Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4143 E. 2020/509 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4143 Esas
KARAR NO : 2020/509
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2016
NUMARASI : 2015/302 E. – 2016/858 K.
DAVANIN KONU: Alacak
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkiline ait … plaka sayılı aracın 18/03/2013 tarihinde davalılardan …. Ltd. Şti adına kayıtlı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile 18.03.2014 tarihinde İstanbul Silivri sınırları içeresinde kazaya karıştığını, kazada kusur oranının %50 şer oranında atfedildiğini, davalı müvekkiline ait araç ile … Nin poliçesi ile ihtiyarı mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı şirkete ait … plakala sayılı aracın ise kaza tarihinde yine davalılardan … nin … numaralı poliçe ile zorunlu trafik sigorta kapsamında sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı olmak kaydı ile meydana gelen kaza neticesinde 13.500,00 TL değer ve kusur tamiri neticesinde meydana gelen 25.000,00 TL değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili ve görevli mahkemelerin Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının davasını kabul etmediklerini, müvekkil şirkete ait … plakalı aracın … tarafından kullanılması esnasında yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç ile kavaklı Silivri yolu kavşağında dönüş yaparak direk yola girerken … idaresindeki … plakalı araca çarptığını, … asli kusurlu olduğunu, dava konusu trafik tespit tutanaklarına ve kusur oranlarına itiraz ettiklerini, müvekkiline ait araca davacı tarafından verilen zarar ne davacının kendisi tarafından nede trafik sigortası tarafından karşılanmadığını, kendi sigorta şirketlerininde karşılamadığını, müvekkilinin her iki taraf yönünden de mağdur olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç ile müvekkil şirket … tarafından 23.12.2012 -27.05.2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. nolu trafik sigorta poliçesi …. plakalı araç ise 01.10.2012/2013 vadeli … numaralı kasko poliçesi ile sigortalandığını, davacı yanında açık kabulünde olduğu üzere kasko poliçesi çevresinde 37.000,00 TL ödemede bulunulduğunu, kasko poliçesinden yapılan 37.000,00 TL nin %50 si kusur oranına göre 18.500,00 TL si … plakalı aracın trafik poliçesi olan … numaralı poliçe ile rücu edildiğini, davacı yana değer kaybı talepleri için 8.300,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemeler neticesinde trafik poliçesi teminatının tükenmiş olması nedeniyle değer kaybı taleplerinin yapılan ödeme ile sorumluluğunu yerine getiren müvekkil şirkete kasko poliçe çerçevesince sorumluluğunun sona erdiğini, maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil davalı hakkında davacıya ait … plakalı aracın 18/03/2013 tarihinde yapmış olduğu kaza neticesinde kusurlu tamir edildiği iddiasıyla meydana gelen 25.000,00 TL değer kaybının onarım tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte diğer davalı …. İle müşterek ve müteselsilen tahsili talebi ile yargılama gideri ve ücreti vekalet talep ettiğini, müvekkili firmanın …. İstasyonu kapsamında hizmet veren bir araç servisi olduğunu, dava konusu … plakalı … marka aracın kaza tarihinden sonra … distribütörü olan … Avcılar Servisine hasarlı olarak getirildiğini, toplam 66. 143,61 TL hasar onarım bedeli çıkarıldığını, … A.Ş ye aracın onarımı hakkında 37.000,00 TL teklifte bulunulduğunu ve sigorta şirketi ile bu rakamlarda mutabık kalınıldığını, davacı aracını teslim aldıktan sonra yaklaşık 10 gün sonra dava konusu 18.03.2013 tarihli kaza dışında ön tamponunu çarpmak sureti ile yeniden hasara uğrattığını ve müvekkili firmaca davacının aracına tamir ve boya yapıldığını, böyle bir gelişme karşısında teslimden 3 ay sonra yapılan tespiti kabul etmediklerini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacıya ait araçta kusurlu tamire bağlı değer kaybının 22.276,74 TL olduğu, … Sigortanın poliçe kapsamında bu zarardan sorumlu olduğu ancak, … Ltd. Şti.’ nin davacı tarafla sözleşme ilişkisinin olmaması, araçta gerçekleşen tamirin sigorta şirketi adına yapılıyor olması nedeniyle işbu davada husumet yöneltilmesinin mümkün olmaması nedeniyle belirlenen değer kaybı tazminatının davalı … dan tahsiline, … Ltd. Şti’ne yönelik açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, noter vasıtasıyla gönderilen ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinin 06.11.2014 olması nedeniyle temerrüt tarihinin bu tarih olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.Kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan değer kaybının 9.363,02 TL, davalıların kusur oranına isabet eden meblağın 7.022,26 TL, davalı …’nın davacıya bu kalem nedeniyle yapmış olduğu ödeme miktarının 8.300 TL olduğu sabit olmakla davacının bu nedene dayalı olarak açmış olduğu davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde özetle; “Değişik iş dosyası yokmuş gibi hazırlanmış bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, Mahkemenin kararın gerekçesinde “davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan 816,90-TL yetkili servis masrafı yargılama giderlerine dahil edilmiştir” denilmekte ise de; bu hususun bir yargılama gideri olmadığını, yargılama giderine eklenmediğini, bizzat tazminat kalemlerinden sayılması gerektiğini, Raporun yeterli incelemeye dayalı olmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından gözden kaçırılmış alacak kalemleri bulunmakta olduğunu, Raporun “Kusurlu Tamir İddiasına Bağlı Değer Kaybı İddiasının Davalı Florya Yönünden Değerlendirilmesi” başlıklı maddesinde “TBK 129. Maddesinde yer aldığı şekilde Florya ile kendi adına sözleşme yapan davalı …, davalı Florya ile arasındaki sözleşmede 3. Kişi davacı adına edim yükümlülüğü koydurmamış ve edimin davacıya ifa edilmesini istememiştir.” ifadesi yer aldığını, Türk Borçlar Kanunu madde 129 “Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez.” şeklinde olduğunu, bizzat davalı teknik servisin delilleri arasında hem müvekkilin hem de kendisinin imzalamış oldukları ve diğer davalı … şirketine sundukları mutabakat formunda, müvekkile aracın teslim edileceği hususu imza altına alındığını, husumet yokluğundan söz edilemeyeceğini, davalı yanın da böyle bir talebi bulunmadığını,Bilirkişilerin dava konusu aracın emsal değerine, ne de hesaplama için kullanılmış olan metodolojiye ilişkin herhangi bir değişiklikte bulunmadıklarını, itirazları değerlendirmediklerini, hatalı tamirat yaptığı alenen tespit edilmiş olan davalı şirketin verileri kullanılırken sunulmuş olan ve dava konusu aracın distribütörü tarafından hazırlanmış olan orijinal parça değerlerinin bilirkişi incelemesine esas alınmamış olmasının hatalı olduğunu, çıkma parçalar ve yan sanayi parçaların değerlerinin hesabının da hiçbir bilimsel veriye dayanmayan hesaplamalar olduğunu, bilirkişilerin kabul ettiği bu hesaplamaya dair açıklama “Hesaplamada piyasa koşulları göz önüne alınarak, yan sanayi parça bedeli orijinal parçanın %60’ı, çıkma parça bedeli %30’u, onarılmış çıkma parça bedeli orijinal parçanın %20’si değerinde hesaplamaya dahil edilerek orijinal parça tutarıyla birlikte aşağıda verilmiştir.” şeklinde olduğunu, formülün dayanağı olmadığını, Davalılar … Ltd. Şti. İle … yönelik kaza nedeni ile değer kaybı için açılan davanın ispatlanamamış olduğu gerekçesi ile verilen red kararının usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen araç değer kaybı ile aracın kusurlu onarımı nedeni ile uğranılan değer kaybına ilişkin zararının giderilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının değer kaybı talebi yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; kaza ve poliçe tarihinden sonraki ZMMS Genel Şartları Tebliği dikkate alınarak değer kaybı hesaplanmıştır. Davacının aracında meydana gelen değer kaybı zararının kazanın meydana geldiği tarih ve Yargıtay uygulamaları gözetildiğinde; araçta meydana gelen değer kaybı, aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekirken kaza ve poliçe tarihinden sonraki tebliğin dikkate alınarak hesaplama yapılması yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2019 tarih ve 2017/5583 E., 2019/11651 K sayılı kararı, Yargıtay 17.HD, 2016/14941 Esas, 2017/7966 Karar sayılı, 20.09.2017 Tarihli ilamı) Bununla birlikte sigorta poliçesi kapsamındaki hasarın davalı … şirketinin anlaşmalı olduğu diğer davalı …..Şti’ye ait serviste giderildiği ve davacı tarafça teslim alındığı dikkate alındığında hatalı tamirden kaynaklandığı iddia edilen dava konusu hasardan davalı …..Ltd Şti’nin de sorumlu tutulması gerektiği açıktır. (Yargıtay 17.HD’nin 2012/9456 Esas, 2013/1312 Karar sayılı, 11.02.2013 tarihli ilamı) Bu durumda davacının zarar iddiası yönünden delil tespit dosyasındaki bilirkişi raporu ile esas mahkemesince alınan kısmen farklı hesaplamalar içeren bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi ve davacının itirazlarının karşılanması için trafik kazalarında hasar alanında uzman üçlü makine mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekliyken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, diğer istinaf istemlerinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2016 gün ve 2015/302 Esas, 2016/858 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 64,35 TL posta gideri ve tebligatı ücreti olmak üzere toplam 150,05 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.