Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4094 E. 2020/396 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4094 Esas
KARAR NO: 2020/396 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI: 2016/44 E. – 2017/91 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin … Kitabevi isimli perakende satış mağazasının işletmecisi olduğunu, müvekkili tarafından “…” adlı ürünün endüstriyel tasarım olarak 24.11.2014 tarihli evrak ve … tescil numarası ile tescillendiğini, yapılan başvurunun 01.01.2015 tarihinde ilan edildiğini, ayrıca aynı tasarımın … marka numarasıyla 21.11.2014 tarihinden itibaren on yıl süreyle marka tescil belgesi sahibi olduğunu, müvekkilinin tasarladığı bu ürünün, öğrencilerin karnelerini saklayıp muhafaza edebilecekleri, çerçeve şeklinde de sergileyebilecekleri, ölçüleri karne ebadına uygun, bir A4 ebadında ki karneyi rahatlıkla çerçeveleyip muhafaza edebilecek, desenine göre farklılık göstermekle birlikte ölçüleri yaklaşık 41 cm’e 30 cm boyutlarında olan, çeşitli desen ve renklerde tasarlanmış olan plastik ürünler olduğunu, müvekkilinin endüstriyel tasarım ürünlerini 2014-2015 eğitim öğretim yılında piyasaya sürdüğünü, piyasada böyle bir endüstriyel tasarım bulunmadığı için yoğun taleple karşılaşan müvekkilinin kısa süre içerisinde 55.000 adet tasarım ürününü satarak stoklarını tükettiğini, aynı eğitim öğretim yılının ikinci döneminde daha fazla tanıtım ve örnek dağıtımı gerçekleştirdiğini, görülen ilgi ve talep üzerine 150.000 adet bastırdığı tasarım ürünlerinin ancak 50.000 tanesini satabildiğini, müvekkilinin yaptığı araştırmalar sonucu piyasada büyük rağbet gören tasarım ürününün davalı firma tarafından taklit edildiğini, daha düşük kalitede ve ucuza mal edilerek müvekkilinin satışlarına engel olacak ve haksız rekabet yaratacak şekilde piyasada yer edindiğini öğrendiğini, davalı tarafça müvekkilinin izni olmaksızın tasarım konusu usulün kullanıldığını, bu usulün kullanılması suretiyle ürünlerin satış, dağıtım ve başka şekillerde ticari alana sürüldüğünü, söz konusu taklit ürünlere ilişkin bir reklam videosu çekerek www…net ve http: //www… linkinde yer alan Facebook sayfasında yayınlandığını, bu nedenle davalının üretip satmakta olduğu öğrenci karne kılıflarının mahallinde keşfen inceleme yapılması suretiyle davalı tarafından üretim/satış/pazarlama ve diğer faaliyetlere konu edilen öğrenci karne kılıflarının 554 Sayılı KHK’nın 48. maddesinde sayılan endüstriye1 tasarımdan doğan hakkına tecavüz fiillerini oluşturup oluşturmadığının, bu kapsamda müvekkili adına tescilli endüstriyel tasarımın aynısı veya belirgin şekilde benzerlerinin kullanılması suretiyle üretim/satış/pazarlama yapılıp yapılmadığının tespitini talep etme zorunluluğu doğduğunu, davalının piyasaya sürdüğü taklit ürünleri özellikle müvekkilinin markasını da taklit etmesi nedeniyle, haksız rekabete sebep olarak müvekkiline hem maddi, hem de ticari itibarını zedelemesi sebebiyle manevi zararlar verdiğini belirterek, davacının korunan endüstriyel tasarım ve marka haklarına yapılan tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüze konu olan ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan ve korunan usullerin kullanımını sağlayan araçlara el konulmasına, el konulan ürünlerin imhasına, kararın ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla durdurulmasına, masrafın davalıdan alınmasına, davalının haksız rekabete sebep olduğunun tespitine ve haksız rekabetin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunarak, … isimli iş yerinin kendisine ait olduğunu, davacıya ait orijinal ürünleri davacının satış noktası olan … kırtasiyeden satın aldıklarını, ayrıca başka bir toptancıdan da ürün aldıklarını, kendi ürünlerini de üreterek “…” ismiyle açtıkları internet sitesinde ve Facebook sayfasında tanıtım yaptıklarını, davacının tasarımını ve markasını taklit etmediklerini bildirmiştir. İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 13.04.2017 tarihli 2016/44 E. – 2017/91 K.sayılı kararıyla; “davacının, … adı altında tescil ettirdiği tasarım ile yine kendi adına tescilli “…” markasının davalı tarafça taklit edildiğini ve izinsiz kullanıldığını iddia etmişse de, davalıya tebligat yapılmadan ve deliller toplanmadan yaptırılan delil tespitinde davalıya ait iş yerinde bulunan bir kısım karne kılıflarının davacı tarafından dosyaya sunulan ve davacıya ait olan karne kılıflarının birebir aynısı olduğu, bu ürünlerin üzerinde davacıya ait markanın aynen yer aldığı, bir kısım karne kılıflarının üzerinde yer alan desen ve figürlerin ise davacının tescilli tasarımından farklı olduğu, ortak özelliklerinin karne kılıfı olmaları olduğu, bu ürünler üzerinde davacıya ait markanın bulunmadığı, …net isimli internet sayfasında tanıtılan ürünlerin de desen ve figürlerinin davacının ürünlerinden farklı olduğu, bu ürünlerin de karne kılıfı olduğunun tespit edildiği davalının, iş yerinde bulunan ve üzerinde davacıya ait markanın yer aldığı karne kılıflarının davacıya ait orijinal ürünler olduğu ve davacının ürünlerinin satışını yapan … isimli yerden satın alındığına dair savunmasının ve buna ilişkin faturaların doğruluğunun araştırılması ve davacının tasarım ve marka haklarına tecavüz edilip edilmediğinin tespiti teknik bilgiyi gerektirdiğinden ve alınan tespit raporunun deliller tam olarak toplanmadan düzenlenmiş olması nedeniyle olayı yeterince aydınlatamadığından, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği halde, iddiasını ispat külfeti üzerinde olan davacı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmadığından bu hususlarda inceleme yapılamadığı, davacı tarafça davalının marka ve tasarım hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun ispatlanamadığı”gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin dosyada yer alan 12.04.2016 tarihli bilirkişi raporundaki incelemeyi dikkate almadan hüküm kurmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişi raporuna endüstriyel tasarım konusunda uzman görüşüyle ilgili itirazları neticesinde tekrar bilirkişi raporu alınmasına karar verildiğini ancak bilirkişi ücreti yatırılmadığından ikinci bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek dosyadaki mevcut delillere göre karar verilmesi yönünde karar alındığını, ancak 12.04.2016 tarihli bilirkişi incelemesi hiç dikkate alınmadan karar verildiğini oysa bilirkişi raporunun marka vekili bilirkişinin tespitlerine itirazda bulunmadıklarını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflara ait ticaret sicil kayıtları ile davacıya ait marka ve tasarım tescil kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…” isimli endüstriyel tasarım belgesinin 24.11.2014 tarihinde, … numaralı “…” ibareli markanın ise 17.08.2015 tarihinde davalı adına TPE nezdinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından …’den karne kılıfı satın aldıklarına dair 14/01/2015 tarihli ve 19/91/2015 tarihli iki adet fatura örneği dosyaya sunulmuştur. Dava dilekçesi ekinde sunulan Üsküdar …Noterliğinin 24.11.2014 tarihli … yev.numaralı beyannamesi ve ekli belge ve görsellerden davacının “…” ürününün kendisine ait olduğunu tespit ettirdiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli … başvuru numaralı “…” ürün tasarımı ve 21/11/2014 başvuru tarihli “…” ibareli 16. Sınıfta tescilli markasından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalının marka ve tasarıma tecavüzü, haksız rekabetinin tespiti, meni ve refi talepli dava açtığı, ilk derece mahkemesinin davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan, 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; marka vekili ve tasarım uzmanı bilirkişilerce, davalı adresinde inceleme yapılarak; adreste satışta 5 farklı karne kılıfının satışta olduğunu, işyerinde bulunan karne kılıflarının davacı adına tescilli … ürününden farklı olduğunu, tek ortak özelliklerinin … olmalarından kaynaklandığını, ancak dosyaya davacı tescilsiz karne ürünleri olarak sunulan ürünlerle karşılaştırıldığında birebir aynı ürünler olduğu ve aynı markaları taşıdığını, davacının tescilsiz bir takım ürünlerinin ise aynı/benzerlerinin adreste görülmediğini, okuldostu.net adresinde bulunan videoda karne kılıfının nasıl kullanıldığının gösterildiğini beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince; 22/11/2016 tarihli duruşmada; karnelerin orijinal olup olmadığının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bilirkişi ücretini yatırması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen ücretin yatırılmadığı, mahkemenin ispatlanamayan davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Davalı adresinde bulunan karne kılıflarının davacı adına tescilli karne kılıfından farklı olduğu anlaşılmakla, tescilli tasarıma tecavüz iddiasının yerinde olmadığı, adreste bulunan ürünlerin davacı tarafın tescilsiz tasarım olarak dosyaya sunduğu karne kılıfları ile birebir aynı olduğu ve davacının tescilli markasını içerdiği anlaşılıyorsa da, ürünler üzerindeki etiketin …, …, …, … kod numaralarını içerdiği, davalının bu ürünleri faturalı olarak, …’den aldığını beyan ettiği, sunulan 16/05/2015 tarihli faturada iki adet … 10’lu …, 14/01/2015 tarihli faturada sekiz adet … 10’lu …, 19/01/2015 tarihli faturada sekiz adet … 10’lu … açıklamasının bulunduğu, 12/04/2016 tarihli bilirkişi raporundan davalı adresinde bulunan ürünler ile davacı ürünlerinin birebir aynı olup aynı marka ve kod numaralarını taşımaları ve faturalarının sunulması nedeniyle orijinal oldukları yönünde kanaat oluştuğu ve tükenme ilkesi gereğince marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşmayacağı, kanaatiyle sonuç olarak davanın reddi kararı yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmişse de, kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan REDDİNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 13.04.2017 tarihli 2016/44 E. – 2017/91 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın REDDİNE, 3-İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf yargılaması yönünden; -Alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, -Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi