Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3974 E. 2020/993 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3974 Esas
KARAR NO: 2020/993 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2016
NUMARASI: 2015/4 E. – 2016/214 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına … nolu tescilli endüstriyel tasarımın inhisarı lisans sözleşmesi gereğince tasarım hakkı sahibi olduğunu, 2, 4, 5, 7 ve 16 nolu tasarımların “…” markasıyla üretim ve satışının yapıldığını, davalının “…” markasıyla aynı tasarımları üretip mağaza ile “www…com” internet sitesinde satışını yaptığını, İzmir FSHHM’nin 2014/59 D. İş sayılı dosyasında delil tespiti yapıldığını, davalının davacının tasarımı hakkına tecavüz ettiğini, haksız rekabet oluştuğunu, 1.000,00 TL maddi, (belirsiz alacak davası) 30.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL itibar tazminatının tahsiline, ıslah dilekçesi ile bedel artırımı olarak 75.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline, internet sitesinde yapılan satışın durdurulmasına, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya karşı cevabında; internet sitesinin kendisine ait olduğunu, davacının tasarım hakkına tecavüzün söz konusu olmadığını, internet adresindeki bilgiler üzerinden tespit raporunun düzenlendiğini, raporu kabul etmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 2. FSHHM’ nın 21/12/2016 tarihli 2015/4 E – 2016/214 K sayılı kararıyla; “davacı tazminat talebinin 554 sayılı KHK ‘nin 52/a maddesine göre tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasıydı tasarım hakkı sahibinin tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanmasını talep ettiği, davacı tarafa ait ticari defterler incelendiğinde; 2014 yılında 5891 adet ürün satışı yapıldığı, dava konusu olan tasarımlara ilişkin ayırt edici ibarenin bulunmadığı, ancak ürün başına elde edilecek kazancın hesaplandığı bir elbisenin satışa sunulabilmesi için en az 5 farklı bedende ve farklı renklerde 100 adet üretimin yapılarak satışa sunulması gerekli olduğunu, bu nedenle her bir tasarım için en az 500 üretim miktarı itibari ile elde edebileceği kârın 108.440 TL olduğunun bildirildiği, inceleme yapılan ticari defterlerde dava konusu tasarımın hangi oranda satışa sunulduğu ve satış yapıldığı net olarak belirlenemediği, davacı tarafından her bir tasarım için 500 adet ürün üretilmesi durumunda bunların kaç tanesinin satılabileceği belirlenememiş olduğundan davacı ve davalının cirosu faaliyet gösterdiği sektör ve faaliyet alanı göz önüne alındığı” gerekçesiyle; Davanın kısmen kabul kısmen reddine, Davacının TPE tescilli … nolu endüstriyel tasarımın ( 2, 4, 5, 7 ) ilişkin tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, Tecavüze konu tasarımların www…com alan adlı internet sitesinde satışının önlenmesine, devam edildiği taktirde siteye erişimin engellenmesine, 15.000,00 maddi tazminatın 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatının 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan davacıya verilmesine, Karar özetinin Türkiye’de genel yayın yapan gazetelerden birinde masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına, Davacının diğer taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda 108.000TL maddi tazminat miktarı belirlenmesine rağmen mahkemenin 93.000 TL indirim yaparak 15.000 TL maddi tazminata hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, takdir yetkisinin sınırlarını aşacak ihlal niteliğinde bulunduğunu, olayın özelliği gereği yapılacak hesaplamanın özel ve teknik bilgi gerektirdiğini, hakimin bilirkişi yerine geçerek karar verme yetkisinin bulunmadığını, mahkemece çelişkiyi gideren son rapora göre karar vermesi gerekirken ilk rapordan esinlenerek karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu, -Belirsiz alacak davasına ilişkin usul ve esaslara aykırı yargılama yapıldığını, fahiş oranda tazminattan indirim yapılacağını beklemediklerinden taleplerini bilirkişi raporlarına göre arttırdıklarını,hakkaniyetin gözetilmiş olması halinde müvekkili tarafından davalıya 9.500,00TL vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmiş olmayacağını, manevi tazminat miktarının da çok düşük olduğunu, -Dosyaya ibraz edilen ürünlerden davalı ürünlerinin kötü üretim mamulleri olduğunun anlaşılmasına rağmen inceleme yapılmadan itibar tazminatının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin piyasadan çok az miktarda ürün alan ve internet sitesinde satan küçük çapta bir işletme olduğunu, üretim yapmadığını, iltibasın varlığına ilişkin karşılaştırmanın sağlıklı yapılmadığını, benzerliklerin zorunlu ve teknik nedenlerden kaynaklandığının da değerlendirilmediğini, davacı tarafın iddia ettiği zarar ile müvekkilinin tüm yıl elde ettiği kazanç arasındaki orantısızlığın, davacının taleplerinin ne denli hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu gösterdiğini, mahkemenin fahiş miktarda tazminata hükmettiğini, -farazi hesaplamalar ile davacıya tazminat bahşedilmesinin kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin üretici olmadığı gibi bu miktarda mal satmasının da mümkün bulunmadığını, -2. Ek bilirkişi raporunda müvekkilinin 2014 yılı faaliyet net karının 54.747,70 TL olduğunun tespit edildiğini, ürünleri dışarıdan temin ettiğinin tespit edildiğini, fason üretim yapmış olabileceği beyanının farazi ve öznel yorum olduğunu, -davacının KHK 52/a maddesine göre mahrum kaldığı kazanç kaybını belirterek talepte bulunmuşsa da, buna ilişkin delil sunmadığını,siparişlerin azaldığını kanıtlayamadığını, tahmine dayalı hesaplamaların hakkaniyete aykırı olduğunu, -müvekkilinin erkek ürünleri sattığını, bayan eşofmanları alanında sınırlı satış yaptığını, … sitesinin birkaç hafta açık kalıp kapatıldığını, -müvekkilinin kusurunun kanıtlanamadığı gibi ortada davalının manevi zararının da mevcut olmadığını, -bilirkişi raporunda müvekkilinin üretim faaliyetinin olup olmadığının, kaç ürün temin ettiğinin, bu ürünlerin kaçını satabildiğinin, alıcıların hataya düşebilip düşmediğinin saptanmadığını, tazminat miktarını belirleme hususunun mahkemenin taktirine bırakıldığını, farazi değerlere göre yapılan hesaplamanın karara dayanak alınarak tazminata hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İzmir FSHHM nin 2014/59 D.İş sayılı dosyasında davalıya ait www…com adlı internet sitesinde yapılan tespitte 2, 4, 5 tasarım eşofman üstünün tasarımsal olarak birebir benzerlik teşkil etmediği, kullanım amaçlarının ve hitap ettiği hedef kitlenin aynı olduğu, 7 ve 16 nolu tasarımların birebir aynı olduğu hitap ettiği hedef kitlenin aynı olduğu, bilinçli tüketici tarafından yanıltıcı olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 15/07/2015 tarihli raporda; davalının www…com internet sitesi üzerinden satışını yapmış olduğu, İzmir Fikri Sınai Hukuk Mahkemesinin 2014/59 D.İş dosyasında bilirkişi incelemesi yapılarak tespit edilen ürünlerin davacının 2014 03359 tescil nolu tasarımının 2,4,5 ve 7 nolu görsellerine benzer olduğu ve iltibastan bahsedilebileceği, davalıya ait eteğin 16 nolu görsele benzer özellikler taşısa da piyasadaki benzer tasarımlar ve davacının tescilli tasarımı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bilinçlenmiş tüketici nezdinde davacının tescilli tasarımıyla karıştırmaya müsait olmadığı ve iltibastan bahsedilemeyeceği, davalının ne kadar ürünün davacı ürünleriyle iltibasının bulunduğu miktar olarak tespit edilmediği, kullanılan interlok kumaşın kalınlığı davalının satış kapasitesi ve sadece bir renk kumaştan bir pastal kesim yapıldığı düşünüldüğünde davalının her bir üründen ortalama 100 adet üretmiş olabileceği bu durumda tasarım tecavüzü nedeniyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının 15.544,00 TL olarak hesaplandığı, beyan edilmiştir. Bilirkişi heyetinden alınan 30/11/2015 tarihli ek raporda; tecavüze konu tasarımlardan 500’er adet ürünün davacı tarafça üretilerek piyasaya sunulması halinde elde edilecek muhtemel kazancın 108.440,00 TL olduğu beyan edilmiştir. Bilirkişi heyetinin 11/07/2016 tarihli ek raporunda; davalı tarafından defterlerinin incelendiği 2014 yılında faaliyet karının 71.135,33 TL beyan edildiği, davalı tarafından ticari defterlere kayıt edilen ticari mallara ilişkin detayların, ticari defterler ve satış faturaları üzerinden tespit edilemediği, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerde, dava konusu tasarımlara yönelik olarak satışının olup olmadığı, ne kadar satış hasılatı elde ettiği ve bu satışlardan ne kadar kazanç elde ettiğinin dava dosyasına sunulan belge ve evraklardan tespit edilemediği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin tescilli tasarımlarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesine, belirsiz alacak davası hükümlerine göre tazminat hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 1.000TL itibar tazminatı ile 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği, davacı vekilinin 21/08/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat miktarını, bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000 TL’dan 15.544,00 TL’ya arttırdıklarını, delil tespitinin yapıldığı 10/11/2014 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği, harcı tamamladığı, davacı vekilinin daha sonra 17/10/2016 tarihli dilekçesiyle, 21/08/2015 tarihli dilekçesi ile 15.544,00 TL’ya arttırdığı maddi tazminat talebini 75.000,00 TL’ya ıslah ettiğini beyan ettiği noksan harcı yatırdığı görülmüştür. HMK 107. Madde de; “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar veya değeri belirtmeksizin belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değeri kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekilinin maddi tazminat talebini, mülga 554 Sayılı KHK 52/2-a maddesinde düzenlenen; davalının tasarıma tecavüzü nedeniyle elde etmekten mahrum kaldığı gelir seçeneğine göre talep ettiği, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat talep ettiği, bu miktar üzerinden harç yatırdığı, davacının kendisinin ticari defter ve kayıtlarını inceleyerek, önceki yıllardaki satış ve sipariş miktarlarını göz önüne alarak, gelirindeki azalmayı tespit edebilme imkanının bulunduğu, esasen davacı vekilinin 05/02/2015 tarihli dilekçesinde ve ekinde davacı şirket tarafından düzenlenen belgede, üretim miktarları, beklenen sipariş miktarları, aradaki farkın rakamsal olarak beyan edildiği, ” 108.951,70 TL ciro kaybının bulunduğunu, müvekkilinin %20 ortalama karına göre 21.790,34 TL kardan mahrum kaldığını” beyan ettiği, davada belirsiz alacak davası şartlarının mevcut olmadığı ancak kısmi dava koşullarının mevcut olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin 21/08/2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat miktarını, bilirkişi raporu doğrultusunda 1.000 TL’dan 15.544,00 TL’ya arttırdığı, noksan harcı tamamladığı gözönüne alınarak, yargılamanın bu miktar üzerinden yürütülerek sonuçlandırılması gerektiği, aynı yargılamada ikinci kez ıslah yapılamayacağından 17/10/2016 tarihli ıslah dilekçesinin usulüne uygun olmadığı ve dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır. İkinci dilekçe ile arttırılan talep yönünden ıslah talebi usul yönünden kabul edilmediğinden , davalı lehine 59.456,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda itibar tazminatı talebinin reddinin yerinde olmadığını istinaf başvurusunda ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; kök bilirkişi raporunda davalı internet sitesinde satılan ürünlerin davacı ürünlerinden kalite yönünden daha düşük olduğuna dair tespit yapılmadığı beyan edilmekle , bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmış, istinaf başvurusunun kısmen reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacı tasarımlarına tecavüz yönünden bilirkişi raporundaki incelemenin yerinde olmadığını beyan ettiği anlaşılıyorsa da, davalı internet sitesinden temin edilen ürünler ile, tescilli tasarımların karşılaştırıldığı, davalı ürünlerinin davacı adına tescilli … başvuru numaralı tasarım tescilleri ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olduğunun ve farklılıkların ayrıntılarda olup ayırt edicilik sağlamadığını, 16 numaralı ürün görselinin ise benzer bulunmadığını beyan ettikleri, giysi ürünleri üzerindeki tasarımcının seçenek özgürlüğü de dikkate alındığında, küçük farklılıkların ayırt edicilik sağlamayacağı göz önüne alınarak bu yöndeki davalı istinafının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İzmir FSHHM’nin 2014/59 D.İş sayılı dosyasında 17/11/2014 tarihli rapor ile tespit işlemi yapılarak, dava 10/01/2015 tarihinde açılmıştır. Davacı tarafça davalının daha önce tescilli tasarımından haberdar olduğunun ve uyarıldığının ispatlanamadığı göz önüne alınarak, 44 günlük ihlal süresi için tazminat hesabı yapılması gerekirken, 2014 yılı kayıtlarının tümünün dikkate alınması yerinde olmamıştır. Ayrıca davacı ve davalı defterlerindeki kayıtların hangi ürünlere ilişkin olduğu yazılmadığından, davacının davaya konu dönemde ürün satışlarının ve gelirinin ne oranda düştüğünün ve bunun ne kadarının davalının ürün satışından kaynaklandığı net olarak tespit edilememiştir. Kök raporda her üründen 100 adet üretildiği kabul edilerek hesaplama yapılmış, ek raporda ise davacı vekilinin beyanları esas alınarak her üründen 500 adet ürün üretildiği kabul edilerek ve tamamı satılsaydı elde edilecek muhtemel kazanç üzerinden ve davacının sattığı ürünlerden elde ettiği gelir düşülmeden hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamında alınan kök ve ek raporlardaki hesaplamalar Dairemizce hüküm kurmaya elverişli görülmemekle birlikte taraf defterlerindeki kayıtlarda satışların hangi ürüne ait olduğu belirli olmadığından, ticari defter ve kayıtlarla sonuca ulaşılamayacağı kanaatine varılarak mahkemenin BK 50. Madde gereğince hakkaniyet hükümlerine göre maddi tazminat takdiri yerinde görülmekle birlikte; tespit tarihi ile dava tarihi arasındaki 44 günlük hesaplama yönünden takdir edilen 15.000 TL tazminat miktarı yüksek olduğundan, tazminat miktarının düşük olduğuna yönelik davacı istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, esasa yönelik hükmün diğer kısımlarının aynen muhafaza edilerek, maddi tazminata ilişkin kısımların düzeltilerek, 5.000 TL maddi tazminatın 10/11/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, tarafların usuli kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/12/2016 Tarihli 2015/4 Esas-2016/214 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı KHK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davacının TPE tescilli … nolu endüstriyel tasarımına ( 2, 4, 5, 7 ) ilişkin tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, Tecavüze konu tasarımların www…com alan adlı internet sitesinde satışının önlenmesine, devam edildiği taktirde siteye erişimin engellenmesine, 5.000,00 maddi tazminatın 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatının 10.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan davacıya verilmesine, Karar özetinin Türkiye’de genel yayın yapan gazetelerden birinde masrafı davalıdan alınmak üzere ilanına, Davacının diğer taleplerinin reddine, 4- İlk derece yargılaması yönünden; – Tasarıma tecavüz davası yönünden, alınması gerekli 54,40 TL, maddi tazminat davası yönünden 341,55 TL, manevi tazminat yönünden 341,55 TL olmak üzere toplam 737,50 TL harçtan, peşin alınan 574,18 TL, ıslah harcı 1.015,36 TL toplam 1.584,54 TL den harcan mahsubu ile artan 852,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca tasarım hakkına ve haksız rekabetin tespitine ilişkin talep nedeniyle 4.910,00 TL, maddi tazminat nedeniyle 4.910,00 TL, manevi tazminat nedeniyle 4.910,00 TL olmak üzere toplam 14.730,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca maddi tazminat için 4.910,00 TL manevi tazminat için 4.910,00 TL olmak üzere toplam 9.820,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacı tarafça yatırılan 604,98 TL harç ile 17 tebligat 174,00 TL, 3 müzekkere 60,00 TL, bilirkişi ücreti 1.800,00 TL, 703,20 TL tespit gideri olmak üzere toplam 2.737,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranında 1.369,47 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Tarafların istinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talep halinde taraflara iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 44,00 TL tebligat ve posta giderinin 1/2 oranında 22,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, – İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 37,00 TL tebligat ve posta giderinin 1/2 oranında 18,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.