Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4214 E. 2020/605 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4214 Esas
KARAR NO : 2020/605
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2017
NUMARASI : 2016/441 2017/269
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının müvekkilinden ürün aldığını, ancak bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 06/11/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle davalarını alacak davasına dönüştürdüklerini, ayrıca ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 11/04/2014 tarihinde davalının müvekkiline banka yoluyla 1.899,61 TL ödeme yaptığını, geriye 4.798,00 TL ödenmemiş borç kaldığını belirterek 4.798,00 TL’nin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalı vekili, takibe yetki yönünden de itiraz ettiklerini, takibin İstanbul’da yapılmasına rağmen davanın Gebze’de açıldığını, ortada usulüne uygun yapılmış bir takip bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, ortada herhangi bir fatura da bulunmadığını, davacının borcun dayanağı olarak gösterdiği faturaya ait malzemelerin müvekkilince alınmadığını ve faturanın ihtarname ile davacıya iade edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının, davalıya 22/11/2013 tarihli faturayı düzenlediği, bu faturanın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, ayrıca faturanın irsaliyeli fatura olup davalı çalışanı tarafından teslim alan kısmının imzalandığı, bu durumun malın davalı tarafından teslim alındığını gösterdiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, 4.798,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin varlığının dava şartı olduğunu, ortada usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığını, buna rağmen davacının davasını alacak davasına dönüştürmesinin yasada içtihatlara aykırı olduğunu, kaldı ki itirazın iptali davasının takibin yapıldığı yer mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yine dava dilekçesinde dava değeri 6.697,60 TL iken ıslah ile talebin 4.798,00 TL’ye düşürüldüğünü, ıslah ile talebin azaltılamayacağını, bunun feragat olarak değerlendirilmesi ve reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, borcun konusu olarak gösterilen faturaya konu malzemelerin müvekkiline teslim edilmediğini, faturanın bu nedenle davacıya iade edildiğini, mahkemenin teslim ve ispat konusunda hataya düştüğünü, noter ihtarında malların alınmadığının açıkça belirtildiğini, davacının tek delilinin fatura olduğunu, oysa Yargıtay içtihatlarına göre faturanın tek başına temel borç ilişkisi ve teslim olgusunu ispata yeterli bir delil olmadığını, ayrıca faturanın ticari teamül gereği imzalanmış olup teslim eden kısmının da boş olduğunu, bu durumun malın teslim edilmediğini gösterdiğini, teslim edilmeyen malların ispat edilmesinin akla ve mantığa aykırı olduğunu, ispat külfetinin davacıda olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 6.697,61 TL asıl alacak olmak üzere toplam 6.961,79 TL cari hesap alacağının tahsili için 08/04/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının Gebze İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu ve borcun bulunmadığından bahisle takibe itiraz ettiği görülmüştür. Davacının dayandığı faturanın 22/11/2013 tarihli, 4.798,00 TL bedelli irsaliyeli fatura olduğu görülmüştür. Davalı tarafından davacıya gönderilen 8 Ocak 2014 tarihli ihtarnamede; faturanın 20/12/2013 tarihinde şirket çalışanı … tarafından sehven teslim alındığı, malzemelerin teslim alınmadığı, bu nedenle faturayı kabul etmediklerinin ve iade ettiklerinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinde davalının 6.697,52 TL borçlu olduğu, davalı defterlerinde ise davalının, davacıya 1.899,61 TL borçlu bulunduğu, ihtilafın davacı tarafından düzenlenen 22/11/2013 tarihli, 4.798,00 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 04/11/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davalının defterlerinde gözüken 1.899,61 TL borç bakiyesinin 11/04/2014 tarihinde davacıya havale yoluyla ödediği, davalı ile davacı arasında 2014 yılından kalan bir borç bakiyesinin bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, başlangıçta İİK’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası olarak açılmış, daha sonra ıslahla alacak davasına dönüştürülmüştür. Davacı taraf, davalıya mal sattığını, bedelinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacıdan mal almadıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davacı taraf itirazın iptali davasında harca esas değer olarak 6.697,61 TL’yi göstermiş, daha sonra ıslah dilekçesinde davalının 1.899,61 TL’yi ödediğini belirterek 4.798,00 TL’nin tahsilini istemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından davalıya düzenlenen 22/11/2013 tarihli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf mal almadığını savunmuş ise de, söz konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olması malın davalı tarafından teslim alındığını gösterir. Bu itibarla davalının bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca itirazın iptali davası usulüne uygun yapılacak ıslahla alacak davasına dönüştürülebilir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de bu nedenle yerinde değildir. Ne var ki, dava başlangıçta 6.697,61 TL üzerinden açılmış iken, sonradan ıslahla talebin 4.798,00 TL’ye düşürülmesi davacının aradaki miktardan feragat ettiği anlamına gelir. Kaldı ki aradaki miktar olan 1.899,61 TL’nin de davadan önce davalı tarafından davacıya ödendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davadan önce ödenen tutar bakımından alacak talebinde bulunmasında davacının hukuki yararı da mevcut değildir. Dolayısıyla ilk talep edilen tutarla sonradan ıslah edilen tutar arasındaki farkla ilgili kısım yönünden davanın reddi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usule aykırı olup davalı vekilinin bu yönden istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve dairemizce kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2017 gün, 2016/441 Esas, 2017/269 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 4.798,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 4-Alınması gereken 327,75 TL TL harçtan, peşin alınan 114,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 213,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davacının peşin yatırdığı 25,20 başvurma harcı ile 114,40 TL peşin harç gideri toplamı 139,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 105,00 TL tebligat gideri, 75,00 TL müzekkere gideri, 650,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 830,00 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 594,59 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 150,00 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 42,54 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.899,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 11- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 30,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 116,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/03/2020