Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4247 E. 2020/652 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4247 Esas
KARAR NO : 2020/652
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2016
NUMARASI : 2014/267 E. – 2016/1073 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasında müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, müvekkilinin bu takibe itiraz ettiğini, davalı alacaklının İstanbul 17.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/997 Esas sayılı dosyasından itirazın kaldırılması davası açtığını ve dar yetkili olan mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığını, takibin dayanağı olarak gösterilen 2 adet faturada mal teslimi kısmının boş olduğunu, bu nedenle fatura konusu ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle bu faturalardan dolayı davalıya borçlu bulunmadıklarını, kaldı ki avans olarak davalıya verilen ve malların teslim edilmemesi nedeniyle karşılıksız kalan çeklerin de iade edilmeyerek tahsil edildiğini belirterek takibin dayanağı olan faturalar bakımından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, aksi halde müvekkilinden alınan çekler karşılığında mal teslimi yapılmadığından dava dilekçesinde dökümü yapılan 4 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 7.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/997 esas 2014/384 karar sayılı kararının Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 28/10/2014 tarihli kararı ile onandığını, takibe dayanak alınan faturalardan doğan borcun kabul edilerek çekle ödendiğinin belirtildiğini, bir yandan da fatura konusu malların teslim edilmediği iddia edilerek çelişkili beyanda bulunulduğunu, davalının fatura konusu malları teslim almasına rağmen ödeme yapmadığını, bu nedenle borcun devam ettiğini, İstanbul 7 İcra Hukuk Mahkemesinin verilen kararının kesin delil olup bağlayıcı nitelikte olduğu belirterek davanın reddi ile % 20 inkar tazminatından hükmolunmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraflar arasında yürütülen taciri ilişki kapsamında davalı tarafından satılarak davacıya teslim edilen ürün bedellerine ilişkin olarak toplam 45.416,33 TL tutarında irsaliyeli faturaların bedellerinin ödenmediği iddiasıyla davalı tarafından icra takibine konu yapıldığı, davacının bu faturalara konu malları teslim almadığını ve çek ile ödeme yaptığını savunduğu, bu faturalar dışında takip konusu yapılmayan ve davacı kayıtlarında bulunan 19/09/2012 tarih … nolu faturanın da eklenmesiyle toplam 70.935,33 TL tutarlı faturaların davacı kayıtlarına alındığı, 4 adet çek verilerek borcun 28.600,00 TL’lik kısmının ödendiğini, bu ödemenin düşülmesinden sonra bakiye 42.335,33 TL tutarında alacağın mevcut olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiği anlaşılmaktadır. İstanbul 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/997 esas 2014/384 karar sayılı kararı ile davalı alacaklının talebi üzerine açılan “İtirazın Kaldırılması”na ilişkin davada davalının asıl alacağa ilişkin itirazlarını yerinde olmadığı belirtilerek kaldırılmasına karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 28/10/2014 tarih 2014/24651- 25119 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, dosyada bulunan mahkeme kararı ve Yargıtay ilamının incelenmesiyle anlaşılmıştır. İcra Hukuk Mahkemesince verilen karar mahkememiz açısından kesin delil niteliğinde olup bağlayıcıdır. Kesinleşen bu karar ile takip konusu yapılan faturalardan doğan alacağın halen ödenmemiş alacak olarak kabulü gerektiği, davacının bununla çelişen iddialarının dinlenemeyeceği, bu nedenle ve mahkememizce yapılan inceleme sonucunda davanın ve icra inkar tazminatı istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; takibe konu edilen faturalardaki malların teslim edilmediğini, İrsaliye fatura niteliğinde olan, takibe konu faturaların mal teslimine ilişkin kısmı da mal teslimi olmadığından boş olduğunu, davalı tarafın yargılama safhasında tanık dinletmek istediğini belirttiğini ve kendilerinin karşı çıkmasına rağmen mahkemenin bu talebi kabul ettiğini, ancak davalının tanığını dinletmediğini, gerekçeli kararda davanın neden reddedildiğinin belli olmadığını, icra hukuk mahkemesi kararlarının kesin delil olmadığını, genel mahkemede açılan menfi tespit ve itirazın iptali davalarında, icra mahkemesi kararları nazara alınmayacağını, bilirkişi raporlarına yapılan itirazların nazara alınmamasının yerinde olmadığını, raporun eksik ve bilimsel temelden yoksun olduğunu, bilirkişi mal teslimi ile mal teslimi içermeyen faturaları toplayarak ödemeleri düşmüş olması nedeni ile hesaplamayı kabul etmediklerini, raporun hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı dava dilekçesinde faturalara konu malların teslim edilmediğini, çeklerin avans çeki olduğunu iddia etmiş ise de; takibe itirazında, takibe konu faturaların çekler ile ödendiğini ileri sürmüş olmakla iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacının 2013 yılı defterlerini ibraz etmediği, 2012 yılı işletme defterinde dava konusu olmayan 19.09.2012 tarihli 13.576,16 TL bedelli fatura kayıtlı olduğu, çeklerin faturalardan sonraki tarihlere ilişkin olduğu dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine yönelik kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.