Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4017 E. 2020/419 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4017 Esas
KARAR NO: 2020/419 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2016
NUMARASI: 2014/96 E. – 2016/223 K.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı taraf dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun zamandır hukuka uygun olarak ticari faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetinin bir kısımın da davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak TPE nezdinde tescil ettirmiş olduğu ve iş bu dava ile hükümsüzlüğünü talep etmiş oldukları 5 adet faydalı model belgesi ile tescilli makine parçaları oluşturduğunu, davalı tarafın iddia ve taleplerinin mesnedini oluşturan faydalı modellerin, tescili için gerekli unsurları taşımadığından geçersiz ve hükümsüz olduğunu beyanla TPE sicilinden terkinini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın müvvekkili şirketin davaya konu edilen faydalı modellerin hükümsüzlüğüne yönelik beyan edilen internet sitesi ,dergi ve faturaların müvekkil şirketin buluşlarının öncesi teknik durumla ilgili net bilgi vermediğini, müvekkil şirketin faydalı modellerinin koruma kapsamı ile davacı yanın delil olarak göstermiş olduğu ürünlerin delil olarak kabul edilebilmesi bir yana müvekkili şirketin faydalı modellerinin yenilik özelliğini ortadan kaldıran hususlar içermesi sebebiyle davacı yanın iddialarının mesnetsiz olduğunu, davanın reddini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli 2014/96 E. – 2016/223 K.kararıyla; ” faydalı modelin yeniliğinin herhangi bir ölçüde olması veya nitelikli olması veya belli bir ölçünün üzerine çıkması yani bir basamağın bulunması şartı aranmadığı, patentin aksine yeniliğin tekniğin bilinen durumu aşması gerekmediği, bir faydalı modele konu olan buluşun yeni sayılabilmesi için faydalı model başvurusuna konu olan buluş başvuru tarihinden önce Türkiye’de veya dünyada herkesin ulaşabileceği şekilde yazılı olarak veya başka bir yol ile açıklanmış veya yöresel ve ülke çapında kullanılmış olmaması gerektiğini, model konusu buluşun, teknik alana ait olması ” teknik , ekonomik ve sosyal ilerlemenin ” gerçekleşmesini sağlayacak nitelik taşıması gerektiği, herkesin ulaşabileceği şekilde yazı ile açıklanmış veya başka bir yol ile yapılmış ise ,buluşun yeni sayılmayacağı, faydalı modele konu olan buluş başvuru tarihinden önce kullanılmış ise yeniliğin ortadan kalkacağı, Faydalı modele konu buluş patent hakkında KHK .nın 154 ve 156 madde anlamında yeni değil ise ,belgenin hükümsüzlüğüne karar verileceği, Somut olayda davaya konu faydalı model belgelerinin sunulan delil ve belgeler bilirkişi raporu dikkate alındığında yeni olmadığının ispat edilemediği” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükümsüzlüğünü talep ettikleri 5 adet FM belgesi ile, tescilli makina parçalarının oluşturulduğunu, bu faydalı modellerin aynı ürünün değişen poşet ölçülerine göre ayarlanan ve yine poşet ölçüsüne göre açıları değişen 50-350 arasında aynı, tek bir ürünün birkaç ölçüsüne alınmış faydalı modeller olduğunu, yurtdışında senelerdir ünlü firmalar tarafından üretildiğini, yenilik özelliğinin bulunmadığını, – FM hakkının tescil edilebilen bir hak olup, teknik ve fonksiyonel buluşlarda sahibine inhisari (tekelci) nitelikte yetkiler verdiğini, FM mevzuatının sadece elde edilen faydalı avantajları koruduğunu, FM başvurusunun patent başvurusuna büyük oranda benzer olduğunu, TPE’nin patentten farklı olarak faydalı model yönünden sadece şekli inceleme yaptığını, tekniğin bilinen durumu ile ilgili araştırma raporu düzenlenmediğini, bu nedenle birçok kişinin hak etmediği halde belge aldığını, – 551 sayılı KHK 154.maddesinde; “bu KHK 156.maddesi hükmüne göre yeni olan ve 10.madde anlamında sanayiye uygulanabilen buluşlar, FM belgesi verilerek korunur.” hükmü ile FM belgesi verilebilmesi için yeni olması yenilik unsuru taşımasının arandığını, dosyaya bildirdikleri web siteleri ve delil olarak sundukları çıktılardan faydalı modellerin yurtdışındaki adının “…” “…” olarak geçtiğini, … tarafından uzun yıllardır ve davalı tescil talebinden çok önce üretildiğini, Kasım 2010 tarihli … dergisinin 132.sayfasındaki reklamın bu vakayı açıkça ortaya koyduğunu, davacının ortağı olduğu, … Ldt şirketinin, …Ltd şirketinin, …nin ilgili ürünlere ilişkin faturaları bulunduğunu, TPE vasıtasıyla yapılan araştırmalarda birçok tescilli buluş tespit edildiğini, … numaralı dava dışı … Ltd şirketine ait FM belgesinin kabul kararında da aynı faydalı modele ilişkin şeklen inceleme yapılarak kabul kararı verildiğini, – 13.05.2016 tarihli rapora itiraz etmelerine rağmen ek raporda da itirazlarının değerlendirilmediğini, – Patent Tescil Mevzuaatına göre bir ürünün değişik ölçülerine, yani rakamsal farklılıklarına, alınan FM lere tescil verilebilmesi için o ölçülerin ürüne fonksiyonel bir yenilik getirmesi gerektiğini, bilirkişilerin bu ürünün değişik 5 ölçüsüne davalı tarafça alınan FM lerde hangi fonksiyonel yenilik getirdiğini açıklamadıklarını, ek raporda da bu hususa değinmediklerini, – Bilirkişi heyetinin 07.10.2016 tarihli ek raporu F bendinde; sonuçtan önceki son paragrafta 21.satırda “sunulan ölçü farklılığı tekniğe uygulanabilir olduktan sonra, onun var olan durumu aşan bir gerçek fayda sunup sunmadığı, belgenin geçerliliğini ilgilendiren bir husus değildir. ” tespitinin açıkça faydalı model tescil sisteminin temelini ortadan kaldıran yanlış ve hatalı bir açıklama olduğunu, – fatura ve irsaliyelerin incelenmediğini, Kasım 2010 … dergisinin çıktığı tarihin belli olmasına rağmen bilirkişilerin “teknik ve zaman detayları bildirilmemiş” şeklinde değerlendirme yaptıklarını, derginin 132.sayfasındaki reklam kitapçığı ile diğer fatura ve irsaliyeler üzerindeki tarihlerin kesin ve değiştirilemeyecek tarihler olduğunu, – Bakırköy FSHHM’den 80 D.İş sayılı dosyası ile 02.05.2016 tarihli tespitte; davacı tarafından AUTOCAD ile çizilerek üretilen ürünlerin davalının 5 faydalı modelinin yenilik özelliğini ortadan kaldırdığını, dijital veri olan dosyaların USB’ye 08.06.2012 – 25.07.2012 tarihinde yapıldığının tespit ettiğini, FM başvuru tarihinden önceye ait olduğunu, AUTOCAD 2010 sürümü ile yaratıldığını, programın piyasaya çıkış tarihinin dosya yaratılma tarihinden önce olduğunun tespit edildiğini, FM’lerin yenilik özelliği olmadığının kesin delili olduğunu, rapor ve ek raporların eksik ve hatalı olduğunu, -bilirkişilerce poşet en ölçüsü ihtiyacına göre makinaya takılan aparatın mecburi olarak değişen fakat aynı fonksiyonu gören değişik ölçülerine alınan Faydalı Modellerin ürüne fonksiyonel özellik getirip getirmediğinin incelenmediğini, -İlk rapora itirazlarında sundukları yeminli tercümelerin incelenmediğini, -Bakırköy FSHHM 80 D.İŞ sayılı dosyasında; davalının 02.05.2012 tarihinde müvekkilinin kendisine ait ürünleri üreterek haksız rekabet fiili işlediğini ileri sürdüğünü, bilirkişilerce malların aynı ve benzer olduğu tespiti yapıldığını, davalının ilk 4 FM’si için tescil tarihinin 02.08.2012, yakada katlama ayarını sağlayan parça için tescil tarihinin ise 27.03.2013 olduğunu, bu tarihte FM tescil talebi bulunmadığını, tespit tarihinden önce üretilip satışının yapıldığının ve yenilik özelliğinin kalktığının kesin delil olduğunu, bilirkişilerin raporunda 12 aylık bir süreden bahsedilse dahi bu sürenin başlangıç ve bitişi hususunda kesin bir belge bulunmadığını, müvekkili aleyhine değerlendirilmesinin mevzuaata aykırı olduğunu, -müvekkilinin daha önce davalı şirket ile çalıştığını, yenilik kriteri olmayan bu ürünleri davalı için dünyaca daha önce bilinen örneklerden alınarak kendisinin çizdiğini, bazı konularda da anlaşamayınca işten ayrıldığını, davalının müvekkiline haksız rekabetten tazminat davası açtığını, müvekkilinin çalıştığı 2005-2012 yılına kadar FM belgesi almak için başvurmadığı, işten ayrıldıktan sonra başvurduğunu, Bakırköy 2.FSHHM’nin 2013/340 E.sayılı dosyasında tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verildiğini, temyiz aşamasında olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap vermediği görülmüştür. Davacı vekilinin 06.03.2018 havale tarihli dilekçesi ile kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalının FM belgesinin yenilik özelliği ortadan kaldıran dava dışı … şirketine ait 19.08.2004 Almanya’da bültende yayınlanma tarihi olan belgeyi delil olarak göstermiştir. Davaya konu; 02.08.2012 başvuru tarihli, TR … , 02.08.2012 başvuru tarihli 02.08.2012 başvuru tarihli TR … faydalı model belgelerinin 21.10.2013 tarihinde tescil edildiği, 02.08.2012 başvuru tarihli TR …, 02.08.2012 başvuru tarihli TR … , 27.03.2013 başvuru tarihli TR … faydalı model belgesinin 21.03.2014 tarihinde tescil edildiği, sahibi adına halen geçerliliklerini korudukları gelen kayıtlardan anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 22.12.2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; mevcut patentlerde yer alan hangi unsurların hangi faydalı model belgesi isteminde yer alan unsurların yeniliği ortadan kaldırdığına dair davacı tarafından bir açıklama yapılmadığı, heyet tarafından yabancı dildeki patent belgelerinin tercümeleri davacı tarafça sunulmadığından, internet üzerinde yapılan inceleme sonucu dava konusu 4 tane faydalı modelin yeni olmadığına ilişkin bir delile ulaşılmadığı, 5. Faydalı modelin internet üzerinde bulunan ürün örneklerinin tarihi konusunda net bir bilgiye sahip olunamadığı hali hazır durum itibariyle faydalı model belgesinin yeni olmadığının tespit edilemediği beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 31.12.2015 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; davacı vekilinin davaya konu faydalı modellerdeki parametrelerin önceden piyasada var olan ürünlerde “birebir” var olduğunu, kanıtlamış olsaydı yeniliğin kırılmış olacağını, ancak davacı vekilinin bunu yapmadığını, davacı vekilince öne sürülen ” farklı parametrelerde hükümsüzlük doğurur” şeklindeki argümanın ancak buluş basamağı analizinde ele alınabileceğini, oysaki faydalı modellerde buluş basamağı analizi yapılamayacağını, davada davacı vekilince öne sürülen endüstriyel tasarım dava konusu faydalı model istemlerinde yer alan teknik unsurların yeniliklerini kırıcı teknik detaylar içermediğinden kök raporun değiştirilecek bir yönünün bulunmadığı beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 13.05.2015 tarihli 2.bilirkişi heyet raporunda; faydalı model belgesinin verilmesinde buluş basamağı aranmadığını, yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik şartlarının arandığını, dava konusu ürünlerin bu şartları sağladığı kanaatine varıldığı, davacı tarafça sunulan çizim dosyaları üzerinde son düzenlemelerin 08.06.2012 – 25.07.2012 tarihleri arasında yapıldığı görülse de harici ortamlarda paylaşılmamış dosyaların tarih bilgisi güvenilir olmadığından kesin olarak bu tarihlerde yaratılmış olduğunun söylemenin mümkün bulunmadığını, dosyaların AUTOCAD 2010 sürümü ile yaratıldığını, programın piyasaya çıkışının dosya yaratılma tarihinden öncesine ait olduğunu, FM belgesine konu ürünün başvuru sahibi veya selefleri tarafından başvuru tarihinden veya var ise rüçhan hakkı tarihinden 12 ay önceki tarihten itibaren kullanılmasının yeniliği ortadan kaldırmayacağını, davaya konu belgelerin yeni olmadığının tespit edilemediğini beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince alınan 07.10.2016 tarihli 2.bilirkişi heyet ek raporunda; kök rapordaki görüşü koruduklarını beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin 03.04.2015 tarihli dilekçe ekinde; delil olarak sunulan yabancı patent belgelerinin yeminli tercümelerini ve toss kataloğu tercümesini dosyaya sunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E : İstinaf başvurusuna konu davanın, 551 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış davalı adına tescilli Faydalı Model belgelerinin hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar verdiği, davacı vekilinin süresinde istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda; davalı adına tescilli beş adet patent belgesinin , aynı ürünün değişen poşet ölçülerine göre ayarlanan ve yine poşet ölçüsüne göre açıları değişen 50-350 arasında, aynı/tek bir ürünün bir kaç ölçüsüne göre alınmış faydalı modeller olduğunu, yurt dışında senelerdir üretildiğini, yenilik özelliğinin bulunmadığını, dosya kapsamında sunulan bilirkişi raporlarına itiraz etmelerine ve iki ayrı heyetten ek rapor alınmasına rağmen itirazlarının ek raporda incelenmediğini ve sundukları yenilik giderici belgelerin incelenmediğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamında alınan 22/12/2014 tarihli birinci kök raporda, davacı tarafça yenilik giderici olarak sunulan internet çıktılarının yabancı dilde olmaları ve tercümelerinin sunulmamış olması nedeniyle incelemeye alınamadığı bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna yenilik giderici belgelerin tercümelerinin sunulmadan inceleme yapıldığı, taraflar arasındaki başka dosyalardan alınan bilirkişi raporlarının incelenmediği ve aynı ürün için farklı ölçülere yer verilerek faydalı model belgesi alınmasının mümkün olmadığı, önceki tarihli belgenin yenilik unsurunu gidereceğine dair itiraz edildiği, 03/04/2015 tarihli dilekçe ekinde yabancı patent belgelerinin tercümelerinin sunulduğu, bilirkişi heyetinin 31/12/2015 tarihli ek raporunda; “Teknik unsurlardaki rakamsal farklılıkların (örneğin; çapın 20 metre yerine 26 metre olmasının ) yenilik bahşedeceği, ancak yenilik kriterini sağlayan bu teknik unsurun aynı zamanda buluş basamağı kriterini sağlayıp sağlamayacağının ayrı bir inceleme gerektirdiğini, oysa; faydalı modellerde sadece yenilik unsuru arandığını, buluş basamağı aranmadığını…. EPO Temyiz Emsal Kararları 7. Baskı Eylül 2013 (Case Law of the Board of Appeal of the European Patent Office, Seventh Edition, September 2013) isimli eserin 122. Sayfasında yer alan T 1764/06 sayılı dava ile takip eden 123. Sayfada yer alan T 1920/09 sayılı davalarda EPO Temyiz Kurulu’nun özetle şöyle dediğini; { kullanılan parametrenin sıradışı olması, yenilik kriterinin sağlanması için yeterlidir} denildiğini, davacının davaya konu faydalı modellerdeki parametrelerin önceden piyasada yer alan ürünlerde “birebir” var olduğunu kanıtlamış olsaydı, zaten yeniliğin kırılmış olacağını…davacı tarafça öne sürülen “farklı parametreler de hükümsüzlük doğurur” şeklindeki argümanın ancak buluş basamağı analizinde ele alınabileceğini, endüstriyel tasarımların davalı belgelerinin yenilik özelliğini kırıcı teknik detay içermediğini, ” beyan ettikleri, yabancı patent belgesi tercümelerinin incelenmediği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 13/05/2016 tarihli ikinci bilirkişi heyet raporunda; FM belgesinde patent belgesi gibi buluş basamağı koşulunun aranmadığını, çizim belgelerinin bilgisayar sistemindeki kayıt tarihinin kolayca değiştirilebilir olduğundan güvenilir olmadığını, çizimlerin Autocad 2010 sürümü ile yaratıldığını, programın piyasaya çıkışının dosya yaratılma tarihlerinden önceye ait olduğunu, sunulan belgeler ve internet sitelerinden yenilik giderici bir delile ulaşılamadığını beyan ettikleri 07/10/2016 tarihli ek raporda da; “dosyaya sunulan bilgi ve belgeler arasında dava konusu FM’lerin koruduğu kavis formlarının ve tasarımların aynısını rakamsal olarak uygulayan daha eski tarihli bilgi-belge örnekleri görülmemektedir. Bu kapsamda örnek olarak, dava konusu mamul yapısı için, farklı ölçüler (boyutlar, açılar ve yarıçaplar sıralanarak) benzeri başka FM belgeleri de oluşturulabilir ve o belgeler de kendi özgün-tekil tasarımlar için geçerli olur.Sunulan ölçü farklılığı tekniğe uygulanabilir olduktan sonra onun var olan durumu aşan bir gerçek fayda sunup sunmadığı (ekonomik veya teknik fayda vb.) belgenin geçerliliğini ilgilendiren bir husus değildir. Sunduğu fayda belgenin sadece ekonomik değerini ilgilendirir ve gerçek fayda sunmayan bir yenilik-buluş iddiası ekonomik hayatın içinde yerini bulamaz. Belgenin geçerliliğini sunulan tasarımın anonim olup olmadığı belirler. Bilindiği üzere patent sektöründeki milyonlarca belgenin çok çok küçük bir oranı ekonomik değere sahiptir.” denilerek kök rapordaki görüşlerini tekrar ettikleri görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte olan 551 Sayılı KHK’da, faydalı modeller için, 7/2 maddesinde patentler için öngörülen yenilik şartının yumuşatıldığı ve esnetildiğinin görüldüğü, patentler için öngörülen buluş basamağı şartının faydalı modeller için aranmadığı (KHK 156/3 md.) ancak faydalı model başvurusuna konu buluşun “tekniğin bilinen durumuna özel bir fayda, pratik veya endüstriyel bir avantaj sağlanması halinde tekniğin bilinen durumunun aşılmış sayılacağının” kabul edildiği (Yard. Doç.Dr. Özlem Tüzüner-Faydalı Model Korunması ve Faydalı Model Korunmasında uygulanacak Hukuk, 2011 Basım sf 91,92), emsal nitelikte Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15.03.2016 tarihli 2015/6216 Esas-2016/2834 Karar sayılı kararında; “Asıl dava, faydalı modele tecavüzden kaynaklanan tazminat, karşı dava faydalı modelin hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. 551 sayılı KHK’nın 1. maddesine göre “bu KHK’nın amacı buluşlara patent ve faydalı model belgesi vererek korumaktır.” Yine 551 sayılı KHK’nın 154. maddesi uyarınca, “bu KHK’nın 156. madde hükmüne göre yeni ve 10. madde anlamında sanayiye uygulanan buluşlar faydalı model belgesi verilerek korunur.” Aynı KHK’nın 156. maddesinde de faydalı model belgesine konu buluşun yenilik koşulu açıklanmıştır. Anılan madde metinlerinden de anlaşılacağı üzere KHK’da patentlerden farklı olarak buluş basamağı koşulu getirilmemiş olmakla birlikte, faydalı model belgesi ile korunması gereken sınai hak konusunun öğretide ve Dairemiz kararlarında da açıklandığı üzere (basit bir çözümü içeren küçük/faydalı) buluş niteliğinde bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, 551 sayılı KHK’nın 154 vd. maddelerinde ifade edilen yenilik unsuru, aynı zamanda faydalı model korunması amacına uygun nitelikte bir küçük buluş vasfınına sahip olmalıdır.” denilerek ilk derece mahkemesi kararının eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Yasal düzenleme ve emsal nitelikteki Yargıtay ilamından, Faydalı Model belgeleri yönünden buluş basamağının aşılması koşulu aranmıyorsa da; bilirkişi raporlarıyla yeni olduğu belirlenen söz konusu istemlerin korunması için aynı zamanda küçük/faydalı buluş niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerektiği ancak bilirkişi raporlarında, davacı tarafça sunulan yabancı patent belgelerinin tercümelerinin incelenmediği, davalı faydalı model belgeleri ile karşılaştırılmadığı, davaya konu hükümsüzlüğü istenen farklı ölçüler içeren faydalı model belgelerinde de tekniğin bilinen durumuna hangi fayda ve avantaj getirildiğinin açıklanmadığı, raporun denetime elverişli olmadığı, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yenilik giderici belgeler ile davaya konu FM tescil belgelerinin tek tek karşılaştırılarak, davalı FM belgelerindeki farklı ölçülerin tekniğin bilinen durumuna ne şekilde fayda sağladığı tartışılarak, denetime elverişli ek rapor yada yeni bir rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli 2014/96 Esas-2016/223 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı-davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 52,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 138,20 TL davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.