Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4097 E. 2020/516 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4097 Esas
KARAR NO: 2020/516
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2017
NUMARASI: 2015/1307 E. – 2017/250 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … Ltd. Şti.nin ortağı olup temizlik malzemeleri satışı yaptığını, davacının davalıya 100.000 TL, davalının birlikte çalıştığı kardeşi …’ya 7.000 TL olmak üzere temizlik malzemeleri alımı karşılığı teminat olarak 2 adet bono tanzim edip verdiğini, hiçbir mal teslimi yapılmaksızın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, süresi içerisinde İstanbul 14.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/358 esas nolu dosyasında dava açarak borca itiraz edilmiş ise de icra mahkemesinin yetkisi sınırlı olduğundan borcun varlığına ilişkin inceleme yapılamadığını ve davanın reddedildiğini, bonoların mal alımı için teminat olarak verilmiş olduğunun bonolarda malen yazılmış olmasından da anlaşıldığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının icra dosyasından haciz yolu ile tahsil ettiği paraların faiz ve ferileri ile birlikte davacıya iadesine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nın dava ile ilgisi olmadığını, icra takibine konu olan senetlerin doğrudan davacı tarafından tanzim edilerek verildiğini, bu senetlerde adı geçen şirketin adı veya imzası bulunmadığını, dava konusu senetlerin taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacı tarafından verildiğini, senetlerdeki malen ifadesinin doğru olup senetlerin davalıya satılan mal karşılığından davacı tarafından verildiğini, tarafların ticari şirket olmayıp gerçek kişiler olduklarını, davacının bonoların niteliği ile ilgili ifadelerinin çelişkili olduğunu, bir yerde mal karşılığı olduğunu ifade ederken bir yerde teminat olduklarını ifade ettiğini, davacının bedelsiz iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğunu, davacıya mal teslimi yapıldığını ve karşılığında senet alındığını, bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerdiğini, davacının amacının icra takibini sürüncemede bırakarak hacizli bulunan taşınmazın satışını engellemek olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile takip konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere takdir edilen icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “İspat yükü altında olan davacının takibe konu senetlerin malen kaydını taşımasına rağmen teminat senedi olarak verildiklerini yazılı belgeyle ispatlayamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, incelenmesini talep ettiği dava dışı şirketlerin ticari ilişkilerin dava konusu olmadığı, davanın sübutuna yarayacak herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı” gerekçesiyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Müvekkili …’un … LTD. ŞTİ.’nin tek yetkilisi ve ortağı olup temizlik malzemeleri satışı yapmakta olduğunu, Müvekkilinin davalıya 100.000,00Tl, davalının birlikte çalıştığı kardeşi …’ya 7.000,00 tl olmak üzere temizlik malzemesi alımı karşılığı teminat olarak 2 adet bono tanzim edip verdiğini, hiçbir mal teslimi yapılmaksızın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu icra dosyasından takip başlatıldığını, davalının müvekkilime teslim etmesi gereken malları teslim etmediği gibi bonoların vadesinin geçmesini bekleyerek icra takibine giriştiğini, bonoların mal alımı için teminat olarak verilmiş olduğunun bonolarda … yazılmış olmasından da anlaşılmakta olduğunu, davalı … işletme adıyla şahıs firma (adi şirket) olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davalının ticari defter, işletme defteri, irsaliye ve faturalarında yapılacak inceleme sonucunda da müvekkilimin şirketine kesilmiş bir fatura veya mal teslimine ilişkin evraklar görülemeyeceğinden borcun doğmadığı da ortaya çıkacağını, Davalı yan da cevap dilekçesinde dava konusu bonoların müvekkil ile davalı arasındaki ticari ilişkiye dayanmakta olduğunu kabul ettiğini, bononun müvekkiline bono karşılığından satılan ancak teslim edilmeyen mallara ilişkin davalıya verildiğini, söz konusu malları teslim etmeyerek edimini, yerine getirmeyen davalıya bono bedellerinin müvekkili tarafından ödenmediğini, davalının da kabul ettiği gibi davalı ticari faaliyet göstermekte olduğunu ve bu bonoları ticari defterlerine işlemek ve karşılığında fatura ve sevk irsaliyesi düzenlemek zorunda olduğunu, teslim edilmeyen ve fatura edilmeyen mallara ilişkin müvekkilinin iddiasını yazılı delille ispatının imkansızı istemek olduğunu, malların teslim edilmediği ve faturalandırılmadığı davalının ticari defterleri ve sevk irsaliyeleri ile ispatlanabileceğini, davalı yanın ticari defter ve irsaliyelerini dava dosyasına ibraz etmesi zorunlu iken inceleme yapılmadığını, davalı yanın ibrazdan kaçınması aleyhine yorumlanması gerektiğini, Malları teslim etmeyen davalı yan bonoların tahsili ile sebepsiz zenginleşeceğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; müvekkilinin esnaf olup işletme defteri tuttuğunu borç alacak ilişkisini izlemeye mahsus bir bölümün defterlerde yer almadığını, her iki tarafın gerçek kişi olduğunu belirterek istinaf isteminin reddedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Davacı; takibe konu bonoların temizlik malzemesi alımı karşılığı teminat olarak düzenlendiğini, 100.000,00 TL bedelli olan bononun davalıya, 7.000,00 TL bedelli bononun davalının birlikte çalıştığı kardeşi …’ya verildiğini, …’nın senet tanzim edildiği anda senedi davalıya ciro ederek teslim ettiğini, bonolarda malen kaydı yazılı ise de; mal teslim yapılmadığını iddia etmiştir. Davalı ise; senetlerdeki malen ifadesinin doğru olduğunu, aksi yöndeki iddiayı ispat yükünün davacı tarafta olduğunu savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kambiyo senetleri illetten mücerret olup senedin aksini iddia eden taraf iddiasını ispatla yükümlüdür. Kural olarak bonoda ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, senedin ihsas sebebi yazılmışsa, artık buna uyulması gerekir. Senetteki sebebin aksinin savunulması halinde ispat yükü yer değiştirir ve senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Davacı her iki senette keşideci olup senetlerin malen düzenlendiğini; ancak, malların teslim edilmediğini iddia etmektedir. Senetteki imzayı ve senet içeriğini inkar etmeyen davacının aksi yöndeki iddiasını kesin delil ile ispat etmesi gereklidir. Davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 28/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.