Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4235 E. 2020/597 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4235 Esas
KARAR NO: 2020/597
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2016
NUMARASI: 2015/945 2016/866
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili başlangıçta müvekkillerinden … LTD.ŞTİ’nin keşidecisi, diğer müvekkili … LTD.ŞTİ’nin lehtarı olduğu, davalı … LTD.ŞTİ’nin ise ciranta olduğu, 30/09/2015 tarihli, 290.000,00 TL bedelli çekin keşide tarihi bölümünde tahrifat yapıldığını, parafın keşideci müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, dolayısıyla çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca müvekkilleri ile davalılar arasında borç doğurucu herhangi bir ticari ilişki bulunmaması sebebiyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş vekili, dava konusu çekin davacı tarafça müvekkili firmaya gönderilecek ürünlerin bedelini teşkil etmek üzere avans olarak ciro edildiğini, müvekkilinin piyasadaki sıkıntı nedeniyle zora girdiğini, bunun neticesinde iflas erteleme talebiyle mahkemeye başvurduğunu, avans olarak verilen çeklerin karşılığı ürünlerin davacıya teslim edileceğini, davacının çekleri müvekkili firmaya gönderdiğini, çeklerin imzalı halde kendilerine geldiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … Bankası A.Ş vekili, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfında olup tahrifat iddialarının yersiz olduğunu, zira tarih bölümündeki yıl kısmının sehven “215” olarak yazıldığını, sonra üzeri çizilerek “2015” olarak doğrusunun yazıldığını, dolayısıyla ortada bir tahrifat bulunmayıp düzeltme yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacılardan … LTD.ŞTİ açısından açılan davanın takip edilmediğinden, HMK’nun 150.maddesi uyarınca işlemden kaldırılarak ayrı bir esasa kaydının yapıldığı, buna göre istinafa konu dava dosyasında davacı olarak sadece … LTD. ŞTİ’nin kaldığı görülmüştür. Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu çekin keşidecisinin … LTD.ŞTİ olduğu, lehtarının davacı … LTD.ŞTİ olup lehtarının ise davalı … A.Ş olduğu ve davalı bankaya ciro edildiği, çekin 30/09/2015 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız işleminin yapıldığı, çekin tekrar 01/10/2015 tarihinde ibrazı üzerine hamiline garanti kapsamında 1.200,00 TL ödeme yapıldığı, çekin tarih bölümündeki yıl kısmının sehven 215 olarak yazıldığı ve sonrasında üzeri çizilerek 2015 olarak doğrusunun yazıldığı, buna göre çekin kambiyo senedi vasfını koruduğu, tahrifat iddiasının yerinde görülmediği, çekte tahrifat kabul edilmediğinden, tarih bölümündeki paraftaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunun da incelenmesine gerek görülmediği gerekçeleriyle davacı … LTD.ŞTİ’nin açtığı davanın reddine karar verilmiş, kararı … LTD.ŞTİ vekili istinaf etmiştir. Davacı … LTD.ŞTİ vekili istinaf sebebi olarak; tarih bölümündeki düzeltmelerin keşideci tarafından onaylanması halinde geçerli olacağını, mahkemenin bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırmadığını, çekin tarih bölümündeki düzeltmenin müvekkili şirket yetkilisince yapılmadığını, HMK’nun 207.maddesinin gözardı edildiğini, düzenleme tarihinin çekin zorunlu unsurlarından olup bu unsuru içermeyen bir senedin çek sayılmayacağını, ayrıca tarihin belirli ve mümkün bir tarih olması gerektiğini, düzenleme tarihindeki yıl kısmında 215 yazıldığını, üzeri çizilerek 2015 yapıldığını, böylelikle sahtecilik yapıldığını, kambiyo senetlerindeki şekil şartlarının senedin lehtara verilmesi anında tamam olması gerektiğini, ayrıca müvekkili ile davalılar arasında borç doğurucu işlem bulunmadığı iddialarıyla ilgili araştırma yapılmadığını, bu def’inin şahsi def’i olup ileri sürülebileceğini bildirmiştir. Davacı tarafın delil olarak çek, hazırlık soruşturması, imza örnekleri ve imza incelemesi, ticari defter ve kayıtlar ile her türlü delile dayandığı görülmüştür. Hazırlık soruşturması sonunda 12/05/2016 tarihinde takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Hazırlık soruşturması sırasında beyanı alınan müşteki …; … Ürünlerindeki cironun kendisine ait olduğunu, bu çeki …’ya almış oldukları madeni yağ karşılığı verdiğini, şikayetçi olduğu hususun keşide tarihinin gün ve ayına dokunulmayarak sene kısmının 2015 olarak eklenip paraf edildiğini, maddi bir zararın da bulunmadığını, şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiği görülmüştür. Dava konusu çekin 290.000,00 TL bedelli, keşidecisinin … LTD.ŞTİ, lehtarının davacı … LTD. ŞTİ, sonraki cirantanın davalı … LTD.ŞTİ olduğu, başlangıçta 30/09/2015’de ibraz edildiği, ancak bu ibrazın iptal edildiği, sonraki cirantanın davalı banka olduğu, çekin 30/09/2015’de ve 01/10/2015’de ibraz edildiği, karşılıksızlık şerhinin yazıldığı görülmüştür. Söz konusu çekin keşide tarihinin “30/09/20.215” şeklinde olduğu, ancak daha sonra yıl kısmının üzerinin çizilerek elle “2015” yazılıp altına paraf atıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dava başlangıçta … LTD.ŞTİ ve … LTD.ŞTİ tarafından açılmış ise de, yargılamanın devamı sırasında davacılardan … LTD.ŞTİ yönünden açılan dava takip edilmediğinden HMK’nun 150.maddesi uyarınca işlemden kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacı … LTD.ŞTİ dava konusu çekte lehtar konumundadır. Davacı taraf, dava konusu çekteki keşide tarihinde tahrifat olduğunu iddia etmiş, davalı banka ise çekin tarih kısmında tahrifat bulunmadığını savunmuştur. Gerçekten de dava konusu çekin tarih bölümünde “30/09/20.215” yazılı bulunduğu, 215 dışındaki kısımların matbu olup “215” kısmının elle yazıldığı, daha sonra “20.215” kısmının üzeri çizilerek elle “2015” yazıldığı ve altının paraflandığı görülmüştür. Davacı … LTD.ŞTİ dava konusu çekteki bu durumun çekin keşidecisi tarafından paraf edilmediğini, dolayısıyla çekin kambiyo vasfını yitirdiğini iddia etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; yıl kısmının “2015” yazılmak istenirken sehven “215” yazıldığı, dolayısıyla sonradan yıl hanesinin “2015” olarak yazılması tahrifat olarak değerlendirilmemiştir. Nitekim muhatap banka tarafından da bu husus sorun olarak değerlendirilmemiş ve çekin arkası yazılmıştır. Yine görüntü itibariyle bu işlemde paraf da bulunduğundan, bu işlemin çekin sıhhatine bir zarar vermediği kanaatine varılmıştır. Ayrıca imzaların istiklali prensibi gereğince lehtar olan davacı, keşidecinin imzasının ya da keşideciye atfen atılan parafın sahteliğini ileri süremeyecektir. Öte yandan hazırlık soruşturması sırasında dinlenen … isimli kişi müşteki olarak verdiği beyanında; çekteki …ndeki cironun kendisine ait olduğunu, bu çeki …’ya almış oldukları madeni yağ karşılığı vermiş olduğunu belirmiş olup bu durum davacının çek karşılığında mal aldığını göstermektedir. Dolayısıyla çekin bedeli kadar mal aldığı, davacı şirketin yetkilisince de kabul edilmiştir. Bu yönden de davacı tarafın davalılarla aralarında borç doğurucu işlem bulunmadığı yolundaki iddiaları da yerinde değildir. Açıklanan bu sebeplerle davacı tarafın istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan davalılardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; söz konusu çeki avans olarak aldıklarını beyan etmiş ise de, gerek davacı vekilinin adı geçen davalı yönünden özellikle bir istinaf talebinin bulunmaması ve de davacı şirket yetkilisi …’in hazırlık soruşturmasındaki beyanında söz konusu çek karşılığı madeni yağ aldıklarını açıkça belirtmesi karşısında bu husus dikkate alınmamıştır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı … LTD.ŞTİ. vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/03/2020