Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4334 E. 2020/401 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4334 Esas
KARAR NO : 2020/401 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI : 2016/203 E. – 2017/101 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkilinin 20 yılı aşkın süredir ambalaj sektöründe koli bantlarında kırtasiye tipi bantlara kadar ürün yelpazesinde bir çok ürün bulundurduğunu ve aynı zamanda bant makinaları ürettiğini, davalının … markasının müvekkilinin … markasıyla ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, hem marka bakımından hem de markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle benzer olduğunu, davalı markasının hükümsüzlüğünü, talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; müvekkilinin bant markasını aktif olarak kullandığını ve bu markaya ciddi yatırım yaptığını, TPE de bant kelimesi ile başlayan onlarca marka olduğunu, müvekkiline ait marka ile taraf markasının benzer olmadığını, davacı markasını dava nedeniyle yeni öğrendiklerini, markanın tanınmış olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep ve beyan etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli 2016/203 E- 2017/101 K.sayılı kararıyla; “davacı tarafa ait ibare … , davalı tarafa ait ibare ise … ibaresi olup markaların başlangıç kısımlarındaki 5 harf aynı olup davalı taraf markasının sonuna herhangi bir ek getirilmemiş olup davalı taraf markası davacı taraf markasının kısaltılmış şekli olup ortalama tüketici nezdinde aynı işletmeden gelen seri marka imajı yaratacak şekilde benzerlik teşkil ettiğinden markalar arasında karıştırılma ihtimali ve aynı işletmeden doğduğu ihtimali imajı yaratacak nitelikte benzerlik olduğundan davalı taraf markasındaki ibarenin herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayıp davacı taraf markasının kısaltılmışı olduğundan davalı taraf markasında bulunan sınıflar davacı taraf tescilli markası sınıfları içerisinde bulunduğundan markalar arasında benzerlik bulunduğu” gerekçesiyle; Davacı tarafın davasının kabulü ile davacıya ait 2005/55605 sayılı … markası dikkate alındığında davalıya ait 2014/43984 sayılı … markası aynı sınıfta tescilli olup markalar arasında benzerlik bulunduğundan davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkinine, karar verilmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin markasının aktif olarak kullanıldığını ve markaya ciddi yatırımlar yaptığını, davacının kötüniyetli bir şekilde müvekkilinin markasına tescil aşamasında itiraz etmediğini, müvekkilinin 3.000.000 TL yatırım yapmasını bekleyip yıllar sonra dava açtığından kötüniyetli olduğunu, -… markasının … kelimesinden değil…. kelimesinden türettiğini, … kelimesinin bir cins isim ve marka olarak tescil edilemeyeceğini, önüne yada sonuna bir ek getirilerek bir marka oluşturulabileceği “S” ekinin kelimenin sonuna getirilerek ingilizce çağrışım yaptığını, markaların benzer olmadığını, – davacı markasının tanınmış olmadığını, – … markasının ülkedeki genel kullanım şekli olarak “…”nin kısaltması olarak algılanacağını, müvekkilinin … markasının ise “…” olarak algılanacağını, ingilizce çağrışımlı olduğunu, – müvekkilinin bant üreticisi olduğunu, markanın da bant ile ilgili olması kadar doğal birşey bulunmadığını, – TPE’de onlarca “…” kelimesi ile tescilli marka bulunduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında “bantsan”ı tescil ettirerek “bant” kelimesini tekiline almış gibi ifadelerde bulunduğunu, – bilirkişi raporu alınmasının şart olduğunu, pazarlama öğretim üyesi, piyasa koşullarına hakim mühendislerden oluşacak bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; müvekkilinin 20 yılı aşkın bir süredir ambalaj sektöründe, koli bantlarından, kırtasiye tipi bantlara kadar ürün yelpazesinde birçok ürün bulundurduğunu, aynı zamanda bant makinaları da ürettiğini, aynı zamanda unvanı olan … markasını oluşturarak tescil ettirdiğini, davalı şirketin ise … kelimesine “s” eki getirerek kendi ticari unvanı ile hiç ilgisi olmayan … ibaresini 16 ve 35.sınıfta tescil ettirdiğini, mahkeme kararında taraf markaları arasında benzerlik bulunduğuna kanaat getirildiğini, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, her iki marka da öne çıkan kelimenin … ibaresi olduğunu, davalının markasını aynı sınıflarda tescil ettirdiğini, davalının … yerine … markasını tescil ettirmesinin hukuken izah edilemeyeceğini, … kelimesi tanımlayıcı bir ibare olarak kabul edilse bile hiçbir ayırd ediciliği bulunmayan müvekkilinin markasının kısaltılmış hali ile aynı sektörde faaliyet gösteren ve aynı sınıflarda tescil edilen davalı markasının tescilinin mümkün olmadığını, davalının … markasını ingilizce … anlamına geldiği, düşünülerek tescil ettirdiğine dair gerekçesinin yerinde olmadığını, ürünlerin aynı raflarda satıldığını beyanla davalı markasının hükümsüz kılınmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; taraflara ait marka kayıtları celp edilmiş, davacı tarafa ait … markasının 2005/55605 sayı ile 05,16 ,21 ,35 sınıfta 21.01.2007 tarihinde sicile kaydedilen markanın 21.12.2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile yenilendiği ,sahibi adına geçerliliğini koruduğu, 2014/43984 sayılı … markasının davalı adına 16 ve 35. sınıflarda 15.04.2015 tarihinde sicile kaydedilen markanın 26.05.2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile tescil edildiği, geçerliliğini koruduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 2014/43984 başvuru numaralı … markasının, müvekkili adına tescilli … başvuru numaralı … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, tescil sınıflarının de aynı olduğu gerekçesiyle davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalı vekilinin istinaf başvurusunda mahkemenin bilirkişi raporu almadan karar vermesinin doğru olmadığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, davaya konu marka hükümsüzlüğü talebinin çözümü teknik bilgi gerektiren konulardan bulunmadığı, mahkeme hakiminin mesleki tecrübesi ve hukuki bilgisi ile çözümlenebileceği kanaatiyle , rapor alınmadan karar verilmesinde usule aykırılık görülmemiştir.Dava tarihinde yürürlükte olan mülga 556 s. KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca markalar arasında karıştırılma ihtimalinin varlığı değerlendirilirken, marka içeriğinde yer alan ve tescili istenen mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcı veya ayırt etme gücü düşük kalan, ibare veya işaret içeren markalar ayırt edicilik gücü zayıf markalar olarak nitelendirilecek ve bu tür markaların koruma düzeyleri daha düşük tutulacak ve başkalarının küçük farklılıklarla dahi benzer markaları tescil ettirmeleri engellenemeyecektir.Somut olayda taraf markalarının tescil sınıflarının 16/35’inci sınıflarda aynı olduğu, taraf vekillerinin beyanlarından davacı tarafın ambalaj sektöründe her türlü bant ve bant makinası üretimi, davalı tarafın da bant üretimi işi ile iştigal ettiği, davacı markasının .. ibareli olduğu, … sözcüğünün yanına … ibaresi getirilerek bant üreticisi anlamına gelen … kısaltılması şeklinde algılandığı, davalı markasının da … ibaresi yanına “S” eki getirilerek İngilizce çoğul anlam çıkarılması sonucunu doğurarak “bantlar” şeklinde algılandığı, davacı markasının el yazısı yazım stili ile yazıldığı, davalı markasının yazım stilinde karakteristik özellik bulunmadığı, her iki markada yer alan … ibaresinin markaların tescilli olduğu 16. sınıfta “bant emtiası ile ambalajlama ve sarma malzemeleri, yapıştırıcılar” emtia sınıfında tanımlayıcı ve zayıf ibarelerden olduğu, kimsenin tekeline bırakılamayacağı, 16. Sınıfta “bant emtiası ile ambalajlama ve sarma malzemeleri, yapıştırıcılar emtia” grubu dışında kalan emtialar ile, 35. Sınıfta bu emtiaların satışına ilişkin mağazacılık hizmet sınıfı dışında ise tanımlayıcı nitelikte bulunmadığı, kanaatine varılmıştır. Davacı adına “…” ibareli tescilli marka bulunmadığı, davacı markasında … ibaresinin yanına “…” eki, davalı markasında “S” eki getirilerek farklılık kazandırıldığı, kavramsal olarak aynı kökten gelen kelimelerin Türkçe karşılıklarının benzer olmadığı, sesçil olarak benzerlik bulunuyorsa da, davacıların markasının ve davalı markasının kullanımının incelenmesi neticesinde kullanım pozisyonu, harflerin renkleri, harflerin fontu itibariyle görsel benzerliğin bulunmadığı, kavramsal ve görsel farklılık nedeniyle markaların ortalama tüketici kitlesi tarafından aynı/benzer algılanma ihtimalinin bulunmadığı, davalı markasının davacı markasının kısaltılmış şekli olduğundan bahsedilemeyeceği, okunuşları itibariyle baş kısımda bulunan … ibarelerinin benzerlik için yeterli düzeyde bulunmadığı, kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarihli 2016/203 E- 2017/101 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın reddine,3-İlk derece yargılaması yönünden; -54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,-Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan …Ü.T’ne göre 4.910,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,4-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, tebligat ve posta giderlerinin davacı avansından kullanıldığı anlaşılmakla, davacı üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.