Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4169 E. 2020/599 K. 06.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4169 Esas
KARAR NO: 2020/599
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2017
NUMARASI: 2016/42 2017/430
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı … A.Ş emrine keşide edilen ve meşru hamiline teslim edilmek üzere … şubesine teslim edilen toplam bedeli 40.000,00 TL olan 4 adet çekin kargo şirketinin İstanbul …ndeki dağıtım araçlarında aynı anda vuku bulan hırsızlık neticesi çalındığını, dava dışı … A.Ş’nin Bakırköy 2.ATM’de zayi nedeniyle iptal davası açtığını ve 07/09/2015 tarihinde çeklerin iptaline karar verildiğini, iptaline karar verilen çek bedellerinin müvekkilince adı geçen şirkete ödendiğini, bu çeklerden 30 Kasım 2015 tarihli, 25.000,00 TL bedelli çekin ise davalı tarafından takibe konulduğunu, çek arkasında yer alan dava dışı … A.Ş’nin cirosu üzerindeki imzanın bu şirketin yetkilisi …’ya ait olmadığını, dolayısıyla çekte ciro silsilesinin koptuğunu, davalının çekin meşru hamili olmadığını, yine müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki de bulunmadığını belirterek müvekkilinin takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, çekin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu, imzaların istiklali prensibi gereğince davacının inkar etmediği keşideci imzası nedeniyle çek bedelini ödemekle yükümlü olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının dava konusu çekteki imzasını inkar etmediği, ticari senetlerdeki geçersiz imzanın sadece imza atan yönünden sonuç doğuracağı, kambiyo senedinin geçerliliğinin devam ettiği, davacı keşidecinin dava dışı çek lehtarının çekteki ciro imzasının sahteliğini ileri süremeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin iptal kararı üzerine meşru hamil olan lehtar … A.Ş’ye çek bedelini ödeyerek TTK’nun 655.maddesi uyarınca borcundan kurtulduğunu, bu ödemede kötüniyeti ve ağır kusuru bulunmadığından TTK’nun 646/2 maddesi uyarınca borcun sona erdiğini, müvekkilinin davalıya karşı herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, senetteki sahteliğin herkese karşı ileri sürülebilen def’ilerden olduğunu, lehtar ciranta imzasının sahte olması nedeniyle davalının meşru hamil olmayacağını, Yargıtay kararlarının da bu yönde bulunduğunu, müvekkilinin çek keşidecisi değil de, lehtardan sonraki ciranta olsaydı imzaların bağımsızlığından söz edilebilecek olduğunu, iptal edilen çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığını, hamilin müvekkilinden talepte bulunamayacağını, ayrıca mahkeme kararı nedeniyle müvekkilinin ikinci kez ödeme yapmak zorunda bırakıldığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı şahıslar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 25.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak toplam 28.117,81 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip ve dava konusu çekin 30 Kasım 2015 keşide tarihli, 25.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı … A.Ş, sonraki cirantaların dava dışı … – …, … LTD.ŞTİ, …, …, hamilin ise davalı olduğu, çekin ibraz edildiği, ödeme yasağı kararı nedeniyle işlem yapılamadığının belirtildiği görülmüştür. Bakırköy 2.ATM’nin 07/09/2015 günlü, 2015/388 Esas – 645 Karar sayılı kararı ile; aralarında dava konusu çekin de bulunduğu toplam 4 adet çekin iptaline karar verildiği görülmüştür. Davacının delil olarak takip dosyası, zayi kararı, emniyet müdürlüğü belgeleri, kargo liste örnekleri, grafolojik inceleme ve çekin bedelinin ödendiğine dair davacı ile dava dışı … A.Ş’nin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi deliline dayandığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu çekin kargo şirketine verildiğini ve dağıtım araçlarında meydana gelen hırsızlık neticesi çalındığını, davalı tarafın çekin meşru hamili olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini istemiştir. Davacı dava konusu çekte keşideci, davalı ise hamil konumundadır. Davacı, ayrıca çek üzerindeki lehtar ciranta imzasının bu kişiye ait olmadığını ileri sürmüştür. İmzaların istiklali prensibi uyarınca davacı keşideci, lehtarın imzasının sahteliğini ileri süremez. Zira kendisi keşideci olup imzasına yönelik bir inkarı yoktur. Dolayısıyla da kambiyo hukukunun temel ilkelerine göre davacı taraf keşideci olup imzası nedeniyle çek bedelinden sorumludur. Öte yandan davacı taraf, bu davada davalının çekin meşru hamili olmadığını da ispat edememiştir. Ödeme hususu şahsi def’i olup iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyecektir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/03/2020