Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4065 E. 2020/511 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4065 Esas
KARAR NO : 2020/511
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI : 2015/100 E. – 2017/381 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket tarafından davalı şirkete mal/hizmet teslimi yapıldığını, davalının davacıdan aldığı malların bedelini ödemediğini, 01.01.2014 – 27.10.2014 tarihleri arasında oluşan 9.967,23 TL cari hesap borcu kapsamında davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile davalının haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle asıl alacağın % 20’si oranında belirlenecek icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, müvekkil şirket merkezinin Arifiye/ Sakarya olması nedeniyle takibin Sakarya İcra Müdürlüklerinde açılması gerektiğini dolayısı ile icra takibine yetki itirazında bulunduğu, borçlu şirket alacaklı şirketle borç miktarında mutabakat bulunmadığı, cari hesaba konu mal ve hizmet tesliminin söz konusu olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğunu, alacağın likit olmadığını dolayısı ile inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini ve davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “takip konusu edilen faturalara dayalı alacağın davacı … davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve her iki taraf defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, ticari defterlere kaydedilen faturalara herhangi bir itiraz veya iade yapıldığına ilişkin dosya içeriğinde kayıt bulunmadığı gibi bu hususun itiraz olarak da ileri sürülmediği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve faturaların iş bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verilen ürün bedellerinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden sunulan hizmete ilişkin yazılı kayıtlar karşısında takip tarihi itibariyle davacı şirketin, davalı şirketten icra takibindeki talebi gibi 9.967,23 TL alacaklı olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın mal teslimi yapıp yapmadığı konusunda bilirkişi raporunda yeterli bir değerlendirme bulunmadığını, davacı tarafın sattığı malzemenin müvekkili şirkete teslim edildiğini ispat yükü altında olduğunu, satış ve teslimin yazılı belgelerle ispatının gerekli olduğunu, müvekkilinin temel savunmasının faturalardaki malların kendisine teslim edilmediğine ilişkin olduğunu, teslime ilişkin belgelerin dosyaya sunulması gerektiğini, her iki tarafın defterinde faturaların kayıtlı olması tek başına mal teslimini ispatlamayacağını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığını, mahkemece ek rapor yahut yeni rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşme sunulmadığını, cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişkide alacağın likit olmadığını, mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin belirlenemeyeceğini, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin yerinde olmadığını, TK’nın 21.maddesinin bir ispat kuralı olduğunu, faturaya itiraz edilmemesinin herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta, takibe konu faturaların her iki tarafın ticari defterinde kayıtlı olup davalının kendi defter kayıtlarına göre takip miktarı oluan 9.967,23 TL davacıya alacaklı olduğu anlaşılmakla davalının kendi ticari defterlerini kaydettiği faturalar teslime karine teşkil ettiğinden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 680,86 TL harçtan, peşin alınan 170,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 510,64 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 35,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.