Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4119 E. 2018/2385 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4119 Esas
KARAR NO : 2018/2385
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2015/183 2017/60
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … Bank A.Ş ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin diğer davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borçlarının ödenmediğini, … Bank A.Ş’nin TMSF’ye devredildiğini ve alacağın fon alacağı haline geldiğini, daha sonra da bu alacağın 2006 yılında TMSF tarafından müvekkiline devir ve temlik edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesin italep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu alacağın fona devredilmiş alacak niteliğinde bulunduğu, bu alacağın sonradan Varlık Yönetim şirketine temlik edilmesinin alacağın bu niteliğini değiştirmediği, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 142.maddesi uyarınca bu tür davaların 1 ve 2 numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir.
Davalılar vekili istinaf sebebi olarak; TMSF’den devralınan her alacağın fon alacağı olmadığını, dava konusu borcun müvekkili şirket ile … Bank arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, dolayısıyla görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine gerekçeli karardaki tüm delillerin toplandığı yolundaki ifadenin de doğru olmadığını, mahkemenin derdestlik itirazına konu dosyanın ipotekli alacağın takibine yönelik icra dosyası olduğu tespitinin de yanlış olduğunu, kesin hüküm itirazlarının değerlendirilmediğini bildirmiştir.
Davaya dayanak yapılan İstanbul….İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının, davalılar aleyhine 22.538,45 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 1.375.617,31 TL’nin tahsili için takip başlattığı, takibin dayanağı olarak … Bank genel kredi sözleşmesi gösterildiği, davalılar tarafından borcun esasına yönelik itirazda bulunulduğu, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığının beyan edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesinin bir kısmının fotokopisinin incelenmesinde; sözleşmenin davalı şirket tarafından asıl borçlu diğer davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmüştür.
Dava dilekçesinde harca esas değer olarak 22.538,45 TL asıl alacak olarak belirtildiği görülmüştür.
Dosya içerisinde bulunan temlik sözleşmesinde; dava konusu alacağın 30 Ocak 2006 tarihinde TMSF tarafından davacı …A.Ş’ye temlik edildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesi kararından sonra davacı … A.Ş vekili tarafından dosyaya sunulan 29/05/2017 tarihli dilekçe ve eklerinin incelenmesinde; … A.Ş ile … A.Ş’nin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 155.maddesinin 1.fıkrasının b bendi ve 156.maddesi hükümleri ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20.maddeleri uyarınca birleştirilmiş olduğu yolunda beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı olarak UYAP kaydına … A.Ş’nin işlendiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır. Dava konusu alacak fona devredilen … Bank A.Ş ile davalı şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle alacak fon alacağı niteliğindedir. Alacağın Varlık Yönetim şirketine devredilmiş olması bu niteliğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince bu tür davalara 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 142.maddesi uyarınca 1 ve 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiği şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine şeklindeki karar isabetlidir. Bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Bununla birlikte verilen bu karar gönderme kararı niteliğinde bulunduğundan, mahkemece dava dosyasına resen görevli daireye gönderilmesi gerektiğinden dosyanın talep halinde görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevziye sevkine ve hüküm fıkrasının 3.bendinin son kısmında yer alan davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç, yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına şeklindeki kısmı isabetli değildir. Bir başka ifadeyle mahkemece usulden red kararı ile dosyanın kanun gereği görevli ve yetkili 1 ve 2.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesi şeklinde karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu yönden istinaf talebinin resen kabulü gerekmiştir (Bakınız Yargıtay 19.HD’nin 2016/5170 Esas 2017/2352 Karar sayılı ilamı). Öte yandan istinaf talebinin kabul şekli itibariyle davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
Hal böyle olunca davalılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/02/2017 tarih, 2015/183 esas, 2017/60 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Gerekçede belirtildiği üzere karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf peşin harçlarının talebi halinde davalılara iadesine,
6-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 171,40 TL (85,70 X 2) istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/11/2018