ait 120 müşteriler hesaplarına işlenmediğinin görüldüğünü, dosyada mevcut belgelerin incelenmesinde raporlar ekinde davalıya ait sadece 2003 yılına ait 120 hesaplarla ilgili muavin defter dökümleri ile 2003 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin bazı kısımlarına ait sayfa fotokopilerinin bulunduğunun görüldüğünü, yevmiye defteri sayfa fotokopilerinde iade faturalı ile ilgili olarak yapılan incelemede işbu 5 faturadan ilki olan 77.434.169.400-TL’lik iade faturasının davalı tarafından 153 ticari mallar hesabına borç 100 kasa hesabına alacak, geriye kalan 4 adet toplam 407.273.647.050-TL’lik iade faturasının da yine 153 ticari mallar hesabına borç dosyada muavini olmayan 320 satıcılar ana hesap kodlu başka bir hesaba alacak olarak kaydedildiğinin görüldüğünü, ancak dava dosyası içerisinde davalı nezdindeki davacıya ait 320 hesaplarındaki muavin defter dökümlerinin bulunmaması sebebiyle yapılan incelemede ve fark tablosunda bu hesaplardaki hareketlere ait bir tespit ve değerlendirme yapılamadığını beyan etmişlerdir. Davalılar vekilinin 11.04.2018 tarihli dilekçesi ekinde HMK’nın 293.maddesi hükmüne dayanarak uzman görüşü sunduğunu beyan ettiği ve davacılar vekilinin 10.045.2019 tarihli dilekçesiyle iddia ve savunmalarını genişletilmesi yasağına tabi olduğunu beyanla dikkate alınmamasını talep ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, asıl dava dilekçesinde; davalı tarafa 200.000,00 TL bedelli teminat senedi verildiğini, ancak haksız olarak icraya konularak tahsil edildiğini beyanla şimdilik 30.400,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ettiği, birleşen davada ise davacılar vekilinin 200.000,00 TL’lik teminat senedinin davalı … Şirketi tarafından muvazalı olarak ….Gıda A.Ş.’ye kötü niyetle cirolandığını, senedin Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2003/2196 Esas sayılı dosyasında takibe konulup 304.406,65 TL olarak tahsil edildiğini ayrıca hacizler nedeniyle zorda kalan müvekkilinin ortakları … kendilerine ait taşınmazı teminat olarak … ortağı ve Genel Müdürü … ipotek verdiğini, taşınmazın Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi talepli icra dosyasında satılarak paraya çevrilmesine rağmen yapılan 139.274,99 TL tahsilatın Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına aktarılmadığını beyanla müvekkillerinin borçlu bulunmadığının tespitini istediği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesinin, gerekçeli kararında; “dosya kapsamına alınan 2014/517 Esas sayılı dosyasında davacı şirketin davalı … kestiği 27/02/2003 tarihli faturadan 554.170 Litre süt satıldığı ve KDV dahil 242.296.461.761,00 ETL alacak hasıl olduğu 31/01/2003 tarihli faturada 367.511 Litre süt satışı nedeniyle 162.436.186.890,00 ETL’lik fatura düzenlendiği bu faturalara göre davacının çiğ süt satışından dolayı alacaklı konumunda iken dosyaya sunulan çek teslim bordrolarında çekleri teslim edenin … teslim alanın ise davalı firma yetkilisi … yada … olduğu, bu durumun dahi faturalarla gerçek durumun farklı olduğunu gösterdiğini, 08/04/2003 tarihli sözleşmede de davacı tarafın davalı firmadan süt almak istediğini, ödemeler ve bakiye borç miktarının imza altına alındığını” açıkladığı, mahkemenin kararında davacının aslında süt alan, davalının ise süt satan taraf olmasına rağmen, ticari defterlerdeki faturalarda davacının süt satan, davalının süt alan olarak kayıtlı olduğu, gerçek durum ile faturaların birbirini doğrulamadığına işaret etmesine rağmen, “davacı şirketin defterlerinde alacaklı olduğu faturaları davacının defterlerine işlediği, davalının mahkeme içi ve dışı borç ikrarına ilişkin belgeler dışında delil sunmadığı, ticari defterlerine göre de teminat senedine göre de ne kadar alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerinin aleyhe delil olacağını” gerekçe göstererek, davalının teminat senedinden dolayı hangi miktarda alacaklı olduğunun ispatlayamadığından asıl dava ve birleşen davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararda ticari defterlerin taraflar arasındaki gerçek ilişkiyi yansıtmadığı açıklanmasına rağmen ve dosya kapsamına sunulan taraflar arasındaki yazılı sözleşmelerde “süt veren … Ltd. Şti.”, “süt alan … A.Ş.” olarak yazılı olması ve imzalanmasına , bunun sebebinin de taraflarca, üreticilerin devlet tarafından verilen destekten faydalanabilmesi için ruhsat sahibi davacı şirketin süt satıcısı olarak kayıtlara işlendiğine dair açıklamada bulunmalarına rağmen, mahkemenin dosya kapsamında incelenen ticari defterlerdeki tespitlere dayanarak ve taraflarca sunulan yazılı sözleşmelerdeki borç ikrarını değerlendirmeksizin, davalının alacaklı bulunmadığını, davacı ticari defterlerine göre davacının alacaklı olduğunu beyanla, karar vermesi eksik inceleme olarak görülmekle davalılar vekilinin istinaf başvurusunda haklı olduğu kanaatine varılmıştır. …. ile … tarafından kendi grup şirketleri adına imzalanan 23.01.2003 tarihli sözleşmede, ” Bu sözleşme ile birlikte eski alacağa karşılık 200 Milyar TL teminat verilecek ve borç miktarı bu rakamı geçmeyecektir. Ortaklık kararı 28.02.2003 tarihinde kesinleşmiş olursa yeni şirket kurulup teminat çözülecektir. Şayet ortaklık olmazsa teminat devam edecektir. ” denildiği, yine dosya kapsamında bulunan, …San Ticaret AŞ adına … San Tic. Ltd Şti adına … tarafından imzalanan 08/04/2003 tarihli sözleşmede; “… A.Ş. … Ltd. Şti’ne 08 Nisan 2003 tarihi itibarıyla 329.555.000.000 TL ( üçyüz yirmidokuz milyar beşyüzellibeş milyon) olan borcunu 90 gün içinde 250.000.000.000 TL’ye düşürecektir, ilk 90 gün toplam borç 300.000.000.000 TL’yı 90 günden sonra toplam borç 250.000.000.000 TL’yı aşmayacaktır…” denildiği görülmüş, belgedeki imzaya ve içeriğine davacı tarafça itiraz edilmediği anlaşılmıştır.Borç ikrarını içeren 08/04/2003 tarihli sözleşmede davacı şirketin davalı …Ltd. Şti.’ne sözleşme tarihi itibariyle 329.555.000.000 ETL borçlu olduğunu kabul ettiği, dosya kapsamında bulunan ipotek akit tablosundan 04/04/2003 tarihinde … tarafından davalı …Şirketi yöneticisi….lehine “…. A.Ş.’nin … olan borçlarının 100.000,00 TL’sine kadar teminatı” açıklamasıyla ipotek tesis ettiği, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında 05/08/2003 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, taşınmazın satılarak paraya çevrildiği, Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyasında da 11/06/2003 takip tarihinde 200.000,00 TL’lik teminat senedinin icra takibine konu edildiği, her iki icra takibinin başlatıldığı tarihte imzası inkar edilmeyen 08/04/2003 tarihli sözleşmeye göre davacı şirketin 329.555,00 TL borçlu olduğunu kabul ettiği, dolayısıyla borcun toplamda 300.000,00 TL’lik kısmının icra takiplerine konu edildiği, davacı şirketin ve davacıların teminat senedinden dolayı borçlu bulunmadıklarına ve kendilerinden tahsil edilen paranın iadesine yönelik asıl ve birleşen davada ileri sürdükleri taleplerinin haklı olmadığı, mükerrer takip yapılmadığı, mahkemenin davacı defterlerine dayanarak yazılı belgeleri dikkate almadan karar vermesinin isabetli olmadığı, kabule göre de birleşen davada menfi tespit talebi bulunduğu, istirdat talebinin bulunmadığı, ıslah suretiyle de istirdat talebinin ileri sürülmediği, buna rağmen birleşen davada istirdada karar vermesinin de talep aşımı nedeniyle yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dairemizce yapılan inceleme neticesinde ve yukarıda açıklanan gerekçelerle; asıl davada davalı şirket vekilinin ve birleşen davada davalılar vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davada 200.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacı şirketin borçlu olduğu anlaşılmakla davanın reddine, birleşen davada ipoteğin “… A.Ş.’nin … olan borçlarının 100.000,00 TL’sine kadar teminatı” açıklamasıyla tesis edildiği ve takip tarihi itibarıyla davacı şirketin borçlu olduğu anlaşılmakla, … hakkındaki davanın reddine, yine Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip tarihi itibarıyla davacıların 200.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olduğu anlaşılmakla birleşen davanın reddine , 26/03/2014 tarihli mahkemenin ihtiyati tedbir kararıyla İİK’nın 72/3 maddesi gereğince Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında icra veznesine yatacak paranın alacaklısına ödenmemesi için tedbir kararı verilerek infaz edildiğinden, birleşen davanın davalısı alacaklı … San. Tic. A.Ş.lehine (davalı vekilinin %20 oranında tazminat talep ettiği anlaşılmakla), İİK’nın 72/4 maddesi gereğince takip konusu 207.894,33 TL alacağın %20’si oranında 41.578,87 TL tazminatın birleşen davanın davacılarından tahsil edilerek davalı şirkete ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Asıl dava davalısı ve birleşen davanın davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne,a)6100 sayılı 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.03.2017 tarihli, 2014/428 E. – 2017/155 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,b)Asıl davanın reddine, c)Birleşen davanın reddine, takip konusu 207.894,33 TL alacağın %20’si oranında (41.578,87 TL) tazminatın birleşen davanın davacılarından tahsil edilerek davalı alacaklı … San. Tic. şirketine ödenmesine, 2-İlk derece yargılaması yönünden; a)Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 451,45 TL harçtan mahsubu ile artan 407,05 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, b)Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.648,00 TL vekalet ücretinin davacı … Sanayi ve Tic.Aş.’den tahsili ile davalı …San ve Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine, c)Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.907,79 TL harçtan mahsubu ile artan 5.863,39 TL’nin talep halinde davacılara iadesine, d)Birleşen davada davalı … lehine 10.750,00 TL nispi vekalet ücreti taktirine, birleşen davanın davacılarından tahsil edilerek davalıya ödenmesine, e)Birleşen davada davalılar ….A.Ş. ve … Ltd.Şti lehine 18.423,66 TL nispi vekalet ücreti taktirine, birleşen davanın davacılarından tahsil edilerek davalılara ödenmesine, f)Asıl davada ve birleşen davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına g)Davalılar vekili tarafından yapılan 29,00TL yargılama giderinin davacılardan tahsil edilerek davalılara ödenmesine,3-İstinaf incelemesi yönünden; a)İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalılara iadesine, b)İstinaf yargılaması sırasında davalılar tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-icra karar harcı olmak üzere toplam 137,40 TL’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, c)Davacılar avansından kullanıldığı anlaşılan 96,50 TL tebligat ve posta giderinin üzerlerinde bırakılmasına, d)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.