Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4125 E. 2020/490 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4125 Esas
KARAR NO : 2020/490 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2016
NUMARASI : 2014/106 E., 2016/1337 K.
DAVANIN KONU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı alacaklı … arasında mal alımı şeklinde olan ticari ilişki ve karşılıklı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı alacaklının bu kapsamda eline geçen ve iadesi gereken bedelsiz senetleri iade etmek yerine kötü niyetle hareket ettiğini ve senetleri icraya verdiğini, ekte sundukları davalının gönderdiği iki ayrı cari döküme bakıldığında müvekkilinin cari hesaba göre 30.01.2014 tarihli son işlenmiş cari hesaba göre 9.441,99 TL cari hesap borcu olduğunu, müvekkilinin ekte sundukları 30.07.2013 tarihli iade faturası ile 8.761,50 TL kusurlu malları iade ettiğini , ancak bunların cari hesaptan düşülmediğini, bunun hesaptan düşüldüğünde bakiyenin 681,00 TL olduğunu ve taraflar arasındaki cari çalışma sistemi içerisinde istenmeden ve talep edilmeden takip ve dava edilemeyeceğini, bu sebeplerle cari hesap bakiyesi olan 681,00 TL dışında bir borçlarının olmadığını, davalı alacaklının kötü niyetli olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle müvekkilinin olası zararlarına ve davalının kötü niyet girişimlerine maruz kalmamak için icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin alacağını tahsili teminen Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmesi üzerie davacı tarafça mahkemede açılmış olan menfi tespit davasındaki iddiaların mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, davacını uzun süredir müvekkili şirketi oyalamakta, borcunu ödemekten imtina etmekte olduğunu, takip konusu alacağın on adet senete müstenit olup kambiyo senetlerien mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, davacı yanın davaya konu senetlerin ödendiğine ilişkin iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, keza davacının 30.07.2013 tarihinde kestiğini ifade ettiği faturasının da kesinlikle müvekkiline gönderilmediği gibi fatura içeriği malların müvekkiline iade edilmediğini, taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu tarihten beri sürekli borçlarını oyalama gayreti içinde olan davacının açtığı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın ticari satımdan kaynaklanan menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacının fatura konusu malları teslim ettiği noktasında bir ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın; davacı edimlerinin ayıplı olup olmadığı, davalının ayıplı malları karşılığı iade faturası kesip kesmediği, cari hesap ilişkisinden kalan bir alacağının bulunup bulunmadığı ve netice olarak davacının davalıya borçlu bulunup bulunmadığı noktasında olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin cari hesap ilişkisi ve kambiyo ilişkisi olarak devam ettiği, mahkemece her iki taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede, tarafların kendi iddialarını kendi defter kayıtları ile tevsik edemediği, senet metni üzerinde “malen” kaydının bulunduğu, bu durumda davacının davalıdan mal teslim aldığının kabulü gerektiği, kaldı ki, davacının mal teslim olgusunu inkar etmeyip, ayıplı oması sebebi ile iade ettiği ve iade faturası düzenleyerek davalıya gönderdiğini iddia ettiği, bu durumda, ayıp ve iade olgusunun ıspatının davacıda olduğu, davacının mal teslimi karşılığı davalıya verdiği senetlerin bedelsiz kaldığı ve alınan malların ayıplı olduğu ve iade edildiği savunmasının delillendirilemediği, ıspat yükü üzerinde olan davacının iddialarını ıspat edemediği” gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde ; tarafların cari hesap ilişkisi incelendiğinde kanıtlanamadığı düşünülen ve aslında yazılı delil başlangıcı kabul edilebilecek unsur taşıyan iade faturası hesaplama dışı tutulsa bile davanın kısmen kabul edilebileceği derecede delil toplandığı ve bilirkişinin görüş beyan ettiği halde mahkemenin sadece iade faturası gerekçe yapılarak davanın tümden reddedildiğini verilen kararın bu nedenle kaldırılmasını gerektiğini beyan ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava takibe konu senetlerin bedelsizliği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Senetler malen düzenlenmiş olup; her iki taraf da mal karşılığı verildiği yönünde ortak irade açıklamasında bulunmuştur.Davacı yan ; teakip tarihi itibari ile 9.441,99 TL cari hesap borçlarının bulunduğunu ; ancak kendilerine teslim edilen malların ayıplı olması nedeni ile 8.761,50 TL mal iade ettiklerini ve iade faturası düzenlediklerini ; sadece 681 TL borçlarının bulunduğunu, bunun da ticari ilişki geçmişlerine nazaran takibe konu edilmeyecek bir miktar olduğunu iddia etmektedir.Davalı yan ise kendilerine mal iadesi yapılmadığını, fatura da gönderilmediğini, davacının ödeme savunmasının da bulunmadığı nedenle davanın reddini talep ettiği anlaşılmaktadır.Davacının dava dilekçesindeki beyanlarına nazaran malen kaydı taşıyan senetlere istinaden davalının mal satışını yaptığı hususunda ispat sorunu bulunmayıp; davacı malların iade edildiğini ve bu nedenle bedelsiz kaldığını ispatla mükelleftir.Tarafların ticari kayıtlarının tasdiklerinde eksiklik bulunmadığı ancak muhasebe tekniğine uygun şekilde doğru defter tutulmadığı, açık hesabın izlenebilir bulunmadığı raporlardan anlaşılmaktadır.Alınan ilk rapor ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi davacının dahi ile sürmediği ödeme amaçlı çeklerin davaya konu senetlerin ödemesi olarak değerlendirildiği görülmektedir.Sonra alınan raporda da davacı yanın mal iadesinin teslim belgeleri ile birlikte kanıtlanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı yemin teklif etmeyeceğini de beyan etmiştir. Mal iadesine ilişkin irsaliyeli fatura ve teslim hususu kanıtlanamadığından davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup; davacı yanın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Davacı yanca yatırılması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile eksik kalan 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince 27/02/2020 tarihinde KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.