Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4229 E. 2020/596 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4229 Esas
KARAR NO: 2020/596
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2017
NUMARASI: 2016/335 2017/349
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilince düzenlenen toplam 45.931,93 TL bedelli faturalara karşı davalının sadece 2.552,17 TL’lik iade faturası kestiğini, bakiye 43.379,76 TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirtirek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, malların müvekkiline teslim edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı defterlerinde davalının, davacıya 43.379,67 TL borçlu gözüktüğü, davalı defterlerinde ise davacının, davalıdan 43.379,67 TL alacaklı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, malın teslim edildiğini davacının ispatlaması gerektiğini, faturaların ticari defterlerde yer almasının tek başına malların teslimini kanıtlamaya yeterli olmadığını, cari hesap ilişkisine dayalı alacağın likit olmadığını, faturaya itiraz edilmemesinin herhangi bir hak kaybına yol açmadığını bildirmiştir. Gebze …Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının davalı aleyhine 18/11/2013 tarihinde 43.379,76 TL cari hesap bakiyesinin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, davalının Sakarya İcra Dairesi’nin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazı ile borç bulunmadığından bahisle borcun esasına dair itirazda bulunduğu ve takibin durduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 25/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı defterlerinin incelendiği, buna göre davacının, davalıya 2013 yılında 5 adet fatura kestiği, faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının, davacıya 31/12/2013 tarihi itibariyle 43.429,74 TL borçlu bulunduğunun görüldüğü yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 06/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin incelendiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan 43.379,67 TL alacaklı bulunduğu, davacının 300,69 TL faiz isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/12/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davacının 31/12/2013 tarihi itibariyle davalıdan 43.429,74 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini, bakiye kısmın ödenmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının mal teslim etmediğini savunmuştur. Davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve davalının, davacıya 43.429,74 TL borçlu bulunduğu alınan bilirkişi raporuyla anlaşılmıştır. Tacirin ticari defterleri kendi lehine delil olduğu gibi, aynı zamanda içerdiği kayıtlar itibariyle sahibi aleyhine delil niteliğindedir. Davalının defterleri davacıya borç göstermektedir. Ayrıca alacağın kaynaklandığı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması, fatura içeriği malların davalı tarafından teslim alındığını gösterir. Öte yandan faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı likit olup davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi doğrudur. Açıklanan bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.963,27 TL harçtan, peşin alınan 772,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.191,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/03/2020