Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4213 E. 2020/1089 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4213 Esas
KARAR NO: 2020/1089
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2017
NUMARASI: 2016/20 2017/373
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin 2010 yılı içinde davalıya 7 adet fatura karşılığı 178.513,02 TL ödeme yaptığını, davalının ise eksik olarak 165.854,98 TL’lik ürün teslim ettiğini, müvekkilince 8.503,30 USD karşılığı KDV dahil olmak üzere 12.658,04 TL ödeme yaptığını, ancak davalının ürünleri teslim etmediğini, çekilen ihtarname ile ödenen 12.658,04 TL’nin iadesinin istendiğini, davalının iade yapmadığını belirterek 12.658,04 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin ürünleri teslim ve sevkiyata hazır hale getirdiğini, ancak davacının teslim almadığını bildirerek davanın reddini istemiş, karşı davasında ise; davacının malları teslim almayarak temerrüde düştüğünü, sözleşme gereğince kira bedeli talep haklarının doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla 15.000,00 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacının bedelini peşin ödemesine rağmen 19/08/2010 tarihli 12.658,04 TL bedelli fatura içeriği malların davacıya teslim edilmediği, davacının çektiği 26/01/2012 tarihli ihtarname ile bedelin iadesini istediği, davalının ise 09/02/2012 tarihli ihtarnameyle ürünler teslime hazır olduğunu bildirdiği, 6098 Sayılı TBK’nun 106/1 maddesi gereğince davacı alıcının haklı bir sebep olmaksızın malları teslim almaktan vazgeçmeyeceği, dolayısıyla bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davacı-karşı davalının davasının reddine, davalı-karşı davacının muhafazası masraflı bu ürünleri sattırıp çok yükselmeden depo ücretini karşılaması mümkün iken yüksek depo ücreti talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçeleriyle karşı davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili istinaf sebebi olarak; dosyada alınan diğer hukukçu bilirkişilerin raporlarıyla son rapor arasında çelişkiler bulunduğunu, çelişkinin giderilmediğini, kendilerine gönderilen ihtarnamede önce malların teslim alınması yönünde davalının bir beyanı olmadığını, somut delile dayanmayan ve ispatlanamayan teslime hazır olduğu şeklindeki beyana dayalı biçimde red kararının doğru olmadığını, malların muhafaza edildiği hususu 20/01/2015 tarihli raporda görülemediğini, sözleşmenin 1.maddesi gereğince satış sorumlusundan onay alındığı ve araç gönderilmesi hususunun müvekkiline bildirilmediğini, mahkemenin bu rapor üzerinde durmadığını, ürünlerin üretilmediğini ve tüm şifahi taleplere rağmen malların teslim edilmediğini, aradan geçen 2 yıl sonunda aynen ifanın fayda sağlamayacağından 818 Sayılı BK’nun 107.maddesi gereğince sözleşmenin sona erdirilerek peşin ödenen meblağın iadesinin istendiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, teslim için aradan geçen zamanın uzunluğu, malları teslim almamak için hiçbir sebebin bulunmadığını, ifanın fayda ağlamayacağını ve BK’nun 107.maddesindeki derhal fesih şartlarının oluştuğunun gözardı edildiğini bildirmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf sebebi olarak; davanın reddine dair kararın kaldırılmasını istemiştir. Sözleşmenin 1.maddesinde; “sevkiyata hazır malzemelerin onayını satış sorumlusundan aldıktan sonra araç yükleme talimatına uygun araç gönderiniz” şeklinde düzenleme bulunduğu, 5.maddede ise sevke hazır malzemenin bekleme süresinin en fazla 5 gün olduğu, bu sürede alınmayan malzemelere gün başına 15 USD/ton depo kira bedeli faturalandırılacağının hükme bağlandığı görülmüştür. 19/08/2010 tarihli faturanın 12.658,04 TL bedelli olduğu ve içeriğinin “trapez aksesuar” olduğu görülmüştür. Davacı tarafından gönderilen 26/01/2012 tarihli ihtarnameyle 12.658,04 TL’nin iadesinin istendiği görülmüştür. Davalı taraf 09/02/2012 tarihli ihtarnameyle; malzemelerin 28/04/2010’da teslime hazır hale geldiği, durumun bildirildiği, ancak bir kısım ürünlerin teslim alınmadığı, siparişe özel üretim nedeniyle malzeme bedelinin iade edilemeyeceği, sözleşme gereğince depo kira bedeli 67.349,27 USD’nin ödenmesinin istendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 29/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalıya borçlu olmadığı, bu fatura içeriği malların davacıya teslimine dair belgeye rastlanmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 13/05/2014 tarihli ek raporda davalı-karşı davacı vekilinin itirazları konusunda değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 20/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 12.658,04 TL’yi istemekte haklı olduğu, davalının talebinde haklı olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 30/07/2015 tarihli raporda ise; davacının ihtarında ifa için uygun süre verdiğinden kural olarak aynen ifa ile gecikme tazminatı isteyebileceği, doğrudan bedel isteyemeyeceği, öncelikle BK 106’daki usule uygun davranması gerektiği, davalının depo bedeli isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 18/05/2016 tarihli raporda ise; davacının 09/02/2012 tarihli ihtarname ile temerrüde düştüğü, bedel isteyemeyeceği, davalının depo kira bedeli talebinin ise dürüstlük kuralına aykırı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 09/11/2016 tarihli ek raporda ise; bir önceki raporla aynı yönde görşü bildirildiği, ayrıca sözleşmedeki depo ücretinin cezai şart olarak değerlendirilemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bedeli ödenmesine rağmen teslim edilmeyen mal bedelinin tahsili, karşı dava ise davacının malları teslim almaması nedeniyle oluşan depo kira bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında davacı tarafça toplam 178.513,02 TL ödeme yapıldığı, davalı tarafın ise 165.854,98 TL’lik ürün teslim ettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının bedelini ödediği halde teslim edilmeyen mal bedelinin iadesini isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf 19/08/2010 tarihli fatura bedelini talep etmektedir. Bu konuda davacı taraf, 26/01/2012 tarihinde ihtarname çekerek 12.658,04 TL’nin tahsilini istemiş, davalı taraf ise malzemelerin 28/04/2010 tarihinde teslime hazır olduğunu, durumun bildirildiğini, ancak teslim alınmadığını, ürünlerin siparişe özel üretim olması nedeniyle malzeme bedelinin iade edilemeyeceğini bildirmiş, ayrıca sözleşme gereğince depo kira bedeli 67.349,27 USD’nin ödenmesini istemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1.maddesinde “sevkiyata hazır malzemelerin onayını satış sorumlusundan aldıktan sonra araç yükleme talimatına uygun araç gönderiniz” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür. Burada aracı gönderecek olan davacı alıcı taraftır. Ne var ki, davalı taraf malın hazır olduğunun ve teslim alınmasını istediklerini savunmuş ise de, bu konuda yazılı delil dosyaya sunamamıştır. Bir başka ifadeyle davalı taraf malları teslim alma konusunda davacı tarafı usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürmemiştir. Dolayısıyla davalı tarafın bedelini aldığı halde teslim etmediği ürünlerin bedelini ödemekle yükümlüdür. Açıklanan bu sebepler gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Davalı taraf istinaf dilekçesinde, karşı davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını istemiştir. Bilindiği üzere istinaf incelemesi, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılır. Davalı vekilince istinaf dilekçesinde istinaf sebepleri bildirilmediğinden ve re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırı bir hal de bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin reddi, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile davanın, davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhine dosya içeriğinde rastlanılamadığından ve davalı tarafça gönderilen cevabi ihtarnamede bu ihtarnamenin 07/02/2012 tarihinde tebliğ alındığının belirtilmesi karşısında 12.658,04 TL’nin 13/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle davalıdan tahsili şeklinde kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı – karşı davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Davacı – Karşı davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün, 2016/20 Esas, 2017/373 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Asıl davanın kısmen kabulü ile; 12.658,04 TL’nin 13/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine, faizin başlangıç tarihine yönelik talebin ise reddine, 5-Karşı davanın REDDİNE, Asıl dava yönünden; 6-Alınması gereken 864,67 TL harçtan, davacı-karşı davalı tarafından peşin yatırılan 188,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 676,67 TL harcın davalı – karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 7-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 21,15 TL başvuru harcı, 188,00 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 370,60 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.579,75 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, 8-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Davacı-karşı davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, Karşı dava yönünden; 10-Alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 222,75 TL harçtan mahsubu ile artan 168,35 TL harcın talebi halinde davalı-karşı davacıya iadesine, 11-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 12-Davacı-karşı davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, İstinaf yargılaması yönünden; 13-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine iadesine, 14-Davalı-karşı davacıdan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 256,16 TL harçtan mahsubu ile artan 201,76 TL harcın talebi halinde davalı-karşı davacıya iadesine, 15-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 41,80 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 127,50 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine, 16-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 17-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 18-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/06/2020