Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4240 E. 2020/1251 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4240 Esas
KARAR NO : 2020/1251 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2016
NUMARASI : 2013/523 E., 2016/942 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/07/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu … San ve Tic. Ltd. Şti, müvekkili şirketin 09/12/2004 tarihli ve son olarak 09/12/2009 tarihli bayilik sözleşmesi ile bayisi olduğunu, işbu bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketten almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartı cezailer ve bu alacakların faizleri dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 100.000-TL’sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda … adına kayıtlı Denizli ili, … İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … Parsel, … Paftada kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın tamamı üzerinde ise 01/12/2004 tarih … yevmiye numaralı ipotek senedi ile 1. Derecede 100.000-TL değerinde ipotek tesis edildiğini, davalı şirket bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketten satın almış olduğu akaryakıt ürünlerinin bedelini ödememesi nedeni ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalı şirket aleyhine kesinleşmiş olan Bakırköy .. . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibi bulunmasına rağmen, böyle bir borcunun bulunmamasından bahisle borca itiraz etmesinin müvekkilinin alacağını elde etmesini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, alacağın likit olması ve davalıların kötü niyetli olduğundan bahisle davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, davalıların davaya konu icra takibinde işlemiş faiz alacağına da itiraz ettiklerini, davalı/borçluların faize yönelik itirazlarının yasaya ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın haksız olduğundan bahisle itirazın iptaline, takibin devamı yolunda karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle … adına icra takip dosyasına yapılan yetki itirazının kabulü gerektiğini, 09/12/2009 tarihli bayilik sözlemesinin yetkiye ilişkin kuralları müvekkili … için geçerli olmadığını, HMK ile 01/10/2011 tarihinden itibaren sadece tacirler ya da kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğinin kabul edildiğini, bu tarihten sonra tacir olmayan kişilerin yada tacir olmayan kişilerle yapılmış olan yetki sözleşmelerinin geçerli olmadığını, davacı müvekkilleri aleyhine girişmiş olduğu dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında da yıllık %120 faiz oranı belirlendiğini, söz konusu faizi kabul etmediklerini, söz konusu faiz ve faiz oranının açıkça yasalara aykırı olduğunu, alacaklının takip tarihiden itibaren faiz isteyemeyeceğini, ipotek limit dışında kalan alacağının genel haciz veya iflas yolu ile takip edebileceğini, bu nedenle söz konusu takipte yıllık %120 faiz oranını kabul etmediklerini, dava konusu icra takibine dayanak ipotek senedini ve bayilik sözleşmesi ödeme emrine ek olarak gönderilmediğini, davacı dava dilekçesinde…. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasında herhangi bir tahsilat yapılmadığının öne sürüldüğünü, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkillerinin takibe konu 100.000-TL borcu olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında sürekli olarak alışverişler yapıldığını, bu alışverişlerden de Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılan iki adet çekin bedeli kadar borcu kaldığını, bu borca ilişkin de kısmi ödeme yapıldığını, müvekkillerinin kalan kısım için ödemeye hazır olduklarını belirterek davacı davasının reddine, itirazlarının kabulüne, davacı aleyhine %20 den aşağı olmaka üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: -İlk derece mahkemesinin istinafa konu 10.03.2017 Tarihli ek kararı ile; “Davacının Davalılar aleyhine açmış olduğu davanın KABULÜ ile davalıların, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Takip sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaliyle, takibin davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden 100.000,00TL asıl alacak üzerinden devamına, davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacağa %120, diğer davalı … yönünden %27,50 oranında faiz uygulanmasına,-Hükmedilen asıl alacağın %20 si oranından hesaplanacak icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,-Alınması gereken 6.831,00 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine -Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine-Her ne kadar önceki kararda davalı … lehine 7.808,88TL vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, iş bu davalının karardan sonra davanın tamamını kabul ettiği dikkate alınarak lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı … vekili istinaf isteminde özetle; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/523 E. sayılı dosyasında görülmekte olan itirazın iptali davasında, yerel mahkeme yapmış olduğu yargılama neticesinde; müvekkil şirket yönünden davanın kabulüne, müvekkil … açısından ise davanın kısmen kabulüne yönelik 26.12.2016 tarihinde hüküm kurduğunu ve mahkemenin vermiş olduğu kararı 07.03.2017 tarihinde kesinleştirdiğini, karar 07.03.2017 tarihinde kesinleştirmiş olmasına rağmen, davacı vekilinin 10.03.2017 tarihli tavzih dilekçesi sonrasında kesinleşmiş olan mahkeme kararını ortadan kaldırarak 10.03.2017 tarihinde ek karar kurarak davanın kabulüne karar verdiğini, ilk karar ile mahkemenin dosyadan elini çektiğini, sonrasında, ilk kararın tamamen zıttı bir karar vermesi mümkün olmadığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 14.02.2017 tarihli 2016/18983 E. 2017/1075 K. sayılı kararın bu yönde olduğunu,Kesinleşmiş bir mahkeme kararından sonra, kesinleşmiş kararın ek karar ile ortadan kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 02.06.2016 tarihli 2014/18060 E. 2016/6798 K. sayılı kararında da ‘Hüküm kesinleştikten sonra yerel mahkemece tesis edilen ek karar ile “kesinleşme şerhinin iptali ile … tarihli ek karardan dönülmesine” şeklinde verilen kararın hiç bir yasal dayanağı yoktur. Dairece yapılacak başka bir işlem olmadığından dosyasının yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir’ denildiğini, Kesinleşme şerhinin dahi iptal edilmediğini, UYAP’ta dosyanın kapalı gözüktüğünü, Davanın itirazın iptali davası olup karşı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında yapmış olduğu takip ise ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğunu, Yerel mahkemece verilen ilk karar üzerine, karşı tarafın Bakırköy …. icra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına talep açarak borçlu aleyhine başlatılan takipten feragat edildiğini takibe konu taşınmaz üzerindeki satışa arz şerhinin kaldırılmasını talep ettiğini, takip dosyasından feragat edilmesinin, bu dosyadan da feragat edildiği anlamına geldiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili, İstinaf isteminin reddi ile ek kararın onanmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, itirazın iptali davası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ek karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İlk derece mahkemesince davanın kısmen karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de; nisbi harç yatırmamıştır. Dairemizin 09.03.2020 Tarihli müzekkeresi ile nisbi harcın depo edilmesi için davalı vekiline muhtıra çıkarılmış, 1 haftalık kesin süreyi içerir muhtıra 14.03.2020 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiştir.7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun geçici 1.maddesi gereğince; Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla hak düşürücü süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durmasına, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılmasına karar verilmiş, salgının devam etmesi nedeni ile Cumhurbaşkanlığı’nın 29/04/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 sayılı Kararın Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Kararının 1/1 maddesi gereğince; durma süresi 15/06/2020 Tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmıştır. Davalı yanca, durma süresinden sonraki on beş günlük uzama süresinde de nisbi harç depo edilmemiştir.Nisbi harca tabi davalarda verilen kararların davalı yanca istinaf edilmesi halinde hüküm altına alınan karar ve ilam harcının 1/4’ü nisbetinde nisbi istinaf harcının alınması gerekir.HMK’nun 344 maddesi “(1)İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde,346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir.Harçlar Kanununun 32.maddesi “Yargı işlemlerinde alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz…” Açıklanan nedenle HMK’nın 344.maddesi gereğince eksik istinaf harcının yatırılmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-6100 sayılı HMK.’nın 344. maddesi gereğince istinaf harcı süresinde yatırılmadığından davalılar vekilinin istinaf isteminin usûlden REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.09/07/2020