Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4342 E. 2020/655 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4342 Esas
KARAR NO : 2020/655
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI : 2016/218 E. – 2017/413 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete değişik zamanlarda konfeksiyon ürünleri satıldığı, karşılığında değişik zamanlarda ödemeler yapıldığı ve ilişkinin cari hesap şeklinde devam ettiği, satılan ürünlerin birim bedelinin EURO üzerinden kararlaştırıldığı» ancak faturaların kanunen TL üzerinden kesildiği, faturalarda fatura tarihindeki EURO karşılığının da yazıldığı, dolayısıyla davalının cari hesabının hem döviz hem de TL para birimi üzerinden tutulduğu, cari hesapta oluşan 237.103,05 Euro alacağın talep edilmesi üzerine davalı şirketin emrivaki yaparak 7,670,29 EURO bedelli reklamasyon faturası ve 1,707,94 EURO komisyon bedeli adı altında soyut iki adet e-fatura keserek ve 227.724,84 Euro ödeyerek eksik ödeme yaptığı, 23.12.2015 tarihli 1.707,94 EURO’luk komisyon bedeli faturasına süresi içinde itiraz edilerek e-fatura porlah üzerinden davalıya 23,12,2015 tarihli iade faturası kesilerek iade edildiği, davalının 23.12.2015 tarihinde kestiği 7.670.29 EURO’luk reklamasyon faturasına da satılan ti ili illerde hiçbir ayıp olmamasından ötürü reklamasyonu gerektirecek bir durum söz konusu olmadığından süresi içinde Bakırköy ….Noterliğinin 29,12,2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edilerek iade edildiği, ihtarnamede ayrıca cari hesap bakiyesi olan 9.378.21 EURO karşılığı 29.984,09 TL’nin ödenmesinin de talep edildiği, talep edilen bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı şirket hakkında ilamsız icra takibi yapıldığı, ancak davalı tarafça haksız bir şekilde borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu, sunacaklar] deliller ve tarafların ticari defter ve kayırları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın kanıtlanacağı, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile 9.378,21 EURO üzerinden takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan anlaşma gereğince, davacının anlaşmaya uygun şekilde ve kalitede imal edeceği ürünleri belirlenen süre içerisinde teslim edeceği ve müvekkili şirket tarafından yurt dışına ihraç edileceği, davacı ile müvekkili şirket arasında dönem dönem mal al unları olduğu ve cari hesap kayıtları tutularak ödemeler yapıldığı, davacı şirkete en son haziran ayında sipariş verildiği, davacı şirketin müvekkil şirketi oyaladığı, siparişleri geciktirdiği, kendi kusurundan kaynaklanan bu gecikme sonrasında fiyat farkı talep ettiği, bu talebin siparişi tamamlamak ve yüklemek adına kabul edildiği, buna rağmen davacı şirketin ürünleri 2-3 halta gecikme ile teslim ettiği, bundan kaynaklı olarak müvekkili şirketin de müşterisine ürünleri gecikmeli olarak gönderebildiği, hu gecikme sebebi ile müvekkil şirkete kendi müşterisinden gecikme iskontosu faturası düzenlendiği, buna ilişkin faturanın dilekçe ekinde sunulduğu, normal şartlarda %10’dan başlayan iskonto tut anımı müvekkil şirketin müşterisi ile olan iyi ilişkisinden dolayı kendilerine %51’den bile daha düşük yansıtıldığı, davacıdan alınan malların gecikme nedeni ile ayıplı şekilde teslim edilmesi nedeniyle yaşanan durum ile ilgili olarak davacı şirkete gerek yazılı gerekse de sözlü şekilde bilgi verildiği ve reklamasyon faturası kesileceğinin ifade edildiği, davacı şirket tarafından da görüşmeler neticesinde bu durumun kabul edildiği, .sonrasında ise davacı tarafla müvekkili şirket arasında hesap mutabakatı yapıldığı ve müvekkili şirketçe bu mutabakata dayanılarak 23.12.2015 tarih ve … sayılı 24.523.45 TL’lık reklamasyon faturası ile 1,707,49 Euro’luk YMM Rapor Komisyonu faturasının tanzim edildiği, davacı tarafça ayıplı teslim olduğu hususunun kabul edildiği, 23 12,2015 tarihinde şirket yetkilisi tarafından gönderilen mailde ‘‘reklamasyon gideri olarak 24.523,45 TL okeydir” denildiği, davacı şirketten …. tarafından müvekkili şirketten … hanım’a gönderilen mail’in teyit niteliği taşıdığı, bu mailde alacak bakiyesinin 229.432,78 EURO olduğu, 1.707,94 Euro’luk iade faturasının kesilmesini kabul ettikleri, bu durumda alacak bakiyesinin 227,724,84 Euro olduğu konusunda mutabık olduklarını, imza yetkilisi … Beyin firma dışında olması nedeni ile kaşeli imzalı mutabakat yazısını … Beyin firmaya döndüğünde göndereceğini yazdığı, davacının bilgisi ve onayı dahilinde faturaların düzenlendiği ve bu faturaların mahsup edilerek yüklü miktarda ödemelerin yapıldığı, davacı şüketçe başta kabul edilen reklamasyon faunası ile YMM Rapor Komisyon faturasına 29,12.2015 tarihinde itiraz edildiği, tüm ödemelerini aldıktan sonra itiraz ederek kötü niyetli davrandığı, davacının paraya sıkışması nedeni ile kabul ettiği şeklindeki savunmasının geçerli olamayacağı, reklamasyonun mutabakat protokolüne binaen düzenlendiği, gerçek gecikmeye dayandığı, mutabakatta davacı şirketin imzalı kaşeli onayı bulunduğu, davacı şirketçe girişilen icra takibinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle bu bedellerin ödenmesi amacıyla açılan davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin komisyon faturasına ilişkin itirazının da yerinde olmadığı, söz konusu faturanın komisyon faturası olmadığı, toplamda 1.707,49 Euro bedelli iki adet YMM Rapor bedeli olduğu, bunun mutabakat protokolünde belirtildiği ve bu bedelin davacı şirketçe onaylanarak kaşe vurulduğu ve imzalandığı, müvekkili şirketçe bu protokole göre fatura kesildiği, davanın sebebinin davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarını eksik ve hatalı tutmasından ve protokole aykırı davranmasından kaynaklandığı, bilirkişi incelemesi ile bu durumun onaya çıkacağını, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun olmadığı gibi, tam aksine süreci uzatarak ve sözleşmeye aykırı davranarak müvekkil şirketi zarara uğrattığı, bu durumun bizzat davacının imzalı kaşeli mutabakatı ile sabit olduğu ve bilgisi dahilinde bulunduğundan, davacının davasının reddi ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davaya konu icra takibinin alacaklı olduğunu iddia eden …. San. ve Tic, A.Ş’nin cari hesap kayıtlarını eksik ve yanlış tutmasından ve mutabakat protokolünü göz ardı etmesinden kaynaklı olarak başlatıldığı, bu durumun ticari defteri ve kayıtlarının incelenmesi ile sabit olacağı belirtilerek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı şirket hesaplarında görülmeyen 24.523,45 TL ve 5460.64 TL tutarındaki iki adet faturanın davalı şirket hesaplarında görüldüğü, ihtilafın davacı kayıtlarında yer almayan bu faturalardan kaynaklandığı davalının iş bu yansıtma reklamasyon faturalarının e-fatura olarak düzenlendiği davacı tarafça yasal süresi içerisinde itiraz edildiği, bu itiraza yeniden cevap verilerek ayıplı olan mallardan kaynakla ve şifahi görüşmelerce de bu durumun kabul edildiğinin iddiasında bulunulduğu, ancak ayıplı üretim nedeniyle reklamasyon faturasının kesilip kesilmeyeceği yönünde sözleşmede herhangi bir maddenin bulunmadığı “Reklamasyon gideri olan 24.523.45 TL okeydir” ifadesinin davacı tarafın bu hususta kabulünün bulunmadığı bu nedenle de şirketi bağlamayacağı (ayrıca e-mail yazışmalarından 2- 3 haftalık gecikme değil de 4 günlük bir gecikmenin bilirkişi incelemesi sonucu saptandığı anlaşıldığından) YMM rapor komisyon bedeli hakkında da herhangi bir anlaşmanın bulunmadığı bu yönüyle davacı tarafın faturayı iade sebebiyle haklı bulunduğu” gerekçesiyle cari hesap alacağı olarak belirlenen 9.378,21 Euro alacak kaleminin kabulüne, TL karşılığının %20 si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; taraflar arasında yapılan anlaşma gereği teslim edilmesi gereken ürünlerin yaklaşık bir ayı bulan süre ile geç teslim edildiğini, bilirkişinin geç teslimin 4 gün olduğuna ilişkin tespitinin eksik değerlendirmeye dayalı olduğunu, mallar zamanında teslim edilmediği için dava dışı üçüncü kişi olan …) firmasına malların zamanında teslim edilemediğini ve bu durumun müvekkilinin ticari itibarını olumsuz anlamda etkilediğini, durum ile ilgili davacı şirkete mail ile ve sözlü olarak bilgi verildiğini, reklamasyon faturası kesileceğinin ifade edildiğini, 23.12.2015 tarihli mailde; ” reklamasyon gideri olarak 24.523,45TL okeydir” şeklinde ve 24.12.2015 Tarihli mailde; “1707,94Euro’luk komisyon faturası kesmenizi kabul ediyoruz, Bu durumda alacak bakiyemiz olan 227.724,94Euro da mutabıkız” şeklinde olduğunu, cevap dilekçesinde mail yazışmalarının onayı anlamında şirket kaşe ve imzası olan mutabakatın sunulduğunu, müvekkili tarafından mutabakata dayalı olarak reklamasyon faturası ve YMM rapor komisyon faturası keşide edildiğini, e-maillerin haberleşmenin vazgeçilmez bir şekli olduğunu, yargıtay’ın güncel kararları ve TMK 2.md gereğince geç teslimi kabul eden davacının mutabakat protokolünü imzalaması, protokole göre düzenlenen faturalara tüm alacaklarını aldıktan sonra itiraz etmesinin kötüniyetli olduklarını gösterdiğini belirterek kararın kaldırılmasını, raporun dördüncü bölümünde de davacının talep edebileceği hesap bakiyesi olmadığının belirtildiğini belirterek eksik ve hatalı incelemeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davalının delil olarak dayandığı e-mailler davacı tarafça kabul edilmediği gibi davalı tarafça sunulan 24.12.2015 Tarihli e-mailde şirket yetkilisinin imzasının alınmasının gerekli olduğunun açıkça belirtildiği, keza davalının delil olarak dayandığı mutabakata ilişkin olduğu iddia edilen belge aslının davalı tarafça sunulmadığı, davalının savunmasına konu hususlarda taraflar arasında yazılı bir anlaşma olmadığı, tarafların ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığın takip konusuna ilişkin olduğu ve davalı tarafça keşide edilen faturalarının davacı tarafça süresi içinde iade edildiğinin tespit edildiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.117 TL harçtan, peşin alınan 689,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.427,77 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 46,80 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.