Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3911 E. 2020/363 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3911 Esas
KARAR NO: 2020/363
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2017
NUMARASI : 2013/332 E. – 2017/91 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … unvanlı iş yerinin sahibi olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin … vasıtasıyla 2011 yılı sonunda bayiliğini aldığını, tarafların ayrıca bayilik sözleşmesi imzalamadıklarını, müvekkilinin bu bayiliği alırken davalı şirkete ilk etapta 31/08/2012 keşide tarihli, 8.000,00 TL bedelli, 30/09/2012 keşide tarihli, 8.000,00 TL bedelli, 31/10/2012 keşide tarihli, 8.000,00 TL bedelli, 30/11/2012 keşide tarihli, 8.000,00 TL bedelli ve 31/12/2012 keşide tarihli, 8.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 40.000,00 TL tutarlı çekleri davalı şirkete emrine düzenleyerek verdiğini, daha sonra taraflar arasında varılan mutabakat gereği davalı şirket tarafından bayiliğin konusunu oluşturan malların müvekkiline gönderildiğini, 2012 yılı Mart ayında 31/12/2012 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli, 31/01/2013 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli, 31/02/2013 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli, 31/03/2013 keşide tarihli, 10.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 40.000,00 TL tutarındaki çekleri davalı emrine düzenleyerek davalı şirkete verdiğini, davalı şirketin bölge sorumlusunun 2012 yılı Mayıs ayında müvekkilinin dükkanına gelerek gerek dükkan gerekse internet üzerinde satışı yapılan malların ucuz satıldığı gerekçesi ile ürünlerin davalı şirkete iadesinin gerektiğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirket tarafından kendisine verilen malları ve 4 adet toplamda 51.046,31 TL tutarındaki iade faturasını da davalıya gönderdiğini, bilahare taraflar arasındaki yapılan görüşmelerde iadelerden kaynaklanan alacağın mahsubu sonrasında davalı tarafça elde bulundurulan fazla çeklerin iade edileceğinin bildirildiğini, ancak iadenin yapılmadığı ve çeklerinde tahsil edilmeye başlandığını, bunun üzerine davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 13/12/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek çeklerin iadesinin talep edildiğini, bu ihtarın davalıya 19/12/2012 tarihinde tebliğ edildiğini, buna karşılık davalı şirket tarafından Denizli …Noterliğinin 24/12/2012 tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamenin çekildiğini, bu ihtarname ile müvekkiline gönderilen malların toplamının 100.874,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından bu ürünlerden bazılarının iade edilerek 46.202,00 TL ve 4.844,00 TL’lik faturalar ile iade aldıklarını, ancak eksik çıkan ürünler olduğunu ve bunun için 9.087,20 TL’lik fatura düzenlediklerini, yine iade edilen ürünlerden eksik çıkan veya promosyonlu gönderilen ürünlerin gönderilmemesinden dolayı 3.400,27 TL fiyat farkı faturası düzenlediklerini, ayrıca iade aldıkları ürünlerden hasarlı çıkanlar için 880,01 TL fatura düzenlediklerini ve sonuç itibariyle bu cari ilişkiden dolayı verilen çeklerden bu iade prosedürlerden dolayı müvekkilinin cari hesapta 16.792,70 TL alacaklı olduğunun davalı tarafça beyan edildiğini, ayrıca 31/03/2013 tarihli 10.000,00 TL’lik çekin müvekkiline iade edileceğini, 31/02/2013 tarihli 10.000,00 TL’lik çekten dolayı da 3.207,30 TL alacaklı olduklarından bu miktar paranın ödenmesi halinde çekin iade edileceğini bildirdiklerini, davalı şirketin 31/03/2013 tarihli çeki müvekkiline iade ettiğini, ancak 31/02/2013 tarihli çekin tamamını tahsil ettiğini ve müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı şirketin cevabi ihtarnamesinde belirttiği faturanın müvekkiline ulaşmadığını, böyle bir faturanın olmadığını, cevabi ihtarnamenin müvekkiline tebliğinden sonra kendi hesaplarında yapılan kontrolde müvekkilinin davalı şirketten aldığı malların toplamının 100.874,00 TL değil, 100.346,19 TL olduğunu ve iade ettiği malların ve faturaların toplamının ise 51.046,31 TL olduğunu tespit ettiğini, davalıdan alınan ürünlere karşılık yapılan toplam ödemenin 31/03/2013 tarihli çekin iade alınması sonucu 70.000,00 TL olduğunu, faturalardan doğan alacağının 51.046,31 TL olduğunu neticeten yapılan işlemlerden dolayı müvekkilinin cari alacağının 20.700,12 TL olduğunu beyanla, müvekkilinin davalıdan 20.700,12 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktarın davalıya keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin adresinin Denizli olmasından dolayı yetkili mahkemenin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiğinden yetki itirazında bulunduklarını, esastan ise müvekkilinin 2011 dönemi satın almalarından dolayı cari hesabında 34.566,66 TL borç bakiyesinin bulunduğunu, 2012-2013 dönemine ilişkin cevabi ihtarnamede 16.792,70 TL alacaklı olduğuna dair ibarenin iadeye dönük mallara ilişkin satın almalar ve iadelere ilişkin rakam olduğunu, 2011 döneminden intikal eden cari hesap alacağının dahil olmadığını, bu nedenle yanılgıya düşüldüğünü, malların kontrolü aşamasında iade faturası içeriğine dahil ve koli içinde bulunmayan ürünlerin tespit edildiğini, eksik çıkan mallara ilişkin 9.087,20 TL’lik 05/11/2012 tarih ve 199854 numaralı faturanın ilgili şirkete kesildiğini, iade gelen ürünlerden eksik çıkan veya promosyonlu gönderilen ürünlerde promosyon ürünün gönderilmesinden dolayı davacı firmaya 3.400,27 TL miktarlı 03/08/2012 tarih ve … numaralı silikon yastıklara ilişkin fatura kesildiğini, gelen mallar içinde … firmasında kalan müddet içinde hasara uğramış satımı mümkün olmayan ürünlerin tespit edildiğini, buna ilişkin 25/08/2012 tarih ve 880,01 TL faturanın kesildiğini, bahsi geçen ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin 16.792,70 TL alacaklı duruma geldiğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalı şirkete verilen çekler ile ödemesi yapılan ancak davalı şirketin kendileri ile çalışmak istememesi nedeniyle davalı şirkete iade edilen ürünlerden kaynaklanan 20.700,12 TL alacağın 19/12/2012 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep olunmuşsa da; Yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda bilirkişi …’nın 14/11/2014 tarihli raporunda belirtilen 7.332,64 TL2lik alacak kaleminin yerinde olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.332,64 TL’nin dava tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; müvekkilinin 2011 yılının sonunda davalı şirketin bayiliğini aldığını, taraflar arasında sözleşme imzalanmadığını, bayiliği alırken ilk etapta toplam 40.000,00 TL tutarlı, 30/08/2012 … – 31/12/2012 keşide tarihli 5 adet çeki davalıya verdiğini, bu çeklerin verilmesi üzerine davalının bayiliğe konu malların müvekkiline gönderdiğini, 2012 yılı Mart başında müvekkili tarafından 31/12/2012 … – 31/03/2013 keşide tarihli toplam 40.000,00 TL bedelli çeki davalıya verdiğini, 2012 yılı Mayıs sonunda ise, davalı temsilcisinin müvekkiline artık kendileriyle çalışmayacaklarını ve ürünlerin iade edilmesini istediğini, müvekkilinin davalıya ait toplam bedeli 51.046,31 TL olan 4 adet iade faturasını düzenleyerek kargo aracılığıyla davalıya gönderdiğini, yapılan görüşmede iadeden kaynaklanan alacağın mahsubu sonrasında fazla çeklerin müvekkiline iadesi konusunda da anlaşıldığını, ancak çeklerin iade edilmediği gibi tahsil edilmeye başlandığını, davalıya gönderilen ihtarnameye cevaben; davalının iade ürünlerde eksikler olduğunu ve promosyon ürünlerin gönderilmediğini belirterek 9.087,20 TL, 3.400,27 TL ve 880,001 TL’lik iade faturası düzenlediklerini belirtiklerini, 31/03/2013 tarihli 10.000,00 TL’lik çekin iade edildiğini ancak 31/02/2013 tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin ise tamamının tahsil edildiğini, belirtilen iade faturalarının müvekkiline hiçbir tarihte gönderilmediğini ancak dava tarihinden sonra Denizli … Noterliğinin 26/02/2014 tarihli ihtarnamesi ile gönderilmiş ise de, müvekkili tarafından faturalara itiraz edildiğini, Davalıdan 100.346,19 TL alış yapıldığını, 51.046,31 TL iade yapıldığını, bu miktar düşüldüğünde net alışın 49.299,88 TL olacağını, davalı tarafça tahsil edilen çeklerin 70.000,00 TL olduğunu bu nedenle müvekkilinin 20.700,12 TL yönünden alacaklı olduğunu, müvekkilinin 2012 ve 2013 yıllarına ait ticari defterlerinin tasdiklerinin mevcut olduğunu, Ek raporda 1.501,44 TL’lik fatura ile ilgili olarak davanın uzamaması için yazılı ve sözlü beyanlarda 1.501,44 TL’lik faturanın içeriğinin kabul edildiğini, mahkemenin davanın kısmen kabule karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir. Davalı vekili istinaf isteminde özetle; yetkili mahkemenin Denizli Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmemesinin hatalı olduğunu, Davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının ve davacı lehine delil vasfı olmadığının bilirkişi raporunda belirtildiğini, Müvekkili tarafından davacıya ısrarla üç kez gönderilen iade faturalarının davacı tarafça ısrarla teslim alınmadığını, bu hususun kargo tutanaklarında da yer aldığını, davacının kötün niyetli tutum sergilediğini, raporda da dosyadaki kargo tutanağına göre iade faturasının kabul edilmediğinin belirtildiğini, müvekkilinin davacıya borcunun 2.512,42 TL olduğunu, mahkemenin fazla miktara hükmetmesinin hatalı olduğunu, Davacının 1.501,44 TL tutarlı fatura ve içeriğinin açıkça sonradan ikrar ettiğini, raporda davacının 7.332,64 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, kabul edilmemekle birlikte raporun dikkate alınması halinde 1.501,44 TL’nin bu miktardan düşülmesi gerektiğini, Davalıya ödeme hususunda hiçbir bildirim yapılmamış olmakla müvekkili aleyhine dava tarihinden itibaren fahiş miktarda faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Davacı tarafın istinaf isteminin yerinde olmadığını, ısrarlı gönderimlere rağmen faturaları tebliğ almayan davacının kötüniyetli tutumunu kargo tutanakları ve rapor ile açık olduğunu, ihtarnamede belirtilen tutarın 2011 yılından intikal eden cari hesap alacağının dahil olmadığını, burada kastedilenin iadeye yönelik mallara ilişkin satın almalar ve iadeye ilişkin bir rakam olduğunu ve cevap dilekçesinde bu hususun ayrıntılı olarak açıklandığını belirterek ilk derece mahkemesinin öncelikle yetki yönünden olmadığı taktirde esas yönünden kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı her iki taraf vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekili, yetki itirazının reddine karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuş ise de; ilk derece mahkemesince TBK’nın 89. maddesi gereğince yetki itirazının reddine karar verilmesi yerindedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporlarına göre; davacı tarafça kesilen 25/06/2012, 26/06/2012 ve 06/08/2012 tarihli iade faturaları davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup bu husus taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacının defterinde kayıtlı olmayan davalı tarafın iade faturaları yönünden yapılan değerlendirmede ise; 25/06/2012 tarihli 28.800,00 TL bedelli, 26/06/2012 tarihli 17.402,31 TL bedelli faturalara ilişkin TTK’nın 23. maddesinde yer alan sürelerden sonra 03/08/2012 tarihinde 3.400,27 TL iade faturasının düzenlendiği, davacı tarafça 06/08/2012 tarihinde tanzim edilen 4.625,01 TL ve 219,00 TL bedelli iade faturalarından sonra davalı tarafça 24/08/2012 tarihinde 880,01TL bedelli, 05/11/2012 tarihinde 9.087,20 TL bedelli faturaların kesildiği, dava tarihine değin iade konusu ürünler ve faturaların davacıya usulüne uygun şekilde teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda somut olayda, davacı tarafça keşide edilip davalı defterinde kayıtlı olan iade faturalarına karşı davalı tarafça keşide edilip davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olmayan ve kabul edilmeyen 13.367,48 TL’lik 3 fatura yönünden ispat yükü davalıdadır. Davalı tarafça kesilen iade faturalarının eksik mal, hasarlı mal ve promosyonların gönderilmesi nedenine dayandığı bu durumda eksik ve kusurlu mal iddiası yönünden teslim alınan mallar yönünden süresinde faturalara itiraz edilmediği, sözleşmenin feshi halinde promosyonların iade edileceğine ilişkin taraflar arasında yazılı bir anlaşma yahut yerleşik bir teamül oluştuğu hususunun ispatlanamadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davalı tarafça kesilen iade faturalarının davacının alacağından mahsup edilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı tarafça yargılama sırasında kabul edilen 1.501,44 TL’lik fatura davalı defterinde kayıtlı olup davalı tarafın ticari defter incelemesine ilişkin 15/04/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı kendi defterlerine göre davacıya 6.954,77 TL borçludur. Bu durumda 6.954,77 TL’ye davalı tarafça kesilen 3 adet fatura (eksik mallara ilişkin 3.400,27 TL, hasarlı mallara ilişkin 880,01 TL, promosyon ürünlerin gönderilmemesine dayalı 9.087,20 TL) olmak üzere 13.367,48 TL eklendiğinde davacının talebinin toplam 20.322,25TL yönünden kabulü gerekir iken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. Faiz yönünden yapılan incelemede ise; dosyada dava konusu alacağın ödenmesine ilişkin davacı tarafça gönderilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığı, davacı tarafın sunduğu ihtarnamenin çeklerin iadesine ilişkin olduğu dikkate alındığında faiz başlangıcı yönünden dava tarihinin esas alınması ve avans faizine hükmedilmesi yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin REDDİNE 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2017 gün ve 2013/332 Esas, 2017/91 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 20.322,25TL’nin dava tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -Alınması gereken 1.388,21 TL harçtan peşin alınan 353,55 TL harcın mahsubu ile 1.034,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, -Davacı tarafça yatırılan 353,55 TL peşin harç ile 24,30 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı tarafından yapılan 1.329,00 TL yargılama giderinden (1.200 TL bilirkişi ücreti, 129,00 TL tebligat, müzekkere masrafı) davanın kabul oranına göre 1.304,67 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, -Davalı tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranına göre 1,24 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye masrafın davalı üzerinde bırakılmasına, -Davacı kendisini vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalı kendisini vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 13/2 maddesi gereğince reddedilen dava değeri dikkate alınarak 377,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf talebi reddolunduğundan davalı taraftan alınması gereken 1.388,21 TL harçtan peşin alınan 125,23 TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 1.262,98 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 8,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 94,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.