Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3940 E. 2020/353 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3940 Esas
KARAR NO : 2020/353
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/01/2017
NUMARASI : 2015/168 E. – 2017/7 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili … ile davalı … arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafa fatura edilen … parça no.lu … … marka ürünün davalıya teslim edildiğini, ancak davalını fatura bedeli olan 9.757,99 TL parayı ödemediğini, bir yılı aşkın süre ödeyeceği beyanı ile müvekkili oyalayan davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla Gebze …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazında faturalara değinmeyen davalının bu yönde bir itirazı da bulunmadığını, davalı tarafın ticari defterleri ile sevk irsaliyeleri incelendiğinde borcun ödenmediğinin anlaşılacağını belirterek, bu nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve % 20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HMK ‘nun ilgili maddelerine uygun olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde hangi gerekçe ile hangi bedelli alacağının tahsilini talep ettiğini beyan etmediğini , itirazın iptalini talep etiği icra dosyasındaki alacağının ne kadar olduğunu, asıl alacak ve ferilerine ilişkin alacak kalemlerinini açıklığa kavuşturmadığını, icra dosyasına yaptıkları itirazdan da anlaşılacağı üzere davacı tarafın faturasının içeriği hangi amaçla düzenlendiği belli olmadığını, gerek icra dosyasında gerek eldeki dava dosyasında davacının talebinin açık olmadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Dosyaya sunulan 01.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle, taraflar arasında sözleşmeye dayanmayan bir ticari ilişkinin var olduğunun kabulünün gerekeceği, takibe dayanak faturanın davalı firmanın 2013 yılı BA formunda yer aldığını, bunun taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı kanaatini güçlendirdiğini, taraflar arası ticari ilişkiye ait fatura nedeniyle davacı alacaklının 9.757,99 TL fatura alacağının bulunduğunu; temerrüt faizinin ise, sevk irsaliyesinin düzenleme tarihine göre hesaplanmasının gerekeceği ve takibe kadar işleyen faiz tutarının 748,62 TL olduğu beyan edildiği, usul ve hüküm kurmaya elverişli olarak kabul edilen bilirkişi raporu ve dosya kapsamı doğrultusunda, davalı borçlunun itirazının haksız olarak yapıldığı” gerekçesiyle – Davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin 9.957,99 TL asıl alacak ve takibe kadar işleyen 748,62 TL faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, -Davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığını, davacı tarafın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura ve dayanağı olarak sunulan ve müvekkili şirket ile ilişkisi olup olmadığı tespit edilmeyen kişilerce imzalanmış servis ve hizmet formu ile sevk irsaliyesinin esas alınmasının ve müvekkili ile davacı arasında sözleşmeye dayanmasa da ticari ilişki olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, davacının … aparatının takıldığı iddia edilen … marka … seri nolu kırıcının müvekkili şirkete ait olduğunu ispat edemediğini, Müvekkili şirketin böyle bir iş makinesi olmadığını, hizmet formunda … isimli kişinin müvekkilinin yetkilisi ya da çalışanı olmadığını, adı geçen kişinin muhtemelen iş makinesi aparatının teslim edildiği … adlı şirket ile ilgisi olan bir kişi olduğunu, davacının faturaya konu işi yaptığını ispat edemediğini, müvekkilinin defterinde borç kaydı olsa da aparatın müvekkili şirkete teslim edilip edilmediğini, halen kullanılıp kullanılmadığının tespiti gerekli olduğunu bilirkişi raporunda belirtildiğini, yargıtay içtihatlarına göre faturanın tek başına ispat vesikası olamayacağını, Kabul anlamına gelmemek üzere mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak 9.757,99TL asıl alacak yönünden takip başlatılmış iken 9.957,99TL asıl alacağa hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, Takipten önce temerrüte düşürülmemiş olmakla işlemiş faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Reddedilen miktar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olması ve yargılama giderlerinin buna göre oranlanmamış olmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf isteminde özetle: Davalının istinaf isteminin reddi gerektiğini, bilirkişi raporuna göre müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davalının BA formları 27.06.2013 tarihinde takip konusu faturanın Vergi dairesi’ne bildirilmiş olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın defter ibrazından kaçındığını, adresinde defter incelemesine müsaade etmemesine rağmen malı faturayı irsaliyeyi almadıklarını iddia etmelerinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu, Mahkemenin icra inkar tazminat istemini reddetmesinin hatalı olduğunu belirterek %20 icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olması nedeni ile kararın bu kısmı yönünden kaldırılmasını, davalının istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça davalı aleyhine 9.757,99Tl bedelli 31.05.2013 tarihli faturanın ödenmediği iddiası ile 9.757,99Tl asıl alacak, 835,38Tl işlemiş faiz ki toplam 10.593,37Tl alacağın tahsili talebi ile takip başlatılmış; davalı taraf, faturayı, ürün teslimini ve borcu kabul etmemiştir. Takibe konu faturanın davalı tarafından bağlı olduğu vergi dairesine BA (Büyük Alış) formu ile bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durum bu fatura içeriği malların alacaklı tarafından borçlu davalıya teslim edildiğini gösterir. İlk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi yerindedir. Ancak, davalı tarafın takipten önce usulüne uygun temerrüde düşürüldüğüne dair delil bulunmadığından mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken işlemiş faize hükmedilmesi hatalı olduğu gibi harçlandırılan dava değerinden fazlasına hükmedilmesi de yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönü ile kısmen kabulü gerekmiştir.Davacı vekilinin istinaf istemi; icra inkar tazminatına hükmedilmemesine ilişkindir. Davalı itirazında haksız olup alacak faturaya dayalı ve likit nitelikte olduğundan İİK 67/2 md gereğince davacının icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olduğu gibi; gerekçede borçlunun itirazının haksız olduğu belirtilmesine rağmen, hükümde borçlunun itirazında haksız olmadığı belirtilerek çelişkili hüküm kurulmuş olması nedeni ile hükmün bu yönü ile kaldırılması gereklidir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/168 Esas, 2017/7 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Davanın KISMEN KABULÜNE,-Davalının Gebze ….. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası yönünden itirazın KISMEN İPTALİNE, Takibin 9.757,99 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi üzerinden devamına, -Kabul edilen alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 666,56 TL ilam harcından peşin alınan 180,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 485,61 harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, -Yargılama sırasında davacı tarafından harcanan tebligat ve müzekkere gideri 119,10 TL ve 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 369,10 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 339,57TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, -Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 13/2 maddesi gereğince reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 835,38TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kabul edildiğinden taraflarca yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde aidiyetlerine göre taraflara iadesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 11,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 159,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 50,90 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 136,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.