Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4379 E. 2020/679 K. 16.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4379 Esas
KARAR NO : 2020/679
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2016
NUMARASI : 2013/296 E. – 2016/1207 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : (Asıl Dosyada) Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete dava dışı 3. kişi …. AŞ Körfez şubesi tarafından tarihsiz ihbarname gönderildiğini, bu ihbarnameye göre davalının müvekkili şirketten dört adet bonodan dolayı alacaklı olduğuna dair bononun tarih ve bedellerini gösterir dökümün yer aldığını, müvekkili ile davalı arasında bir ticaret yapıldığını fakat davalıya sadece iki adet bono verildiğini, söz konusu bonolar hakkında herhangi bir uyuşmazlık olmadığından dolayı ödendiğini, müvekkiline gelen ihbarname sonrasında davalının arandığını ve neden 4 adet senet olduğunun sorulduğunu, davalının sadece bir karışıklık olduğunu aslında o senetlerin başka kişilere ait olduğunu muhtemelen bankadan kaynaklı bir sorundan ileri geldiğini derhal düzelteceğini beyan ettiğini, ihbarnamenin 3. Sırasında yer alan 20.000,00 TL bedelli 30.09.2013 vade tarihli senet ile 4. sırada yer alan 20.000,00 TL bedelli 31.10.2013 vadeli senetlerin sahte olduğunu, senetlerin vadesine bir hafta kala davalının defalarca aranılmasına rağmen telefonlarına cevap verilmediğini, bu durum karşısında şüpheye kapılan müvekkilinin hemen banka şubesi ile irtibata geçtiğini ve senetlerin halen işlemde olduğunu öğrendiğini, bankaca müvekkili şirket yetkilisine senedin gösterildiğini, suretin ise tüm ısrarlara rağmen verilmediğini müvekkili şirket yetkilisinin senetlerde yer alan kaşenin sahte olduğunu imzanın ise yetkiliye ait olmadığını banka yetkililerine beyan ettiklerini bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkili şirketin senetlerin ödemesi halinde de onarılamaz zarara uğrayacağını, senedin ödenmemesi halinde ise müvekkilinin protesto edileceğini vebu durumda ise kredi sicilinin bozulacağını belirterek öncelikle 30.09.2013 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senetle ilgili olarak protesto edilmemesi ve icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini ve bononun iptalini talep etmiştir. ( Birleşen Dosyada ) : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete dava dışı 3.kişi … A.Ş. Körfez şubesi tarafından tarihsiz ihbarname gönderildiğini,bu ihtarnameye göre davalının müvekkil şirketten dört adet bonodan dolayı alacaklı olduğuna dair bono tarih ve bedellerini gösterir döküm yer aldığını,müvekkil ile davalılar arasında bir ticaret yapıldığını fakat davalıya sadece iki adet bono verildiğini, söz konusu bonolar hakkında herhangi bir uyuşmazlık olmadığından dolayı ödendiğini,müvekkiline gelen ihbarname sonrasında davalıların arandığını 4 adet senet olduğunun sorulduğunu,davalı … müvekkiline verdiği cevapta sadece bir karışıklık olduğunu aslında o senetlerin başka kişilere ait olduğunu muhtemelen bankadan kaynaklı bir sorundan ileri geldiğini derhal düzeltileceğini beyan ettiğini belirtmiş sonuç olarak 30.10.2013 vadeli ve 20.000,00 TL bedelli senedin takibe konu edilmemesi ve Kocaeli ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibi hakkında takibin tedbiren durdurulmasını ve takip iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve iş bu davanın Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/296 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari alışveriş gerçekleşmediğini, söz konusu senetlere ilişkin ticari ilişkinin davacı şirket ile senetleri müvekkiline ciro eden …Yapı – … arasında gerçekleştiğini, bu ticari ilişkinden ötürü alınan senetlerin … – … tarafından müvekkiline ciro edilmek suretiyle devredildiğini, müvekkilinin dava konusu senetle ilgili olarak yetkili hamil üçüncü şahıs konumunda olduğunu, bu nedenle senet metninden kaynaklanmayan itiraz ve def’ilerin müvekkiline karşı ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını, senetteki imzanın ve kaşenin sahte olduğundan bahisle açılan soruştur sonucunda el yazılarının … isimli davacı şirket çalışanına ait olduğu ve yine senetler üzerindeki imzanın da davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili … isimli şahsın eli ürünü olduğu yönünde müvekkilinin de dahil olduğu şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve takipsizlik kararının kesinleştiğini belirterek; kötü niyetli açılan davanın reddini, davacı hakkında % 40 inkar tazminatından aşağı olmamak üzere davacının inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın asıl dosya ve birleşen dosyalar konusu senetler üzerindeki imzaların davacı şirket temsilcisi eli ürünü olup olmadıkları noktasında olduğu, her iki dava konusu senet üzerindeki imzanın da davacı şirket temsilcisi eli ürünü olduğu, davacının imza itirazının yerinde olmadığı, Körfez 1.Asliye Ceza Mahkemesi 2014/168 esas sayılı dosyası suç vasfına göre, sonucunun mahkemenin kararını etkilemeyeceği görüşüyle, ceza dosyası sonucunun beklenmediği, iş bu dava dosyasını ilgilendiren imza incelemesine dair raporlar dikkate alınarak yargılamaya devam edildiği ve davanın sübut bulmadığı” gerekçesiyle Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/296 esas sayılı dosyası yönünden açılan davanın reddine, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin birleşen 2014/1341 esas sayılı dosyası yönünden; açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili yasal süresinden sonra 16/06/2017 tarihinde verdiği istinaf dilekçesinde ; tebligatın davacı asılın çalışanına yapıldığını, usulsüz tebligat olması nedeni ile kararı 16/06/2017 tarihinde öğrendiklerini ; mahkemenin hükme esas aldığı raporun ceza soruşturmasında C.Başsavcılığı tarafından alınan bir rapor olduğunu ve yetersiz bir rapor olduğunu, ceza soruşturmasının kesinleşmediğini, mahkemenin bizzat imza incelemesi yapmadan karar vermesinin eksik inceleme kabul edilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Ana ve birleşen davada dava ; kambiyo senetlerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı, tebligat usulsüzlüğü bulunup bulunmadığı hususu öncelikle incelenmelidir.Dava dilekçesinde ve sonraki dilekçelerinde davacı vekilinin bildirdiği adres ” … Mahallesi … Cad. …. Kat:… No:… /İzmit ” olduğu görülmektedir.Mahkemece bu adrese gönderilen ön inceleme duruşması tebligatının bila teblig iade edildiği, adresten taşındığı meşruhatının bulunduğu görülmektedir. Önceki tebligatlar bu adreste yapılmıştır. Tahkikat aşamasında ise tüm tebligatların …Mahallesi … caddesi No:… Yarımca adresine yapıldığı, adreste tebligatları bizzat kendisinin ve … almış olduğu, tahkikat sona erene kadar davacı vekilinin tebligatlara ilişkin hiçbir itirazının olmadığı da görülmektedir.Davacı vekilinin istinaf aşamasında bildirdiği avukatlık adresinin ise 23/02/2017 tarihinde UYAP sistemine eklendiği görülmektedir.Yani tebligatın yapıldığı 15/02/2017 tarihinde bu adres UYAP sisteminde kayıtlı avukatlık adresi görünmemektedir. Davacı vekili tahkikat boyunca bizzat bildirdiği yazışma adresinde ön inceleme duruşmasının tebliğinden itibaren bulunamamış ve tebligatları …. Mahallesi … caddesi No:… Yarımca adresine yapıldığında bazen bizzat tebliğ almış bazen de … tebligatına hiç itiraz etmemiştir. ( cevap dilekçesi, ön inceleme duruşma davetiyesi bu şekilde tebliğ edilmiştir.)UYAP sisteminde ise adresini tebligattan sonra güncellemiş olmakla Mahkemenin tebligat usulsüzlüğünden bahsetmek MK 2. Maddeye aykırı bir yaklaşım olacaktır.Bu nedenle HMK 341. Maddeye göre istinaf yasal süresinde yapılmadığından dilekçenin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile -Davacı vekilinin istinaf süresi yasal iki haftalık sürede olmadığından istinaf dilekçesinin HMK 341 .maddeye göre USULDEN REDDİNE 2-İstinaf konusunda inceleme yapılmamış olmakla yatırılan peşin harcın istinaf edene iade edilmesine 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden yan üzerinde bırakılmasına 4-İstinaf incelemesi yapılmamış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/03/2020 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.