Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4172 E. 2020/595 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4172 Esas
KARAR NO: 2020/595
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2017
NUMARASI: 2013/253 2017/132
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 50.000,00 TL’lik mal almak için bu miktarlı çeki davalıya verdiğini, ancak davalının 26.000,00 TL’lik mal teslim ettiğini, 24.000,00 TL’lik malı teslim etmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin çek bedelini ödemediğini, davalının ise bütün çek bedelini takibe koyduğunu, müvekkilinin işyerinde haciz uygulandığını ve müvekkilince bu defa 3 adet toplam tutarı 50.000,00 TL olan çeklerle ödeme yapıldığını, dosya masrafları ve vekalet ücretleri için de toplam 6.990,00 TL’lik banka yoluyla ödeme yapıldığını, daha sonra 50.000,00 TL’lik çek aslının taraflarına iade edildiğini, bu durumun çekin bedelinin ödendiğine karine olduğunu, davalının mal teslim etmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ve takibin kesinleşmesi neticesinde davalının araçlarına haciz konulduğunu, bu duruma öfkelenen davalının dava konusu takip dosyasından müvekkiline ait … plakalı aracın yakalanmasını talep ettiğini ve aracın bağlanmasına sebep olduğunu belirterek müvekkilinin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya borcunun ödenmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarını ispatlaması gerektiğini, iddiaların yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının aradaki ilişki nedeniyle davalıya 15/02/2013 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeki verdiği, bu çekin ödenmemesi üzerine davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığı, davacının bu takip nedeniyle ödeme yaptığı iddiasında bulunduğu, davacı tarafça protokolle 3 adet çekin davalı tarafa verildiği, 50.000,00 TL’lik çekin davalı tarafından bankaya, dolayısıyla davacıya iade edildiği, bankanın cevabi yazısından 50.000,00 TL’lik çekin iptal edilmek üzere taraflarına verildiğini ve çekin iptal edildiğinin bildirildiği, çekin alacaklı davalı tarafından iade edilmesinin çekin ödendiğini gösterdiği, çek bedelinin ödenmediği ve takibe konu alacağın devam ettiği yönünde davalı tarafça yazılı delil sunulmadığı, bu hususların davacı ticari defter ve kayıtlarıyla da doğrulandığını, dava konusu çeke karşılık verilen 3 adet çekin ödendiğinin de anlaşıldığı, bu durumda davacının dava konusu takip bakımından davalıya borçlu bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davacının karmaşık beyanlarla bu davayı açtığını, oysa talebinin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ödeme nedeniyle menfi tespite ilişkin olduğu, davacının davada ilgili , ilgisiz çelişkili ve birbiriyle bağdaşmayan beyanlarıyla anlam kargaşası oluşturarak bilirkişi ve mahkemenin hatalı karar vermesine sebebiyet verdiğini, takibin kesinleşmesinden sonra kısmi ödeme yapıldığını, bunun da icra dosyasına bildirildiğini, bunun haricinde ödeme yapıldığına dair davalı tarafça belge sunulmadığını, borçlu ile yapılan protokol çerçevesinde takibe konu çekin yenileme ve borcun ödendiği anlamına gelmemekle birlikte protokol karşılığında davacıya iade edildiğini, davacının aynı iddialarla İstanbul 8.icra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/594 esas sayılı dosyasında itfa nedeniyle takibin iptalini istemiş ise de, mahkemenin ihtirazi kayıtla yapılan protokol çerçevesinde davanın reddine karar verdiğini, kararın Yargıtay’dan geçerek kesinleştiğini, buna göre davacının halen borçlu olduğunu, ayrıca protokolde müvekkilinin taraf olmadığını, protokolde adı geçen …’nin müvekkilinin temsil yetkisi olmadığı gibi, müvekkiline de borcu bulunduğunu, dolayısıyla protokolün müvekkilini bağlamayacağını, bu şahsın çekleri protokolden bahsetmeksizin kendi borcuna mahsuben müvekkiline verdiğini, dolayısıyla bu çeklerin davacının borcuna mahsuben verildiğinin kabul edilemeyeceğini bildirmiştir. Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının bir kısım fotokopilerinin incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine 50.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak toplam 56.348,32 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla 03/04/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığı, alacaklı vekilinin 22/05/2013 tarihinde borçlu şirketten haricen 17.000,00 TL tahsil ettiklerini belirterek çek aslını istediği, icra müdürlüğünce de 22/05/2013 tarihinde çek aslının alacaklı vekiline verildiği, yine aynı icra dosyasında alacaklı vekilinin 19/08/2013 tarihinde borçlu şirkete ait … plakalı araç üzerine yakalama şerhi düşülmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce de talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği ve söz konusu karar üzerine aynı tarihte yakalama şerhi işlendiği anlaşılmıştır. Dava konusu 50.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin davacı, lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür. Davacı tarafından dayanılan protokolün incelenmesinde; dava konusu icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılması ve aracın çözülmesi için davalı şirketten alınan 26.000,00 TL’lik malzemenin tüm borçlar karşılığında ekte belirtilen çeklerin …’ye verildiği ve bu çeklerden dolayı … ve davacının davalı şirkete borcu bulunmadığının belirtildiği, bu çeklerin 15/06/2013 tarihli 25.000,00 TL, 15/05/2013 tarihli 17.000,00 TL ve 30/06/2013 tarihli 8.00,00 TL bedelli çekler olduğu, çekleri teslim alan olarak … ile davacı şirketin protokolü imzaladığı görülmüştür. İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/594 Esas, 2014/81 karar fotokopisinin incelenmesinde; taraflarının bu dava ile aynı olduğu, icra memurunun işleminin ( araç üzerindeki yakalama kaydının fekki ) istendiği, mahkemenin ise şikayetin soyut nedene dayandığı, borcun bulunmadığının veya itfa yahut veya imhal edildiğinin ispat edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan … Bankası’ndan gelen 03/09/2013 tarihli cevabi yazıda; davaya konu çekin iptal edilmek üzere taraflarına teslim edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu çekin davacı tarafından bankaya iade edildiği, söz konusu çekin ödendiğine ilişkin protokole konu çeklerin ödendiği, bu hususların davacı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının takip konusu alacağın ve çek alacağının devam ettiğine dair yazılı delil ve belgesinin bulunmadığı, buna göre davacının borçlu olmadığı kanaatine varıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ve 04/08/2016 tarihinde sunulan ek bilirkişi raporunda; protokole konu çeklerin ödendiği, her ne kadar davalı tarafın protokolde taraf olmadığını ileri sürmüş ise de, çeklerin davacı tarafından keşide edilip davalının lehtar olduğu ve gelen görüntülerde de ciro silsilesinin davacı ve davalı arasında takip ettiği gözetildiğinde, kök rapordaki görüşlerinde değişiklik yapmayı gerektirir bir husus olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalıya verdikleri 50.000,00 TL bedelli çekin davalı tarafından takibe konulduğunu, takip sırasında protokol yapılarak söz konusu çek yerine toplam tutarı 50.000,00 TL olan üç adet çek ile icra masrafları ve vekalet ücreti için 6.990,00 TL’lik ödeme yaptıklarını, buna rağmen davalının takip dosyasında araç yakalaması talep ettiğini belirterek takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriğinden davacının aradaki ticari ilişkiye istinaden davalıya takip konusu 50.000,00 TL bedelli çeki verdiği, bu çekin davalı tarafından davacı aleyhine takibe konulduğu, takip sırasında protokol düzenlenerek takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılması ve tüm borçlar karşılığında üç adet çekin dava dışı …’ye verildiği, protokol içeriğinde bu çeklerden dolayı … ve davacının davalı şirkete borcunun bulunmadığının hükme bağlandığı görülmüştür. Protokolde davalı tarafın imzası yoktur. Davalı taraf bu hususu istinaf sebebi yapmıştır. Her ne kadar protokolde davalı tarafın isim ve imzası bulunmamakta ise de, mahkemece yapılan yazışmalardan ve dosyaya alınan bilirkişi raporları içeriğinden, protokolde bahsi geçen üç adet çekte davacıdan sonra davalının cirosunun geldiği ve bu çeklerin ödendiği anlaşıldığından davalının bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan söz konusu çeklerin davacı tarafın ticari defterlerinde davalıya verilmiş olarak kayıtlı bulunduğu, çeklerdeki ciro silsilesinin de bu kaydı doğruladığı ve protokolde bu çeklerin dava konusu takip nedeniyle verildiğinin düzenlendiği görülmüştür. Ayrıca takip konusu 50.000,00 TL’lik çek aslı, davalı alacaklı vekilince icra dosyasından alınmış ve dava dışı … Bankası’ndan verilen 03/09/2013 tarihli cevabi yazıda; dava konusu çekin iptal edilmek üzere bankalarına teslim edildiğinin belirtildiği görülmüştür. Çekin davalı tarafından iadesi çekin ödendiğine karine oluşturur. Öte yandan takip konusu çek yerine verilen çeklerin de yukarıda değinildiği üzere ödendiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan, peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/03/2020