Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3973 E. 2020/268 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3973 Esas
KARAR NO: 2020/268 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2017
NUMARASI: 2015/99 E. – 2017/79 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …ana lisansörü olduğu ” …” markası ve logosunun 1982 yılından beri iç dış giyim aksesuar ayakkabı alanında kullanıldığını, müvekkili şirket ile markanın tescil sahibi grup şirketi arasında 20.05.2008 tarihli lisans sözleşmesi yapıldığını, bu tarihten önceki dönemde marka sahibi ile … ile lisans sözleşmesi bulunduğunu, bu şirketin borçlu şirket arasında 31.08.2006 tarihli münhasıran alt lisans sözleşmesi yapılmış olduğunu, bu sözleşme uyarınca davalının 8,333 USD lisans bedeli ödemesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmede de davalının internet satışları ile indirimli satışlar yapılmasının yasaklandığını, davalı şirketin lisans süresi boyunca sözleşmeye aykırı olarak yüksek indirimler yapıp markanın itibarını zedelediğini, davalının lisans haklarının 2013 yılında sona ermiş olmasına rağmen markayı lisans bedeli ödemeksizin morhipo markafoni kampanyon gibi online satış platformlarında kullandığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip yapıldığını borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 31.08.2006 tarihli münhasır alt lisans sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirdiğini, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, dava açma yetkisinin marka sahibine ait olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığından Küçükçekmece icra dairesinin yetkili olması sebebiyle Bakırköy Mahkemesinin itirazın iptaline karar veremeyeceğini, davacı marka sahibi ile davalı müvekkili firma arasında 31.05.2014 tarihli protokol imzalanmış olup, bu sözleşme gereğince marka sahibi yetkilisi sözleşmeye aykırı davranarak takip başlattığını, bu sözleşme gereğince davacı tarafın internet üzerinden satışa izin verdiğini, marka hakkına tecavüz bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir. Bakırköy 2. FSHHM’ nın 22/03/2017 tarihli 2015/99 E – 2017/79 K sayılı kararıyla; “taraflar arasındaki 31.05.2014 tarihli ek protokol düzenlenmiş olduğu bu protokole göre de davalının internet üzerinden satış yapmasını yasaklayıcı hükmün bulunmadığı davalı ile 3. Şahıs … firması arasında alt lisans sözleşmesi olduğu, sözleşmenin sona ermediği, davalının bu sözleşmeye dayalı dava konusu markayı kullanma hakkının bulunduğu, davalının internet sitelerinde satış yapmasını yasaklayan madde bulunmadığı ve davacını talebinin marka hakkının ihlaline dayandığı, ihlale ilişkin delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı ile … arasındaki Lisans sözleşmesinin 30 Haziran 2013′ de sona erdiğini, asıl marka sahibi ile … arasındaki 10 yıllık Uluslararası Lisans Sözleşmesi’nin 30 Haziran 2013 tarihinde sona erdiğini, alt Lisans sözleşmesi’nin asıl Lisans sözleşmesinin geçerliliğine bağlı olduğunu, … firmasının Lisans hakkı 30 Haziran 2013 tarihine kadar olduğundan, davalıya 2017’ye kadar alt Lisans vermesinin hukuken mümkün bulunmadığını, – … ile davalı arasındaki sözleşmede internet satışları ve promosyonlarının açıkça yasak olduğunu sözleşmenin 11.b maddesinde Alt Lisans Hamilinin “Elektronik Alışveriş” yasaklandığını, sözleşmenin 6.b maddesinde “reklamın ve promosyonun yayınlanmasından önce alt Lisans hamilinin, ana lisans hamilinin yazılı onayı için reklam ve promosyonun her unsurunu ibraz edeceğinin” düzenlendiğini, – 31/05/2014 tarihli … Lisansı Fesih Envanter Tasfiye Sözleşmesinin, icap ve teklif aşamasında kaldığını ve hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini, aslınında kesin süreye rağmen ibraz edilemediğini, Lisans bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini, gereken raporlamaların da hazırlanmadığını, – Sözleşmenin imzalanarak müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin de bu icabı alıp kendi eklemelerini yaptığını, bu karşı teklifin davalı tarafından kabul edilmediği için tasfiye sözleşmesinin hiçbir zaman yürürlüğü girmediğini, tasfiye sözleşmesinin fotokopi olduğunu, davalı imzasının kendisi tarafından karalandığını, – ihlale ilişkin dava dilekçesi Ek 5’de delil sunduklarını, fahiş indirim ve promosyonlar ile bunlara ilişkin yazışmaların bulunduğunu, – Davalının markayı kullandığının tüm dosya içeriği ile sabit olduğunu, davalınında markayı kullandığını ikrar ettiğini, davalının sözleşmelerin yürürlükte olduğunu iddia etmesi, lisans bedeli ödememesinin, çelişkili davranış ve hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini, – Mahkemenin lisans ve envanter sözleşmesinin yürürlükte ve geçerli olduğunu belirtmesine rağmen marka kullanımı nedeniyle taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının ücret ödemeden markayı kullanmasına izin verildiğini, davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacı şirket yetkilisi …’ın, müvekkili ile … arasında yapılan 31/08/2006 tarihli Lisans sözleşmesinin, 31/01/2017 tarihine kadar geçerliliğini gözardı ettiğini, – Davacının … ve müvekkilinin en önemli ticari partnerlerinden biri olan … ile görüşmeler yaptığını, bu durumun müvekkilinin itibar kaybına, satış kaybına, yüksek stok maliyetleri nedeniyle maddi/manevi zararlara neden olduğunu, – Davacı ile müvekkili arasında 31/05/2014 tarihli ek protokol imzalandığını, davacı yetkilisi …’ın el yazısı ile eklediği paraflar ve ıslak imzası bulunmasına rağmen, sözleşmeye aykırı davrandığını, – Davacının Haziran 2013 itibarıyla ödeme yapılmadığını iddia etse de; 2013 Eylül- Ağustos aylarına ilişkin toplamda 16.666,66 USD ödemeyi …’a banka yoluyla yaptıklarını, -Davacının hem 31/08/2006 tarihli Münhasır Alt Lisans sözleşmesinin sona erdiğini beyan ettiğini, hem de erken sonlandırılmasına yönelik ek protokoller ve sözleşmeler önerdiğini, müvekkilinin uğrayacağı zararlar için 100.000,00 USD tazminat önerdiğini, -31/08/2006 tarihli sözleşmenin, 31/05/2014 tarihli ek protokol ile geçersiz hale geldiğinden, davacının eski sözleşmeye dayanarak royalty bedeli isteyemeyeceğini, internet satışlarının 2014 yılında sonlandırılmak zorunda kalındığını, beyanla istinaf başvurusunun reddini istemiştir. İstanbul … İcra … E sayılı icra dosyasında; davacı şirketin 149.997,00 USD Asıl Alacak, 1.232,85 USD işlemiş faiz alacağının asıl alacağa yıllık %6 Amerikan Doları-Merkez Bankası faizi ile talep edildiği, takip dayanağı olarak … numaralı fatura, Beşiktaş …Noterliğinin … yev.numaralı 29/12/2014 tarihli ihtarnamesinin gösterildiği, 7 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu vekilinin, müvekkilinin borçlu bulunmadığından bahisle borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 18/01/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 31/08/2006 tarihli sözleşme uyarınca davalının 6 yıldan uzunca bir süre boyunca royalty bedellerini ve aylık 8.333 USD ödemeyi düzenli olarak yaptığı, davalının …’ye son ödeme tarihinin 26/09/2013 olarak tespit edildiği, … yetkilisi …’un 14/10/2013 tarihli e-mail ile taraflar arasında imzalanan 31/08/2006 tarihli sözleşmenin, tek taraflı olarak denetim şartlarını yerine getirmediğinden 21/06/2013 tarihinde sona erdirildiğini, 31/05/2014 tarihli sözleşmenin 3 yıllık olup 31/03/2017 tarihine kadar geçerli olduğunu, lisan alanın önceki sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, sözleşme imzalandıktan sonra lisan verene geçmiş lisans ödemeleri için 40.000 USD nakit ödeyeceği, aylık 4.000 USD ve lisans alanın BHPG aylık satış raporları envanteri üzerinden sözleşme bitiş tarihine kadar telif ücreti (%10) ödeyeceğini kabul ettikleri sözleşmenin geçerli olduğunu, bu nedenle mali inceleme yapılmadığı beyan edilmiştir. Takibe konu faturanın tercümesinden; Temmuz 2013- Nisan 2014 için … markası kullanımı 83.333,00 USD, Mayıs 2014- Aralık 2014 için … markası kullanımı 66.664,00 USD olmak üzere bakiye borç 149.997,00 USD olduğu, davalı şirketin Büyükçekmece …Noterliğinin 07/01/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ekinde, sözleşmenin erken sonlandırılması nedeniyle 100.000,00 ABD Dolarının 31/12/2014 tarihinde taraflarına ödeneceğinin taahhüt edildiğini, ellerinde kalan malların belli bir bedelle iade alınacağının, internet satışı yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, faturayı kabul etmediklerini, fatura bedellerini kendilerine olan ödeme taahhütleri yerine getirilmediğinden iade ettiklerini, beyan ettikleri görülmüştür.
G E R E K Ç E : İtirazın iptali talepli davada, takibin dayanağı 12/07/2014 tarihli faturada”Temmuz 2013-Nisan 2014 için … markası kullanımı 83.333,00 USD, Mayıs 2014-Aralık 2014 için … markası kullanımı 66.664,00 USD olmak üzere bakiye borç 149.997,00 USD marka kullanım bedeli faturası düzenlendiği, davacı tarafça Beşiktaş … Noterliği’nin 29/12/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, “Lisans Sözleşmesinin Haziran 2013 tarihinde sona ermesine rağmen muhatap davalının lisans ödemeksizin markayı kullanmaya devam ettiğinden bahisle, lisans haklarının izinsiz genişletilmesi ve izinsiz kullanılması şeklinde markaya tecavüz filleri nedeniyle, tazminat haklarını ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyanla, lisans haklarının sona erdiği Haziran 2013 döneminden sonrasını kapsayan faturayı gönderdiklerini, 7 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini” beyan ettiği, davalı tarafın Büyükçekmece … Noterliği’nin 07/01/2015 Tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ekinde faturayı iade ettiği ve “marka verenin sözleşmenin erken terkini nedeniyle 31/12/2014 tarihinde taraflarına 100.000,00 ABD Dolarının ödeneceğinin taahhüt edildiğini ve ellerinde kalan malların belli bir bedelle iade alınacağının, internette satış yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, kendilerine olan ödeme taahhütleri yerine getirilmediğinden faturayı kabul etmediklerini ve iade ettiklerini” beyan ettiği görülmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve takipte dayanak yapılan ihtarnamede, davalının lisans sözleşmesi sona ermesine rağmen davacı markalarını haiz ürünlerin satıldığı ve internet satışlarına izin verilmemesine rağmen internet satışı yapılarak lisans sözleşmesinin genişletildiğine yönelik iddialarına yer verdiği ve takipte Temmuz 2013-Aralık 2014 döneminde aylık 8.333,33 USD marka kullanım bedelinin talep edildiği, davalı vekilinin ise; 31/08/2006 tarihli sözleşmenin 31/07/2017 tarihinde sona ereceğini, sözleşmenin 31/05/2014 tarihli Envanter Tasfiye sözleşmesi ile erken sonlandırıldığını, bu sözleşmenin 3 yıl süreyle yürürlükte olduğunu, marka lisansının geçerli olduğunu ileri sürmüştür. Uyuşmazlığın temelini, 31/05/2014 tarihli Envanter Tasfiye Sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti oluşturduğu, ön inceleme duruşması ara kararı üzerine davalı tarafça ibraz edilen 18/12/2015 tarihli dilekçede, davalı vekilinin “sözleşme aslının kendilerinde olmadığını”, 14/12/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin açıkça “31/05/2014 tarihli protokol taraflarca düzenlenmiştir.Davalının imzalamış olduğu sözleşme müvekkilime ibraz edildiğinde, müvekkilim el yazısı ile eklemeler yaparak imzalamıştır” dediğini beyan ettiği, sözleşme örneğinden, davacı yetkilisinin imzasının ve el yazısı ile eklemelerinin bulunduğu, davalı şirket kaşe ve imzası bulunuyorsa da, imzanın üzerinin çizildiği, beyanlardan davalı imzasının, davacı yetkilisinin el yazısı ile eklemelerinden önce atıldığı, davalı tarafın “bu ek protokolün yürürlüğe girmediğini ve uygulanması mümkün olmayan sözleşme olduğunu” beyan ettiği 14 Ağustos 2014 tarihli e-mail ve taraflar arasındaki diğer yazışmalardan, davacı yetkilisinin protokole ekleme yapması ve yeni şartlar koyması nedeniyle protokolün davalı tarafça kabul edilmediği ve taraflarca da uygulanmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın istinafa cevap dilekçesinde 31/08/2006 tarihli sözleşmenin 31/05/2014 tarihli protokol ile geçersiz hale geldiğini ve eski sözleşmeye göre Royalty bedeli istenemeyeceğini, 31/05/2014 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunu ileri sürdüğü, anlaşılıyorsa da; 2014 tarihli protokolün aslının ibraz edilemediği gibi uygulandığına ve edimlerin yerine getirildiğine dair delil de sunulamadığı, taraflar arasındaki 31/08/2006 tarihli sözleşmenin feshedildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir fesih bildiriminin bulunmadığı, davacı vekilinin de takip dayanağı faturayı, 31/08/2006 tarihli sözleşmede belirlenen aylık lisans bedeline göre düzenlediği, uyuşmazlığın 2006 tarihli sözleşme gereğince çözümlenmesi gerektiği , taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenerek davalı tarafça ödenmesi gereken kullanım bedellerinin ödenip ödenmediğinin ve ödenmeyen kısım yönünden faiz talebinin değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde gereğince kaldırılmasına, dosyanın eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, Bakırköy 2. FSHHM’ nın 22/03/2017 tarihli 2015/99 E – 2017/79 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile, 48,00 (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 133,70 davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.