Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4175 E. 2020/610 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4175 Esas
KARAR NO : 2020/610
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2016
NUMARASI : 2015/390 2016/957
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … LTD.ŞTİ arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin davalı tarafından kefil olarak imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin 472,05 TL garanti kapsamında ödenen ve 24 adet çek yaprağına karşılık 25.080,00 TL ile 350,00 TL ihtarname ücreti olmak üzere toplam 25.902,05 TL alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalının kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, nakdi alacak kalemi olarak ödenen çek yaprağı bedelinden kaynaklanan 472,05 TL asıl alacak, 48,11 TL işlemiş faiz olmak üzere davacanın toplam 520,16 TL alacağının bulunduğu, davalının bu nakdi alacaktan kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, gayrinakdi alacak ve depo talebi yönünden ise kefil olan davalının sorumlu olması için sözleşmede açık ve tartışmasız bir hüküm bulunması gerektiği, sözleşme içeriğinde çek garanti tutarlarının kefilden istenebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; sözleşmenin 3.maddesinde, müşterinin çek karnesi ve yapraklarından dolayı sorumluluğunu kabul ettiğini, kefili olan davalının da müvekkili bankanın zorunlu karşılık olarak ödeyeceği tutarlar nedeniyle sorumlu olduğu, sözleşmenin 3.10 ve 3.11 maddelerinde müşteriye teslim edilen çek karnesindeki her çek yaprağı için cari hesapların kesilmesi halinde bütün çek yapraklarının derhal geri verileceği, bankanın bunları isteyebileceği ve çek sorumluluk bedellerinin ödenmesi halinde söz konusu riskin müşteri hesabına borç yazılacağının taraflarca kararlaştırıldığını, ancak davalının gayri nakdi talebi haksız olarak karşılamadığını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı ve dava dışı kişiler aleyhine 472,05 TL asıl alacak, 350,00 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 870,16 TL nakit alacak ile ihtarnamede sözü edilen 24 adet çekin iadesi veya sorumluluk bedeli 25.080,00 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının ise herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Davacı ile dava dışı … şirketi arasında 23/01/2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, davalı ile dava dışı … müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, kredinin çek keşidesi suretiyle kullanılması hususunun 3.madde de düzenlendiği, 3.10 maddesinde; cari hesapların kesilmesi halinde kullanılmamış çeklerin derhal geri verileceğinin düzenlendiği, 3.11 maddesinde ise; bankanın müşteriye verdiği çek karnelerinin geri verilmesini her zaman isteyebileceği, kredinin kapatılması durumunda kullanılmayan çek karnelerinin ve çeklerin müşteri tarafından bankaya geri verileceğinin düzenlendiği, kefalet hususunun ise 22.maddede düzenlendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacı bankanın nakit alacak yönünden 472,05 TL asıl alacak, 50,88 TL işlemiş faiz, 2,54 TL %5 BSMV ile 248,45 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 773,92 TL nakit alacağının bulunduğu, 24 adet çek yaprağının davacı bankaya iade edilmediği, iade edilmeyen 24 adet çekin garanti bedelinin 25.080,00 TL olduğu ve bu bedelden davalı borçlunun kefalet limiti dahilinde sorumlu olduğu, 350,00 TL ihtarname masrafı istenilmiş ise de, dosyaya ibraz edilen noter makbuzunda masrafın 248,45 TL gözüktüğünden bu miktarın istenebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalı ve diğer kişilere gönderilen 12/12/2013 tarihli ihtarname ile 472,05 TL garanti kapsamında ödenen çek bedeli ile 350,00 TL ihtarname gideri ve 25.080,00 TL çek depo bedelinin bir gün içinde ödenmesinin istendiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece dosya 13/12/2016 tarihinde karara çıkarılmış ise de, dava dosyası içeriğinden 12/12/2016 tarihinde davacı bankanın alacağını … A.Ş’ye temlik ettiği anlaşılmıştır. Temlik ile ilgili belgeler karardan sonra dosyaya sunulmuş ise de, temlikin karar verilmeden önce gerçekleştiği anlaşıldığından eldeki davada usulüne uygun bir taraf teşkilinden söz edilemeyecektir. Bu durumda mahkemece alacağı temlik alan davalı …A.Ş’nin davada davacı olarak yer alması için gerekli usuli işlemlerin yapılmasından sonra yargılamaya devam edilip bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usule aykırıdır. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2016 tarih, 2015/390 esas, 2016/957 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde usulüne uygun taraf teşkilinin sağlanıp yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 6-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 27,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 113,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/03/2020