Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/4008 E. 2019/901 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/4008 Esas
KARAR NO : 2019/901
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2017/73 E. – 2017/209 K.
DAVA : Yargılamanın Yenilenmesi
KARAR TARİHİ: 26/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Yargılamanın yenilenmesini talep eden-davacı dilekçesinde ve duruşmada özetle; Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/180 Esas, 2012/294 Karar sayılı kesinleşen dosyası için yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, daha öncesinde de Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/541 Esas 2015/173 Karar sayılı dosyasında yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş ise de, bu talebinin esastan reddedildiğini, mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmediğini, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararı ile Ankara 2.İdare Mahkemesinin 25/12/2014 tarih ve 2014/119 Esas, 2014/1580 Karar sayılı kararının Danıştay 13.Dairesinin 2015/2445 Esas, 2015/4605 Karar sayılı 16/12/2015 tarihli kararı ile kesinleşmiş olduğunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu’nun 4,57,58.maddeleri ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 1 ve 75.maddeleri ile 75.maddelerinin banka tarafından ihlal edildiğini, bu kararla alacaklı bankanın yüksek oranda faiz uygulamasının yasaları ihlal ettiği kartel faizi ile haksız kazanç sağladığının sabit hale geldiğini, … Card kurumsal ticari kredi kartının verildiğinin ve kullanıldığının ispatlanamadığını, sadece sözleşme imzalanması ile kredinin verilmiş sayılamayacağını, Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/180 Esas sayılı dosyasında verilen kararın gerekçesinde borcun kaynağının nakdi ticari kredi olarak belirtildiğini, bankanın hile yaptığını, kat ihtarnamesinin gerçeğe aykırı olduğunu, ihtarnamenin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, sunulan sözleşme içinde … Card kredi türü ve çek bedeli kredisinin olmadığını, alacağın dayanağı … Card ticari kredi kartı gösterilmiş ise de, bu karta ait harcamaları gösteren hesap ekstrelerinin sunulmadığını, icra takibindeki ödeme emrinin gerçeği yansıtmadığını, … Card için talep edilen % 142,80 oranındaki temerrüt faizinin kartel faizi olup, gerçeğe aykırı olduğunu, %71,40 akdi faizin de yasal faiz oranı olmadığını, hesap ekstrelerinin ödeme emrindeki asıl alacak ile örtüşmediğini, … adına herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, belge aslı olmayan sözleşme fotokopisinin vakıanın ispatında kullanıldığını, Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/180 Esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli kararında asıl borçluya nakdi ticari kredi kullandırıldığına ilişkin tespitinin yasaya uygun olmadığını, zira bankanın kat ihtarnamesinde gayri nakdi talepte bulunduğunu, sözleşme aslının dosyada bulunmadığını, bankanın talep ettiği ve mahkemece karar altına alınan faiz oranlarının yasal faizin çok üzerinde olduğunu, sözleşme hükümlerinin Borçlar Kanunu 27.maddesine aykırı olduğunu, ilk karar ile yargılamanın yenilenmesi talebi ile görülen Bakırköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/541 Esas sayılı dosyasından verilen gerekçeli kararın birbirine aykırı düştüğünü, ilk kararda nakdi ticari kredi yazılmış iken, ikinci kararda borcun kaynağı olarak ticari kredi kardı … Card belirtildiğini, bankanın talebi gayri nakdi kredi iken , talebe uyulmadan nakdi kredi şeklinde karar verildiğini, kredinin borçluya ödendiğini tediye fişi ile kanıtlanması gerektiğini, karara esas alınan sözleşmenin bulunmadığını, bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu bankanın lehine karar verilmesi için hileli davranışta bulunduğunu, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/180 Esas 2012/194 Karar sayılı 12/06/2012 tarihli kesinleşen hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı temlik alan vekili herhangi bir cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 20.03.2017 tarihli, 201 E. – 2012/294 K.sayılı kararıyla; davacı tarafından yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin hiçbirinin yukarıda anılan Kanunun 375’nci maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı, kaldı ki daha öncesinde de davacının yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu talebin esastan incelenip yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra reddedildiği, bu kararın da Yargıtay 19.Hukuk Dairesince onandığı, mahkemenin kanuna uygun teşekkül ettiği, bilirkişilerce sözleşme aslının incelendiği, banka kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı, diğer bir kısım sebeplerin ise daha önceki yargılamanın iadesi dosyasında tartışılıp karara bağlandığı ve kesinleştiği, davacının ileri sürdüğü yargılamanın iadesi,sebeplerinin kanunda yazılı sebeplerden olmadığı, bir kısım sebeplerin ise daha önceki yargılamanın iadesi dosyasında tartışılıp karara bağlandığı ve kesinleştiği gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi talebinin esasa girilmeksizin reddine karar vermiştir. Yargılamanın yenilenmesini talep eden istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiği, bankanın Genel Kredi Sözleşmesine dayandığını ancak kredi verdiğini gösteren yasanın zorunlu kıldığı belgelerle ispatlayamadığını, sözleşme aslının sunulamadığını, hukuka aykırı belgelerle karar verildiğini, yargılamanın iadesinin istendiği Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/541 Esas sayılı dosyasında, mahkemenin gerekçesinde “…card Kredi Türü” yazılmasının çelişki yarattığını, davalı alacaklının ödeme emrindeki 17.464,85 TL’nın nerden kaynaklandığına cevap veremediğini, TCMB’nın uyguladığı akdi ve ticari faiz oranının %16 olduğunu, %126 kartel faizi uygulandığını, sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa mevzuat hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, faize faiz yürütülemeyeceğine dair kurala aykırı olarak %126 oranında faiz yürütülmesinin yasaya aykırı olduğunu, yeni bulunan delilin sonradan ele geçirilmesi halinde (Rekabet Kurulu kararı olarak uzman bilirkişi raporu, 12 bankanın yasaları ihlal ettiklerinin, kartel faizi uyguladıklarının mahkeme kararı ile sabit olduğu) hükmü etkileyecek nitelikte olduğundan, talebin reddinin doğru olmadığını, Rekabet Kurulu raporunun, mahkeme ve Danıştay kararının 2016 da basın duyurusu ile öğrenildiğini ve üç ay içerisinde dava açıldığını, kartel faizi ve yasa ihlallerinin değerlendirilmediğini, karşı tarafın cevap vermediğini, duruşmaya katılmadığını, HMK 379/1 maddesinde düzenlenen “tarafları dinledikten sonra” hükmünün gözden kaçırıldığını, sözleşmenin varlığının saptanmadan, hukuken geçersiz, kelepçeleyen ve üzerinde oynanmış, tahrifatlı , imzalanmayan sözleşmelerden kefilin geriye doğru sorumlu tutulduğunu,Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararı ile Ankara 2.İdare Mahkemesinin 25/12/2014 tarih ve 2014/119 Esas, 2014/1580 Karar sayılı kararının Danıştay 13.Dairesinin 2015/2445 Esas, 2015/4605 Karar sayılı 16/12/2015 tarihli kararının dikkate alınmadığını, bu karalara göre bilirkişi Mehmet Erdem’in raporunun gerçeğe aykırı olduğunun ortaya çıktığını, hesap kat belgesinin sahte olduğunu, karşı tarafın hileli davranışlarda bulunduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, talebi yönünde karar verilmesini istemiştir.Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/541 Esas-2015/173 Karar sayılı dosyasında; mahkemece verilen ve Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 27/02/2013 tarihli ilamı ile kesinleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2012 tarihli 2011/180 Esas-2012/294 Karar sayılı hükümden sonra elde edilen …card hesap ekstresi ile …card ve çek bedeli kredisi olarak hazırlanan sözleşme sayfasının hileli olarak düzenlendiğini, sözleşme aslında yapılan incelemede böyle bir kredinin bulunmadığının tespit edildiğini ileri sürerek kesinleşen mahkeme kararına karşı yargılamanın iadesi talebinde bulunduğu, mahkemenin yargılama yaptığı, bilirkişi raporu aldığı ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun doğru olduğu ve ileri sürülen sebeplerin kesinleşen kararda ulaşılan sonuçları değiştiremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacının temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2016 tarihli kararıyla kesinleştiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :
Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacının talebini, ilk derece mahkemesi’nce hükme esas alınan kredi sözleşmesinin, … Card Sözleşmesi olduğu, oysa kendisinin böyle bir sözleşme imzalamadığı, davalı alacaklının hileli davranışlarda bulunduğu iddiasına dayandırdığı, ancak davacının aynı mahkeme kararına yönelik olarak Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/541 Esas-2015/173 Karar sayılı dosyasında açmış olduğu yargılamanın iadesi davasında; aynı iddiaları ileri sürdüğü, mahkemenin yargılamanın iadesi talebini reddettiği, kararın Yargıtay 19.HD’nin 25.03.2016 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği, aynı taleplerle yeniden talepte bulunulmasının mümkün bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davacının, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/541 Esas-2015/173 Karar sayılı dosyasında, ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporundaki faiz oranına itiraz ettiği, yargılamanın iadesine ilişkin 2014/541 E.sayılı dosyasında, davacı iddiaları yönünden yeniden bilirkişi raporu alındığı, faiz hesabının yapıldığı, ilk derece yargılamasında alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ile aynı alacak rakamına ulaşıldığı görülmüştür.
Davacının, Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararı ile Ankara 2.İdare Mahkemesinin 25/12/2014 tarih ve 2014/119 Esas, 2014/1580 Karar sayılı kararının Danıştay 13.Dairesinin 2015/2445 Esas, 2015/4605 Karar sayılı 16/12/2015 tarihli kararını gerekçe göstererek davalı alacaklının kartel faizi uyguladığı iddiası ile yargılamanın iadesi talebinin mahkeme kararının 07/06/2013 tarihinde kesinleştiği gözönüne alınarak dikkate alınamayacağı, esasen ileri sürülen sebeplerin HMK’nın 375.madde de ileri sürülen sebeplerden bulunmadığı, istinaf dilekçesinde “mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmediği,” ileri sürülmüşse de; bu başlık altında dilekçede yazılı sebeplerin mahkemenin teşekkülüne yönelik bulunmadığı, davanın esasına ilişkin sebeplerin ileri sürüldüğü, HMK 375.madde de düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinin bulunmadığı, mahkemenin red kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacılı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/04/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.