Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3916 E. 2020/339 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3916 Esas
KARAR NO : 2020/339 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2016
NUMARASI : 2015/105 E., 2016/640 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul ili, … ilçesi, … mah. … sayfa … cilt ve … Parsel … Cilt noda kayıtlı taşınmazlara inşaat yaptığını, söz konusu inşaat malzemelerinin parasını alış veriş yaptığı firmaya ödediğini ancak davalının ödeme yapılmamış gibi faturayı davacıya tebliğ etmeyerek İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini ve davacıya ödeme emri gönderdiğini, icra takibinden; müvekkilinin daireleri satmak için Türkiye’ye geldiği tarih olan 05/07/2012 tarihinde haberdar olduğunu, icra dosyası incelendiğinde T.K. 21. maddesine göre ödeme emri tebliğ edildiğini ve müvekkilinin o tarihte yurtdışında olması nedeniyle itiraz etmede yasal süreyi kaçırdığını, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin arsası üzerine haciz konulduğunu, usulsüz tebliğe ilişkin İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1002 E. Sayılı ve 2012/1084 E. sayılı dosyaları ile dava açıldığını ve her iki davanın da derdest olduğunu, davalı tarafça söz konusu ürünlerin müvekkiline müessesede teslim edildiğinden bahisle sevk irsaliyesi düzenlenmediğinin ifade edildiğini, faturanın taraflarına tebliğ edilmediğini dolayısıyla müvekkilinin davalı yana borcu bulunmadığını belirterek mahkemece tespit edilecek nedenlerle teminat mukabilinde gayrimenkul üzerinde hacizlerin fekkine, borçlu olmadıklarının tespitine ve davalı yana % 20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacı yan ile müvekkili davalı arasında inşaat işleri nedeni ile ticari ilişki kurulduğunu, yapılan inşaat işleri nedeni ile davalının fatura düzenlediğini ve bu fatura alacağını ödemeyen davacıya karşı icra takibi yapıldığını, davacının adresinin icra dosyasındaki tebligatın yapıldığı adres olduğunu, tebligatın davacının yeğeni … tebliğ edildiğini, tebliğ edilen fatura alacağını ödenmesi için 14/07/2011 tarihinde Bakırköy ….Noterliği kanalı ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin borçlunun kardeşine bilgi verilerek muhtara tebliğ edildiğini, inşaat işleri ile uğraşan davacının benzer ürünleri hem davalıdan hem de başka bir yerden almış veya kullanmış olabileceğini ancak bunun alacağının olmadığı anlamına gelmediğini belirterek mahkemece tespit edilecek nedenlerle davanın reddini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini, ihtara rağmen ödeme yapmayan ve haksız ve kötü niyetli itirazı da bulanan davacı aleyhine %40 ‘dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “dosya içine celp edilen İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapılan tetkikinde takibin davalı … vekili tarafından davacı …-… aleyhine 07.05.2011 tarihli, …. nolu faturaya istinaden 20.072,72TL’si asıl alacak, 631,33TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.704,05TL’nin tahsili için yapılan ilamsız takipten ibaret olduğunun görüldüğü, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/1084 Esas ve 2012/1516 karar sayılı ilamının yapılan tetkikinde davanın davacı tarafça davalı aleyhine açılan icra memurunun işleminin şikayet istemine ilişkin olup, konusuz kaldığından bahisle karar tesisine yer olmadığına kararı ile sonuçlandırıldığı, yine İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/1002 Esas ve 2012/1140 karar sayılı ilamının yapılan tetkikinde davanın davacı tarafça davalı aleyhine yine icra memurunun muamelesi şikayet istemine ilişkin olduğu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve tebliğ tarihinin 05.07.2012 olarak kabulünün talep edildiği ve davanın geçikmiş itirazın da süresinde yapılmadığından bahisle reddine karar verildiğinin görüldüğü, mahkemece yaptırılan mali müşavir bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda özetle; “Tarafların işletme hesabına göre defter tuttuklarını, içerik itibariyle işletme defterinden borç alacak tespiti yapılmasının mümkün olmadığını, düzenlenen faturaların ticari deftere kaydının yapılıp yapılmadığının tespit edilebileceğini, takip ve dava konusu faturanın davalı kayıtlarına alınarak ilgili döneme ait KDV beyannamesinde beyan edildiğini, davacı defterlerinin 30.06.2011 tarihine kadar döküldüğünü bu tarihe kadar olan kayıtlarda takibe konu faturanın yer almadığını, 07.05.2011 tarihli davacı faturasının dönem sonuna kadar kayıt altına alınması mümkün olduğundan 30.06.2011 tarihinden sonraki işlemlerin dökümü yapılmış işletme defteri ile ilgili dönemlere ait KDV beyannamelerinin ibrazı halinde davalı faturasının davacı kayıtlarına alınıp alınmadığı hususunda sağlıklı bir sonuca varılabileceğini, takibe konu fatura içeriği mallarla ilgili sevk irsaliyesinin bulunmadığını, iadeli taahhütlü olarak 12.05.2011 tarihinde gönderilen ve 10.06.2011 günü davacı adına yeğeni …. teslim edilen gönderide gönderinin fatura ile ilgili olup olmadığı hususunun tespiti sağlayacak herhangi bir ibarenin bulunmadığını teknik konu oluşu nedeniyle davacı ve davalı fatura içeriklerinin karşılaştırılmasına yönelik bir çalışma yapılmadığını, takibe konu fatura bedelinin ödenmesi amacıyla keşide edilmiş olan ihtarnamenin davacının kardeşine söz haber bırakılarak 20.07.2011 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiğini, anılan ihtarnameye karşılık davacı tarafça keşide edilmiş cevabi ihtarnamenin bulunmadığını” mütalaa ettiğinin görüldüğü, mahkemece Maslak Vergi Dairesi cevabı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak konuya ilişkin 13/01/2016 tarihli ek raporda; davalı faturasının davacı kayıtlarına alınmadığı, ilgili vergi dairesine beyan edilmediği ancak takip ve dava konusu faturanın davalı kayıtlarına alınarak ilgili döneme ait KDV beyannamesinde beyan edildiği, yeniden bir heyet oluşturularak davacı tarafça sunulan faturalarla dava konusu fatura içeriğinin karşılaştırılması ve yine davacı tarafça sunulan faturalarda yazılı malzemelerin davacıya ait o dönemde tek bir inşaatı olan inşaatta kullanılıp kullanılmadığı tespiti yönündeki davacı vekili talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğunun mütalaa edildiğinin görüldüğü, mahkemece İnşaatçı bilirkişi … heyete dahili ile HMK 278 son gereğince yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle dosyada mübrez faturalara konu malzemelerin dava konusu edilen inşaatta kullanılıp kullanılmadığının yerinde denetlenerek tarafların vaki itirazları da karşılanarak neticeten davacının davalıdan alacak talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise miktarı ve temerrüt hususlarının da ihtiva eder nitelikte hükme esas, yargıtay denetimine elverişli ek rapor talep edildiği, düzenlenen 2.ek raporda; teknik bilirkişinin; İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, … Mah. … sokak No:… da bulunan binanın 01,04.2016 tarihinde yerinde yapılan incelemede davalı tarafın davacı tarafa verdiği malzemelerin 07.05.2011 tarihli fatura miktarı genel toplamı olan 20.072,72 TL (KDV dahil) uygun bulunmuştur, şeklinde mütalaada bulunduğunun görüldüğü, davanın fatura alacağının tahsili için yapılan takibe vaki borçsuzluğunun tespiti isteminden ibaret olduğu, davalı yanın davanın reddini savunduğu, yanlar arasında davacının İstanbul ili, Küçükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … ada, …. nolu parsel üzerine yaptığı inşaat malzemelerini davalıdan satın aldığı ve taraflar arasında ticari ilişki kurulduğu hususunda yanlar arasında herhangi bir ihtilaf olmadığı, yanlar arasındaki ihtilafın takibe konu edilen 07.05.2011 tarihli, 024455 nolu 20.072,72TL bedelli fatura konusu malın davacı tarafça davalıdan alınıp alınmadığı, malın teslim edilip edilmediği ve bu fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında toplandığı, yapılan mali incelemede; tarafların işletme hesabına göre defter tuttukları, dava ve takip konusu edilen fatura dışındaki davalı faturalarının davacı defterinde kayıtlı olduğu, dava ve takip konusu faturanın kayıtlı olmadığı, dava ve takip konusu faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu, celp edilen KDV beyannamelerinde davalı tarafça dava ve takip konusu faturanın beyan edildiği ancak davacı tarafça dava ve takip konusu faturanın KDV beyannamesinin de beyan edilmediği ve her ne kadar davalı tarafça davacının yeğeni … yapılan 12.05.2011 tarihli gönderinin 10.06.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış ise de içeriği ile ilgili herhangi bir tespit yapılamadığı ancak dava ve takip konusu fatura dışındaki inşaat malzemelerinin davacı tarafça davalıdan satın alındığı görülmekle 27.05.2016 tarihli içinde inşaatçı bilirkişinin de yer aldığı heyet ek bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere mahallinde yapılan incelemeye göre dava ve takip konusu malzemelerin davacı inşaatında kullanıldığı ve davacı tarafça anılı malzemelerin başka bir firmadan satın alındığı iddia ve ispat edilemediğinden davalının fatura konusu malı davacıya teslim ettiği ve fatura bedelinin de kadrimaruf olduğu raporla belirlendiğinden ayrıca dava ve takip konusu fatura bedelinin ödendiği de iddia ve ispat ettiği belirlenemediğinden davacı yanın borçsuzluk isteminin yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine, davalı yanın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen %40 kötüniyet tazminat isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “….Tarafımıza montajını yapmış olduğu ürünlerin hangi firmalardan tedarik etmiş olduğu ve bu ürünleri tedarikçilerden ne zaman nerden teslim almış olduğunu ve bunlara ilişkin tedarikçilerle davalı yan arasındaki faturaların ve teslim fişlerinin incelenmesini; Davalı tarafından teslim edilen ürünlerin navlun faturasının bulunup bulunmadığı şayet bulunuyor ise buna ilişkin inceleme yapılmasını; Davalı tarafından teslim edilen ürünlerin sevk irsaliyesinin bulunup bulunmadığı şayet bulunuyorsa buna ilişkin inceleme yapılmasını; Davalı yan tarafından söz konusu ürünleri müvekkilime ne zaman ve nerede nasıl teslim etmiş olduğuna dair davalı tarafın elindeki belgelerin incelenmesi Ayrıca yine davalı yan tarafından bir an için söz konusu belgeleri teslim ettiği ve müvekkilim tarafından bedelinin ödenmemesi neticesinde icra takibinde haklı olduğu düşünüldüğünde icra takibinde belirtilen faiz oranında neden %14 olarak talep edildiği tarafımızca anlaşılamamıştır. Zira söz konusu takip ilamsız takip olup icra takibinde istenecek faiz oranı %9 olması yönünde faize de itiraz edilmiştir. Bu hususlar aydınlatılmadan karar verilmiş olmakla ve özellikle Binada kullanılan malzemelerin markasını ve modelini; Faturada belirtilen malzemelerin davaya konu binada kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi; söz konusu bu malzemelerin tarafımız faturaları ile ve davalı yanın faturaları ile uyumlu olup olmadığının tespitini yerel mahkemeden istenmiş ve bu konuda yerel mahkeme eksik inceleme yapmıştır ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava faturaya dayalı takip hakkında borçlu bulunmadığının tespiti isteminden ibarettir.Mahkemece takibe konu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayanıp dayanmadığı ve buna göre faturalar kadar tarafların alacaklı/ borçlu bulunup bulunmadıkları yönünde birden fazla kez inceleme ve keşif yapılmıştır.Ancak ;keşifte fatura içerikleri denetlenmediği için ,kullanılan malzemenin fatura içeriğindeki malzeme ile marka adet ,miktar yönünden uyuşup uyuşmadığı incelenmediği gibi vergi kayıtlarının celbi ile de çapraz denetim yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla istinaf başvurusunun kabulüne ve hükmün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :1 – Davacı yanın istinaf başvurusun HMK 353/1-a-6 maddesi nazara alınarak KABULÜNE ; ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ; yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2-Davacı yanca yatırılan 31,40 TL peşin harcın davacı yana iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 31,00 TL ki toplam 127,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 madde gereğince KESİN olmak üzere 13/02/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.