Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4136 E. 2020/508 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4136 Esas
KARAR NO: 2020/508
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2017
NUMARASI: 2014/1418 E. – 2017/265 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalı/borçlu bankanın Gebze Şubesi … nolu müşterisi olduğunu, Müvekkili firmanın dayalı banka şubesine ticari kredi talebi ile başvurduğunu, başvurusu neticesinde, müvekkili firma yetkilisine teminat gösterilmesi karşılığında 4,000,000.00 USD kredi kullanabileceğinin bildirildiğini, sonrasında davalı banka tarafından 28.05.2014 tarihinde müvekkiline kredi başvurusunun onaylandığının bildirildiğini ve 13.06.2014 tarihinde müvekkili firma hesabına (Herhangi bir virman ya da hesaba geçme talimatı olmamasına rağmen) 4,000,000.00 USD yatırıldığını, ancak muhatap banka tarafından, kredinin teminatlandırılmadığı gerekçesi ile bu para üzerine aynı zamanlı bloke konularak müvekkili firmanın bu para üzerinde tasarruf yetkisine haiz olamadığını, Müvekkili firma hesabına yatırılan para üzerinde bloke bulunduğundan ve müvekkili firmaca dayalı bankaya teminat gösterilemediğinden hesapta yatan paranın hiçbir surette müvekkili firma tarafından kullanılamadığını, buna rağmen söz konusu kredinin ilk taksiti imzalamış olduğu kredi sözleşmesi gereği, müvekkili firmaca temerrüde düşmemek ve hesabında 4,000,000.00 USD para olmasına rağmen; hesaba nakit para yatırılmak sureti ile 14.07.2014 tarihinde 68.048,33USD’ı anapara, 30.825,OOUSD’ı faiz olmak üzere ve 51,54 USD kur farkı eklenmek suretiyle 98.924,87 USD olarak muhatap bankaya ödendiğini, daha sonra 05.08.2014 tarihinde muhatap bankaca müvekkiline ait hesapta bulunan 3,931.952.39 USD banka tarafından çekilerek bu kez de kredinin erken kapama olarak kapatıldığını, Müvekkili firma, ticari ihtiyaç nedeni ile kredi kullanıp firmayı ödemeler ve yatırımlar bakımından rahatlamak isterken tam tersine kullanmadığı bir para için de haksız yere faiz ve sair giderler ödemek zorunda bırakıldığını, davalı banka tarafından kredi sözleşmesi ile yüklenen kredi kullandırma yükümü yerine getirilmemiş olmasına rağmen, müvekkilinden haksız biçimde faiz ve sair masraflar tahsil edildiğini, davalı bankanın müvekkili aleyhine haksız zenginleştiğini, bu nedenle de müvekkilinden haksız biçimde tahsil edilen paranın iadesi için davalı bankaya Beyoğlu …Noterliği’nin … yevmiye numaralı 10.10.2014 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin davalı bankanın Gebze Şubesi’ne 16.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından işbu ihtara herhangi bir cevap verilmediği ve davalı/borçlu bankanın 20.10.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü, Davalı banka Gebze Şubesi tarafından müvekkil firmaya kullandırılmayan kredi için müvekkili firmadan haksız bir biçimde 30,825.00 USD faiz, 25.00 TL komisyon ücreti,750.00 TL kredi teklif ücreti, 51.55 USD kur farkı tahsil edildiğini, söz konusu ödemelerin müvekkilince hiçbir şekilde kullanılamayan bir krediden dolayı tahsil edilmiş olduğunu, işbu ödemelerin tamamı hukuka aykırı biçimde tahsil edildiği ve bu sebeple müvekkiline iadesi gerektiğini,bir an için taraflar arasında ticari sözleşme kurulmuş olsa dahi, bu durumda da müvekkilinden alınan 25.000 TL komisyon ücreti ile 750.00 TL kredi teklif ücretinin haksız alınması nedeniyle bu paraların da faiziyle birlikte müvekkile iadesi gerektiğini, tahsil edilen, komisyon ücreti, kredi telif ücreti gibi kalemler genel işlem şartına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle ve iadesi gerektiğini, arz ve izah olunan nedenler ve bunları doğrulayacak deliller karşısında, davanın kabulü ile davalı/borçlunun İstanbul … İcra Müdürlügü’nün .. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamı, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı bankanın toplam alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmaca 4 Milyon USD tutarındaki yatırım kredisi teklifinde bulunulduğunu, kredi kullandırım şartlarında; Firmanın faaliyetlerini yürüttüğü ve … A.Ş. adına kayıtlı yer üzerine müvekkili Banka lehine 1.dereceden 1,50 marjla ipotek alınması, Söz konusu ipotek işlemi için … Tic. A.Ş. ‘nin muvafakat namesi ve ipotek belgesine imzasının alınması, İpotek alınacak yer ile ilgili Kömürcüler Org. San. Bölgesi yönetiminden müvekkil Banka lehine ipotek alınabileceğine dair yazılı onay/muvafakat alınması, Boşalan limitten kullandırım yapılmayacağı, daha kısa vadeye münakale alınmayacağı ve Ödemesiz dönem söz konusu olmayacağı, 4 mil USD’lik kredinin hesapta blokeye alınacağı, rehin blokaj; taahhütnamesi alınarak hesap üzerine rehin koyulacağı, İlgili kredi, firmanın mal ahırımdan kaynaklı 30.06.2014-31.01.2005 tarih aralığındaki … A.Ş. çeklerinin finansmanı amacıyla tahsis edileceği ve Sadece bu firmanın çeklerinin ödenmesi amacıyla serbest bırakılacağını, Kredinin peyderpey serbest bırakılmasının onaya tabii olduğu ve çek vadelerinde bölge kredilerden onay alınacağı, Firmanın mali verilerinin 3’er aylık dönemlerle bölge krediler ile paylaşılacağı, bu yüzden revizyon vadesinin kısa tutulduğunu, koşulları ile onaylanmış olduğunu, 13.06.2014 günü saat 19:37de firmaya 8.496 Milyon TL (4 Milyon USD) tutarında taksitli ticari kredi kullandırılarak meblağ firmanın … nolu vadesiz USD hesabına yatırıldığını, müvekkil Banka Gebze Şubesi tarafından 17.06.2014 günü saat 17:47’de taksitli ticari krediye ait ödeme planı, firmanın kullandığı ve kurumsal e-posta adresi olan …com ve …com(…’ın firmanın muhasebe ve finans müdürü olduğu öğrenilmiştir) isimli e-posta adreslerine gönderildiğini, (EK2). Davacı firma kredi kullandırmana ilişkin talimatı olmadığını iddia etmesine karşın, firma yetkilisi tarafından kredi kullandırım günü 10 Milyon TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi ve kredi tutarı olan 4 Milyon USD tutarında nakit blokaj sözleşmesi imzalanması maddi olgusu karşısında, davacının iddiasının haklı olmadığı anlaşılacağını, müşteri ile ipotek alınacağı hususunda mutabık kalınan gayrimenkul, hâlihazırda davacı firmanın faaliyetini de sürdürdüğü Gebze Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan bir taşınmaz olduğunu, taşınmazın malikinin … A.Ş. olduğunu, (EK6). Davacıya kredi kullandırımı ardından tebliğ mektubunda belirtildiği şekilde … firması taşınmazın ipotek verilmesi için muvafakat vermeyi istemediğini bunun üzerine söz konusu taşınmaz üzerinde ipoteği alınamadığı ve bu nedenle 05.08.2014 tarihinde davacıya kullandırılan kredi kapatıldığını. Tacir olan müvekkili Banka’nın sözleşme gereği, verdiği hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi gerek TTK hükümleri ve sair yasal düzenlemeler çerçevesinde olduğunu, 27.07.2012 tarihinde imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi’nin Komisyon, Vergi ve Masraflar başlıklı 2.10. maddesinde kredi sözleşmesine istinaden kullandırılacak kredi masraflarının davacı tarafından ödeneceği davacı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun Ücret İsteme Hakkı başlıklı 20.maddesinde yer alan; “Tacir olan veya olmayan bir kimseye ticari işletmesi ile ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir münasip bir ücret isteyebilir. Ayrıca tacir verdiği avanslar ve yaptığı giderler için ödeme tarihinden itibaren faize de hak kazanır. ” Düzenlemesi gereğince ve işbu konuda Yargıtay kararlarında da yer verildiği üzere ticari bir işletme olan müvekkili Banka’nın ticari işletmesi ile ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkı bulunduğunu, sonuç olarak, kredi kullandırımı için faaliyette bulunduğu taşınmaza ekspertiz yaptıran, GKS ve kredi tutarında nakit blokaj sözleşmesi imzalayan, kredinin izlendiği TL ve USD hesaplarda çok sayıda Bankacılık işlemi ve cüzdan yazdırma işlemi gerçekleştiren, hesaplarında bulunan kredi bakiyesine ait varlık bilgisini kredi kapanana kadar İnternet Şubesi üzerinden bir çok defa görüntüleyen, taraflarınca tutulan 2014 yılı 6.ayma ait detay mizanda bile Banka kredisine yer veren, ihtarnamede krediden ilk defa haberdar olduklarını gösterdikleri ilk taksit ödemesinin üzerinden 3 ay, kredi kapamasının gerçekleştirildiği zamandan sonra 2 ay boyunca herhangi bir itirazda bulunmayan firmanın Banka kredisinin bilgileri dahilinde kullanılmadığı yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığının açıkça ortada olduğu beyanlarında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacı iddiası, davalı savunmaları, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası mahkememizce alınan 09/05/2016 tarihli kök 15/03/2017 tarihli ek raporlar ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacının, davalı banka tarafından kendisine tahsis edilen 4 milyon USD tutarındaki kredinin, kredi sözleşmesinde kararlaştırılan ipotek şartının yerine gelmemesi sebebiyle krediye bloke konulmak suretiyle kullanılmadığı, kredi kullanılmadığı halde davalı banka tarafından davacıya tahakkuk ettirilen faiz, masraf ve kur farklarına ilişkin olarak tahakkuk ettirilen 30.876,55 USD faiz ile 25.000 TL komisyon bedelinin davalıdan tahsili amaçlı olarak davacının davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasıyla yaptığı icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğu, açılan davanın davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatı talepli itirazın iptali davası olduğu, alınan kök ve ek bilirkişi raporuna göre davalı bankanın davacıdan tahsil ettiği faiz ve komisyonları taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi, Bakanlar Kurulu kararına göre Merkez Bankası tarafından yayınlanan tebliğlere uygun olduğu tespit edilmiş, somut olayda kredi sözleşmesinde kararlaştırılan kredinin kullanılmasına ilişkin ipotek şartı davacı tarafça yerine getirilmemesi sebebiyle kredinin serbest bırakılmadığı, davacı tarafça kredinin kullanılmadığı anlaşılmış ise de davalının kararlaştırılan krediyi davacının kullanımına hazır ettiği, tahsisi işlemlerinin tamamladığı, kredinin davalıdan kaynaklanmayan sebeple kullanılamadığı, davacının defalarca kredi hesabına ilişkin banka internet sitesine defalarca girerek hesap özeti görüntüleme yapmasına rağmen krediye ilişkin ilk taksit tutarını 14/07/2014 tarihinde 98.873,33 TL olarak itirazı kayıt olmaksızın davalı bankaya ödediği, bu şekilde kredi ilişkisine muvaffakat ettiği, ipotek işleminin gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması üzerine davalı banka tarafından 05/08/2014 tarihinde davacıdan kaynaklı kredi riskinin kapatıldığı, belirtilen nedenlerle davacının davalı banka tarafından tahakkuk ettirilen kredi faiz ve komisyonlardan sorumlu olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; yerel mahkemece kredinin davalı bankadan kaynaklanmayan sebeple kullanılamadığı ve müvekkilinin defalarca kredi hesabına ilişkin banka internet sitesine girerek hesap özeti görüntüleme yapmasına rağmen ilk taksit tutarını ihtirazi kayıt olmaksızın ödediği ve bu şekilde kredi ilişkisine muvafakat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Müvekkilinin davalı banka nezdinde kullandığı TL hesabını … nolu hesap, USD hesabını … nolu hesap olduğunu, kredinin ilk taksit tutarının davacı müvekkilinin aktif olarak kullandığı … nolu USD hesabından davalı banka tarafından otomatik olarak çekildiğini bu durumda müvekkilinin ihtirazi kayıt ileri sürmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin hesapta yeterli bakiye olmaması halinde temerrüde düşmemek adına her halükarda bu tutarı ödemek zorunda kalacağını, mahkemenin ödemenin ne şekilde yapıldığı, banka tarafından otomatik çekilip çekilmediği hususunu değerlendirmeden karar verdiğini, Kredi tutarını davacı firma hesabına geçtiği günden kredinin kapatıldığı tarihe kadar ve hukuki süreç başlayana ve 10/10/2014 tarihli ihtarname gönderilene kadar davalı banka çalışanları ile müvekkilinin defalarca görüştüğünü ancak sorunun çözülmediğini, Mahkemenin bu görüşmeler yönünden tanık dahi dinlemediğini, Kredi sözleşmesinin hüküm ifade etmesinin ipoteğin alınmasına bağlı olduğunu, kredi sürecinin tamamlanması kredinin teminatlandırılmasının tamamlanmasına bağlı olduğuna, davalı bankanın henüz kredi teminatlandırılmadığı halde müvekkilinin virman talimatı olmaksızın kredi tutarını müvekkilinin hesabına aktardığını, bankanın kredi teklif formunda kredinin teminata bağlı olarak verileceğinin yazılı olduğunu, taraflar arasında imzalanan genel şartlar içeren genel kredi sözleşmesinin 3 numaralı bendinde teminatlarla ilgili hükümler başlığında; kredinin teminat karşılığında ne şekilde kullanılacağının açık ve net olarak belirlendiğini, ayrıca bankacılık kanununun kredinin izlenmesi başlıklı 52.maddesi ile karşılıklar ve teminatlar başlıklı 53.maddesinin de dikkate alınması gerektiğini, yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı bankanın kusurlu olduğunu ve kusuru nedeniyle müvekkili aleyhine haksız olarak tahsil ettiği tutar kadar sebepsiz zenginleştiğini, davalı bankanın kredinin teminatlandırılmaması süreci devam ettiği halde krediyi kapatmak yerine kredinin geri ödeme planına göre 13/07/2014 tarihinde ilk taksiti tahsil ettiği, 05/08/2014 tarihinde krediyi kapattığı, 13/06/2014, 05/08/2014 tarihleri arasında taşınmaz ipoteğini alınamadığından bahisle kredinin kapatılmasında bankanın kusurlu olduğunu, mahkemenin komisyon vs. masrafların Bakanlar Kurulu kararına göre merkez bankası tarafından yayınlanan tebliğlere uygun olduğu gerekçesiyle bu talepleri reddetmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık; bloke nedeni ile kullanılmayan kredinin Banka tarafından kapatılması üzerine haksız olarak tahakkuk ettirildiği iddia edilen faiz, masraflar ve kur farkının iadesi istemi ile başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı vekili borca, faize ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunmuştur. Mahkemece öncelikle davalının takipte yetki itirazının değerlendirilmesi gerekir. Kabule göre ise; davacının komisyon masrafı ve kredi teklif ücretinin makul olup olmadığı yönünden diğer bankaların emsal uygulamaları değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamış olan rapora göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin bu aşamada kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, sair hususun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2017 gün ve 2014/1418 Esas, 2017/265 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,00 TL posta gideri ve tebligat olmak üzere toplam 120,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.