Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4086 E. 2020/488 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4086 Esas
KARAR NO: 2020/488 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2016
NUMARASI: 2014/126 E., 2016/770 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/750 E SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia : Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeninin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tanzim ettiği “Dağıtıcı Lisansı” kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında … standartlarında kurulu/kurulacak akaryakıt istasyonlarında akaryakıt, LPG ve madeni yağ faaliyetini gerçekleştirmekte olduğunu, vekiledeni şirketin faaliyetleri kapsamında, davalı yan ile 06.06.2012 tarihinde “‘Akaryakıt bayilik Sözleşmesi” bağıtlanarak davalıya 5 yıl süreli bayilik hakkı tesis ettiğini, bayilik sözleşmesi ile birlikte ek olarak imzalanmış olan 06/06/2012 tarihli “Satış Taahhütnamesi” uyarınca, yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı muddetince geçerli olmak üzere, sözleşmenin devamı müddetince her yıl için 450 metreküp benzin, 2.550 m3 motorin ve türevleri olmak üzere, toplam 3.000 m3 vekiledeni şirketçe dağılımı yapılan beyaz ürün (benzin, mazot) için 1 ton madeni yağ satmayı davalının kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalı yanın taahhütlerini yerine getirmediğini, vekiledeninini bu sebeple zarara uğradığını, bayilik süresince satışı yapılamayan eksik beher m3 beyaz (benzin,mazot) ürün için, her yıl eksik alınan ürün bedelinin son cari hesap üzerinden hesaplanacak tutarın %4 ü oranında vekiledeni şirketin satılamayan üründen dolayı mahrum kaldığı karı cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı yana Kadıköy … Noterliğin’in 27.12.2013 tarih vo … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşide edilmek suretiyle taahhütlerini yerine getirmesi gerektiği, aksi halde çekiş eksikliğine bağlı olarak talepte bulunacakları hususunun ihtar edildiğini, buna rağmen davalının sözleşmeye ve taahhütnamelere aykırı davranışlarına devam ettiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak vekiledenini elde edeceği kardan mahrum bıraktığını beyanla, bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi olan 06.06.2012 tarihinden 06.06.2013 tarihine kadarki dönem için şimdilik 20.000-TL kar mahrumiyetinden kaynaklıcezai şart alacağının %4 akdi faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada; davacı vekili dava dilekçeside; aynı sözleşme- taahhütname ve iddialara dayalı olarak bu kez diğer bir yıllık sürenin dolması ile birlikte 06.06.2013 tarihinden 06.06.2014 tarihine kadar olan dönem yönünden davalının eksik çektiği Litre Beyaz ürün ve madeni yağ taahhüdüne bağlı olarak yine fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL ceza şartı alacağın tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Asıl ve birleşen davada davalıya usulüne uygun tebligat çıkartıldığı, davalının asıl dava ve birleşen dava yönünden cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davanın ve birleşen davanın; akaryakıt bayilik sözleşmesinde öngörülen yıllık asgari ürün alımı taahhüdüne aykırı davranıldığı iddiasına dayalı cezai şart alacağından ibaret olduğu, yanlar arasında bağıtlanan 06.06.2012 tarihli, 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ve ekli taahhütname uyarınca 5 yıllık düzenlenen sözleşmede her yıl için açıkça ve ayrıca benzin, motorin ve türevleri yönünden asgari alım taahhüdünde bulunduğu ve davalının bu taahhüdü ihlal ettiği takdirde; ”Herbir takvim yılına kıstelyevm kriterine veya … tarafından uygun görülecek sair zaman kriterlerine göre …’ten satın almayı taahhüt ettiği eksik her beher m3 beyaz ürün(benzin, motorin ve türevleri) için her bir yıl için eksik alınan ürün bedelinin son cari fiyat üzerinden hesaplanacak tutarın %4’ü oranındaki karı şartı ceza olarak … A.Ş.’ne nakden ve def’aten ödemeyi” taahhüt ettiğinin anlaşıldığı, dava konusu dönemde satın alınan ürün miktarının tespiti açısından öncelikle davalı yanın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış ise de defterlerin zayii olması nedeniyle inceleme yapılamadığı rapor edildiği, davacı defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu sektör bilirkişisi ve Mali Müşavir bilirkişiden oluşturulan kurul 20.06.2016 havale tarihli raporda : ”…Davacının sunulan kayıt dökümlerinde taahhütnameye göre belirlenen eksik alımları ve yine taahhütnamede kararlaştırılan birim başına cari fiyat tespitleri yapılmış olup, taahhütnamede kararlaştırıldığı şekilde eksik alımlardan kaynaklı 06.06.2012- 06.06.2013 tarihleri arası asıl davaya ilişkin 374.618,60-TL, birleşen davaya ilişkin 06.06.2013 -06.06.2014 tarihleri arası 276.807,99-TL eksik alımdan kaynaklı cezai şart hesaplanmış olup, cezai şartın tenkisinde takdirin mahkemeye ait olacağı…” tespit ve rapor edildiği, taraflar arasında 5 yıl süreli akaryakıt Bayilik sözleşmesi ve eki Satış Taahhütnamesinin akdedildiği, işbu satış taahhütnamesi uyarınca yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı süresince geçerli olmak üzere her yıl için taraflar arasında akdedilen işbu bayilik sözlesmesi ile bağlantılı olan taahhütname kapsamında yapılacak satışlar hususunda yıllık asgari alım taahhüdünün karşılaştırıldığı ve bu yıllık taahhütlerin tutturulamamısı halinde ödenmesi gereken bir cezai şartın öngörüldüğü ve davacı yanın bayilik sözleşmesinin 1 . yıl döneminde eksik çektiği akaryakıt, ürün miktarı için cezai şartı talep edebileceğini davalı yana Kadiköy … Noterliğinin 27.12.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnemesi ile bildirdiğinin anlaşıldığı, akaryakıt bayilik sözleşmelerinde veya sözleşme eki taahhütnamelerde yer alan yıllık asgari alım taahhüdüne uymama halinde öngörülen ceza koşulu TBK ‘nun 179/2 maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu niteliğindedir. Buna göre, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılması ve alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasınıda isteyebileceği hükmü düzenlendiği, bu durumda alacaklının şart gerçekleştiği takdirde hem ifayı hemde cezayı talep edebileceği, bu maddenin hükmünün emredici değil düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğinin kararlaştırıldığı, alacaklının TBK 179/2 maddesine dayalı olarak ancak alacaklının ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmesi halinde veya çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam ettiği takdirde ceza koşulunu isteyemeyeceği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda göre davalı yanın davacıdan ilk mal alım tarihinin 23.05.2013 olduğu, bu tarihten ilk yılın bitim tarihi 06.06.2013 tarihine kadar asgari alım taahhüdünü yerine getirilmesi fiilen olanaksız gözüküyor ise de taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ve davacı tarafından davalıya gönderilen Kadiköy … Noterliğinin 27.12.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname içeriğine göre davacı yan, asıl davada dava konusu edilen birinci yıl döneminde eksik çektiği ürün miktarı için cezai şart talep edebileceği, ayrıca, raporla tespit edilen bedele göre talep edilen cezai şart miktarı oldukça düşük olduğundan, cezai şart bedelinin tenkisinede takdiren mahal görülmediği, ayrıca, taahhütname doğrultusunda cezai şart alacağına aylık %4 akdi faiz istenmeside yasal ve yerinde olduğu, birleşen davada söz konusu edilen 2.yıl için ise, taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin 06.06.2014 tarihinde sona erdiği, bundan sonra davacının davalıya mal göndermediği, ancak 2.yıl başlangıcı yani 06.06.2013 tarihinden itibaren ilk alımın 07.06.2013 ve devamının 10.06.2013 olduğu ve alımların ihtarname tarihine kadar ve sonrasında devam ettiği, davacının 06.06.2014 devre sonunda davalı yana herhangibir ihtar göndermediği, ancak mal satışınada devam edilmediği, buna rağmen TBK 179/2 maddesi kapsamında alacaklının 2.yıl için başlayan devrede sözleşmeden doğan edimlerini herhangibir çekince koymadan ifa etmeye devam ettiği, oysa davacının ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili ”çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden ihtarname göndermesi veya ilk fatura ya da irsaliyeye koyacağı bir açıklama ile bu hususu bildirmesi gerekir. Oysa, davacının davalıya gönderdiği 27.12.2013 tarihli ihtarnamede ilk yıla ait çekiş eksikliğinin 7 gün içinde tamamlanması aksi halde kar mahrumiyeti zararı bedeli olan tutarın ödenmesi istenmiş olup daha sonraki yıllara ait cezai şarta dair herhangibir uyarı bulunmadığı, o halde her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi halinde mümkündür. (Yargıtay 19 HD 2014/10894-16536 E K sayılı kararı) Hernekadar taahhütnamede sözleşmenin feshi halinde dahi cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmakta ise de sözleşme süresi içinde çekince konmadan ifaya devam edilmesi sebebiyle davacının 2.yıl için cezai şart talep edemeyeceği” gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kabulüne, 20.000-TL cezai şart alacağının dava tarihi 24.03.2014 tarihinden itibaren aylık %4 akdi faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden ise davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan istinaf dilekçesinde özetle “…Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve taahhütname ile kararlaştırılan cezai şart ifaya eklenen bir cezai şart olmayıp niteliği itibariyle seçimlik cezai şarttır. Seçimlik cezai şartta borçlunun asıl borcunu ödemediği durumda alacaklıya aksine anlaşma yoksa sadece cezanın yada asıl borcun birini seçme hakkını tanımaktadır. Bu halde, seçimlik cezai şartın hukuki niteliğinin bir ceza olmayıp, önceden tarafların beraberce kararlaştırdıkları götürü tazminatı olduğu açıktır. Müvekkil şirketin talep ettiği bu cezai şart, tamamen davalı tarafın taahhütlerine aykırı davranması sonucu müvekkil şirketin davalı tarafından almadığı ürünler nedeni ile mahrum kaldığı kara ilişkin bir cezai şarttır. Dolayısıyla müvekkil şirket burada seçimlik hakkını kullanmış olup tarafların daha önce beraberce kararlaştırdıkları tazminatı talep ettiği ortadadır. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince; davacı müvekkilin 06.06.2014 devre sonunda davalı yana herhangi bir ihtar göndermediği, TBK 179/2 maddesi kapsamında alacaklının ikinci yıl için başlayan devrede sözleşmeden doğan edimlerini herhangi bir çekince koymadan ifa etmeye devam ettiği, davacının ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili çekince bildirmesi yada bu konuda bayiye noterden ihtarname göndermesi gerektiği, somut olayda sözleşme süresi içinde çekince konmadan ifaya devam edilmesi sebebiyle davacı müvekkilin ikinci yıl için cezai şart talep edemeyeceği gerekçe gösterilmiştir. Mahkeme karar gerekçesinin aksine tonaj ihlali nedeniyle davalı şirkete keşide edilen Kadıköy … Noterliği’nin 27.12.2013 tarih-… yevmiye sayılı ihtarnamesi incelendiğinde, ihtarname tarihine kadar ki süreyi kapsayan dönem yönünden çekiş eksikliğinin tamamlanması davalıya ihtar edilmiştir. Anılan ihtarname, ikinci sözleşme yılı içerisinde iken keşide edilmiş durumdadır. Dolayısıyla işbu ihtarname gerek ilk taahhüt periyodunu gerekse ikinci taahhüt periyodunu kapsamaktadır. Nitekim davalı işbu ihtarname ile her iki taahhüt dönemi bakımından tonaj ihlalinde bulunduğunu öğrenmiş durumdadır. Kaldı ki, birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle de (20.06.2014 tarihi) davalı şirket satış taahhütlerinin ihlal edildiğinden haberdar olmuştur. Yani birleşen davanın ikamesi ile davalı şirket temerrüde düşmüş durumdadır. Dolayısıyla birleşen davada müvekkil şirketin, talep ettiği 06.06.2013-06.06.2014 taahhüt periyoduna ilişkin cezai şart alacağına hak kazandığı ortadadır. Ayrıca bayinin devam eden süre içerisinde eksik satışlarını tamamlama olanağı var ise dağıtım şirketini ihtarname keşide etmeye zorlamanın da yasal bir dayanağı olmadığının kabulü gerekecektir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 13.05.2013 tarih ve 2012/9915 Esas ve 2013/8558 Karar sayılı içtihadında bu husus belirtilmiştir denilmek suretiyle ….” kararın kaldırılmasını ve birleşen dava açısından da davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı yan istinaf dilekçesinde özetle “… müvekkilin taahhüt ettiği miktarda akaryakıt alamamasının sebebi, mevcut ekonomik koşullar olup, bu husus davacı tarafla da şifahen görüşülmüştür. İşbu durum sebebi ile davacıdan ziyade, müvekkil zarara uğramıştır. Ancak üzerinde önemle durulması gereken husus şudur ki, davacı tarafın cezai şart talep etmesi hukuken olanaklı değildir. Zira TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Bu kapsamda, kökleşmiş Yargıtay içtihatları gereği, akaryakıt bayilik sözleşmelerinde, önceki yıla ilişkin olmak üzere, takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekmektedir. Bayiye mal veremeden önce böyle bir ihtirazı kayıt konulmadığı sürece cezai şart talep edilmesi olanaklı değildir. Aynı şekilde dosya içerisinde bulunan bilirkişi tarafından raporun 7. Sayfasında bu durumdan bahsedilmiş olup, önceki yıla ilişkin olarak ihtar çekilmesi gerektiği aksi halde cezai şart talep edilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak bilirkişi tarafından hataen, davacı tarafın ilgili ihtarı 1. Yıl döneminde çektiği yazılmıştır. Ancak, tarafların sözleşmeyi akdettikleri tarih, 06.06.2012 olup, davacı taraf ihtarı 06.06.2013 tarihinde çekmesi gerekirken bu tarihte çekmemiş olup, cezai şart talep etmesi olanaklı değildir. Davacı tarafın bahsettiği ihtarname 27.12.2013 tarihlidir. Bu sebeple 2012 2013 yılı aralığı için cezai şart talep etmesi olanaklı değildir. Yine davacı tarafından bir sonraki yıl için çekilmiş bir ihtarname bulunmadığından 2013 -2014 yılı açısından da talep etmesi olanaklı değildir. Ayrıca cezai şartın müvekkilinin ekonomik olarak mahvına neden olacağı için TBK 20. Madde uyarınca geçersiz olduğunu …” beyanla kararın kaldırılmasını ve asıl davanın da reddini talep ve istinaf etmiştir. Davalı yan sonradan 2019 yılında verdiği ek dilekçelerinde hukuken ve fiilen akde uygun mal alımının mümkün olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklı cezai şart istemine ilişkindir. Dava kısmi dava olarak ikame edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Sözleşmenin 6.6.2012 başlangıç tarihli olduğu ve yine aynı tarihli bir taahhütnamenin de imzalandığı anlaşılmaktadır. Taahhütnameye göre ; davalı davacıda birinci yıl için asgari 2.550 metreküpmotorin ve türevlerini 450 metreküp benzin ; ikinci yıl için asgari 450 metreküp benzin ve 2.550 metreküp motorin ve türevlerinin alımının yapılacağı, eksik alımlarla ilgili kıstelyevm usulüne göre belirlenecek miktarın son satış fiyatı üzerinden % 4 oranındaki karın cezai şart olarak ödeneceği ;dönemsel hesaplamaların takvim yılı olarak nazara alınabileceği gibi …in uygun göreceği başka bir zaman diliminin de uygulanabileceği taahhüt edilmiştir. Bayilik ilişkisi 6.6.2012 tarihinde başlamış olup, birinci yılın sonu 5.6.2013 tür. 2. Yıl 6.6.2013 tarihinde başlıyor olup, 2. Yılın sonu yine 5.6.2014 yılıdır. Davacının davalıya gönderdiği 27.12.2013 tarihli ihtarnamede eksik alımların tamamlanması ihtar edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde ise takvim yılını değil sözleşme yılını esas aldıkları görülmektedir.Gerek ana dava gerekse birleşen davada sözleşmenin başlangıcı ve dönemsel sonu nazara alınarak dava açılmıştır. Bu kabule göre değerlendirildiğinde ; diğer sözleşme dönemi tamamlanmadan ve eksik alım yapılan ilk sözleşme dönemi sonrası makul süre olarak kabul edilebilecek 6 aylık süre içinde ihtarname gönderildiği için asıl davadaki cezai şart talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla ; davalı yanın istinaf başvurusu yerinde değildir. Birleşen dosya açısından ise ; çekilen ihtarname geçmiş döneme ilişkin edimlerin ifasını talep eder mahiyette olduğu ve ihtarname tarihinde ikinci sözleşme yılı tamamlanmadığı için davalı yanın sözleşmedeki edimlerini ifa etme olanağının ve süresinin bulunduğu bu nedenle de davacı yanın istinaf başvurusunun yerinde olmadığı nedenle ; ilk derece mahkemesi kararına tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : 1 – Davacı ve davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gözetilerek AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE 2-Davacı yanca yatırılması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-Davalı yanca yatırılması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından iki ayrı makbuz ile yatırılan toplam 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4- Davacı yanın ve davalı yanın istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı 27/02/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.