Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3947 E. 2020/364 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3947 Esas
KARAR NO : 2020/364
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2017
NUMARASI : 2015/417 E. – 2017/247 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin … isimli şahsın yanında 2014 yılında vasıfsız eleman olarak işe başladığını, burada malları indirme kumaş kesimi işlerinde çalıştığını, çalıştığı şirketin davalı tekstil şirketi ile taşeron olarak iş yaptığını, davalı şirket anlaşmadan bir süre sonra müvekkilinin çalıştığı yere teslim edilen kumaşların yapılıp tekrar geri teslim edilmediğini, davalıların müvekkiline baskı yaparak bu konudan dolayı sorumlu olmalarını istediğini, ancak müvekkilinin bu konuda bilgisi olmadığını, sadece işçi olarak çalıştığını, ancak davalılar iş yeri sahibi ile müvekkiline zorla ve tehditle 2 adet boş senet imzalattığını, bu sebeple müvekkilinin davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin zarara uğramaması için açık senetlerin icraya konmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve davalılar adına açılan menfi tespit davasının kabulüne haksız ve kötü niyetli olan davalıların %40 dan aşağı olmayan tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ihtilaf tamamıyla şahıslar arasında olduğunu müvekkili şirketinin bir ilgisinin olmadığını, diğer yandan müvekkil firma bonoların tanziminden çok daha sonra 02/01/2015 tarihinde kurulduğunu, dolayısıyla husumet ehliyetinin bulunmadığını, bu açıdan davanın müvekkili firma yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmesini ve müvekkilleri tarafından davacıya verilen kumaşların çalındığını bunu kabul eden davacı ve patronu … ortak buluşma noktasına gelerek yeter ki şikayetçi olmayın deyip zararı karşılama için senet imzaladıklarını, beyan ederek açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda neticeten özetle; senette nakden alındığı kaydının bulunduğu, ceza mahkemesinde dinlenen tanık beyanları ve mevcut delillere göre davacının senedin tehdit veya baskıyla cebirle iradesinin sakatlanarak açık şekilde verildiğini ispat edilemediğini, HMK’nın 200.maddesi gereğince yazılı belge ibraz edilemediği, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunda davacı tarafın iddiası ispatlanamadığından davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde özetle; hukuki dinlenilme ve adil yargılanma ilkesine aykırı yargılama yapıldığını, senetlerin celp edilmediğini, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tanıkların dinlenilmediğini ve yemin deliline dayanılmış olmasına rağmen davalıların yemin verdirilmeksizin karar verildiğini, Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/562 Esas, 2015/337 Karar sayılı ve Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/100 Esas, 2016/262 Karar sayılı dosyalarındaki, … ve …’nın ifadelerinin değerlendirilmediğini, ceza dosyalarına göre davacıya imzalatılan 2 adet açık senet yönünden davacı yönünden temel borç ilişkisinin mevcut olmadığı, müvekkilinin kumaşların iade edilmemesinde illiyet bağının olmadığı, bu husustaki Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/100 esas sayılı dosyasının kesinleşmiş olduğu, davalıların 2 adet açık senedi 1800 kg kumaş bedeline ilişkin olarak aldıklarını hem cevap dilekçelerinde hem de ceza dosyasındaki ifadelerinde beyan ettiklerini, senetler üzerindeki miktarın ne kadar olması gerektiği hususunda davalıların ticari defter incelemesi yapılması gerekli iken bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, mahkemece %20 tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar vekili istinafa karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME Davaya konu, senet asılları dosyada mevcut olmayıp dosyada davacı tarafça sunulan ve ceza dosyasında birer fotokopisi olan senet örnekleri incelendiğinde; keşidecilerin …, … oldukları, lehtarın … olduğu, keşidecilere atfen imza bulunduğu ancak senetlerin bedeli, tarihi, düzenlenme tarihi hususunda herhangi bir açıklama yer almadığı, senedin ihdas sebebinin belirtilmediği görülmüştür.Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/562 esas, 2015/337 karar sayılı dosyasında; … ve … katılan olarak yer aldığı, … ve …’nın sanık olarak yer aldığı, sanıklar hakkında hukuki alacağı tahsil etmek amacıyla yağma suçu yönünden beraat kararı verildiği, kararın temyiz incelemesinde Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2016/3077 esas, 2019/1170 karar sayılı 26/02/2019 tarihli ilamında, atılı suç yönünden görevli mahkemenin ağır ceza mahkemesi olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği görülmüştür.Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/100 esas, 2016/262 karar sayılı dosyasında katılanın … olduğu, sanıkların … ve … oldukları, sanık … yönünden hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden beraat kararı verildiği, sanık Selim Yüksel yönünden ise, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine hükmolunarak hapis cezasının ertelendiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta, davacı senetlerin baskı ve tehdit ile imzalatıldığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş ve dava değerini 20.000,00 TL üzerinden harçlandırmıştır. Dosyada bulunan senet fotokopilerinde miktar ve tarih kısımları boş olup ceza dosyası içeriğinde de senet örneklerine rastlanmamıştır. Dava tarihi itibariyle dava dilekçesinde davalılarca icra takibi başlatıldığına ilişkin herhangi bir beyan mevcut değil ise de; davacı vekili 06/03/2017 tarihli duruşmadaki beyanında her iki senedin 65.000’er TL’den takibe konulduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemece icra dosyası ve senetler celp edilmemiş bu hususta taraf vekillerine süre verilmemiştir. Bu nedenle; öncelikle senetlerin ve varsa davacı taraf aleyhine başlatılan takip dosyasının celbi ile tespit edilecek senet bedelleri yönünden davacı vekiline eksik dava harcının tamamlaması için Harçlar Kanunu 30.maddesi gereğince süre verilmesi gereklidir. Menfi tespit davası senet borçlusu tarafından sadece senedin lehtarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya hamillere yahut da lehtar ile hamil aleyhine birlikte açılması mümkündür. Davalılardan …. Şti. vekili, pasif husumet itirazında bulunmuş olup mahkemece davalının itirazı değelendirilmemiştir. Keza Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/562 esas, 2015/337 karar sayılı dosyasında; sanıklar … ve … hakkındaki hukuki alacağı tahsil amacı ile yağma suçu yönünden verilen beraat kararı da kesinleşmediğinden TBK 74.maddesi gereğince ilgili dosyanın iş bu menfi tespit dosyası yönünden bekletici mesele yapılması gereklidir. Açıklanan nedenlerle ceza dosyasının sonuçlanmasının beklenilerek delillerin değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönlerden kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2017 gün ve 2015/417 Esas, 2017/247 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 11,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 96,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/02/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.