Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4271 E. 2018/2544 K. 26.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4271 Esas
KARAR NO : 2018/2544
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2016/1220 E. – 2017/409 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “davalının satın aldığı mallar nedeniyle müvekkiline 7.235,92 TL borçlu olduğunu, borç ödenmediği için icra takibi yaptıklarını, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiğini, alacak faturaya dayalı olduğundan, Yargıtay içtihatlarına göre BK 89.madde gereği alacaklının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğunu ve davanın İstanbul Çağlayan adliyesinde görülmesi gerektiğini” iddia ile itirazın iptalini, takibin, faiz, masraf ve %20 tazminatla devamını istemiştir.
Mahkemece 23.12.2016 tarihli tensibin 9.bendi ile her ne kadar dava dilekçesinde davalı vekilinin adresi bildirilmiş ise de, davalı vekilinin dosyada vekaletnamesi bulunmadığından, davalının tebligata yarar açık adresinin bildirilmesi için davacı vekiline tebliğden itibaren 2 hafta kesin süre verildiği, davacı vekilinin 02.01.2017 havale tarihli dava dilekçesinde davalının davadan sonra, 20.12.2016 tarihinde borcun ödendiğini ve davanın konusuz kaldığını beyanla davalıya yargılama gideri ve avukatlık ücretinin yüklenmesini istediği görülmektedir.
Mahkeme, 05.06.2017’de “davalının adresinin bildirilmediği ve ihtara rağmen de bu eksikliğin giderilmediği, verilen sürenin kesin olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında, “dosya arasına getirtilen icra dosyasında davalının açık adresinin açıkça belirtildiğini, dava dilekçesinin de davalı vekilinin adı ve adresinin yazıldığını, ancak davalı vekiline hiçbir tebligat yapılmadığını, mahkeme gerekçeli kararda davalının adresini yazabildiğine göre davalının adresinin dosya içinde var olduğunu, bu gerekçeyle davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu” iddia ile kararın bozulmasını istemiştir.
Davacı vekili, dosya dairemize geldikten sonra gönderdiği 28.07.2017 havale tarihli ek beyan dilekçesinde, “mahkemenin kararının borçluya tebliğ edildiğini, borçlu vekilinin, husumeti kabul edip, istinafa cevap verdiğini, bu vekilin dava dilekçesinde adı yazılı bulunan ancak kendisine tebligat gönderilmeyen vekil olduğunu” beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, “HMK’nın 119/1-b maddesi gereği kararın doğru olduğunu, davanın ceza davası olmadığını, hakimin taraf dilekçeleri ve yasayla bağlı olduğunu, konunun re’sen araştırmayı gerek ya da kamu düzeniyle ilgili bir konu olmadığını” beyanla istinaf isteminin reddini ve HMK’nın 351-329.maddeleri gereğince kötüniyetli istinaf nedeniyle, davacının giderlere ve cezaya uğratılmasını istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı gerekçe ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 119/1-b maddesi gereğince davalının adresinin dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan olduğu, hukuk yargılamalarında mahkemenin taleple bağlı olup, HMK’nın 25.maddesi gereğince, kanunda öngörülen istisnalar dışında “taraflarca getirilme ilkesi”nin geçerli olduğu, bu nedenle hakimin re’sen adres araştırması yapması ya da dosyadaki başka birtakım belgelerden bulduğu adrese tebligat çıkarmasının taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu, davacı vekilinin ödeme bildiriminde bulunduğu 02.01.2017 tarihli dilekçesinde adres bildirmediği gibi, bu konuda kendisine yapılan 18 Ocak 2017 tarihli muhtıra tebliğine rağmen de süresinde adres bildirmediği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi’nce verilen usulden red kararının HMK’nın 119 maddesi ile dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/11/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.