Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3950 E. 2020/528 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3950 Esas
KARAR NO : 2020/528
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2017
NUMARASI : 2014/413 E. – 2017/352 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DOSYA BAKIRKÖY 18 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2014/14 ESAS, 2014/186 KARAR SAYILI
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı birleşen davada davalı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının, 06.05.2008 tarihli ve 1 yıl süreli satın alma sözleşmesine istinaden TTK’nın 59-101. ve sair maddeleri gereğince cari hesap ilişkisi içinde çalıştıkları; satın alma sözleşmesine göre müvekkilinin hangi şartlarda davalı şirketten alım yapacağının ve hangi faturaları düzenleyeceğinin açıkça belirlendiği; işbu sözleşme şartlarına göre oluşan cari hesap ekstresinde müvekkil şirketin 3.023,24 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği ve davalı şirket aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü nün … E.Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı; davalı tarafın, yapılan icra takibine taraflar arası sözleşmenin cari hesap sözleşmesi olduğu, dolayısıyla borcun tespiti için yargılama yapılması gerektiği, ayrıca faizin başlangıç tarihinin belirtilmemiş olması gerekçesi ve ilaveten müvekkil şirkete hiçbir borcu bulunmadığı gerekçesi ile borcun tamamına itiraz ettiği; müvekkil şirketle davalı arasında imzalanan 06.08.2008 tarihli sözleşmenin 4.maddesine göre müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarının kesin nitelikte olduğunun açıkça belirtildiği; yapılacak yargılamada sözleşme ile ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde davalının 3.023,24TL borçlu olduğunun anlaşılacağı; Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına; borçlunun %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı birleşen davada davacı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacıya borcu bulunmadığı; bilakis alacaklı olduğu; müvekkil şirketin davacı taraftan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, cari hesap bakiye alacağı olan 21,338,45TL asıl alacak için müvekkil şirket tarafından İstanbul ….İcra Müdürlüğü nün … E.Sayılı dosyası İle İcra takibine geçildiği; takip talebinin dilekçe ekinde sunulduğu; davanın reddine, davada haksız olan davacının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı birleşen davada davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap bakiye alacağı olarak müvekkilinin 21.338,45 TL alacağının olduğunu, bu alacağa tahsil amacıyla İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini ve Bakırköy 16. ATM nin 2013/318 sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi ek raporuna göre davacının ticari defterlerine göre davalıdan 21.338,45 TL alacağının kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacıya kesilen 18.023,23 TL bedelli, 06/02/2010 tarihli iade faturasının davacı defterinde kayıtlı olmadığı, bu iade faturasının taraflar arasında imzalanan 06/08/2008 tarihli sözleşmeye istinaden kesildiği, sözleşmenin geçerli olduğu, iade faturasının davalı tarafından davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla davacı kayıtlarına göre alacaklı olduğu 21.338,45 TL’den defterlerde kayıtlı olmayan 18.023,23 TL bedelli iade faturasının mahsubu ile, birleşen dosya yönünden davacının 3.315,22 TL alacağının olduğu, asıl dava yönünden bilirkişi raporu esas alınarak davacı tarafından alacak ispat edilemediği gerekçesiyle neticeten asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili istinaf isteminde özetle; asıl dava yönünden müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, birleşen davada kabul edilen meblağının bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre tam kabul karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Davalı … A.Ş tarafından iadelerin 02/02/2010 tarihinde firma elemanı …’ya teslim ettiği iddia etmiş ise de, sunulan belgelerin gerçek dışı olduğu, 18/06/2010, 13/07/2010, 11/08/2010 tarihlerinde iadelerin alınması için ihtar çekildiği dikkate alındığında savunmanın yerinde olmadığını, faturanın ve irsaliyenin müvekkili şirkete teslim ve tebliğ edilmediğini, bilirkişi kök raporunda bu hususta ispat yükünü davalı tarafa ait olduğunun belirtildiğini, irsaliye ve faturaların davalının borcunu sıfırlama amaçlı düzenlendiğini ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin geçerli olmadığını, bir an için geçerli olduğu kabul edilse dahi 9.maddede açıklamamalı iade şartının düzenlendiğini, … müvekkilinin şirketinde düz eleman olarak çalıştığını, müvekkili şirketin … plakalı bir aracının olmadığını, bir taslak olarak hazırlandığı muhakkak olan ve davalı şirketi temsil yetkisi haiz olanlarca imzalanmamış olan geçersiz nitelikteki 06/08/2008 tarihli sözleşmeye dayanılamayacağını, … satış teşkilatında çalışan bir eleman olup şirketi taahhüt altına sokacak belgelerde imza yetkisinin olmadığı, şirket yetkilisi de olmadığını, davalı tarafın bu hususta … yetkili temsilci olduğuna ilişkin sunduğu bir evrak da olmadığını, karşı tarafça sözleşme ekinde olduğu ileri sürülen imza sürkülerinde dosyaya sunulamadığını, karşı tarafın dayandığı sözleşmede ibraya ilişkin hükümlerin dahi yer aldığı bu hususlar da dikkate alındığından satış görevlisinin ibraya yetkili olmayacağı ve delil sözleşme yapma yetkisinin olmadığı karşı tarafça bilinmemesinin kabul edilemeyeceğini belirterek asıl dava yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi, birleşen dava yönünden davanın tam kabulüne karar verilmesi istemli olarak karara karşı istinaf başvuru yoluna başvurulmuştur.Asıl dosyadaki davacı birleşen dosyada davalı vekiline istinaf dilekçesi tebliğ olunmuş fakat istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE: Asıl dava ve birleşen dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemlerine dayalı olarak açılmıştır. İlk derece mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı birleşen dosyada davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Asıl davaya konu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; davacı…. A.Ş tarafından, davalı …. A.Ş aleyhine 3.023,24 TL cari hesap alacağı ve işlemiş faizin ödenmediği iddiasıyla ilamsız takip başlatılmış, davalı tarafça takibin süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Birleşen davaya konu, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; birleşen davacı … A.Ş tarafından, davalı …. A.Ş aleyhine 21.338,45 TL cari hesap bakiyesinin ödenmediği iddiasıyla takip başlatıldığı, birleşen davalının takibe süresi içerisinde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafın iddiasının dayanağı olan satın alma sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve sözleşme gereğince düzenlendiği iddia edilen 18.023,23 TL bedelli, 06/02/2010 tarihli iade faturası yönünden davacının iddiasının yerinde olup olmadığının tespitine ilişkindir. Asıl davacının delil olarak sunduğu satın alma sözleşmesi örneğinde; davalı şirketin kaşesi bulunmayıp sözleşmenin satıcı adına … tarafından imzalandığı, sözleşmede; her türlü bozuk ürün, bozuk ambalaj, etiket hatası, satılamayan ürün ve son kullanma tarihleri geçen iadeler, alıcının düzenleyeceği iade faturası ile yapılacaktır şeklinde hükmün bulunduğu görülmektedir. Davalı şirketin, ticaret sicil kayıtlarına göre … isimli kişi, davalı şirket yetkilisi olmayıp sözleşmenin içeriği itibariyle davalı şirket adına yükümlülükler ve taahhütler öngören sözleşmeyi yapma yetkisi olduğuna ilişkin dosyada somut delil bulunmamaktadır. Bu durumda, asıl dosyadaki davalı tarafça sözlü sözleşme ilişkisi olduğu kabul edilmiş ise de; yazılı sözleşme kabul edilmemiş olmakla davacı, iade ettiğini iddia ettiği ürünler yönünden tarafların iade koşullarının ihtilafsız olduğunu yahut taraflar arasında teamül oluştuğunu ispatla yükümlüdür. Davacı iade malların teslim edildiğini iddia etmiş, bu hususta tanık olarak …dinlenilmiştir. Ancak; Davacı tarafça düzenlenen iade faturası 06/02/2013 tarihli iken, davacı tarafça davalı tarafa ürünlerin iade alınması hususunda keşide edilen ihtarnamelerin fatura tarihinden sonraki tarihlerde olduğu, iade faturalarının davalı-birleşen davacının defterinde kayıtlı olmadığı, bilirkişi raporuna göre 06.10.2009-16.11.2009 tarihleri arasında düzenlenen mal satış faturası tutarı ile iade faturası tutarının (18.023,23 TL) aynı olduğu, davalının TTK’da öngörülen sürelerden sonra 06.02.2010 tarihinde iade faturası düzenlediği, davacının kusurlu ürün iddiası olmadığı, iadenin ve iade koşullarının ispatlanamadığı dikkate alındığında davacı defterinde kayıtlı olup davalı defterinde kayıtlı olmayan 18.023,23 TL’lik fatura yönünden de birleşen davanın kabulü gerekir iken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup birleşen dosyadaki davacı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerindedir.Asıl dava yönünden, davalı vekili kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur. Somut olayda; asıl davacı takip tarihi itibariyle takipte haksız ise de; asıl davacı, kendi ticari defterine göre alacaklı olduğu iddiasıyla takip başlatmış olmakla kötüniyetli olduğu sübuta ermediğinden asıl dava yönünden davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, birleşen dava yönünden davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince birleşen dava yönünden ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Asıl dava yönünden davalı …San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, Birleşen dava yönünden davacı …San. Tic. A.Ş.vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2017 gün ve 2014/413 Esas, 2017/352 Karar sayılı kararının birleşen Bakırköy 18. ATM’nin 2014/14 Esas, 2014/186 karar sayılı dosyası yönünden KALDIRILMASINA, A)Asıl davada davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının REDDİNE, – Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,Alınması gereken 31,40 TL karar harcından peşin alınan 31,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,25 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, -Davalı lehine takdir edilen 1.980 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Yargılama giderleri olarak yapılan masrafların asıl davada davacı …. A.Ş avansından karşılandığı anlaşılmakla asıl davanın reddi nedeni ile davacı …. A.Ş. üzerinde bırakılmasına, B) Bakırköy 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/14Esas, 186 karar sayılı birleşen dava dosyasında davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KABULÜNE, birleşen dosya davalısının İstanbul ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası yönünden İTİRAZININ İPTALİ İLE, TAKİBİN AYNEN DEVAMINA, -Kabul edilen asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,-Alınması gereken 1.457,62-TL karar harcından peşin alınan 257,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.199,77 TL harcın birleşen dosyadaki davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Birleşen dosya davacısından alınan 257,85 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Birleşen dosyada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Birleşen dosya yönünden istinaf talebi kabul edildiğinden birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -Asıl dosya yönünden istinaf talebi esastan reddine karar verilmiş olmakla, alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 L’nin asıl dosya davalısından alınarak hazineye gelir kaydına, -Asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafından yapılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 51,00 TL Posta-teb.müz.gideri olmak üzere toplam 136,70 TL’nin asıl davada davacı-birleşen davada davalı …. A.Ş’den tahsili ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı … A.Ş’ye verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.