Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4318 E. 2018/2422 K. 12.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4318 Esas
KARAR NO : 2018/2422
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2017
NUMARASI : 2017/1 E. – 2017/1 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “müvekkilinin müflis … Finans Kurumuna bir miktar para yatırdığını, ancak bu kurumun ödeme güçlüğüne düşmesi nedeniyle parasının geri ödenmediğini, davalının… adına müvekkili ile ilişkiye geçerek borcu temlik alıp, 30 Ocak 2010 tarihinden itibaren taksitle ödeme konusunda anlaşarak, 08.03.2010 tarihli temlik, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi yaptıklarını, ancak davalının 30 Kasım 2011 tarihli ve 350 Euro tutarlı ödemeden sonra bir ödeme yapmadığını, İstanbul…İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosya üzerinden başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının mallarını elden çıkarma tehlikesi bulunduğunu” iddia ile itirazın iptalini, takibin devamını, en az % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, dava süresi boyunca davalının taşınır ve taşınmaz mallarına tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, zira işin ticari iş olduğunun ve TTK 4 ve 5.maddeleri gereği ticaret mahkemelerinin görevinde kaldığını, Yargıtay 20.HD’nin 2015/9594 E., 2015/9505 K.sayılı içtihadının da bu yönde olduğunu, … Finans A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, alacağın temlik değil, borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcun tasfiyeye tabi olduğunu ve henüz muaacel olmadığını, davacı tarafça 2.601,33 Euro ve 1.879 USD ödeme yaptığını” savunarak öncelikle görevsizlik kararı verilmesini ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, “işin ticari iş olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa edilmemesi sonucunda başlatılan icra takibine itirazın iptalini istediklerini, 08.03.2016 tarihli sözleşmenin kayıtsız – şartsız borç ikrarı içeren bir sözleşme olduğunu ve bu sözleşmeden doğan alacağı talep ettiklerini” iddia etmiştir.
Davanın başlangıçta İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, Asliye Hukuk Mahkemesince 04.10.2016 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, İstanbul 6.Ticaret Mahkemesinin de 03.01.2017 tarihinde, “taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı yasanın 73.maddesi anlamında tüketici işlemi ve tüketiciye yönelik uygulamadan kaynaklandığını ve 6502 sayılı TKHK kapsamına giren bu davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu” gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın HMK’nın 114/1-c maddesi ve 115/2 maddesi gereğince ve usulden reddine karar vermiştir.
Karara karşı davalı vekili istinafında, “olayın 6502 sayılı yasadan kaynaklanmadığını ve Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, uyuşmazlığın Borcun Nakli Sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının tüketici olmadığı gibi, müvekkilinin de satıcı ya da sağlayıcı konumunda olmadığını, davacıya herhangi bir ürün ya da hizmet verilmediğini, işin ticari iş olduğunu ve görevli mahkemenin de ticaret mahkemesi olduğunu” iddia ile kararın bozulmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevabında önceki iddialarını tekrarla, “işin ticari iş olmadığını, sözleşmenin kayıtsız – şartsız borç ikrarı içeren bir sözleşme olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş değil, tüketici işlemi olduğunu” savunarak kararın onanmasını istemiştir.
Her ne kadar İstanbul 6.Ticaret Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, temlik eden … Finans Kurumu’nun bu davada taraf olmadığı, davacının tacir sıfatı taşımadığı, uyuşmazlığın ticari dava olmayıp, 6098 sayılı TBK’nın 183 vd. maddeleri hükümlerine göre çözüleceği dolayısıyla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.01.2017 tarih ve 2017/1 E., 2017/1 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 35,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 126,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 12/11/2018 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.