Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4117 E. 2019/1753 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4117 Esas
KARAR NO : 2019/1753 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2017
NUMARASI : 2015/793 E., 2017/61 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin, müvekkilinin davalıya ürettiği malları teslim ettiğini, davalının ise sözleşmenin 3.maddesi uyarınca çekleri dolar kuru üzerinden keşide ederek vermesi gerektiğini ancak Türk lirası cinsinden 400.000 TL bedelli çek teslim ettiğini, çekin tesliminde dolar kuru 2.27 iken, çeklerin vade tarihine gelen tarihlerde ise dolar kurulunun 2.27 TL’nin üzerine çıkarak müvekkili aleyhine zarara sebebiyet verdiğini, kur farkından kaynaklanan alacağın bilirkişi incelemesi sonucu anlaşılacağının belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 02.12.2016 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 114.417,00 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.Davalı vekilinin, davanın haksız olduğunu, davacının düzenlediği TL cinsi faturalara istinaden müvekkilince 1.706.506,27 TL ödeme yapıldığını, sözleşmede çeklerin dolar cinsinden yazılı olup, bunun ödemenin dolar cinsinden yapılacağı anlamına gelmeyeceğini, davacının dolar çek’i kullandıklarını belirterek müvekkilinden dolar çeki yazılmasını istediğini, bu şekilde sözleşmeye hüküm konulduğunu, müvekkilinin de dolar cinsinden çek düzenlediğini, ancak davacının “bana türk lirası çek lazım, dolar çek’i kabul etmiyorlar diyerek, dolar cinsinden düzenlenen çekleri teslim almadığını, müvekkilinin bu çekleri mecburen iptal ederek bankaya iade ettiğini, bu çeklerin müzekkere yazılarak bankadan celbini istediklerini, davacının TL cinsi çek almasının 2 aylık süre içerisinde doların doların düşüş seyrinde olmasından kaynaklandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının kur farkı alacağını sözleşmeye dayandırdığını, bankaya yazılan cevabından; davalının çekleri iptal gerekçesinin anlaşılamadığı, davalının dolar cinsinden çek düzenlemesinin fiilende sözleşme kapsamında olduğu, sözleşmeye göre davacının kur farkı alacağının doğduğu, dava tarihindeki dolar kuru dikkate alındığında bilirkişi raporunda hesaplanan 33.827,26 USD’nin TL karşılığının 97.222,92 TL olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, dava tarihindeki dolar kuru dikkate alınarak 97.222,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, oysa alacak miktarının belirlenebilir olması sebebiyle bu şekilde dava açılamayacağını, sözleşmede çeklerin dolar cinsinden düzenleneceği yazılı olup, çek ile ödeme yapılacağı gün TL üzerinden düzenlenen faturanın satıcıya teslim edileceği gün dolar çek’i ile ödeneceğinin belirtmek için olduğunu, alım satımın dolar üzerinden yapılmadığını, hiçbir ticari evrakta dolar borcu yer almadığını, fiyat listelerinin ve faturaların TL üzerinden düzenlendiğini, başlangıçta sözleşme gereğince dolar cinsinden düzenlenen çekleri davacının TL çeki istemisi karşısında iptal edip, bankaya iade ettiklerini, davacının kur farkına ilişkin herhangi bir itirazı kayıt koymadan TL çekleri kabul ettiğini bildirmiştir.Dosyaya sunulan 02.04.2014 tarihli belgenin 3.maddesinde; “çeklerin 30.10.2014, 30.11.2014, 30.12.2014, 30.01.2015, 28.02.2015, 30.03.2015, 30.04.2015 tarihlerine eşit olarak bölünerek dolar çek’i olarak yazılacağı belirtilmiştir. … tarafından mahkemeye gönderilen 12.04.2016 tarihli cevabi yazıda; 7 adet çek’in davalı tarafından şubeye iade edildiği, söz konusu çeklerin USD olarak düzenlendiği ve üzerinde iptal yazısı yazdığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 03.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının 400.000 TL çeklerle ödeme yaptığı, ödeme tarihindeki kur baz alındığında davalının dava tarihi itibariyle 33.827,26 USD alacağının bulunduğu yolunda görüş bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, alacak davasıdır. Davacı taraf kur farkı alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini istemiştir. Dosyaya davacı tarafından taraflar arasında düzenlendiği belirtilerek sunulan ve davalı tarafça da karşı çıkılmayan 02/04/2014 tarihli sözleşmenin 3.paragrafında çeklerin eşit olarak bölünerek dolar çeki olarak yazılacağı şeklinde düzenleme olduğu görülmüştür. Davacı yan, davalının sözleşmeye aykırı olarak TL olarak çek düzenlediğini iddia etmiş, davalı ise başlangıçta çekleri dolar olarak düzenlediğini, ancak davacının TL çek istemesi üzerine dolar olarak düzenlenen çekleri iptal edip bankaya iade ettiğini, davacıya TL çek verdiklerini savunmuştur. Gerçekten de mahkemece yapılan yazışma üzerine dava dışı bankadan gelen cevabi yazı içeriğinden davalı tarafından düzenlenen dolar çeklerinin bankaya iptali istemiyle iade edildiği ve üzerinde iptal yazılarının bulunduğu görülmüştür. Davacı tacir olup 6102 sayılı TTK’nun 18.maddesi uyarınca bütün fiil ve işlemlerinde basiretli davranması gerekir. Buna göre; davacının davalıdan sözleşme uyarınca çeki dolar üzerinden düzenlemesini istemesi ya da TL üzerinden düzenlenen çeki alırken ihtirazi kayıt koyması gerekirdi. Öte yandan davalı tarafından verilen çekin tahsil edilmediği yolunda da bir iddia ileri sürülmemiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının davasının reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2017 gün ve 2015/793 E., 2017/61 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, Davanın REDDİNE, İlk derece yargılaması yönünden:Alınması gereken 44,40 TL harcın ıslah ve peşin harç toplamı 1.170,83 TL’den mahsubu ile kalan 1.126,43 TL’nin karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine Davalı taraf kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T.uyarınca 11.903,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 10,00 TL tebligat 4,10 TL harç gideri olmak üzere toplam 14,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yargılaması yönünden: İstinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 1.367,61 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davalıya iadesine, İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 20,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 105,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2019