Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4078 E. 2018/2587 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4078 Esas
KARAR NO : 2018/2587 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU(KAPATILAN) 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2017
NUMARASI : 2016/63 E., 2017/110 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının davacı hakkında, marka hakkına tecavüz ettiği iddiasıyla yaptığı şikayet nedeniyle Ankara C.Başsavcılığı’nın 2016/21055 soruşturma sayılı hazırlık soruşturması başlatıldığını, 2010/50936 numaralı “…” ibareli markanın davalı adına 41.sınıfta yer alan eğitim ve öğretim hizmetleri yönünden tescilli olduğunu, markanın tanımlayıcı nitelikte olduğunu ve ayırt edici karakterinin bulunmadığını, dava konusu markanın davalı şirket tarafından kötü niyetli ve haksız rekabet oluşturacak şekilde tescil ettirilip kullanıldığını, “….” ibaresinin iktisadi bir terim olduğunu, diğer yandan “İ…” ibaresinin de tek başına bir ana bilim dalının adını oluşturduğunu, “…” olarak tescil ettirilen dava konusu markanın bütünsel olarak bir ana bilim dalı olan “İ… ilminin ince ve önemli noktalarını ifade eden ve bunu doğrudan doğruya ya da bir başkasının hatırlatma yapmasına gerek bırakmadan temin eden eğitim/öğretim hizmetleri yönünden tanımlayıcı bir sözcük grubu olduğunu, bu nedenle tescili mümkün olmayan böyle bir ibarenin 41.sınıftaki hizmetler yönünden tescil ettirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davalı adına tescilli 2010/50936 numaralı “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 7/1-a, 35, 42 maddeleri gereğince 41.sınıftaki hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına çıkartılan meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş ve
cevap dilekçesi de sunmamıştır.
İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarihli kararı ile; ” Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı göz önünde bulundurulduğunda davacı şirketin ticaret sicil kaydının dava açıldıktan sonra re’sen silinerek terkin edildiği, şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalktığı, dava ehliyetine sahip olmadığının anlaşıldığı” gerekçesiyle açılan davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesi ile; kapanma işlemlerini
yürüten defterdarlık Muhakemat Müdürlüğüne müzekkere yazılarak bilgi verilmesi, müvekkili şirketin yanı sıra üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatinin gözetilerek markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebiyle istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava davalı adına tescilli 2010/50936 numaralı “…” ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 7/1-a, 35, 42 maddeleri gereğince 41.sınıftaki hizmetler yönünden hükümsüzlüğü talebiyle açılmıştır.
İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarihli kararı ile; ” Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı göz önünde bulundurulduğunda davacı şirketin ticaret sicil kaydının dava açıldıktan sonra re’sen silinerek terkin edildiği, şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalktığı, dava ehliyetine sahip olmadığının anlaşıldığı” gerekçesiyle açılan davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verdiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; kapanma işlemlerini yürüten defterdarlık Muhakemat Müdürlüğüne müzekkere yazılarak bilgi verilmesi, müvekkili şirketin yanı sıra üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatinin gözetilerek markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebiyle istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 07/02/2017 tarihli yazı cevabında; davacı şirketin 23/07/2016 tarihinde RG’de yayımlanan 667 Sayılı KHK ile kapatıldıkları bildirilen okul,yurt ve sağlık kuruluşlarından Müdürlükçe bağlı olduğu tespit edilen şirketler arasında olduğu ve 17/08/2016 tarihinde yayımlanan 670 Sayılı KHK 5/3 fıkrası gereğince Ticaret sicil Kaydının resen terkin edildiğini bildirdiği görülmüştür.
HMK’nun 114/1-d maddesinde, “tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları, kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunmasının” dava şartı olduğu, yine HMK’nun 115/2.maddesi gereğince mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vereceği düzenlenmiştir.
Davacı şirketin yargılama sırasında 17/08/2016 tarihinde yayımlanan 670 Sayılı
KHK 5/3 fıkrası gereğince Ticaret sicil Kaydının resen terkin edildiği, tüzel kişiliğinin ve dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
03/12/2018