Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3927 E. 2020/332 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3927 Esas
KARAR NO : 2020/332 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2017
NUMARASI : 2015/630 E., 2017/184 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu … ve ortakları adlı firmaya … Bankası Avcılar E-5 Şubesi’ne ait 23/12/2013 keşide tarihli 100.000,00-TL bedelli çekin şirket hissedarı ve yetkililerinden … tarafından imzalandığını ancak şirket diğer yetkilisi … vekili … tarafından imzalanmadığını, müvekkili şirketin … ve … müşterek imzaları ile temsil yetkisinin olduğunu, hamil … bu durumu bildiğini, yapmış olduğu inşaatlarda eksiklik bulunduğu için diğer yetkili bu eksiklikler tamamlanması halinde çekteki imzanın tamamlanacağını bildirmiş olmasına rağmen … tarafından anlaşma uyarınca yapması gereken eksiklikler tamamlanmadığı gibi çekin ciro edilerek piyasaya sürüldüğünü, ibraz tarihinde çekin … San. Ve Tic. A.Ş. Tarafından 26/12/2013 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğini ancak muhatap banka tarafından keşideci imzası eksik olduğundan işlem yapılmadığına dair çekin arkasına şerh vurulduğunu, ilgili çekin yetkili kişiler tarafından keşide edilmediğinden çek vasfına haiz olmadığını, hamil … şirketi tarafından çekin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile 09/01/2014 tarihinde müvekkili şirket aleyhine takibe konulduğunu ancak tarafından yapılan itiraz neticesinde İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/67 esas 2014/479 karar sayılı ilamı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, takip dosyasındaki ödeme emrinin müvekkili şirket yönünden iptal edildiğini, çek ciro silsilesinde bulunmayan ve müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisi olmayan davalı tarafından icraya konulup takip yapılan çekin müvekkili şirkete TK35’e göre tebliğ edildiğini, icra takibinden sona müvekkili şirketteki araçlara yakalamalı haciz konulduktan sonra haberdar olduğunu, bunun üzerine 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2015/441 esas sayılı dosya ile takibin iptali için dava açıldığını, çekte TTK hükümleri gereğince ciro silsilesi bulunmadığından alacaklı vasfı olmayan davalının icra müdürlüğüne talep halinde çeki takibe koyması neticesinde müvekkili şirketin mağduriyet yaşadığını, taşınmazlarına ve taşınırlarına haciz konulduğunu, dolayısı ile müvekkili şirketin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu borcunun olmadığının tespiti ile haksız yapılan takibin iptali ile davalı alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere inkâr ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hamil olması dolayısı ile çeki elinde bulundurduğunu, çeki beyaz ciro ile de elinde bulunduran kimse olduğundan ciro zincirinde ismi bulunmasa dahi yetkili hamil olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hususların doğru olmadığını, çift imza yetkisinin ortaklar arasında bir sorun olduğunu, müvekkilini bağlamadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın davaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu senet ve takipten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibaret olduğu, takibe konu çekte davacı şirketi temsile yetkili şahısların müşterek imzasının bulunmadığı, muhatap banka tarafından da çeke “karşılıksız” şerhinin yazılmadığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabından da davacı şirketin müşterek imza ile temsil edildiği, muhatap bankaya çekin ibrazından sonra alacağın temliki ile çekin devrinin söz konusu olduğu, TTK 793. Maddesi uyarınca davalı alacaklı tarafından çekin alacağın temliki sureti ile ihtisap edildiği konusunda herhangi bir temlikname sunulmadığı, takip konusu belgenin TTK 780. Maddesi uyarınca çek vasfına haiz olmadığı, davalı alacaklının meşru hamil olmaması ve taraflar arasında başkaca bir ticari münasebet bulunmadığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile; İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına davacı tarafın borcu olmadığının tespitine, davalının meşru hamil olmayarak icraya konulan çeki tekrar icradan alıp başka takibe konu etmesi, dolayısı ile çeki tekrar icraya koyduğundan kötü niyetli adledilerek asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatı 23.893,56-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Öncelikle belirtmek gerekir ki davacının da ikrar ettiği üzere dava konusu çek, … tarafından bilerek ve kötü niyetli olarak … ibraz edilmiştir. kendisi, çekte çift imza kuralı olduğu halde tek yetkili gibi davranmış ve tüm cirantaları zarara sokmuştur.- Müvekkilim çeki … teslim aimış ve elinde bulunduran hamil olarak çift imza kuralından tamamen habersiz bir şekilde çeki icra takibine koymuştur. kendisinin ne şirket içindeki iki yetkiliden ne de ciranta mehmet karadağ ile davalı şirket arasındaki ilişkiden haberi vardır. çekte ismi bulunan şirketin iki yetkilisi olduğunu dahi bilmemektedir. bu nedenle çift imza kuralının farkında olup çekin çek vasfını taşımadığını bilme durumunda değildir. Müvekkilim iş bu menfi tespit davası nedeniyle alacağını tahsil edememiş ve çok büyük maddi zarara uğramıştır. Davalı şirket yetkilisi adeta tüm cirantaları kandırmış ve tek yetkili gibi davranmıştır. Sonuçta çek hiçbir şekilde tahsil edilememiş ve müvekkilime karşı menfi tespit davası açılmıştır. Sayın Mahkeme’nin de takdir edeceği üzere ortada tamamıyla hakkaniyete uygun olmayan bir durum söz konusudur. Şirket adeta bir dolandırıcı gibi çift imza kuralının bulunduğu çeki keşide ederken tek yetkilinin imzasını kullanarak çekin tahsil edilmesini önlemişlerdir. Tüm bunlara rağmen Sayın Mahkeme, aleyhimize kötüniyet tazminatına hükmetmiştir. Ancak müvekkilin çeki tekrar icra takibine konu etmesi kötüniyetli değildir. Zira İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/67 E. , 2014/479 K. Sayılı kesinleşen ilamı, ödeme emrinin iptaline ilişkin olup müvekkilimiz iş bu dava konusu takipte taraf değildir. Müvekkilim kendi alacağı için çeki hamil olarak İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu etmiştir. İki kere icra takibi yapılması gibi bir durum yoktur. Bu nedenle müvekkilin kötü niyetli olarak hareket etmiş olması mümkün değildir…” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava takibe konu çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ve karara davalı yanca istinaf edilmiştir.Dosyada mevcut çek örneği incelendiğinde çekin davacı şirket tarafından tek imza ile keşide edildiği, lehdarın Karadğ İnşaat Mehmet Karadağ ve ortağı olduğu, sonrasında lehdarın çeki dava dışı … şirketine ciro ettiği, bu şirket tarafından ilk takibi yapan … Şirketine ciro edildiği, … Şirketi tarafından da 26/12/2013 tarihinde çekin bankaya ibraz edildiği, çekteki imza yetersizliği ( çift imza taşımaması) nedeni ile işlem yapılmadığı görülmektedir.Dava dışı … şirketinin yaptığı takipte ödeme emrinin iptaline karar verildiği de anlaşılmaktadır.Davalının çekin ibraz tarihinden önce çekte cirosu olmayıp, çek dava dışı alacaklı tarafından ibraz edildikten çok sonra davalı … tarafından 25.03.2015 tarihinden takibe konu edilmiştir.Bu durumda çekin bankaya ibrazdan sonra davalı yana geçtiğinin kabulü zorunlu olup, ibrazdan sonraki ciro beyaz ciro bile olsa ” alacağın temliki” hükümlerine tabidir. Alacağın temlikinin ise geçerlilik koşulu yazılı şekilde yapılmasıdır. Yazılı bir temlik olmadığı gibi ibrazdan sonra temlik hükmünde bir ciro da bulunmadığından davalının çekte temlik alan veya haklı hamil sıfatı ispata muhtaç durumdadır.Temlik alacaklısı/ hamillik durumu olmadan ve nasıl elde edildiği izah edilemeyen çekle ilgili olarak takibin iptali davasında davalı taraf olmasa bile , çek arkasındaki imza eksikliğin dair banka meşruhatı yazılı olarak davalı çeki elde etmiştir. Zira çeki bankaya ibraz eden davalı değildir. İbraz öncesi cirosu da bulunmamaktadır. İbrazdan önce çeki beyaz ciro ile aldığı ve aynı şekilde ciroladığı yönünde de delil sunmamıştır. Davalı bu çeki ibrazdan sonra elde etmiştir. Bu durumu bilerek takibe koyduğu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddi ile birlikte kötüniyet tazminatına hükmetmesinde de hukuka ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 8.160,80 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 2.009,00 TL ve 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.120,40 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı 13/02/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.